NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

Yemek hazırdı. Kaşığı masadan almış, çorbama götürüyordum ki kapı şiddetle çalınmaya başladı. Anlaşılan babam gene sarhoştu. Annem gidip kapıyı açtı. Babam sağa sola çarpa çarpa geliyordu. Dik dik bakıyordum ona. Sonunda sandalyeye tutunup oturdu. Gözlerini kısmış etrafa bakıyordu. Annemle ahmet salona gitti. Ben de çorbamı içmeye başladım. O sırada babam bir şeyler söylüyordu, anlamıyordum. Sanırım beni azarlıyordu. Sesini yükseltmişti. Annemle ahmet tekrar geldiler. Ahmet anneme sarılmış, ‘’korkuyorum’’ diyordu. ‘’Baba sus çocuğu korkutuyosun. Sus baba!’’ dedim. Beni yakamdan tutup kendine doğru çekti. Leş gibi içki kokuyordu. Elini sımsıkı tutup ittim. ‘’Nasıl bi adamsın lan sen’’ dedi bana. ‘’Dağıtırım lan burayı’’. ‘’Anne babam gene mi evi dağıtıcak’’ dedi ahmet. Babam gene bağırmaya başladı. ‘’Sussana lan artık. Sus lan. Orospu çocuğu.’’ Dedim. Tabağını yere fırlattı. ‘’Sen benim evladım değilsin’’ dedi. Sofradan kalkıyordum ki yüzüme tükürdü.
O dakikada öfkem tavan yapmıştı. Babam olmasına rağmen onun boynunu kırıp ölüsünü balkondan fırlatabilirdim. Yüzümdeki tükürüğü sildim , ve sofradan bıçağı alıp eline bütün gücümle sapladım.
Babam çığlık atıyordu. Ahmet ağlamaya başlamıştı. Annem bana tokat attı. ‘’Git’’ dedi. ‘’Çık git burdan’’ dedi. Ağlıyordu. Babam da avazının çıktığı kadar bağırıyordu. Eli sofraya mıhlanmıştı. Mahvolmuştu her şey. Onlara baktım… bu adam nasıl böyle bir hale geldi ulan anlamıyorum amına koyayım. Akıl sır erdiremiyorum. 10 yıldan fazladır böyle. Ayıkken konuşmaz, sarhoşken evde huzur bırakmaz. Nefret ediyorum artık. Bıktım lan bu halinden. Dayanamıyorum daha fazla.
Kapıyı çarpıp dışarı çıktım. Koşar adım ilerliyordum. Üzerimde okul kıyafetlerim vardı, hiç param yoktu ve yanımda bir tek telefonum vardı. Birkaç gün eve gitmek istemiyordum. Babamın gürültüsünü dinleyemezdim. Annem de muhtemelen birazdan onu hastaneye götürürdü.
Bu gün çok yorulmuştum, bi cami bulur, bahçesindeki bir bankta uyurum diye düşündüm. Kravatımı çıkarıp topladım ve cebime koydum. Telefonumu çıkarıp saate baktım. Saat 9’u geçmişti. Erkendi daha. Camiye gelmiştim, hemen bankların birine oturdum.
Hava karanlıktı. Etrafta da pek kimse görünmüyordu. Biraz üşüyordum ama üstesinden gelemeyeceğim bir şey değildi.
Banka sırt üstü yattım ve ellerimi başımın altına koydum.
Babamın eline bıçak saplamıştım amına koyayım… ve vicdan azabı da çekmiyordum. Bir saattir camideydim ve babam şimdi aklıma gelmişti. Banka uzanmış, düşünüyordum. Aslında annem bana söylemişti, büyüdükçe merhametsiz olduğumu, önceden daha iyi, daha anlayışlı olduğumu söylerdi. Hep benim çocukluğumu aradığını söylerdi.
Ama ölen bir insanı geri getiremezsiniz.
Belki de bu yüzden sevgiyi kaybediyorumdur, kim bilir...
