Notes

Suçlanan savcı Çimen: Bu şerefsizliktir
Hükümet medyasının 7 bin kişiyi dinlemekle suçladığı savcılar, haklarındaki iddiaları ağır bir dille yalanladı. Savcı Adem Özcan, haberdeki bilgilerin doğru olmadığını belirtirken, Savcı Adnan Çimen de art niyetli ve asılsız haberle ilgili HSYK’dan dosyanın incelenmesi için müfettiş talep etti. Çimen, “Dinlendi denilenlerden bir tanesi bile dosyada yer almıyordu. Hepsi yalan. 7 bin kişinin dinlenebilmesi mümkün mü ya? Şerefsizliktir bu.” dedi.
http://www.zaman.com.tr/gundem_suclanan-savci-cimen-bu-serefsizliktir_2201724.html


Gülen'in avukatı: Bunlar kara propaganda metodu
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin avukatı Nurullah Albayrak, 7 bin kişinin dinlendiği iddialarının kara propaganda amacı taşıdığını söyledi. Hocaefendi ve Camia’nın günah keçisi ilan edildiğini vurgulayan Albayrak, şu açıklamayı yaptı: “Akla ve mantığa uygun olmayan bu iddianın öncekiler gibi sadece miting meydanlarında kullanılmaya yönelik olduğu çok açıktır. Bu durum, toplumda oluşturulmaya çalışılan kin ve düşmanlığı daha fazla tahrikten başka bir işe yaramayacaktır.”
http://www.zaman.com.tr/gundem_gulenin-avukati-bunlar-kara-propaganda-metodu_2201692.html

Yüzyılın manşet sahtekârlığı
7 bin kişi ‘Selam örgütü’ isimli bir soruşturmada dinlenmişti. Yeni Şafak’ta ise aynı haberde, Selam Örgütü ile Gezi, yolsuzluk ve rüşvet gibi soruşturmalar da bahane edilip dinlemeler yapıldığı yazıyordu. Bu kadar ağır itham, iddia, önemli isimleri içeren haberde, olması gereken en önemli belge, -yine 2 gazetenin mantığına göre- ‘yasal dinleme kılıfı’ olan mahkeme kararı olmasıydı. Değil 7 bin kişi, 7 kişiye ait bile dinleme kararı konulmamış.
http://www.zaman.com.tr/gundem_yuzyilin-manset-sahtekarligi_2201725.html


BU ANDICIN HESABI SORULSUN
Hükümete yakın iki gazetenin gündeme getirdiği dinleme iddiası, yalan haberlere andıç yöntemlerinin de eklendiğini ortaya koydu. Hukuk tekniğine göre mümkün olmamasına rağmen tek dosyada 7 bin kişinin dinlendiği ileri sürüldü. Dosyayla ilgisi olmayan farklı kesimden binlerce kişi dinlenenler arasında gösterildi. Suçlanan savcılar iddiaları kesin bir dille yalanladı.
http://www.zaman.com.tr/gundem_bu-andicin-hesabi-sorulsun_2201723.html

ERDOĞAN'DAN TELEFON TRAFİĞİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Libya Başbakanı Ali Zeydan ve BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile bu akşam saatlerinde birer telefon görüşmesi yaptı. EROĞLU, KIBRIS MÜZAKERELERİNİN GİDİŞATI HAKKINDA BİLGİ VERDİ Başbakan Erdoğan'ın da Derviş Eroğlu'na, adadaki sorunun çözümü için Türkiye'nin yapıcı katkılarının önümüzdeki dönemde de devam edeceğini belirttiği öğrenildi.
http://www.zaman.com.tr/politika_erdogandan-telefon-trafigi_2201731.html

EGM'den çarpıcı rapor: PKK 7 ilde 'şehitlik' kurdu
Bölücü terör örgütü PKK/KCK’nın Doğu ve Güneydoğu’da ölen mensupları için sözde ‘şehitlik’ kurmaya devam ettiği ortaya çıktı. Örgütün 7 ilde 10 terörist mezarlığı oluşturduğu, 6 ilde daha 8 şehitlik yapımını sürdürdüğü belirlendi. Halen Şırnak, Van, Tunceli, Bitlis, Bingöl ve Batman’da 8 adet terörist mezarlığı yapımı çalışmaları sürdürülüyor.
http://gundem.bugun.com.tr/carpici-rapor-haberi/989106


Yolsuzluk operasyonu sonrası atılan adımlara kamuoyundan tepki
İstanbul merkezli yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından hükümet tarafından atılan adımlar kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı. Emniyet ve yargıdaki görevden almaların ardından internet, ÖYM, HSYK ve MİT yasa değişiklikleri ise adeta sıkıyönetim günlerini hatırlattı.
BANKACILIK SEKTÖRÜNE DARBE - ADLİ KOLLUK YÖNETMELİĞİ - BASINA EMNİYET YASAĞI - TEKME TOKAT KANUN - HSYK ÖNCE ÜYELER SONRA KANUN DEĞİŞTİ - HSYK BA­KA­NA BAĞ­LAN­DI - SANSÜRLÜ iNTERNET - DERSHANELER KAPATILIYOR MEB SiL BAŞTAN DEĞiŞiYOR - MİT’E SONSUZ YETKi -
http://gundem.bugun.com.tr/sikiyonetim-gunleri-gibi-haberi/989175


BDP'den gündemi sarsacak seçim vaadi
Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) yerel seçim vaatleri arasında ‘belediye ya da sivil toplum kuruluşlarının açacağı özel kurslarda sertifikalı Kürtçe eğitime başlanması’ yer alıyor. Demirtaş “AKP ya­sal ve ana­ya­sal de­ği­şik­lik ya­par­sa iyi olur. Yap­maz­sa biz yay­gın­laş­tı­ra­rak sür­dü­re­ce­ği­z” de­di. De­mir­ta­ş’­ın, bu eği­tim so­nun­da ser­ti­fi­ka ve­ri­le­ce­ği­ni be­lir­te­rek, “Bu ser­ti­fi­ka­la­rı al­ma­mış olan­lar iler­de böl­ge­de iş bul­ma ko­nu­sun­da sı­kın­tı ya­şa­ya­bi­lir­le­r” de­me­si dik­kat çek­ti.
http://gundem.bugun.com.tr/demirtas-isareti-verdi-haberi/989117

