NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

AHMET HAKAN
BİR gazete var. Adına “Havuz gazetesi” denilen... Sahibi Ahmet Çalık idi... Adamcağız kaçıp kurtardı kendini. Ahmet Çalık gidince gazetenin yeni sahibini belirleme işini hükümetimiz üstlenmiş durumda: Devletten ihale alan müteahhitlerden para toplamalar, kaz gelecek yerden tavuğu esirgemeyen işadamlarımızın milyon dolarları havada uçurmaları falan. Fakat bu girişim tamamlanamamış olacak ki... Gazete tam bir belirsizlik içinde: Finansmanı nasıl sağlanıyor, maaşları kim ödüyor, giderleri nasıl karşılanıyor? Hepsi belirsiz. Ama gazetenin istihdam ettiği bir tetikçi şebelek, sahibi belirsiz bu gazeteden habire sallayıp duruyor. “Aydın Doğan şöyle” diye sallıyor. “Turgay Ciner böyle” diye sallıyor. Havuzu yazamıyor, salmayı yazamıyor, kazı yazamıyor, tavuğu yazamıyor, Binali Bey’in koordinatörlüğünü yazamıyor, “milletin ............a koyacağız”ı yazamıyor, tape’leri yazamıyor, yüz milyon dolarları yazamıyor. Habire Aydın Doğan’ı yazıyor, habire Turgay Ciner’i yazıyor. Diyelim ki tutarlılık falan gözetmiyorsun, diyelim ki “Kendi halimize bakmıyoruz, bari başkalarına çemkirmeyelim” demiyorsun, diyelim ki utanmıyorsun, diyelim ki sıkılmıyorsun.. Bari arsızlık yapma, bari işi pişkinliğe vurma a şebelek!
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25798611.asp

HASAN CEMAL
Alo Fatih, Tayyip Erdoğan iktidarının medya üzerindeki çirkin baskılarının ‘ses kayıtları’dır, ama aynı zamanda medyanın ne hale geldiğinin hazin bir ‘kayıtı’dır."
Salı günü öğle saatlerinde Tayyip Erdoğan'ın tüm haber kanallarında saat 13 haber saatini aşma pahasına canlı yayınlarda konuşmasını naklen yayımlayabilirken, ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması, ‘Sabah/ATV’nin ‘havuz’ marifetiyle nasıl ele geçirildiğine ilişkin tapeleri TBMM çatısı altında okumaya başlandığında kesiliverdi. Konu, Rüşvet ve Yolsuzluk kanıtlarına gelince, ‘canlı yayın’ın kesilmesi ve penguenleşme hali, Türk medyasının her bir biriminin değişik düzeylerde Alo Fatih halinde olduğunun çarpıcı bir kanıtıydı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının kesildiği bölüm, 17 Aralık sabahı İçişleri Bakanı bir baba ile operasyon sonucunda gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanan oğlu arasında, yani bir baba-oğul arasında geçen ibret verici konuşmanın kaydıydı."
http://t24.com.tr/yazi/meslegine-ihanet-eden-etmeyen-gazeteciler/8521

EMRE USLU
Başbakan ve AKP’de bazılarının son yıllardaki 180 derecelik değişimini AKP tabanından kimse anlamlandıramıyordu. Bu değişimi açıklamamı isteyen yüzlerce AKP’li ile bizzat karşılaşmışımdır. Ergenekon ile mücadele eden Başbakan’ın birden bire Ergenekoncuların yanında tutum alması kolay açıklanacak bir durum değil.Bizzat AKP tabanı Başbakan ve çevresindeki bu değişimi anlamlandıramıyorken Başbakan’ın çıkıp “bize şantaj yapılıyor” diye açıklama yapması akla başka soruları getirir. Örneğin tabanın içine sinmeyen 180 derecelik değişim acaba bir şantajın sonucu mu, sorusu beyinleri kurcalamaya başlar. Başbakan’a tavsiyem şu: Eğer gerçekten şantaj varsa savcılıklara suç duyurusunda bulunun. Şantaj iddiasıyla meydanlardan oy toplamaya çalışmak, AKP’lilerin gayrimeşru seks kasetleri mi var sorusunu akla getirir ki bu, muhafazakâr seçmen nazarında en fazla AKP’li siyasetçileri yaralar...
http://www.taraf.com.tr/emre-uslu-2/makale-santaj-siyaseti.htm