Nihal, bana onun yanında hep seveceğimi söylerdi. Hep mutlu olucaz derdi. Ben insanların büyük çoğunluğundan anlayamadığım şekilde nefret ederdim. -Sonraları bunun nedeninin onların da benden nefret etmesi olduğunu anladım-Bana insanları, hatta her şeyi sevdirebileceğini söylerdi. Kanımda yok nihal, demiştim. Benim kanımda yok sevgi. Hayatımın bir yarısında hep gülen, hür, şen bir adamım, diğer yarısında ıztıraplar içinde, hayatı zindan olmuş, sevgisizim.
Evet, evet. Buna hiç şüphe yok ki beni bu hale dünya getirdi. Bu hale hepimizi dünya getirdi…
Nihalin hiçbir sözünden şüphe etmiyordum, çünkü farkındaydım. O olmadan önce nefret dolu bir adamdım. Şimdi o adam geri gelemezdi. Bu asla olmamalıydı. Ben çevremde hep dışlanırdım, ezilirdim, hakaret yerdim önceleri. Belki de yıllar sonra bu yüzden bu hale gelmişimdir, bu yüzden her şeyim nefrete dönüşmüştür. Beni umursamazlardı, siklemezlerdi , bi boka saymazlardı.
Mahallede ben bi çocuğu dövsem, annesi kapımıza gelirdi, babası bağırır çağırırdı. Annem de beni döverdi. Ama ben bi çocuktan dayak yesem, eve gittiğimde anneme söylesem, nedenini bilmediğim bir şekilde, annem gene beni döverdi. Ki babam sadece alkollü olduğu ve bi bok bilmediği zamanlarda bağırırdı. Ya sinirden, ya da sevinçten.
Buraya gelene kadar doğru kadını aradım, doğru kızı aradım, doğru insanı aradım. Eğer bulduysam, ve o nihalse, kaderimde o olmasa bile prensiplerimi hiçe sayarak ben onu bağrıma basardım. Çünkü ben harunsam, ve ona inanıyorsam, yaparım bunu. Bir şeyleri dinlemek gerekir. Zaten o da benimle ilerisini düşünmese böyle büyük bir sırrı bana söylemezdi.
Şu an o kadar fazla soru, o kadar fazla kuruntu var ki kafamda… Etraftan tanımadığım, bilmediğim, siklemediğim insanlar geçiyordu, karşılarında tanımadıkları, bilmedikleri, siklemedikleri bir adam vardı. Sadece yarın olsun istiyordum bir an önce. Karnım acıkmıştı, ve ağrı yapmaya başlamıştı. Aç kalmaya alışık biri değilimdir.
Bu güne kadar her zaman, geri dönüşü olmayan hatalar yapmaktan korktum. Ben kötü bir adam olamam dedim, ne yaparsam yapayım olamam. Olamam. Çünkü kendimi biliyorum ben. Ama gelin görün ki, ya da sadece dinleyin. Kendimi bile tanımadığımı fark ettim.
Eve gittiğimde babam ayık olursa onun yüzüne nasıl bakacaktım bilmiyorum. Evlatların yüz karasıyım, karaktersizin biriyim.
Bir sigara yaktım. Etrafımda artık kimse kalmamıştı, etrafta bir tek insan yoktu, dedeler bile yoktu. Bahçeyleydim sadece. Biraz yorulmuştum. Birazdan uyurum diye düşündüm. Saatte ilerliyordu, sabah ezanına doğru da uyanırım diye düşündüm. Sonra da büyük ihtimal okula giderdim, nihali görmem gerekliydi.
Telefonumu cebimin iyice dibine ittirdim,sırtımı bankın dayanağına döndüm ve bacaklarımı katladım. Burası huzurlu bir yerdi. Burayı sevmiştim. Sessizlik vardı. Burası güzeldi. Gözlerimi kapattım, ve kafamı bir an düşüncelerden arındırıp uykuya daldım.
Rüyaların beni götürdüğü yeri bir türlü çözemiyorum. Kötü anlarımda güzel rüyalar görsem ve en azından yeni olan güne mutlu uyansam sanki ne değişirdi dünyada. Ne kaybederdi şu dünya.