Mısır Türk ürünlerini gümrükte imha ediyor
Mısır’daki darbe sonrası işbaşına gelen yeni yönetimle Türkiye arasında yaşanan siyasi gerilim, Türk ihracatçıları vuruyor. Mısır gümrük kapılarında Türk mallarına engellenmeye başlandı.
http://ekonomi.bugun.com.tr/turk-mallarina-ambargo-haberi/989065

Ayakkabı kutularındaki 4,5 milyon dolar iade edildi
Başbakan Erdoğan, AkP'li milletvekilleri ile toplantısında 17 Aralık Operasyonu kapsamında gözaltına alınıp serbest bırakılan Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'a dair bir bilgiyi de paylaştı. Aslan'ın evinde bulunan 4 buçuk milyon doların iade edildiğini açıkladı.
http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/ayakkabi-kutularindaki-45-milyon-dolar-iade-edildi-haberi-88445

'Kayıtlarda ekleme yok'
Bir dönem Mesam başkanlığı da yapan müzisyen ve ses mühendisi Attila Özdemiroğlu, Başbakan Erdoğan ve Bilal Erdoğan arasında geçen telefon görüşmelerinin kayıtlarını analiz etti ve kayıtlara herhangi bir ekleme yapılmadığını belirtti.
http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/kayitlarda-ekleme-yok-haberi-88439

CHP: Hükümet gayrımeşrudur, istifa etmelidir
Bu akşam yayınlanan ses kayıtlarının ardından olağanüstü toplanan CHP MYK toplantısı sırasında basına açıklama yapan Haluk Koç, hükümete istifa çağrısında bulundu.
Koç "Hırsızlık ve rüşvet olaylarının altında ezilen bir Başbakan şu andan itibaren istifa etmek zorundadır. Türkiye bu kirle yükle yoluna devam edemez. Pislik örtülmek istenmektedir. Kirlilik örtülmek istenmektedir. Başbakan kendisine ulaşılmasını engellemek istemektedir. Bu hükümet bu saatten itibaren meşruiyetini yitirmiştir" dedi
http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/chp-hukumet-gayrimesrudur-istifa-etmelidir-haberi-88438

'Utanç Davası'nda utandıran karar
Sakarya’da 'utanç davası' olarak bilinen 14 yaşındaki kız çocuğuna 28’i çocuk toplam 34 kişinin cinsel istismarda bulundukları iddiasıyla açılan dava bugün sonuçlandı. Davada sadece bir kişi hapis cezası aldı. Sanık emniyet müdürünün avukatı davanın cemaatin kurduğu bir komplo olduğunu savundu.
Mahkeme davanın tek tutuklu sanığı polis müdürü N.Ş.'yi iki suçtan toplam 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırırken, tutuksuz yargılanan öğrencilere verilen 5 yıl 4 ay hapis cezası ise hükmün açıklanması geri bırakılarak 5 yıl erteledi.
http://haber.sol.org.tr/kadinin-gunlugu/utanc-davasinda-utandiran-karar-haberi-88421




Sıkıyönetimin son tuğlası
Türkiye, 7 bin kişinin dinlendiği iddialarını tartışırken, komisyondan geçen MİT tasarısıyla, ülkedeki bütün dinlemeler tek bir hakime bağlandı. Artık iktidarın ‘tehlikeli’ gördüğü herkes dinlenebilecek.
On beş maddelik MİT Kanun teklifi, TBMM İçişleri Komisyonu’nda pazar gece yarısı, AKP’lilerin verdiği dokuz önerge sonucu yapılan değişikliklerle kabul edildi. Cuma günü de Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek olan kanun tasarısında yapılan değişikliklerle MİT’e dokunan yanacak.
http://www.taraf.com.tr/haber-sikiyonetimin-son-tuglasi-149119/
Böcek zanlısı El Kadı’nın koruması çıktı
Başbakan Erdoğan’ın Ankara’daki evinde bulunan dinleme cihazıyla ilgili suçlanan S.D’nin, o tarihte Yasin El Kadı’yı korumakla görevli olduğu belirlendi.
2011 yıllından bu yana Ankara’yı meşgul eden böcek soruşturması Büyük Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması’ndan sonra yeniden gündeme getirildi.
http://www.taraf.com.tr/haber-bocek-zanlisi-el-kadinin-korumasi-cikti-149112/
Ankara’yı gördü fasıldan vazgeçti
Hollande, Ankara ziyaretinde, Fransa’nın engellediği 17. fasılın açılması için söz verecekti.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Türkiye’nin açılması için yedi yıldır beklediği 17. fasıldaki vetoyu kaldırmaktan vazgeçti.
http://www.taraf.com.tr/haber-ankarayi-gordu-fasildan-vazgecti-149122/
Başbakanlık neden korudu
CHP’Lİ Atille Kart, El Kadı’nın, 3’ü yasaklı olduğu dönem dahil 4 kez Türkiye’ye gelip Erdoğan’la görüştüğünü söyledi. “El Kadı’ya Başbakanlık koruması neden verildi? Dolmabahçe’de hangi konular görüşüldü” diye sordu
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Suudi Arabistanlı işadamı Yasin el Kadı’nın Türkiye’ye girişinin kısıtlı olduğu dönem dahil Başbakan Tayyip Erdoğan ile 4 kez görüştüğünü belirterek, “Yasin el Kadı, MİT, Başbakan ilişkileri, Susurluk benzeri ilişkilerden de öte vahim unsurlar içermektedir” dedi.
http://www.taraf.com.tr/haber-basbakanlik-neden-korudu-149115/
Tayyip Erdoğan’dan Bilal Erdoğan’a: Operasyon var paraları evden çıkar
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında 17 Aralık günü gerçekleştiği iddia edilen telefon görüşmelerinin kayıtları internete düştü.
Kayıtlarda Tayyip Erdoğan olduğu ileri sürülen kişi, Bilal Erdoğan olduğu ileri sürülen kişiye, dönemin bakanlarının çocuklarına operasyon yapıldığı haberini vererek "evdeki paraları sakla" talimatı veriyor.
http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/34571-tayyip-erdogandan-bilal-erdogana-operasyon-var-paralari-evden-cikar.html
PKK/BDP’den sertifika almayan iş bulamayacak!
BDP yöneticileri peş peşe özerklik açıklaması yaparken Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş da yerel seçimlerden sonrası yol haritası hakkında bilgi verdi.
BDP yöneticileri peş peşe özerklik açıklaması yaparken Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş da yerel seçimlerden sonrası yol haritası hakkında bilgi verdi. Demirtaş, Taraf gazetesine yaptığı açıklamada, “Anadilde kitaplar basacağız, anadilde okullar açacağız. Sınıflarda çocuklarımıza matematik, kimya, fizik dersi anadillerinde verilecek. Biz Ankara’dan gelip sorunlarımızı çözmelerini beklemiyoruz. Demokratik özerklik dediğimiz budur. Güçlü hükümet değil, güçlü yerel yönetim bu ülkenin ihtiyacıdır” dedi.
http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/34582-pkkbdpden-sertifika-almayan-is-bulamayacak.html
Abdüllatif Şener: O ses Başbakan Erdoğan'a ait, tereddüt yok
Abdüllatif Şener, Başbakan Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği ileri sürülen ses kaydı hakkında konuştu.
AKP ’nin kurucu isimlerinden Abdüllatif Şener, Başbakan Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ve internete düşen ses kaydı hakkında "Sesin Başbakan'a ait olduğuna dair tereddütüm yok" dedi.
http://www.radikal.com.tr/politika/abdullatif_sener_o_ses_basbakan_erdogana_ait_tereddut_yok-1178376
Urla’daki villa skandalında yeni gelişme
Latif Topbaş ve Oğuzhan Boyacı’nın telefon görüşmesi sızdı
Boyacı, Topbaş’a “Urla’daki arazinizi SİT kapsamından çıkaracak raporu 6 üniversite görevlisi hazırladı” diyor. İşadamı 130 bin lira vermeyi onaylıyor.
http://sozcu.com.tr/2014/gundem/urladaki-villa-skandalinda-yeni-gelisme-462068/