MELİH AŞIK
Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda gözaltına alındığında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ne demişti? “Bir İçişleri Bakanı’nın oğlunun gözaltına alındığını basından öğrenmesinden daha acıklı ne olabilir ki?” Peki, önceki gün Kemal Kılıçdaroğlu’nun grupta açıkladığı tapeden neyi öğrendik? Muammer Güler’in, oğlunun gözaltına alındığını basından öğrenmediğini... Evinde polisler arama yaparken kendisini arayan oğluyla yaptığı telefon görüşmesinden öğrendiğini öğrendik. Ama tabii bu da acıklı... Çünkü para sayma makinesi ile 1 trilyona polis el koydu... Hükümetlerin iktidarda kalmak için meşru gerekçeleri azaldıkça, gayrimeşru gerekçeleri artıyor...
http://gundem.milliyet.com.tr/medya-tutuklu-/gundem/ydetay/1835912/default.htm


EYÜP CAN
Ahmet Çalık, Sabah ve Atv Grubu’nu zamanında 1 küsur milyar dolara ihaleye girerek aldı. Siyasi yakınlığı ne olursa olsun, kimse hukuken ağzını açamadı. Eğer Kalyon İnşaat ya da hükümete yakın başka bir işadamı şeffaf bir biçimde Çalık’tan parasını verip alsa yine kimse hukuken ağzını açamazdı. Fakat böyle olmadı çünkü Kalyon grubunun bu değerde bir aseti alabilecek ekonomik gücü yok. Olmadığı için havuza katılan diğer müteahhitler “Bu iş ortaya çıkarsa yer yerinden oynar” diyor. Ve Kalyon’a Sabah Grubu’nun satışında para aktarabilmek için akla karayı seçiyor. Olmadık yolları deniyor. Kamu bankasından borç alıyor... Ve tüm bunlar iktidarın medyası olsun diye yapılıyor! Tekrar ediyorum: İktidarın da muhalefetin de medyası olsun da böyle mi olsun? “Eski Türkiye’de bu işler böyle yapılıyordu” demek Yeni Türkiye iddiasını nereye taşıyor? Tamam paralel yapılanmaları bu operasyonların yapılış şeklini sorgulayalım da artık hiçbir çuvala sığmayan havuz medyası mızrağını ne yapalım?
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/eyup_can/yer_yerinden_oynar-1176509

ASLI AYDINTAŞBAŞ
Yaşadığımız bu kaos ortamında, dış politikada Türkiye’yi rahatlatacak iki çok önemli gelişme var. Birincisi, adına ‘normalleşme’ denen ama asıl fonksiyonu ‘barışma’ olan İsrail’le müzakereler... İkincisi ise gözden ırak, gönülden ırak, Batı’nın Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm formülü için düğmeye basmış olması... İsrail’le el sıkışmak, siyasi hayatının en büyük kavgasını vermekte olan Başbakan Erdoğan için kolay olmayacak. Hele de 30 Mart seçimleri öncesinde. Bu yüzden Erdoğan geçen gün sürpriz bir biçimde İsrail’den ”Gazze ambargosunun hafifletileceğine dair yazılı protokol” istedi. Ama günün sonunda, muhtemelen yerel seçim sonrasında, bu anlaşma olacak gibi...
http://siyaset.milliyet.com.tr/fatih-altayli-itirafci-mi-/siyaset/ydetay/1835916/default.htm

TARIK TOROS
Skandalları kanıksadık sanki. İnternete sansür getiriliyormuş. İsterse fişini çeksinler. Gerçekleri örtemez, saklayamaz, kaçıramaz, silemez, yok sayamazsınız. Tüm gedikleri tıkasanız bile, bir muhalefet lideri çıkıp Meclis kürsüsüne projeksiyon kurar, yasal ses kayıtlarını dinletir. Şalteri indirmekten başka çareniz kalmaz!
http://www.bugun.com.tr/care-salter-yazisi-971966