Gözlerimi açtığımda ilk iş, hemen saate baktım. Saat 6 yı geçiyordu. Bu gün de bela beni bulacakmış gibi hissediyordum. Bundan gerçekten nefret ederim. Hava hemen hemen aydınlıktı. Biraz ayılana kadar gökyüzünü izledim. Camide birkaç kişi vardı. Doğruldum. Her yerim ağrıyordu. Kalktım, elimi yüzümü yıkadım ve camiden çıktım. Aynaya bakmamıştım bile. Yanımda para falan da yoktu. Eve uğramayı düşündüm ama babam çıkınca giderim ya da bu gün de gitmem dedim. Nihali de merak ediyordum, içime bir kurt düşmüştü. Bir an önce ders başlasa, okula gitsem de onu görsem diyordum. Boktan bi güne giriş yapmıştım gene. Bizim mahalleye gelip karşımızdaki apartmanın merdivenlerine oturdum. Bu arada, küçüklüğümden beri betona otururum ama motoru hiç bozmadım,cırcırla ilgili anlatılanlar yalan mıydı acaba?
Telefonumu açtım, annemlerden mesaj veya arama yoktu. Tek gelen mesaj, kontör yüklemezsem hattımın aramaya kapanacağı bilgisini içeren mesajdı. Bu düpedüz tehditti amına koyayım. Sevgili operatörüm, bunu size hiç yakıştıramadım. Para mara yok, ananızı sikeyim. Saygılar.
Burda durduğum kabahatti . Açlık başıma vurmuştu herhalde. Babam ben okula gittikten sonra evden çıkıyordu. Neyin kafasını yaşıyorsam artık. Kendimi bir keçiyle kafa kafaya vuruşuyormuş gibi hissediyordum. Zaman sanki bana kafa tutuyordu. Kalktım ve okula doğru yürümeye başladım. Sabahın körü olduğu için yalnızca işe gidenler dışarıdaydı. Daha erkendi. Okula geldim ve karşısındaki kaldırıma oturup bir sigara yaktım.
Telefonu çıkarıp tekrardan baktım, durumlar halen aynıydı. Cebimdeki kravatı çıkarıp bağladım, ve taktım. Okula yavaş yavaş gelmeye başlıyorlardı. İlk gelenler inek tayfasıydı. Bu alışılmış bi durum. Çoğunun çantası tıka basa doluydu. Çoğu bir yerlere ulaşmak için çabalıyordu. Fakir ailelerin çocukları hep çabalar, ama muhtemelen ömrü boyunca zengin olamaz. Ama zengin ailelerin çocuklarında bu böyle değildir, onlar şanslıdır, onlar her şeye sahiptir. Takdire şayan budur. Denge budur, düzen budur. Bu değişmez. Bunu kimse değiştiremez, bunu değiştirmeye teşebbüs eden insan hayalperesttir.
Öyle ya, hayallerimizi bile kaybediyoruz zaman ilerledikçe.
Yavaş yavaş millet doluşmaya başlıyordu. Ben de gelenlere bakıp nihali arıyordum. Nihali sonunda gördüm. Nihali gördüm ama bana arkası dönüktü ve bi çocukla konuşuyordu. Çocuk benim boyumda, benim kalıbımdaydı. Çocuk dediğim, lafın gelişi. Siksem çocuğu olur.
‘’Nihal, önemli konuşmanızı bölmek istemem ama konuşmamız lazım’’. Dedim. ‘’Daha sonra konuşuruz’’ dedi. ‘’Nasıl daha sonra konuşuruz nihal, gel şuraya konuşucaz’’.Çocuk, ‘’sanane kardeşim kız gelmiyo, hayırdır’’dedi. Nihale baktım, yüzünde bir ifade yoktu. ‘’Nasıl sanane lan nihal benim sevgilim konuşma onunla siktir git burdan’’dedim. Benim arkadaşlarımdan biri yanıma geldi. ‘’Harun bi sıkıntı mı var kardeşim’’dedi. Bir şey demedim. Kapının ağzındaydık, sesimi yükselttiğim için etraftan izleyenler vardı. Kavgaya bayılırlar. Nihal, ‘’harun sakin ol napıyosun’’dedi. ‘’Git burdan’’dedim.Çocuk bana tip tip bakıyordu. Yanına 3 kişi geldi. Nerden geldilerse. Onlar 4 kişiydi, biz 2 kişiydik. Kavga kaçınılmazdı. Ve buna bayılıyordum. Bir arkadaşım geçiyordu, nihali alıp sınıfa götürmesini söyledim.
