NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

SEVGİSİZ ADAM

Daha önceleri, her şeyden önce, tek başıma dünyaya yeteceğimi düşünürdüm. Bu gün bi farklılık oldu. Kalbimi açtığımda kendime bile yetmediğimi fark ettim.
Sonra size kalbimi açtım.
Ve iki kişilikli olduğumu fark ettim.
Size içimi açınca kapatamadığımı fark ettim yaramı. Bu yüzden diğer yarım da yarım kaldı.
Söyleyeceğim odur, bu satırları sadece yazmadım. Bu satırlara kalbimi armağan ettim.
Daha önce hiç tanımadığınız bir insana bir sır verdiniz mi?
Size yaşadıklarımdan bahsedicem, birkaç anımdan, hayal kırıklıklarından, özlenen gülümsemelerden.
Bu gün size zorla doğurulmaya çalışılan bir bebekle ona doğmayan güneşi anlatıcam.
Beni oradan duyan her kimse, dikkatle buraya odaklanmasını istiyorum. Çünkü size gerçekten içimi anlatıcam. Kimseye anlatmadıklarımı, size anlatıcam. Sizlere.
Bir adamın duygularına yaklaşmak. Hiç tanımadığınız, görmediğiniz bir adamın.
Belki de size çok yakın olan bir adamın. O adamın duygularını anlatıcam.
İnsanlar içimi görmediler, bana asla inanmadılar. Size gerçekten sevdiğimi anlatıcam.
Sizi tanımıyorum , hakkınızda hiçbir bilgiye sahip değilim, ama bu kağıtları birleştirip , size her şeyimi anlatıcam.
Nasıl canımın yandığını ,nasıl parçalandığımı…
Aslında canımın yandığı zamanlar böyle şeyler yazarım. Çünkü kadınlar yakınca bir şey yapamam ,sadece yazarım.
Bir kadını seviyorum. Belki kalbi asla bana ait olmamış olan…
Ve her gün ilk sigaramı içiyorum, tertemiz ciğerlerime kapkara dolan .
Sanırım bu defa kendimi çok kötü kandırdım. Belim kırıldı. Sırtımı yere getirdi kadın.

Keşke belimi kırıp, düşlerimi döküp giden kadınlar olmasaydı da, ağzımı burnumu kırıp dişlerimi döken erkekler olsaydı. Bir kadından sonra kendini uzun zaman toparlayamazsın. Ama bir erkeğin darbesinden sıyrılmak kolaydır.
Her neyse, umarım beni dinlemekten vazgeçmezsiniz.
Sevgisiz ve soğuk bir adamım. Ben normalde çoğu zaman gülerim, ama araya aşk girince her şey darmadağın oluyor.
Hep böyle oluyor…
Ekleme: Hikayemi birleştirdikten sonra sadece bir kez okudum, ve okuduğumda da yazamadığım yerlere ve aralara eklemeler yaptım. İlk satırlarımı yazalı yıllar oldu. Ve bu, ilk satırlarda sadece bir günlüktü.

Gündüzü yaşıyorsan eğer, kafanı kaldırıp yukarı baktığında masmavi bir gökyüzü görürsün.
Fakat, karanlığı yaşıyorsan eğer, kendini göklere adayan denizin mavisi olsan bile asla senin olmayan gündüzü göremezsin. Ben gündüzü göremeyenlerdenim.

Sonbahar gibi gelen, ansızın gelen, bambaşka gelen bir aşka yeniden yelken açıyordum. Rüzgarı o kadar kuvvetliydi ki, yelkenlerim paramparça oluyordu. Yağmuru o kadar şiddetliydi ki , yaşlarımla ilerliyor ve denize kapılıyordu.
1
Lise 4’ün başlarıydı. Son senemiz gelmişti artık. Pek bir heyecan yoktu, her şey normaldi ama bu yıl dillere destan bir aşk yaşıyordum… 1 haftadır bi kızla beraberim, inanılmaz iyiyiz, adı Nihal. Onu gereğinden fazla seviyorum, bilirsiniz belki, kapılmışım ona. Her gün sıradan bir gün gibi geliyor artık. Bu gün hafta sonu, bu gün pazartesi vs. diye ayırmıyorum artık. O kadar mutluydum ki balkona çıkıp beni üzen yok mu diye bağırasım var.