YILMAZ ÖZDİL
Rockefeller... Çaresiz garibanlar gökdelenlerden aşağı atlarken, şahsi serveti 189 milyar dolarcıktı, kainatın en zengin adamıydı. Etrafında pervane olan dalkavuklar, basın tarihinde görülmemiş bi yalakalık icat etti: Pembe Gazete!İçinde tek kelime olumsuz haber barındırmıyordu. Güllük gülistanlıktı. Sarı basın kartı folofoş oldu. Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğümüz “pembe” basın kartı versin artık gaztecilere.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25798577.asp
ERTUĞRUL ÖZKÖK
Biri çıktı ve dedi ki:“Bu milletin a.... koyacağız”. Bekledim ki, kendi analarına toz kondurmayanlar, milletin anasına da sahip çıkacaklar. Bekledim ki, Sabah’taki arkadaşlar hep birlikte ayağa kalkacak, milletin anasına onlar sahip çıkacak.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25798723.asp
NAZLI ILICAK
Hayrettin Karaman "hayatın olağan akışı içinde" birilerinin bir vakfa karşılıksız 99 milyon dolar bağışlaması ya da değerli bir araziyi vermesi mümkün mü? Havuz konusunu ele alalım: Burada, ihaleye giren müteahhitlerle bakan iş tutmamış mı? 630 milyon dolar haraç kesilmemiş mi? Müteahhitlerin ihalelerde önleri açılmamış mı? HSYK'da Şubatın ilk çarşambası, çocukların tatiline denk geldiğinden dolayı, önceden mazeret izni alan birçok üye katılamamış.
http://www.bugun.com.tr/rusvetin-tarifi-yazisi-971964
MEHMET YILMAZ
Yargıtay’ın, Balyoz davası ile birlikte hukuk sistemimize de soktuğu “hayatın normal akışına uygunluk” içtihadı o villanın “senede üç beş gün gidilen arkadaş villasından” daha farklı bir şey olduğunu düşündürüyor bana. ESKİ İçişleri Bakanı Muammer Güler, oğlunun evine yapılan polis baskını sırasında oğluyla konuşurken şu soruyu soruyor: “Evde ne var?” Konuşmanın gelişme şeklinden de anlaşılıyor ki Bakan Güler, oğlunun evinden hatırı sayılır bir para çıkacağını biliyordu.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25798701.asp
MURAT YETKİN
En son İspanyol Başbakanı Mariano Rajoy’la ortak basın toplantısında Erdoğan’ın Zaman muhabiri Ahmet Dönmez’i azarlaması ilk değil, muhtemelen son da olmayacak. Bence Erdoğan’ı şu sıralar en çok kızdıran üç şey, sondan başlayarak şöyle sıralanabilir: MHP’de yükseliş gösteren anketler, Kılıçdaroğlu’nun bantları Meclis’te ifşası, Cumhurbaşkanı Gül’ün göreve çağrılması.
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/murat_yetkin/erdogani_en_cok_kizdiran_3_sey-1176511
SEDAT ERGİN
Bu tempoyla gidilirse, Ergenekon davasının sonuçlanabilmesi 2015 sonu, muhtemelen de 2016’ya sarkacaktır. Bir özel yetkili savcının 2012 Şubat ayında MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı tutuklatmaya kalkışması, bu mahkemelerin tarihinde önemli bir kırılma olmuş, hükümeti bu konuda ciddi bir arayışa yöneltmiştir.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25798687.asp
MEHMET TEZKAN
Geçen yıl Başbakan’ın cumhurbaşkanı seçilmesine kesin gözüyle bakılıyordu.. İktidar partisi, Başbakan’ın cumhurbaşkanı olması kesmez, başkan olmalı diye bastırıyordu. İktidar partisinin 367’yi bulup Anayasa’yı değiştirmesi imkansızdı ama 330’u bulup referanduma gidebileceği kuvvetli olasılıktı.. Geçen yıl ‘Başbakan adaylığını koysun kesin cumhurbaşkanı olur’ diyenler; bugünlerde ‘çok da kolay görünmüyor’ fikriyatında..
http://gundem.milliyet.com.tr/bir-yilda-bakin-neler-degisti/gundem/ydetay/1835886/default.htm
GÜLTEKİN AVCI
Medya hem fikir ve haberler kumkuması hem de gerçekler ve yalanlar mahşeri. Başbakan kendisine soru soran muhabire hukukta bir kaide var öğren deme hakkı olan dünyadaki son kişidir. AK Parti hükümetinin medyaya uyguladığı baskı klasik usullerden çok farklı ve etkili. Abdestinizden şüpheniz yoksa bu medya kuşatması neden?
http://www.bugun.com.tr/medyadaki-nu-tablo-yazisi-971953
AHMET TAKAN
Başkentte, Batıkent-Sincan metrosu açıldı. Melih Gökçek’in uğrattığı milyon dolarlarca zarar yüzünden Ulaştırma Bakanlığı tarafından yaptırılan hattı utanmadan sıkılmadan seçim malzemesi olarak kullandılar. “Erdoğan Köşk’e. Bülent Arınç bir sene Başbakan. Daha sonra Gül’e hem parti genel başkanlığı hem de Başbakanlık.” “Gül, 5 sene daha Köşk’te oturacak. Erdoğan partinin başında kalacak.”
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/abdullah-gul-metro-hattini-cankaya-koskune-bagladi-29767yy.htm
Ali Bulaç
Sonuçları itibarıyla kamu görevlisinin yönlendirdiği, hatta yönettiği “bağış” kamunun zararınadır. Bir bağış yapan bunun onlarca katını çıkarır, bu da ülkede yaşayan herkesin cebinden çıkar. İnternete düşen konuşmalardan da anlıyoruz ki zoraki bağışçı “Bu milletin bilmem neyine koyarım.” der. Dahası havuz sistemi ile partiler kurulur, haksız rekabet yapılır, sivil cemaat ve dernekler kamuya bağlanır. Sonuç itibarıyla “temiz ve helal suyun üç şartı (rengi, tadı ve kokusu) ile kaynağı” itibarıyla bu havuza akan su temiz sayılmaz. Sistemin İslam’la ve İslamcı siyasetle de uzaktan yakından ilgisi yoktur.
http://www.zaman.com.tr/ali-bulac/havuzun-suyu_2199208.html