‘’Daha bir gün olmadı lan orospu çocuğu. Onu bıraktığımı sandın da mı atladın?’’.’’Ya burdan siktir olup gidersiniz, ya da temiz bi dayak yer, sonra tekrardan siktir olup gidersiniz’’dedim. Arkadaşım pis pis sırıtıyordu. Karşı taraftan biri ‘’kendine fazla güveniyosun dikkat et kendine’’dedi. Hiçbir şey demedim.
İlk yumruk gideri koyduğum çocuktan geldi, bana hızla yaklaşıp düz bir yumruk vurdu. Sağ kol ile savuştur ve ilerle. Yanındakilerden birine geçtim. Elmacığına tüm gücümle bir sol kroşe vurdum. Savrulup yere düştü. Arkadaşıma bir yumruk geldi. Herkes bizi izliyordu az çok görebiliyordum. Aralarından biri dizime bir tekme vurdu. Bacağımı kırıyordu az kalsın. Diğer bacağımı öne alıp geri çekildim. Sağ, sol kroşe ve sağ aparkat vurdu. Yarısını karşıladım ama kollarım ağrıyordu. Sırtıma bir darbe alıp düştüm. Arkadaşım yerdeydi. Her şey çok hızlı oluyordu.
Aslında kavgaya yeni ısınmaya başlıyordum. Kavga etmeyi de özlemiştim. Seviniyordum bile hatta. Benim felsefeme göre, iyi bir boksörü devirmekten daha zor bir şey varsa o da iyi iki boksörü devirmektir. Madem öyle, gösterelim onlara.
Yerden hızla kalkıp 3 adım geriye doğru çekildim. Bir tanesi arkadaşıma vurmaya çalışıyordu. Adam kalkamıyordu bile. Etraftakilere baktım, güvenlik görevlisi bile izliyordu. Garip… çocuk karşımda kollarını iki yana açmış. ‘’bu kadar mısın’’ dercesine bakıyordu. Gardımı alıp gel dedim.
Yanındaki bir arkadaşı geldi, ayağıma bir alçak tekme salladı, hemen zıpladım, ardından döndü ve bir yüksek tekme vurdu. Diğerleri de geliyordu. Eğilip yerde kalan ayağını tutup çektim. Çocuk yere düştü. Diz kapağına ayak tabanımla abanarak bastım ve iyice ezdim. Çocuk anıra anıra bağırıyordu. Karşımda iki kişi vardı, yavaşlamışlardı. ‘’Noldu orospu çocuğu’’dedim. Karşı tarafa bir kişi daha geldi. Tek tesellim etraftaki kalabalığın bana uzak olmasıydı. Yakın olunca kavgaya girmeyenler bile yumruk sallar. Karşı tarafın hepsi birden üstüme geldi. Ben tek kalmıştım. Arkadaşım yerdeydi, yardımımıza kimse gelmiyordu. Pek bi beklentim de yoktu, zor olsa da halledecektim.Üç tekme geldi, geri çekildim ama biri karnıma geldi. Arkaya doğru savruldum ama düşmedim. Güvenlik jopla gelip karşıdakilere vurmaya başladı. Kaçtılar. Bana doğru geldi, dur dedim. Ama omzuma iyice abanarak vurdu. Dengem tamamen bozulmuştu. Yere kapaklandım. Karşıdakiler bu sefer güvenliğe saldırdılar. 50 yaşındaki adamı tekme tokat dövüyorlardı. Bunlarda edep, namus, saygı da yoktu. Kalktım yerden, birini tutup sırtıma aldım ve tüm gücümle ileri doğru fırlattım. Kafasını kaldırıma vurdu. Yarıldı siktiğimin kafası. Birinin elindeydi jop. Arkadan gelip bacağıma bir tane vurdu. Bacağım harbiden kırıldı sandım. Yere yapıştım. Bir tane daha vuracaktı, elinden tutup ittim. Doğrulmaya çalışırken arkamdan biri gelip tahtayla sırtıma vurdu. Ağaca çarpıp tutundum.