YAZARLAR

TAHA AKYOL
Suç şüphesiyle telefon dinlemeyi düzenleyen CMK 135-137 maddeleri kâğıt üzerinde kalmıştır. Bu maddelere göre en azından “kuvvetli suç şüphesi” bulunması ve telefon dinleme dışında “başka surette delil elde edilmesi imkânının bulunmaması” şarttır. Suçun bulunmadığı görüldüğünde dinleme kayıtlarının imha edilmesi ve kişilere bildirilmesi de gerekirdi. Bu kurallara uyulmayarak açıkça kanun ihlal edilmiştir. Yargıda telefon dinleme konusunda öylesine bir özensizlik vardır ki, İzmir’de bir hâkim, kendi telefon numarasının da bulunduğu bir listeye dinleme izni vermişti! Kanuna göre telefonu dinlenilecek kişinin sahih kimliği belirtilmelidir. Halbuki MİT’in sahte isim göstererek Mehmet Altan’ı dinlemiş olması gibi örnekler de vardır. Fakat bu son olay, özensizlikten ziyade organize davranış izlenimi uyandırıyor; çok daha ciddidir, ağırdır.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25885418.asp

NAZLI ILICAK
"Dinleme kararını, uyuşturucu dosyası sebebiyle dönemin İstanbul Başsavcısı Mustafa Çavuşoğlu almış." Peki paralel komplo tezi çöktü mü? Orası pek anlaşılmıyor. Star'ın haberine göre, dinleme kararını Çavuşoğlu almış ama soruşturmayı Beyaztaş yürütmüş. Oysa Beyaztaş, İhsan Barutçu'yla ilgili soruşturma yürütmediğini beyan ediyor. 1) Beyaztaş'ı hangi bilgi ve bulguya göre paralel savcı sayıyorsunuz? 2) Dinleme kararını alan Mustafa Çavuşoğlu da paralel mi? (Haberde bu husus belirtilmiyor.) 3) Aslında dinleme kararını savcı değil hâkim aldığına göre, bir de "paralel hâkimlerin" isimlerini rica edelim. 4) Haydi İhsan Barutçu'nun, dinleme kararı sebebiyle namahrem ilişkileri tespit edildi ve paraleller tarafından kumpasa düşürüldü. Ya kasetleri ortaya çıkan diğer 9 MHP'li? Onlar hakkında da "paralel savcılar" tarafından alınan izleme kararları mevcut muydu? Böyle bir karar yoksa kimin eliyle kumpasa düşürüldüler?
http://www.bugun.com.tr/keser-doner-sap-doner-yazisi-989214