Yanımdaki kadın siyah beyaz hayatıma renk katıyor, onunla hiç olmadığım kadar mutlu ve aşığım. Bana böyle aşklar yılda bir bile rastlamaz.
Şanslı biri olmamama rağmen böylesine güzel ve iyi bi kıza nasıl sahip olduğumu düşünüp duruyorum, normal değil bu olanlar diyorum. Kötü olmasın.
Küçükken yan binamızın çatısına çıkıp gökyüzünü seyrederdim. Gözümün önünde sadece masmavi gökyüzü olurdu, ve hayal kurardım. O günlerde büyüyünce her şeye sahip olacağımı düşünürdüm. O zamanlar büyüyünce geçeceğini düşünürdüm. Her şeyin boka saracağını bilmeyen ufak bir çocuktum.
O gün de haftanın ilk günüydü, pazartesi. Hazırlanmıştım ve dışarı çıkmış okula ağır ağır gidiyordum. Yolda gördüğüm her şey , sanki suretin suretinin suretiydi. Bu bi filmde de vardı. Alkol almıştım kafam güzeldi sanki, her şey toz pembeydi. Çok kusursuzdu her şey.- aslında şimdi tahmin edebiliyorum neden bu kadar kusursuz olduğunu.- Okulun kapısından girince biraz toparlanıp hemen sınıfa çıktım. Çıktım ve yerime oturdum. Uykulu uykulu dışarıyı seyrediyordum…
Dersmiş , üniversiteymiş, meslekmiş, hayatmış hiç umrumda değildi. Umrumda olan tek şey yanımdaki kaplandı. Sadece onunla olmak istiyordum. Çünkü onunla oldukça o benimle her yere gelirdi. Ve ben onun için en iyisini yapardım.
Biraz sonra Nihal sınıfa girdi ve yanıma oturdu. Güzelliğine hayran olmamak elde değildi…
Bana bakıyordu. Gözleri kaybolup gittiğim bi deniz gibiydi. Biraz tutarlı olsa yaşımız, onunla evlenirdim. Bunu söylediğimde herkes saçmaladığımı söylerdi. Bir hafta oldu, ama evlenirdim.
Yanına yaklaşıp ona sarıldım. Ama o sarılmadı, bu gün biraz soğuktu. Aşkım bişeymi oldu, dedim. Hayır aşkım biraz moralim bozuk sadece dedi. Umursamazlık seziyordum ki bu gerçekten bir problem, büyük bi problem. Bir şey demedim ben de.
Biraz sonra sınıf doldu ve hoca da geldi. Ders matematikti. On küsür yıldır çilesini çektiğim matematik. Şu amına kodummunun matematiğini boş yere geliştirmedeki mantığı , amacı herkes gibi ben de bir türlü anlayamadım. Dil anlatım hocamız bir keresinde bu matematiğin aslında bazı yerlerde işe yaradığını söylemişti, ki bunu bize dil ve anlatım dersine giren öğretmenimiz söylemişti. Okulda verilen sikimsonik hafıza eğitimi. Bu herkesin hayatını kararttı.
Hoca yaklaşık on dakika sonra atarlanarak arkasını döndü ve kaşlarını çatarak ‘dersi dinlemeyecekseniz gelmeyin’ dedi. Devamsızlık diye bir şey yokmuş gibi, gelmeye mecbur değilmişiz gibi bi izlenim oluştu bende. ‘Yarını düşünün, yoksa sizden adam olmaz.’ Dedi hoca.
Bunu söylemeyecekti. Bu benim uzmanlık alanım hocam, kimin ne kadar adam olduğunu tanıştıktan kısa süre sonra anlayabiliyorum ama kendim neyim onu bir türlü anlayamadım.
Ayağa kalktım. ‘’ Ama hocam, her zaman yarını düşünürsek bir türlü bu günü yaşayamayız.’’ Dedim. ‘‘Ve sabahın köründe kalkıp ilk dersi, bir de matematik dersini dikkatle dinlememizi bekliyorsanız gerçekten problemlisiniz.’’