Mümtazer Türköne
Başbakan, yolsuzluğun ne olduğunu bilmiyor mu?
İki ihtimal var: Birincisi Başbakan işine geldiği şekilde bir yolsuzluk tanımı yapıyor ve ortaya dökülüp saçılan mahkemelik işleri, bu tanımın dışına çıkartıp aklamaya kalkıyor. İkincisi, Başbakan safiyane şekilde yolsuzluğun ne olduğunu gerçekten bilmiyor. Hukukun genel prensiplerinden biridir: bir eylemin suç olduğunu bilmemek, kişiyi cezadan kurtarmaz. Kısaca “ben şunu anlarım” lafı mer’î hukukun anlattığını içine almıyorsa, söylediklerini sadece alenî bir yolsuzluk itirafı olarak kabul edebiliriz. Başbakan rüşveti, “memurla sivilin iş tutması” olarak tanımlasa da, siyasetçileri neden dışarıda tuttuğuna kimseyi ikna edemez. Memurun yaptığını memura emir veren “seçilmiş”in yapması neyi değiştirir?
Somutlaştıralım: Sabah-ATV grubunun yalın-kılıç parti propagandası yapması, AK Parti için bir siyasî çıkardır. Şayet bu çıkar, kamu ihalelerini dağıtma karşılığı sağlanıyorsa bunun adı siyasî yolsuzluktur. Şayet kamudan rant temin edenler -mesela ihale alanlar- karşılığında mecburen TÜRGEV’e bağışta bulunuyorsa veya -çok açık söyleyelim- imam-hatip binası inşa ediyorsa, bunun adı “laiklik karşıtı eylem” değil, doğrudan siyasî yolsuzluktur.
http://www.zaman.com.tr/mumtazer-turkone/basbakan-yolsuzlugun-ne-oldugunu-bilmiyor-mu_2199238.html

ŞAhin Alpay
Abdullah Gül ve Bülent Arınç’tan beklenen
Abdullah Gül ve Bülent Arınç Başbakan’ın kendisi gibi düşünmeyen hemen herkesi vatan haini ilan eden; toplumu çok tehlikeli bir şekilde kutuplaştıran; yolsuzlukları örtbas etmek için hukuk devletini tahrip eden; kısaca akıl, izan ve mantıkla bağdaşmaz bir çizgi izlediğini görmüyor olamazlar. Cumhurbaşkanı Gül önüne gelecek, özgürlükleri ve hukuk devletini tepeleyen yasaları veto etmeli. Aksi takdirde saygınlığı zarar görecek. http://www.zaman.com.tr/sahin-alpay/abdullah-gul-ve-bulent-arinctan-beklenen_2199236.html

Etyen Mahçupyan
İnternet düzenlemesi ve komplo
Hükümet Hoşlanmadığı yayınların olabildiğince hızla engellenmesini ve mahkeme kararına kadar zaman kazanarak karşı hamlelerle o yayınların etkisiz kılınmasını sağlamak istiyor. İnternet yasası aslında hükümetin stratejisini anlamak açısından iyi bir örnek… Binlerce polisin yer değiştirmesinin anlamı da burada. Yani olmuş olan bir şeyi değiştirmeye değil, olacak olan bir şeyi engellemeye yönelik bir tedbir.
http://www.zaman.com.tr/etyen-mahcupyan/internet-duzenlemesi-ve-komplo_2199210.html

Erhan Başyurt
Dershaneler paralel yapı için bahane miydi?
“Paralel devlet”, “paralel yapı” gibi gerekçelerle soruşturmaları açan savcılar ve kolluk görevlileri sürgün ediliyo. Yeni soruşturmalar çıkmasın diye de Emniyet hallaç pamuğu gibi savruluyor. İş adamlarına ihaleleri veren bakanlık üzerinden adeta “haraç” kesiliyor. Şoke eden yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarıyla ilgili dudak uçuklatan, insan aklıyla alay eden savunmalar dile getiriliyor. “Devletin kasasından alınan ve çalınan herhangi bir şey yok...”Oysa yasal dinleme kayıtları çok net olarak gösteriyor ki, iş adamlarına verilen milyarlarca dolarlık kamu ihaleleri karşılığında tüm bu ödemeler yapılıyor.
http://www.bugun.com.tr/dershaneler-paralel-yapi-icin-bahane-miydi-yazisi-972024

     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.