EMRE USLU
Böcek olayından sonra Başbakanlık’ta idari soruşturma başlatılmış. Ocak 2012’de başlatılan soruşturmadan bir sonuç çıkmamış. Soruşturma kapsamında birçok memurun ifadesinin alındığı, ancak böceği koyan hakkında kesin bir delil bulunamadığı belirtiliyor. Delil bulunamayınca soruşturmanın rafa kaldırlıdığı ancak Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması’yla birlikte yeniden raftan indirildiği belirtiliyor. Böcek soruşturmasına adının karıştırıldığı iddia edilen A.T.’nin ne idari soruşturmada ne de adli soruşturmada, sanık veya tanık olarak ifadesine başvurulmadığı belirtiliyor. Soruşturmada adı geçen S.D.’nin ise o dönem başlatılan idari soruşturma kapsamında ifadesinin alındığı, ancak böceğin S.D. ile irtibatlandırılmasını sağlayacak kadar önemli bir kanıta ulaşılamadığı belirtiliyor. S.D.’nin Başbakan’ın ofisinde böceğin bulunduğu tarih olan Aralık 2011’de İstanbul’da Başbakan’ın çok yakın bir arkadaşını korumakla görevli olduğu kaydediliyor. Konuştuğum Başbakanlık kaynakları Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu sonrasında böcek soruşturmasının yeniden raftan indirilmesinin S.D.’nin İstanbul’daki görevi nedeniyle olduğunu düşünüyor. Zira Başbakan’ın ofisinde böceğin bulunduğu tarihte S.D.’nin Başbakan’ın yakın arkadaşı Yasin el Kadı’yı korumakla görevli olduğu, Kadı’yı Sudi Arabistan’dan özel uçakla alıp Türkiye’ye getirdiği, Kadı’nın İstanbul’da bulunduğu 6 aylık süre içerisinde en yakınında olduğu, Kadı’nın MİT Müsteşarı dahil yaptığı bütün kritik görüşmelerin yakın tanığı olduğu belirtiliyor. İddiaya göre S.D.’nin el Kadı hakkında yapılan soruşturmada savcının ifadesine başvuracağı kişiler arasında olduğu, bu nedenle S.D.’nin böcek soruşturmasıyla irtibatlandırılıp Yasin el Kadı hakkında vereceği bilgilerin önüne geçilmeye çalışılıyor.
http://www.taraf.com.tr/yazilar/emre-uslu/bocekteki-gizem/28978/


ESER KARAKAŞ
Bir dizi başlıyor, herkesin beğenileri farklı farklı olabilir, izlemeye başlıyorsunuz, hoşunuza da gidiyor, başkalarının, çoğunluğun da hoşuna gitmiyor olabilir, iki, üç, dört dizi izliyorsunuz, zamanınızı buna ayırıyorsunuz, başka bir özgür zaman kullanım tercihi yerine, bir diziyi izlemeyi tercih ediyorsunuz. Ama, dördüncü haftanın sonunda bir bakıyorsunuz, reytingler çok iyi değilmiş diyorlar ve diziyi yayından kaldırıyorlar. Böyle saygısızca bir yayın politikası olamaz. Bu meselenin piyasa ekonomisi ile falan hiç ilgisi yok, tüketici tercih etmedi diye başlatılan bir diziyi hiçbir kanal yönetiminin belirlenen sayı tüketilmeden yayından kaldırmaya hakkı olamaz, en hafif deyimiyle tüketiciye büyük saygısızlıktır, hatta hırsızlıktır. Hırsızlık diyorum zira belirli bir diziyi izlemeye başlayan, zaman ayıran insanların zamanı çalınmaktadır. Okumaya başladığınız bir romanın birileri tarafından kitabın yarısında elinizden zorla alınması gibi bir şey.
http://haber.stargazete.com/yazar/biraz-da-rtuku-televizyonlari-konusalim/yazi-848041


EYÜP CAN
HSYK inceleme başlatmış. Cevabı bulmak hiç de öyle zor değil. Madem iki savcı 3 yıllık bir süreçte 7 bin kişiyi Selam Terör Örgütü soruşturması kapsamında mahkeme kararıyla dinledi deniliyor… İhtiyacımız olan tek belge. O savcıların imzasını taşıyan mahkeme izin belgeleri… Dün gün boyu o belgenin peşinde koştuk. Henüz bulamadık. Buradan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’na bir çağrı yapıyorum: Sayın Salihoğlu, madem uyduruk bir örgüt soruşturmasıyla sizi bile dinlemişler lütfen şu mahkeme kararını kamuoyu ile paylaşın, gerçekten kimmiş bu asrın telekulak skandalına imza atanlar hep beraber ibretle izleyelim. İzlemekle kalmayıp hep beraber hukuk önünde hesap soralım… Kim bu telekulak, kimlerin imzası var o dinleme kararlarının altında lütfen açıklayın…
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/eyup_can/kim_bu_telekulak-1178360

SAYGI ÖZTÜRK
Dinleme kararı için başvuran birimler açıkça mahkemeyi de yanıltıyor. Telefon IMEI numarası üzerinden ya da “terörist Ahmet, Mehmet diye biri” denilip siyasetçi, bürokrat, gazeteci, yargı mensubunun dinlenildiğini Allah aşkına hükümet yetkilileri yeni mi öğreniyor? Şimdi ne mi olacak? İsimleri, telefon numaraları gazetede yayınlananlar devlet aleyhine tazminat davası açacak. Tazminatları da devlet tıpış tıpış ödeyecek. Daha önce dinlendiklerini gerekçe gösterip devlet aleyhine dava açan 81 kişiye 980 bin lira tazminat ödenmesi öngörülmüştü. Bu ödemelerin dinleyenlere ödetilmesi kabul edilmemiş, ödemeyi İçişleri Bakanlığı yapmıştı. Sonuçta, dinleme kararını veren mahkeme, dinleyen Emniyet… Peki, buralarda görev yapanlar yasa dışı işlere karışıyorsa, onunla mücadele etmesi gerekenlerin 12 yıldır uyudukları ya da bilerek bunlara göz yumdukları anlaşılıyor.
http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/saygi-ozturk/karari-veren-de-dinleyen-de-akp-doneminde-alindi-462074/

BÜLENT KORUCU
TİB Başkanı, hükümetin çok güvendiği ve Ankara Cumhuriyet Başsavcısı yaptığı Fethi Şimşek. İki savcının üzerine yıkılıp çıkılabilecek bir iş değil. (Kaldı ki iki savcı da iddiaları sert biçimde yalanladı.) İmza atan yargıçlar ve uygulayan TİB yetkilileri hepsi okkanın altına girer. Bu gazeteciler hukuk bilmediği gibi matematikten de nasipsiz. Yedi bin kişi, 20 görüşme yapsa, günde 140 bin konuşma eder; on binlerce saat demek. Ayıklayıp tasnif etmek için nasıl bir ordu çalıştırmak gerektiğini düşünebiliyor musunuz? Bilgisayarla yapılabilir demeyin. Zira ortak paydaları olan az sayıda insana uygulayabilirsiniz, ama yedi bin ‘benzemez’e hangi ortak kelime bulacaksınız? Mesela ‘villa’, ‘ihale’ kelimelerini seçseniz hep aynı kişiler çıkar. Kalan 6 bin 950 kişiyi boşuna dinlemiş olursunuz. Haberdeki başka bir çelişki ise ‘gizlice yapıldı’ iddiası. UYAP numarasını yazıp, yeni savcıya devredilen 125 klasörden bahsettiğinizde yalanınızın üstü açık kalıyor.
http://www.zaman.com.tr/bulent-korucu/yedi-bin-kisiyi-dinlemenin-dayanilmaz-sacmaligi_2201655.html