Hocanın gözleri gittikçe büyüyordu ve herkes bana bakıyordu.
‘’Ve hocam; bu okulda geçirdiğim yıllar bana hangi öğretmenlerin adam olup hangilerinin olmadığını da öğretti. Genelde adam olmayanlar, kendi mesleğine bile saygı göstermeyen, aramızda buradan çıktıktan sonra yarım gün bir işte çalışan arkadaşlarımızın olduğunu bilmeden sürekli şikayet eden, dengesiz insan olanlar. ‘’dedim.
‘’Burdaki son yılım, ve bana iyiliği dokunan hiçbir öğretmenimi unutmadım hocam, bizler nankör değiliz, umursamaz, patavatsız insanlar değiliz. Bizler iyi insanlarız hocam. ‘’Dedim.
Hoca kıpkırmızı olmuştu,bunun sonu iyi değildi. Az önce soluksuz söylediğim bu sözlerin sonucunun ne olacağını hiç düşünmemiştim bile. Ama neyse ki içimdeki kural tanımayan adam tekrardan ayağa kalktı.
‘‘Son olarak, beni mahalledekilere sorsanız, 7 yıldır evli olduğu kocasını yıllardır aldatan ve aldattıktan sonra bir de boşanma davası açan kadının kocasıyla yaptığı bir tartışmadan sonra bıçaklanmasını ‘cinnet geçiren koca karısını katletti’ diye haberlere çıkaran televizyon kanalının röportajındaki üst komşuları kadriye ablanın ‘ deliydi o adam, kadıncağızın hiçbir suçu yoktu, durduk yere tartışma çıkarıp bıçakladı’ diye anlattığı tarzdan anlatırlar. Ama aslında olay hiç de anlatıldığı gibi değildir hocam. Yani siz bu durumda kadriye abla olarak, beni tanımıyorsunuz, hakkımda hiçbir fikriniz yok. Hakkımda bir fikriniz olamaz da. bizi tanımıyorsunuz. Mikrofonu eline alınca çıldıranları çok tanırım, eline yüzüne bulaştırırlar’’ dedim.
Öyle böyle değil bunu tek seferde söyledim, sınıftaki herkes kahkaha atarak gülmeye başladı. Arkadaşlarım arkadan anırma şeklinde bağırıyolardı, sıraları yerlere vura vura kahkaha atıyorlardı amına koyayım. Mikrofon olayını çakmışlardı herhalde. Nihal de bana bakıp tebessüm ediyordu. Harun gene günü kurtarmıştı, harun gene kuralları çiğnemişti. Ama bu an fazla sürmedi.
O sırada hoca eliyle kapıyı işaret edip ‘‘hemen çık dışarı, defol git lan burdan!’’ dedi. Beni dersten attı, dilekçe yazacağını söyledi. Gene disiplinliktim anlaşılan ama moraller gayet iyi, formumdayım.
Direkt bahçeye indim. Aşağıdan bakınca hocanın deli deli hareketler yaptığını görebiliyordum. Sikimde değiller. Benim okula ihtiyacım yok, sadece öylesine geliyorum. Akışına bıraktım, sadece gidiyoruz.
Çoğu kişi benim küçüklüğümden bu yana inanılmaz değiştiğimi söyledi, eskisi gibi olmadığımı söylediler. Bunu biliyorum, değiştim. Umrumda değil. Halen bile iyi olan yönümü kaybetmediğime inanıyorum. Bu olayların üzerinden yıllar geçti. Geriye dönüp bakınca kendi kendimi sevgiden yoksun bıraktığımı görüyorum. Bazen o kadar üstüme geliyor ki geçmişim, kendimi bu duvarların içinde boğmak istiyorum.
Zaman ilerledikçe sevincim azalıyordu. Bu kendimi bildim bileli böyle. Yalnız kaldığımda böyle olur. Çoğu kişi problemli olduğumu söyledi, belki haklıydılar. Doğru söylüyor olabilirdi onlar. Ama bundan kesinlikle şüphem yok, beni ben yapan bu öfkem olmasa, ne bir adam olabilirdim, ne de sevgisiz kalabilirdim.
