Notes

sabahın ilk ışıklarıyla güne başlayan craig uyku nedir bilmeksizin keş büyükannesinin duman ihtiyacını karşılamak, kendi poposunu sert tutmak için çalışıyordu.o gün işe biraz geç gittiğinden midir bilinmez, dağıttığı pizzaları yapan ve aynı zamanda dükkanın sahibi olan adam karşısında burnundan soluyordu.azar yedikten sonra dükkanın önünü temizledi.günün ilk siparişi gece boyunca kaliteli bira içip parasının sonunu getiren, uyandığında ise 2$'lık peynirli bir pizza için indirim isteyen dükkanın üst komşusu azgın tyesha teyze'den geldi.tyesha teyze craig'ın annesinin yakın arkadaşlarından birisidir.craig'ın babası, abisi öldüğünde annesiyle evde çıplak dolaşabilmek için ona kalıcak bir yer bulmasını söyledi.craig'ın ilk durağı tyesha olsa da sonradan bu fikrinden caydı ve büyükannesinde kalmaya başladı.herneyse, craig tyesha'a siparişini verip dükkana geri indi.dükkana her girişinde ocağın başında duran adam craig'a onu kovacak gibi bakıyordu.bu kadar belli ettiği için craig çıktığı yedinci siparişten sonra dükkana geri dönmedi.zaten aldığı paradanda memnun değildi.bu yorucu günün sonunda eve gidip yatacak ve hayatını değiştirmek için filmlerdeki gibi düşünmeye başlayacaktı.bu sabah uyanıp ceketini aldı üzerine, uykulu tavırlarını bir kenara bırakıp şehir mezarlığına doğru yürüdü.yağmur vardı, yinede yürüdü.aradan beş buçuk sene geçmiş, hayatta en çok güvendiği iki kişinin mezarının başındaydı.beş buçuk sene öncesini anı anına hatırlıyordu.kapşonunu çıkartmıyordu, sakalları gırtlağını aşmıştı.insanlıktan bir haber yaşayıp gidiyordu.yaşadıkları çok ağırdı bu yaşta birisine göre, ama o annesi ve babası hayattayken onlarsız yaşamayı dahi öğrenmişti.bu noel onun için kurtarıcı olacaktı, sakallarını kesecek, evden çıkacak ve dışarıya açılacaktı.rahat ettiği gibi davranıp ortamını kuracaktı.korkusuz ve acımasız.mezarlıktan çıkışında hava açılmış, yıldız kulesi üzerinde bir gökkuşağı oluşmuştu.ceketinin iç cebinden sarmalarının tekini çıkartıp dilinin üzerine aldı, gözlerini kapatıp sigarayı ateşledikten sonra gün boyunca yürüdü.sadece sokak lambası altındaki siyahilerin görüneceği zamana kadar yürüdü.hava gerçekten kararmıştı.o gün eve girmiş ve trajedik bir beş senenin sonunu getirmişti.ertesi sabah japon marketlerinden bira almayı deneyecek, istediğini bulamayınca kasiyeri rahatlıkla pataklayıp bundan eğlenebilecekti.kulaklarını sildiği parmağını insanlarla selamlaşırken onlara sürecekti.bunlar ufak hayalleriydi pis craig'ın, diğeri ise ucuz bir stüdyo kiralayı