Notes

Ey Ulu Önderimiz, Kahraman Askerlerimiz,
Öncelikle mektubumu sizlere olan sevgimi, saygımı, şükran duygumu ve özlemimi belirtmek amacıyla yazıyorum. Bizleri bugünlere getiren, vatanımızda özgürce yaşamamızı sağlayan, ülkemizin güzelliklerinden rahatça yararlanmamız için toprağa düşen, bağımsızlık uğruna canlarını feda eden Türk askerine, Türk kadınına, Ulu Önder Atatürk’e bu satırları yazmak, sevgi duymak her Türk gencinin boynunun borcudur.
Bugün Fransız, İngiliz, Ermeni himayesinde değiliz. Türkiye Cumhuriyeti’nin birer ferdi olarak, hiç kimseye boyun eğmeyecek ve hesap vermeyecek durumdayız. Bunların temeli Milli Mücadele yıllarında sizler tarafından atıldı. Cephede yavrusunu vatan için feda eden annelerimiz sizler cennette en mükemmel yere layıksınız. Cephe gerisinde askerlere yardımcı olan kadınlar, halkı toplayan, birleştiren Nene Hatun’lar, Halide Edip’ler siz bu cennet vatanı müdafaa eden, Türk’ün gücünü gösteren insanlarsınız. Savaşta gözünü yummadan savaşan, gecelerce uykusundan kısarak cephede çatışan askerlerimiz... Gözlerimi kapatıyorum ve “Olmasaydı olur muyduk acaba?” dediğim insan geliyor gözlerimin önüne. Savaşın lideri, halkı toplayan insan, bağımsızlık ve demokrasi bilincini damarlarımıza işleyen kişi… Sonra farkına varıyorum. Atatürk olmasa, siz olmasanız, biz şu anda olmayacaktık. Olmasaydı, olmazdı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk, senin gözlerindeki mavilik biz Türk gençlerinin aklına gökyüzünü, asilce dalgalanan Türk bayrağını getiriyor. Ona bakıp, bir kez daha sizlere teşekkür ediyoruz. Sizin o muhteşem başarılarınızda payı olan bir diğer kişi Arif Nihat Asya, bizlere bayrağı ne de güzel tanımlamış: “Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü /
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü”.