Biraz sonra tenefüs zili çaldı. Arkadaşım yanıma geldi. ‘’Oğlum manyakmısın lan sen neler dedin öyle hocaya’’ dedi. Güldüm. ‘’Hak etmedi mi kanka’’ dedim. ‘’Boku yiyiceksin en sonunda’’ dedi. ‘’Boşver, dedim. Bu yıl bizi sınıfta bırakamazlar, imkan yok. O yüzden sıkıntı etmiyorum. Zaten tombalada şansım var, iyi bi üniversiteye yerleşebilirim şansım olursa. Olmazsa da yolumuza ne çıkarsa ona göre hazırlanırız’’ dedim. Beni tanıyanlar elimden bir şeyler gelebileceğini elbette ki bilirler. Ellerimi iyi kullanırım, her yönde.
Neye güldüğümüzü hatırlamıyorum ama öyle böyle değil, öyle bir gülüyorduk ki cama çıkıp bize bakanlar oluyordu. Arkadaşım biz alkol alsak neler yaparız amına koyim diyordu. Hayal bile edemiyorum dedim. Mahalleye bi girsek esnaf bizi şeytan diye taşlardı. Kahkahanın boku nasıl çıkar bizde görüyolardı. Her şeye gülüyoruz.
Yukarı çıkana kadar tüm kızlar üstümüze gökten bok yağmış gibi bize bakıyorlardı. Bu tiksintinin sebebini bi anlayabilsem. ‘’Kanka dur bi amına koyayım yeter lan gülme’’dedim. Adamı artık güle güle hıçkırık tutmuştu. ‘’Oğlum bende nihal var, arkam sağlam kurtuldum ben. Ama böyle giderse senin kısmetin olmaz’’ dedim. ‘’Kısmeti sikleyen kim arkadaş kadınlara kimin ihtiyacı var’’ dedi. Bu adamın kafasını seviyordum.
Ders zili çaldı. Çok ekmek yemiş göbekli hocalarımız kasıla kasıla sınıflara dağılıyordu. Hele ki bizim koridorda bi hoca vardı, utanmasa kollarını yana açarak yürüyecekti. Yavşamadığı kız kalmamıştı. Adam 1.60 boylarında ,70 kilo, saçları hafif dökülmüş mavi gözlüydü.Cüneyt Arkın’ın keş haliydi. Koridordan kızlar geçerken sırıtır, biz geçerken ‘hadi evladım gir hemen sınıfına!’ diye bağırırdı. Geçen yıllarda dersimizde kızlardan makas alır bize kardeşini öldürmüşüz gibi davranırdı. Hatta bir keresinde kurban bayramından sonra yanına gidip başınız sağolsun hocam demiştim. Olayı anlamadan çevirmiştim neyse ki. Söyleyeceğim odur ki böyle yavşak hocaları oldum olası sevmedim.
Sınıfa girdim. Nihal halen oturuyordu, çıkmamıştı anlaşılan. Onu da unutmuştum. ‘’Aşkım, kaplanım iyimisin?’’ Dedim. Gözlerimin içine bakıp ‘’iyiyim aşkım’’ dedi. ‘’Bir şey mi oldu’’ dedim. ‘’Hayır’’ dedi.’’Eğer istersen çıkalım okuldan.’’dedim. Derin bir nefes alıp duraksadı.’’Hayır aşkım önemli bir şey değil çıkışta anlatırım.’’dedi. ‘‘Şimdi de anlatabilirsin’’ dedim. Uzatmalara gidiyorduk anlaşılan. ‘’Boşver çıkışta konuşalım’’ dedi. ‘‘Nihal bi sıkıntı varsa bana söyleyebilirsin dimi’’ dedim. ‘’Eğer söylemeyeceksen de yalan söylemeyi bırakıp sadece kötü hissettiğini söyle.’’
Sustu. Meraklanmaya başlamıştım, bir şey mi olmuştu acaba diye düşünüyordum. Ama çıkışta konuşalım dediğine göre meraklanılacak bir şey olmamalıydı.
Böyle zamanlarda hep gergin olurum, kelimeler ağzımda düğümlenir, bir türlü kontrol edemem olanları. Yüzüne baktım. İfadesizdi. Bir şeyler olduğunu biliyordum. Sadece çıkışı beklemem gerekiyordu. Sadece bu.