Bana tahtayla vuran tekrardan diğer arkadaşıma dalıyordu. Güvenlik yerdeydi, tekmeliyorlardı. Pantolonu yırtılmış ağzı burnu kan içindeydi. Çok kötü olmuştu. Çok kötü. Ağaçtan destek alıp hızlandım, elinde tahta olanın boynunu arkadan kavradım ve onu geri geri sürükleyip yere fırlattım. Yere düştüğünde diyaframına tüm gücümle bastım. Çekildim, kavga uzuyordu. Dayak yesem de asla kaçmazdım. İzleyenler uzaklaşmıştı, hocalardan bazıları izliyordu. Müdahale eden kimse yoktu. Etrafta bir polis arabası bile yoktu amına koyayım. O an biri gelip bana topuk tekmesi vurdu. Arkaya doğru düştüm. Biri odunu almış sırtıma vuruyordu. Sırtım parçalanıyordu sanki. Adamı elimle ittim, ama uzaklaştıramadım bile.
O anı buraya, kelimelere dökmek için neler vermezdim bilirmisiniz…
Bacağından tutup kaldırdım, tüm ağırlığı sırtımdaydı. Arkadaşlarının üzerine doğru ağır ağır gidiyordum. Birine doğru fırlattım. Arkamdan tekrar jopla vurdular. Yere düştüm. Acım katlanıyordu. Biri kafama tekme vurdu.
Ağzımdan bir kelime bile çıkmıyordu, çünkü kelimelerin yerini ağız dolusu kan almıştı. Gözüm halen onların üzerindeydi. Kalkıp o jopu alacak ve kafalarını patlatacaktım. Kalkıp beş adım geri çaktım. Nihalin karşısında duran o çocuğa (adını bilmiyorum) bir kroşe vurdum. Eğileceğini umuyordum, öyle de oldu. Ellerimle kafasını tutup dizimle suratına bir tane geçirdim. Geriye doğru uçtu.
Arkamdan biri jopla vuruyordu, jopu tuttum ve çocuğun kolunu kilitledim.
Ama kıracak gücüm yoktu.
Aslan gibi kükremelimiydim?
Çocukla dip dibeydik, biri sırtıma vurdu. Kalabalık bağırıyordu, çığlıklar atıyordu.
Tüm enerjim bitmişti, yüzüstü yere düştüm. Ve yerde dönüp kollarımla yüzümü kapadım. Anlatılanlara göre, ağzım burnum kan içinde, gömleğim parçalanmış, yerde gökyüzüne bakarak yatıyormuşum.- o anı pek hatırlamıyorum.-Hatırladığım bir şey var. Biri yardımıma gelmişti. Mavi ve kirli bir gömlek giymişti. Yüzünü seçemiyordum. Galiba selim abiydi. Yerden kalkamadım. Birkaç kişi beni kaldırdı. İlerliyorduk. Topallayarak gidiyordum. Arkama baktığımda selim abi bir hırkayla adamları birbirine dolamıştı. Bu hareketi sadece filmlerde görmüştüm. Gitmek istedim ama bırakmadılar.
Kalabalıktan nefret ediyordum, gereksiz, malak insanlar. Hadi bazı noktalarda karışmamak gerekir, ama birileri gerçekten acı çekerken nasıl olur da uzaktan izleyebilirler lan. Ben dövsem bile karşımdaki adama daha fazla zarar vermeyeyim diye ayırmaları gerek oysaki. Öfke bir insanı kolaylıkla insanlıktan çıkarabilir.