Mümtazer Türköne
Mafya ile MİT arasında ne fark olmalı?
Başlıktaki soruya açık bir cevap verelim: Şayet 2937 sayılı MİT Kanunu, önceki gün İçişleri Komisyonu'nda formüle edildiği şekilde değişirse, işte o zaman MİT ile Mafya arasında hiçbir fark kalmayacak. Racon kesen, racona uymayan kafaları kopartan mafya babası veya devlet içindeki çetenin reisi kim? Bu durumda Başbakan oluyor. Artık ihalelerden komisyon almasına, bu komisyonları havuzlarda toplamasına, bu havuzlardan medya karteli oluşturmasına gerek yok. Racon kesilecek, iki MİT görevlisi gidip haracı toplayacak, dinlemeyenlerin kafası kopartılacak. Nasıl olsa bütün bilgilere ulaşma imkânları var. Tehdit, şantaj, diz kapağından veya topuğundan vurmak ve belki de operasyonel yetkileri ile bir yurtdışı bağlantı iddiasıyla gözaltına almak ve sonra cesedini bir çukura bırakmak. Bir yığın şahit, bir yığın görüntü bir işe yarar mı? Başbakan'ın emri ile yapılan icraata, Başbakan hiç soruşturma izni verir mi? "Başbakan böyle şeyler yapmaz" diyebilirsiniz. "Oğlunu tutuklayacaklar" dendiği zaman hangi baba, siyasî hayatı sona erdiğinde hangi lider elindeki imkânları sonuna kadar kullanmaz?
http://www.zaman.com.tr/mumtazer-turkone/mafya-ile-mit-arasinda-ne-fark-olmali_2201645.html



İhsan Dağı
Devletin sopası var mı?
Olmuyor, işte. Mağdurlardan demokrat olmuyor. Her mağdur iktidara geldiğinde devletin sopasını, baskı ve zulüm mekanizmasını kendi ellerine alıyor. Baskı altındayken demokrat ve özgürlükçü, iktidar olunca otoriter... Devletçilikte kimse yarışamıyor onlarla; devlet aklı diyorlar, devletin âli çıkarları, devletin bekası... Halk yok, birey zaten ağza alınmaz. Her şey devlet için, çünkü devlet artık bizim!
Birinin demokrat olup olmadığını iktidara oturduğunda anlayabiliyorsun ancak. Deniyorsun, değilse hayal kırıklığı yaşıyorsun, umudunu kaybediyorsun. ‘Denenmemiş' demokrat buluyorsun, bir de onu deniyorsun. Yine aynı. Halkın desteğiyle devlete çıkan halkın tepesine biniyor.
Yani devlet el değiştiriyor ama işlevi, yöntemleri aynen devam ediyor. Bağırıyor, hakaret ediyor, iftira atıyor, fişliyor, gizlice dinliyor, atıyor, sürüyor. Birey yok, onun özgürlükleri, özel hayatı yok sayılıyor.
Çoluk çocuk
http://www.zaman.com.tr/ihsan-dagi/devletin-sopasi-var-mi_2201646.html


Yılmaz özdil
Tayyip Erdoğan güya Devlet Bahçeli’ye hakaret etti, çoluk çocuk nedir bilmez dedi.
Atatürk’ün durumunu izah etti; bana kalkıyor, başka yerden örnek veriyor, Gazi Mustafa Kemal’i veriyor, Gazi Mustafa Kemal çoluk sahibi olmuştu, çocuk sahibi olmamıştı, git iyi öğren dedi. ürk Dil Kurumu’nun internet sitesine girin, sözlükler bölümünden, Büyük Türkçe Sözlük’ü tıklayın, çoluk kelimesini arayın lütfen.
Çoluk, hindi demektir. Bazı yörelerimizdeki manası ise.. Öküzleri bağlamak için boyunlarına geçirilen U şeklindeki ağaç dalı’dır.
Cümle içinde kullanırsak... Tayyip Erdoğan, Atatürk’ün durumunu izah etti, Gazi Mustafa Kemal hindi sahibi olmuştu, çocuk sahibi olmamıştı, git iyi öğren dedi. eya...
Tayyip Erdoğan, Atatürk’ün durumunu izah etti, Gazi Mustafa Kemal öküz bağlamak için boyunlarına geçirilen U şeklindeki ağaç dallarının sahibi olmuştu, çocuk sahibi olmamıştı, git iyi öğren dedi. Böylece... Tarihimizi ne kadar iyi bildiğini biliyorduk, Türkçemize de ne kadar hâkim olduğunu öğrenmiş olduk. Başbakanımıza boşuna fahri doktora vermiyorlar. Komple Harvard’ı verseler az yani.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25885258.asp

Ahmet hakan
Telefonumu dinlediler diye ağlaşan iktidara bir çift söz
Dün iktidara yakın iki gazete “telefon rehberi” gibi çıktı. Yüzlerce isim... Yüzlerce telefon numarası...
İki gazetenin de söylediği şu: “Paraleller herkesi dinliyormuş. Bizi bile!” İyi de biraderler!
Bu “Paralel Yapı” dediğiniz yapı, savcı marifeti, yargıç kararı ve polis operasyonuyla başkalarını dinlerken ve o dinlemeler aracılığıyla başkalarını bozuk para gibi harcarken...Siz ne yapıyordunuz?
“Vallaha billaha hiç haberimiz yoktu” mu diyorsunuz? Kusura bakmayın ama gerçekten de haberiniz yoktu ise...
Size değil devlet, leblebici dükkânı bile emanet edilemez.
Biz “Telefonlar dinlenmesin” dedikçe...
Biz “Yapmayın, etmeyin” dedikçe...
Biz “Uzun kulaklık yapmak ahlaksızlıktır” dedikçe...
Sizin Binali Yıldırım Bey’iniz...
“Ne o? Saklınız, gizliniz mi var? Yasadışı işler mi çeviriyorsunuz? Gizlin saklın yoksa niye korkuyorsun kardeşim telefonunun dinlenmesinden?” diyordu.
Onu nereye koyacağız?
MİT’i hâkim kılmayın, demokrasiyi getirin
BUGÜN varsınız, yarın yoksunuz.
Bugün işbaşında siz varsınız, yarın başkaları...
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25885320.asp



