Notes

BASINA VE KAMUOYUNA
7 Mayıs 2013 günü faşist bir grubun gerçekleştirdiği saldırıda arkadaşımız Fecri Aydemir karnından bilinçli bir şekilde bıçaklanarak ağır yaralanmıştır. Hayati tehlikesi bulunan arkadaşımız 2 gün yoğun bakımda kaldı. Acil serviste arkadaşımızı darp etmeye çalışan faşist gruba hastane güvenliği yerine doktorlar müdahale etmiştir. Yine hastane önünde kalabalıklaşan grubun arkadaşlarımıza saldırısı polis kontrolünde gerçekleştirildi. Olay akşamı 8 arkadaşımız gözaltına alındı. Daha sonra okul yönetimi bıçaklanma anında arkadaşımız Fecri ile birlikte orada bulunan 4 arkadaşımız hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma sonucunda ağır yaralanan Fecri Aydemir'e ve Umut Çelik'e 2 dönem, Erhan Ertuğrul ve Fırat Akdaş'a bir dönem uzaklaştırma cezaları verilirken okul yönetimi skandal bir kararla arkadaşımızı ağır yaralayan faşistin olayla bağlantısını kuramadığını söylemiştir. Savcılığın hazırladığı dosyada olayda kullanılan bıçağın saldırganın elinde olduğu yazılıyken okul yönetiminin aksini iddia etmesi bizlerde bu kararın bilinçli olduğu izlenimi uyandırmıştır. Üniversite yönetimi verdiği bu kararla arkadaşımızın bıçaklaması olayının üzerini kapatırken aynı zamanda okul içinde kesici alet taşımanın ve adam bıçaklamanın önünü açmıştır. Üniversite yönetimi şimdiden ileride yaşanacak benzer bir olayın failleri arasında yerini almıştır. Bu skandal kararın bir an önce geri alınarak asıl cezayı alması gerekenler hakkında işlem başlatılmasını talep ediyoruz.
22 Mayıs 2013 Çarşamba günü 6.sını düzenlemek üzere bir araya geldiğimiz Alternatif Şenlikler sırasında polis ve okul yönetimi her yıl düzenli olarak yapılan ve sorunsuz geçen bu etklinliği engellemeye çalıştılar. Öğrencilerin geri adım atmaması üzerine polis ve özel güvenlik öğrecilere acımasız bir şekilde saldırmaya başladı. Bu saldırılarda hedef alınarak gaz bombaları atılırken TOMA ile de müdahale edildi. Öğrencileri okul içerisinde kovalayan polislerin çevreye ve hatta bazı fakültelerin içine attıkları gaz bombaları birçok öğrenciyi etkiledi. Saldırı sırasında polisin kaskıyla vurması üzerine bir arkadaşımızın yüzünde açılma meydana geldi,5 dikiş atıldı. Yine bir arkadaşımız 2 sivil polisin kolunda göz altına alınmış haldeyken yaklaşan bir faşist polislerin gözü önünde arkadaşımızın yüzüne tekme attı. Olay sonrası baygınlık geçiren arkadaşımıza tıbbi müdahale yapılmazken polisler tekmeyi atan faşiste müdahale etmek yerine olay yerinden uzaklaştırdılar. Okul yönetimi ise tekmeyi atan kişiye soruşturma dahi açmadı! Basın mensuplarına verilmek üzere bu olay anına ait bir video kaydı da elimizde bulunmaktadır. Olaylar sonucunda okul yönetimi 92 kişiye soruşturma açmış,soruşturmalar sonucunda 3 arkadaşımız 2 dönem, 1 arkadaşımız 1 dönem, 8 arkadaşımız 1 ay ve 3 arkadaşımız ise 1 haftalık uzaklaştırma cezaları almışlardır. Bu cezaların hiç bir hukuki dayanağı olmadığı gibi üniversite yönetiminin görevi polisin direktifleri doğrultusunda öğrencilerin eğitim hakkını gaspetmek değildir!


Hepimizin bildiği üzere Haziran ayında başlayan Gezi parkı direnişiyle birlikte polisin saldırgan tutumu sonucunda Mehmet Ayvalıtaş Ethem Sarısülük Abdullah Cömert Ahmet Atakan polisin açtığı ateşle Ali İsmail Korkmaz ise eli sopalı faşistler ve sivil polislerin saldırısında katledildi. Lice'de ise karakol yapımını protesto eden grubun üzerine ateş açılan ateş sonucu Medeni Yıldırım'ı katlettiler. Binlerce insanın gözaltına alındığı,binlerce gaz bombasının kullanıldığı ve polis şiddetinin tavan yaptığı bu süreç sonunda protesto hakkına saygı duymayan hükümet üniversiteler ve sokaklarda baskıyı artırarak hakları ve talepleri için sokağa çıkan kitleleri bastırmaya çalışıyor. Üniversitelere özel güvenlik yerine polislerin görev yapacak olması da bu uygulamaların somut bir göstergesidir. Daha önce de istedikleri an okula girebilen hatta derslere giren polisler artık kılıfına uygun olarak aramızda olacaklar. Merak ediyoruz ve soruyoruz, eğitim kurumlarında öğrenci darp edebilen polisler bir sonraki adımda okul yönetiminde de yer alırsa şaşırmayacağız.
Sloganı "Eğitimde Özgün Düşüncede Özgür" olan bir üniversitede öğrenim görüyoruz. Öğrencisini ağır yarayalan bir saldırganı aklamak üniversite yönetiminin özgünlük anlayışını, eğlenmek için bir araya gelen öğrencilere gaz bombası ve TOMA'larla saldırmak ise özgürlük anlayışını temsil ediyor. Burdan birkez daha bu haksızlıklara ve cezalara karşı tüm hukuki yöntemlere başvuracağımızı ve baskı ve yıldırma politikalarınızın karşısına daha güçlü bir şekilde çıkacağımızın sözünü veriyoruz.
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