Son derse de girip çıktık. Tüm okul dağılmıştı, bahçede birtek Nihal ve ben vardık. Onu bekliyordum, bana bir şeyler söylemesi gerekiyordu, bir şeyler anlatmalıydı bana.
Aşkım, bi problem mi var, bir şey mi oldu? Dedim.’ Harun söylemek istiyorum ama bana kötü gözle bakmanı istemiyorum’ dedi. Bunu neden söylediğiyle ilgili en ufak bir fikrim bile yoktu. Kafamdan her zamanki gibi binlerce kuruntu geçmeye başladı.
-Neden sana kötü gözle bakayım nihal?
Gözleri dolmuştu. Kekeliyordu. Başını eğdi.
Saat yavaşlamıştı sanki. Onu sımsıkı sarmak istiyordum. Neden üzülürsün? Neden hüzünlüsün.
Bana bakire olmadığını söyledi.
Yutkundum. Yüzüne uzun uzun bakıyordum. Mutsuzluktan, dalgınlıktan yaşlanmış gözlerim ona doğru bakıyordu. Bir şey demeden bakıyordum.
-Bu ne anlama geliyo nihal? Şaka bu dimi?
-Harun özür dilerim, bırakma beni sana doğruyu söylemek istedim.
Yutkunuyorum, ve yere doğru bakıyorum.’’ Nasıl oldu?’’
‘’Eski sevgilim yaptı’’ dedi. ‘’1.5 yıldır birlikteydik , karım oldun diyordu.’’
-Ona inandın mı nihal?
-Bana orospu gözüyle bakmanı istemiyorum. Dedi bana.
-Bu kelimeyi mi tekrarlayacaksın?Ne gözüyle bakmamı istiyosun?
Sustu. Bir dakika içinde bütün bunlar olmuştu. Dişimi sıkıyordum. O kadar öfkeliydim ki o an bir saniye bile düşünmeden önüme çıkan ilk kişiyi öldürebilirdim.
‘’Bir şey söyleyemiyorum, ne olacaksa olsun.’’ Dedim. Bir şey demedi, konuşmadı. Daha fazla ağlamaya başladı. ‘’Nihal, beni hiç mi tanımadın? Bu şekilde olur mu?’’ dedim. ‘’Kafamı şu an öyle bi siktin ki ne yaptığımın farkında bile değilim.’’ Dedim.’’Harun, çok özür dilerim’’ dedi sadece.
‘’Kadınların orospu olması gerektiğini savunanların verdiği tepkiyi vermemi falan beklemiyodun herhalde.’’
Yüzüne öfkeyle bakıyorum. Yumruğumu sıkıyorum, bırakıyorum, saçlarımı tırmalıyorum.
‘’Gidiyorum ben’’ diyorum. ‘’Anasının amına.’’
Arkamı döndüm, ve arkama bakmadan gittim.
Benim bu hayatta sevdiklerimden, soyutluklarımdan, duygularımdan başka değer biçeceğim bir şeyim yoktu. Ve şu anda, en değer verdiğim kadın, bana asla ve asla benim onun ilki olmayacağımı söylemişti. Ne yapacaktım… Ne yapacaktım…
Yolda giderken yeri ezerek gidiyordum, önüme sinirimi çıkaracak birinin çıkmasını istiyordum. Ölene kadar öldürmek istiyordum.
Eve geldim. Kapıyı yumruklayarak çalıyordum.’’Aç kapıyı anne! ‘’ Annemle ahmet kapıya koştular. ‘’Noldu’’ dedi annem. ‘’Yok bir şey’’ dedim. Çantamı fırlatıp Odama geçtim hemen. Üstümü çıkarmadan kendimi yatağa attım ve bir şeylere zarar vermemek için hiçbir şey olmamış gibi düşünmeye başladım.
Böyle bir şey olmadı. Odamı toplamalıyım.