CÜNEYT ÖZDEMİR
Cemaat operasyonu için geri sayım
Emniyetçilerin MİT'çileri tutukladığına şahit olmuştuk. MİT'çilerin Emniyet istihbaratçılara operasyon yaptığını görürsek şaşırmayın.
Geceyarısı torba yasalarla apartopar Meclis'ten geçirilen MİT, TİB ve HSYK yasalarına tek tek baktığımızda detayların içinde kaybolup gidebiliriz. Oysa ‘moda tabiri’yle büyük resme baktığımızda hükümetin yeni bir hukuki sürecin altyapısını kurduğunu görüyoruz. Bu altyapı bir sacayağının üzerine kuruluyor. Eğer bunlardan herhangi biri eksik olursa üzerine inşa edilmek istenen operasyon süreci çalışmaz. Bütün bu yasal değişiklikler bizlere tek bir şeyi söylüyor: Hükümet cemaate yönelik operasyonunun hukuki altyapısını kuruyor. Şu andaki sistemde hükümet istediği kadar binlerce kişinin yerini değiştirsin cemaate yönelik bir operasyona ‘devlet memurlarını’ iknada zorlanabilirdi.
Mit–emniyet istihbarat savaşı
Bu değişikliklerde en çok tartışılan kuşkusuz MİT’in yeni görevleri, sorumlulukları ve yetkileri... Oysa asıl tartışılması gereken bütün bu yetkilerin sorumlulukların ve görevlerin denetlenip denetlenmeyeceği, denetlenirse nasıl denetleneceği olmalı. Bu konu güncel siyasal tartışmalarda yok denecek kadar az.
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/cuneyt_ozdemir/cemaat_operasyonu_icin_geri_sayim-1178362


Ertuğrul Özkök
Kabataş var Esed yok
O kadar gürültü arasında tuhaf bir sessizlik sizin de dikkatinizi çekmiyor mu?
Miting meydanlarında “paralel devlet” var...Hem de canhıraş şekilde var...
“Kabataş’taki başı örtülü kızımız” var... Evet, her gün Kabataş da var...
Her seçimde bir düşman yaratması lazım ve kambersiz düğün yapamaz...
Medya var... Sanki seçime medya giriyormuş gibi durmadan tehdit, şantaj, bağırış çağırış...
Her şey var... Ama farkında mısınız? İki şey yok. “Esed” ve “Mursi”...
Neden kardeşim, hani Şam’da kılınacak cuma namazı?...Hani başparmak aşağıda dört parmak yukarıda Rabia selamı?...
Neden gözden düştü bu iki konu?... Basit. Her iki politika da çuvalladı...
Onun için... Her iki politika da Türkiye kamuoyunun duvarına tosladı...Onun için...
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25885463.asp


Hasan Cemal
İttihatçı kesilen Erdoğan ya da İslami Kemalizm…
“Hocalı Katliamı... Bundan 20 yıl önce, Ermenistan’la Azerbaycan arasındaki Yukarı Karabağ Savaşı sırasında Ermenistan askerinin işlediği insanlığa karşı suç elbette anılacak ve lanetlenecek. Ama nasıl? Ermeni düşmanlığı yapmadan, ırkçılık yapmadan, Ermenileri hedef göstermeden, acıların esiri olmadan...
Çünkü geçmişin tutsağı olanlar, dostluğun değil düşmanlığın, barışın değil savaşın yollarına taş döşerler.
Beş yıldır Hrant Dink’le ilgili anma törenlerine en ufak bir ilgi göstermeyen AK Parti iktidarının önde gelen bir üyesi, bir bakanı Taksim’e geliyor, kana kan çağrısı yapabiliyor. Bu zihniyet barış kokmuyor. Dostluk kokmuyor. Empati yok bu kafada.
Barış da yok, sevgi de. Ne yazık! ‘Benim milliyetçiliğim senin milliyetçiliğine beş basar!’ kafası yanlış kafadır; ırkçılık rezilliğini besleyen bir kafadır.” Erdoğan’ın, demokrasiden koparken her alanı kendi kontrolü altına almak isteyen muhafazakâr milliyetçilik ve devletçiliği ya da dindar Kemalistliği gün geçtikçe belirginleşiyor.
http://t24.com.tr/yazi/ittihatci-kesilen-erdogan-ya-da-islami-kemalizm/8618


Melih Aşık
Yasadışı örgüt!
Tezgahtaki MİT yasa teklifinin en kısa yorumu şudur:
“Devlet eliyle yasadışı örgüt kuruluyor...”
Bu yasayla MİT... Banka hesabınızdan, hastanedeki sağlık raporlarınıza... Baro veya gazete arşivlerinden adliyelerdeki soruşturma dosyalarına kadar her özel bilgiye ulaşabilecek. Herhangi bir kurumdan, dernekten, şirketten belge istedi mi, bunlar “öncelikle” verilecek...
Her türlü iç ve dış operasyonu yapacak...
Mafyanın telefonu dinlenecekse üç tane ağır ceza hakimi oybirliğiyle karar verecek, ama MİT sizin telefonunuzu dinlemek istediğinde tek bir hakimin izni yeterli olacak...
Mensupları suç işlediği zaman amirleri “görev icabı” dediği anda suçtan sıyrılacak...
Yargılanma izni çıkarsa da yargılama Ankara’da özel bir mahkemede yapılacak...
Anayasa ve yasaların üzerinde bir örgüt...
Kurulacak bu yapı... Kontrgerilla, Gladio gibi suç örgütlerinin yuvalanıp çalışmasına müthiş elverişli bir ortam yaratacak...
"BDP’nin “Seçimden sonra özerklik ilan edeceğiz” açıkla-masına karşı hiçbir şey yapılmıyor! Oysa söz konusu olan “vatan top-rağı” değil de “villa arazisi” olsaydı tüm yetkililer görevden alınmıştı"...
Akif Kökçe
http://gundem.milliyet.com.tr/yasadisi-orgut-/gundem/ydetay/1842014/default.htm