Biraz kendime gelmeye başlıyordum, iki kişi bana destek oluyordu. Durup yüzümdeki kanı sildim. Arkamdan bir el omzuma dokundu. Selim abiydi. Diğerlerine gitmelerini söyledim, iyiyim dedim. Selim abi bana destek oluyordu. ‘’Siz ortalığı yatıştırın, bana sonra haber verirsiniz’’ dedim.
Sesim elbette ki iyi çıkmıyordu, perişan haldeydim. Yüzüme şaşkınlıkla bakıyorlardı. Tamam diyip gittiler. ‘’Böyle yapmaman gerekliydi evlat, mahvolmuşsun’’dedi selim abi. Bir şey diyemedim. Yürümeye çalıştım ama ayağım burkuluyordu. Her yerim ağrıyordu. ‘’Bu güne pek iyi bi giriş yapamadım abi’’ dedim. Okuldan uzaklaşmıştık, yaklaşık beş dakikadır yürüyorduk. Bizim mahalleye yaklaşmıştık. ‘’Senin işin vardır abi istersen git ben başımın çaresine bakarım’’dedim. ‘’Annenler seni görse daha iyi olur, iyi değilsin’’. Tereddüt etsem de onlarla kavgalı olduğumu söyledim.’’O zaman bi süre bende kal daha doğru düzgün konuşamıyorsun bile’’dedi.
‘’O kadar adamı nasıl bu kadar kısa sürede dövdün?’’dedim. Benim dövüş stilim de iyiydi, ama onunkinin yanında hiç kalıyordu. Apartmana girmiştik, merdivenlerden çıkıyorduk. Kapıyı açtı ve içeri girdik.
‘’Gençsin , delikanlısın. Elbette gençlik arzuların, kendini ispatlama merakın olacak, ama bunları başka şekilde yapmalısın. Kötü sonuçlar doğurur. Dövüşmek tahmin ettiğin kadar temiz bir iş değildir, başına bela alabilirsin. Eğer senden öcünü alamazlarsa, elinde ne varsa hepsini almak isterler’’dedi.
Neden, bilmiyorum, ama babam eski haline dönmedikçe selim abinin babam olmasını istiyorum. Bana hayatım boyunca hep nasihat ettiler, boş konuşmalar yaptılar. Hatta çıkarları için bile kullandılar. Ama selim abi gibi yol göstermediler. O tam anlamıyla adamdı. Dibine kadar adamdı.
Pamuk ve tentürdiyot falan getirdi selim abi, ben koltuğa uzanmıştım. Hiç halim yoktu. Formumu kaybettiğimi düşünüyordum. Bayağı da dayak yemiştim, her yerim ağrıyordu. Selim abi destek verdi, tutunup lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkadım. Telefonum çalıyordu. Kapatıp bir kenara fırlattım. Eskiden de bu anı yaşadığımı hatırladım. Dayak yemiştim ve çok rahattım. Aynaya öylece bakıyordum. Tek fark, o zamanlar yolun başındaydım ve azimliydim. Şimdi azmim bile yok.Üstüm başım parçalanmıştı, hasar almayan bir yerim yoktu. Selim abiyi tanımasam evinde durmazdım. Bana bir gömlek ve pantolon getirdi. Giyinip içeri geçtim. Selim abi yüzümdeki kanları temizliyordu, ben de ona bakıyordum.
‘’Dün sizin evden bağırma sesleri geldi, sonra senin evden çıktığını gördüm. Annenle baban da çıktılar, baban yerinde duramıyordu, bir şeyi mi vardı’’ dedi. Yutkundum. Bir şeyler söylemeye çalışıyodum, ama ağzımdan kelime çıkmıyodu. ‘’Evet abi’’dedim.’’Biraz tartıştık’’.’’Babana zarar mı verdin’’dedi.
‘’Evet’’dedim. ‘’o senin düşmanın değil harun, baban o senin’’. Bir şey diyemedim, ne söylesem diye düşünüyordum. Biraz sessizlik oldu.
     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.