Notes

Öyle günlük yazmıyorum şuan ama olsun yine de tarihi yazayım 28 Ekim Cuma 2017
Mert tam 4 saat önce haber vermeden gitti. 4 saattir öyle bekliyorum. Bu yazıda ele alacağım konu topyekûn düşünceler. Eğer topyekûnse neden yazdın 4 saat önce gittiğini diye soran olursa "ruh halim darmadağın" demek içindi. Şimdi geçebiliriz asıl konuya.
Aslında kafam çok karışık. Başta Mert'e normal yaklaşmamıştım. Yani konuşurken diğerlerine davrandığım gibi asla değildim. Sanki ilk konuşmadan bana iyi geleceğini biliyor gibiydim. İçimde tanımadığım insanlara ne hissediyorsam Mert'e karşı zıttı. Başından beri farklıydı o. Bir kere konuşurken onunla sürekli gülüyordum, sürekli mutlu oluyordum. Hatta kısacası şöyle diyeyim "Sevildiğimi uzun zaman sonra hisseder olmuştum." Ama bugün fark ettim ki ters giden bir şeyler var. Başından beri hissettiğim hatta neredeyse her gün hissettiğim şeyleri hissetmiyordum. Onu tanıdıkça yabancılaştığımı bile söyleyebilirim. Bunun suçlusu Ask.fm. Gerçekten o. Orada yazılan yazıları okudukça biran şüpheye düştüm. Ben hangi Mert'i tanıyorum diye. Tabikii herkese karşı aynı değildir ama bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. Dediğim gibi bunu güzel bir anımda yazsaydım belki daha kolay olurdu. En azından belki bir şeyleri bilirdim. Güven kesinlikle çok önemli. Ona güveniyor muyum peki? Yani tabiki güveniyorum. Ama bir gün bu güvenin sarsmasından korkuyorum. Olaylar neden bende çok farklı hiç anlamıyorum. Bir gün sorunu kendimde buluyorum öteki gün zamanda öteki gün konuyla alakası bile olmayan birinde veya bir şeyde. Keşke zamanında PDR seçseydim. En azından kendi sorunumu çözerek kimseye zarar vermezdim. Mert iyi bir insan bundan şüphem yok ama etrafındakiler iyi değil. Buna bende dahil. Bana benimle beraber iyi olduğunu, mutlu olduğunu falan söylüyor. Bak bu iyi mi kötü mü karar veremiyorum. Mutluluk sebebi olmak güzel ama bu onu üzmeyeceğim anlamına gelmiyor. Evet üzemem. Kıyamam. Bunu kendi benden daha iyi biliyor ama ben niye onun kadar emin olamıyorum? Of yine niye gitti ya. Cidden ona ihtiyacım olduğu zaman hep gidiyor. Yani burada olmuyor. Dün iyi geceler demeden uyudu. Bunu not ettim. Arada sırada ona atacağım bir daha yapmasın. Sanırım bugünde yapacak. Gelmedi hâlâ. İyi ki olayları topyekûn ele alacaktım. Ama ne yazayım ki ya çok heyecanlandım. İyi şeyler yazayım. Ya varya Mert bu konu da çok yetenekli. Bir kere olsun kötü bir şey yazdığını görmedim. İyi şeyler de yazmıyor. Harika şeyler yazıyor. Ben buraya girdiğim an kötü düşüncelere başlıyorum. Ay zaten yarın hiç konuşamayacağız. Neyse, aklıma ne geldi. Rüyasında beni görmüş. Mert dün kaza geçirmiş. Servis hızlı gidiyormuş tıra çarpmışlar. Tır mıydı ondan emin değilim. Ama çarpmışlar bir şeye. Neyse. Eli incinmiş biraz. İyiyim diyor ama ben yine de deli gibi merak ediyorum. Yazık kendi elininin sargısını tutturamıyormuş. İşte sözde ablası var. Ay acaba hastaneye mi gitti? Ay galiba hastane yoksa kesin haber verirdi. Umarım kötü bir şey yoktur ve beni sinir etmek için çıkmıştır. Neyse kötü düşünmeyelim. Hım rüya diyorduk. Rüyasında da işte yine kaza yapmışlar ama bu sefer bende varmışım. 😄 Yine eli incinmiş galiba öyle yazmıştı sanırım. Sonra işte o iyiyim demiş ve bende hastaneye gidelim falan demişim öyle hastaneye gitmişiz 😄😄😄. Komik değil ama gülüyorum sebepsizce. Neyse. Şuan çok mutluyum. Mert seni çooooook seviyorum canımın içi. İyi şeyler yazamadım ben sen değilim maalesef ki. Ama olsun seni seviyorum dedim diğerlerini umursamasanda olur. İyi ki varsın bak böceği ❤️🙈