Murat Yetkin
Dinleme skandalı ve MİT yasası: Zamanlama manidar!
Erdoğan hükümetinin 12 yıldır devlet güvenlik yapısındaki her şeyden habersiz olmaması mümkün mü?
Herhangi bir ülkede iktidarı tek başına elinde tutan bir iktidarın güvenlik yapısında neler olup bittiğinden, hatta kendi aleyhine işler yaptığından bu kadar habersiz, bu kadar ilgisiz olabilmesi mümkün mü?
Gizli yönetmelikler yasa olunca
MİT yasasında da öyle değil mi? Jandarma 19 Ocak 2014 sabahı Gaziantep’te Suriye’ye giden MİT kamyonlarını durdurmamış olsaydı, bu yasa böyle apartopar çıkar mıydı sanıyorsunuz?
Ama ne zaman Suriye sınırında MİT’çilerle jandarma ve savcılar kameralar huzurunda karşı karşıya geldi, o zaman çanak çömlek patladı.
Yani, hükümet MİT’in devlet güvenlik yapısı bünyesinde otoritesini sağlamak için gizli yönetmeliklerini yasa haline getirdi.
Kontrolsüz güç, güç değildir
Böylece amaçlandı ki ister mesleki kıskançlıktan ister ‘paralel yapıdan’ olsun, artık hiçbir savcı, hâkim, polis, jandarma MİT’in karşısına engel çıkarmasın. Ama vur deyince, öldürüldü.
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/murat_yetkin/dinleme_skandali_ve_mit_yasasi_zamanlama_manidar-1178364


Gültekin Avcı
İstihbarat Servisi mi suç örgütü mü?
1-Diyarbakır'da sırtında bomba yüklü olarak emniyete girmeye çalışırken yakalanan PKK'lının MİT elemanı çıkması.
2-İstanbul'da belediye otobüsüne molotofkokteyli atıp yakalanan KCK üyesinin MİT elemanı çıkması. Molotoflama eylemlerinden birinde Serap Eser isimli genç bir kız hayatını kaybetmişti.
3- Van'da PKK kırsalı için eleman toplayıp dağa gönderen ve 20 kişinin örgüte katılmasını sağlayan KCK'lı yakalandı, MİT elemanı çıktı.
4-İstanbul'da Emniyet Amiri Semih Balaban'ın şehit düştüğü Devrimci Karargâh operasyonunda ölü ele geçirilen Orhan Yılmazkaya'nın Kandil'e geçişini sağlayan kişinin MİT elemanı olması.
5-Mersin'de onlarca eylemin tertipleyicisi olan ve pek çok terör eylemine karışan Mersin KCK il sorumlusunun MİT elemanı çıkması.
6-MİT'in Öcalan-Kandil arası haber (talimat) taşıması sonrasında yapılan eylemlerde şehit olan onlarca asker ve polisimiz...
7-Son olarak ve "doğal olarak" aydınlatılmayan; Uludere'de meydana gelen 34 vatandaşımızın ölümüyle sonuçlanan olaylarda MİT'in yanlış istihbarat vermesiyle PKK'nın bitme aşamasında olduğu sırada askeri operasyonların bir anda bıçak gibi kesilmesi.
Dikkat buyurun yukarıda bir kısmını saydığım tüm bu MİT operasyonlarının hepsi, MİT'i suç örgütü haline getirecek bu yeni MİT Kanunu'ndan önce yaşandı.
Operasyonel yetkisi olmayan bir MİT'te bunlar yaşandı.
MİT elemanları bu eylemlere karıştığı gibi bugüne kadar da kayda değer ve eylem engelletecek hiçbir bilgi paylaşımında bulunmadı.
Madem o kadar başarılıydılar ve örgüte sızmışlar neden o muhataralı terör günlerinde örgütün eylemleri engellenmedi ve azalacağı yerde sürekli tırmandı?
Bu sızma ajanları ne iş yapıyordu PKK'da?
Bu kadar suç ve eyleme karışan teröristlere "istihbarat elemanı" diye davranmak, hatta bir de adli soruşturmada devreye girip "elemanımızdır" diye korumak hangi akla ve vicdana sığabilir? Bu suçlar yargılanabildi mi? Hayır, her zamanki gibi "hükümete darbe" yaygaralarıyla adli soruşturma hukuksuzca durduruldu ve engellendi.
Şimdiki MİT Kanunu ise MİT'i tamamen karanlık bir infaz, suç ve illegal gözetleme örgütü haline getiriyor.
http://www.bugun.com.tr/istihbarat-servisi-mi-suc-orgutu-mu-yazisi-989206


Şahin Alpay
Brüksel'den bakınca Ankara
Temaslar sonunda edindiğim izlenim şu: Erdoğan’ın son Brüksel ve Berlin ziyaretleriyle Avrupalıları “paralel devlet darbesiyle karşı karşıya olduğuna” ikna ettiğine dair iddiaların en küçük bir ciddiyeti yok. Avrupalılar, tıpkı Türkiye’deki bütün akıl izan sahibi insanlar gibi, Erdoğan’ın hükümeti hakkındaki Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını bastırmak için Türkiye’yi AB süreci öncesine çevirme, kişisel hegemonyasını kurma peşinde olduğunu düşünüyor. Kısacası, AP ve AB Komisyonu’na hakim olan kanı, AB Konseyi’nin 2005’te müzakerelerin başlaması için aldığı, Ankara’nın Kopenhag Siyasi Kriterleri’ni “yeterince” yerine getirdiğine dair kararın geçerliğini yitirmiş olduğu. Duff, dün The Times’da yayımlanan demecinde, müzakereler bu sonbaharda askıya alınmazsa sürpriz olacağını söylemiş.
“Anti–AB bakanı” olarak anılan Egemen Bağış’ın koltuğunu kaybetmiş olması Brüksel’de en küçük bir hayal kırıklığı yaratmamış. Yeni Bakan Mevlüt Çavuşoğlu’nun “paralel devlet” teranesi ise, anlaşılan, ilgi görmüyor.
http://www.zaman.com.tr/sahin-alpay/brukselden-bakinca-ankara_2201656.html