Masanın üstünde duran defterin yarısı aşağı doğru uzanıyordu. Boks eldivenlerim yerdeydi. Bilgisayarımın kabloları birbirine dolanmıştı. Yastığım yerdeydi. Kendime hakim olamadan ‘’Bu ne boktan bir manzara lan! Bu ne rezalet!’’ diye bağırdım. ‘’O kitap oraya öyle mi konur!’’ Bunlar beni delirtecekti. Nefret ediyorum bu manzaradan. Bi yastık asla yerde olamaz. Boks eldivenleri yerden yüksekte, özel bir yerde olmalı. Bu gün her şey üst üste gelecekti, biliyorum. Bu her zaman olur. Bir şeyler ters gitmeye başlayınca her şey ters gider. Ben taşları dizerim, onlar için uzunca zaman ayırırım, ve dizmeye çok özenirim. Ama taşların biri yıkılır, ve yanında bütün taşları götürür.
Daha önce alkol almamıştım, ama şimdi bütün şişeyi bitirebilirdim ve şişeyi kafamda kırabilirdim. Uyuşturucu nasıl bir şey, tadına bakmak istiyordum. Gökyüzüne merdiven dayayıp bulutları kurutmak istiyordum. Belki de tüm umutlarımı kaybettiğimdendir.Aslında mutsuz olunca hep mutluların mutluluğunu bozmak istiyorum. Bu gün de onları istediğim bir gündü. Yatağımın ucuna oturmuş ve kafamı eğmiş, ellerimin arasına almış düşünüyordum.
Bana babam önceleri hep sevmem gerektiğini söylerdi. Beni küçükken dizine oturtur ve öğütler verirdi. O günler benim dayandığım direk, güvendiğim adam babamdı, onu çok severdim. Beni Pazar günlerinin çoğunda parka götürürdü. Çarpışan arabalara binerdim. Beceremesem de sürmeyi , önemli olan binmekti.
Ama hatırlayamadığım o günler, bir kaza yapmıştık. Neden, bilmiyorum ama , o günden beri babam çoğu akşam ya eve alkollü gelir, ya da evde içer. O günden sonra kendimi çocuk gibi hissedemedim, sanırım buna çocukluğunu yaşayamamak diyorlar.
Her zaman konuştuğumuz, mahallemizdeki selim abi, bana bir çocuğa yapılabilecek en büyük kötülüğün, ona çocukluğunu yaşatamamak, kötülüğü göstermek olduğunu söylerdi. O gerçekten çok haklıydı. Duyduğum kadarıyla, evliliğinin 3. yılında bir yangında karısı ve çocuğunu kaybetmişti. İyi olanların kaybettiğini duymaya alıştım.
Selim abiyi seviyordum. O her zaman en iyisiydi. Bir ‘’adam’’ da olabilecek tüm özelliklere sahipti. Aslına bakarsanız, babamın alkole başladığı günlere ve sonrasına baktığımda, selim abinin babam olmasını tercih ediyorum. Selim abi yangından sonra, geriye kalan her şeyini, tüm zenginliklerini bir kenara bırakmıştı. Ve küçük bir dükkan açıp, demirle uğraşmaya başlamıştı. Duyduğum kadarıyla evini bilerek yakmışlardı. Onun sevdiği kadın gitmişti. Oğlu gitmişti.
Ve sanırım benim kadınım da gidecekti.Gidecekti galiba. İstemesem de kayıp gidecekti ellerimden. Bu şekilde nasıl olacaktı? Nasıl olacaktı… Tanıdığım tüm arkadaşlarımın başka kızlarla birlikte olduklarını biliyorum. Evleneceğim kadının kendisini bana saklayacağını bildiğim için, ben de kendimi ona saklıyordum. Bazen aptallık ettiğimi , tam bi dangalak olduğumu düşünüyorum. Beyin amcıklamaları ve sayısız düşünce beliriyor kafamda.
Neden , bilmiyorum ama yarın özür dilemeyi düşünüyorum.
Saatlerdir düşünüyordum, akşam olmuştu. Karnım da acıkmaya başlamıştı. İçeriden çatal kaşık sesleri geliyordu, sofra kuruluyordu. Odamdan çıkıp sofraya oturdum. Babam halen gelmemişti. İçip içip gelmesinden artık tiksinmiştim. Nasıl bir adamsa , bana yıllardır ne sahip çıkar, ne oğlum der, ne de koruyup kollar. Sadece kafası güzel olur. Evde huzursuzluk çıkarır.
     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.