SEDAT ERGİN
HÜKÜMETE yakın Star ve Yeni Şafak gazetelerinin dünkü manşetleriyle ortaya attıkları dinleme skandalı, uzun bir zaman Türkiye’nin gündemini meşgul edeceğe benziyor. İddiaların düşündürücü tarafı, dinlenen insan sayısının yüksekliği kadar, farklı dünya görüşlerine mensup insanların, örneğin hükümet üyeleriyle hükümet muhaliflerinin hep birlikte aynı örgüt kapsamına sokulmuş olmasıdır. İddiaların düşündürücü tarafı, dinlenen insan sayısının yüksekliği kadar, farklı dünya görüşlerine mensup insanların, örneğin hükümet üyeleriyle hükümet muhaliflerinin hep birlikte aynı örgüt kapsamına sokulmuş olmasıdır. Binlerce ilgisiz insan terör örgütüyle bağlantılı oldukları gerekçesiyle gerçekten dinlenebilmişse, bütün güvencelerin kâğıt üstünde kaldığını, her türlü istismara açık laçka bir yapının her bir tarafa yayılmış olduğu sonucuna varmamız gerekiyor.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25885402.asp
MEHMET TEZKAN
Evet haber doğruysa; ‘Selam Terör Örgütü’ kisvesi altında yedi bin kişi üç yıldır izleniyor, dinleniyormuş..belli ki; hakim kararıyla dinlemişler..MİT Başkanı da terörist şüphesiyle dinlenmiş, izlenmiş..Selam Terör Örgütü de, Ergenekon gibi olmasın. İktidar; aslanlarım kaplanlarım, uçurun Ergenekoncuların kafasını, indirin Balyozculara balyozu demeseydi..Bugünlere gelmezdik..Yanılmıyorsam bu ifade Ertuğrul Özkök’e ait; bu ülkede herkes bir sabah terörist olarak uyanabilir..
http://gundem.milliyet.com.tr/mit-baskani-da-teroristmis-/gundem/ydetay/1842003/default.htm
KORAY ÇALIŞKAN
Acı çeken Filistinliler, sınıf altı Afrikalılar, modern dünyada en az kendi ülkelerinde güvende hisseden depresif İsrailliler. Filistinlileri kendi ülkelerinde açıkhava hapishanesine atan İsrail bu arada ucuz işgücünden olmuş.Olmasaydı sonumuz böyle. İsrail’in %6’sı göçmen işçilerden oluşuyor. Toplam işgücünün %12'si. İktisadi olarak Filistinlilere artık ihtiyaç duyulmayan bir düzen. Fetih’in kontrolündeki Batı Şeria Gazze’ye nazaran daha iyi durumda.
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/koray_caliskan/olmasaydi_sonumuz_boyle-1178363
ABDÜLHAMİT BİLİCİ
Dünyaya örnek gösterilen ülkemizde bir süredir öyle şeyler yaşanıyor ki, şayet bunlar kalıcı hale gelirse, korkarım yakında Türkiye yine örnek gösterilecek. Demokrasi ve hukuk dışı gelişmeler listesi : HSYK düzenlemesi, fişleme, dikta rejimlerindeki muhaberat servislerine benzer yetkilerin MİT’e verilmesi, internete sıkıyönetim, ‘Alo Fatih’ ve ‘havuz’ yöntemleriyle medyaya baskı, yasa dışı dinlemeler ve bunların Başbakan tarafından miting malzemesi yapılması... Erdoğan, Yasa dışı dinlemeyi yapan şebekeden hesap sormak yerine her konuşmasında ananas demeye başladı.
http://www.zaman.com.tr/abdulhamit-bilici/ananas-cumhuriyeti_2201679.html
ERHAN BAŞYURT
“7 bin kişilik dinleme listesi” yayınladı. Doğruysa, yasa dışı ise, yasal sınırlar aşılarak yapıldıysa korkunç bir durum. Skandalı daha cazip kılmak için, hiç ilgisiz isimlerin de eklendiği ve tek bir dinleme kararıymış gibi algı oluşturmaya çalışıldığı görülüyor. “7 bin kişilik liste, MİT Yasası’nın ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyuyor” sözleri de MİT’e geniş dinleme hakkı verilmesine bu haberlerin mazeret üretmek için kullanılmaya çalışıldığını doğruluyor. “7 bin kişilik liste” üzerinden “70 milyon kişinin” takibine de izin verilmemeli...
http://www.bugun.com.tr/-7-bin-kisilik-liste-ve-samimiyet-testi-yazisi-989239
AHMET TAKAN
CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger: '' 10 binlerce insanın dinlendiği zaten bir liste ile itiraf edilmişti. Ortada saçma sapan yargı kararları ile birlikte verilmiş kararlar vardı. Dinlemeyi sanki bunları iddia edenler bu işlerde parmağı yokmuş gibi iddia ediyorlar. Esas komik olanı bu. dinleme raporları çıkarken bir takım şeyler yapılırken böyle şeyler yokmuş, bu adamlar değil başkalarıydı sanki. Selam terör örgütü onların kendine göre bence adlandırdıkları aslında bir hikâye, bir şablon. Nasıl Ergenekon’da, Balyoz’da bazı adamları aldılar garip garip birbirinden ayrı, çorbaya koydukları gibi bu sefer de aynı çorbaya benzer bir şey. ''
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/komik-manipulatif-29899yy.htm