NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io


15.09.2017
Zaman çarem olucaktı. Böyle söylenmişti. Yüz günler geçti, yüzyıllar mı geçmeliydi? Ruhum iyileşmiyor. Yıkandım. Bütün çağlayanların suyu aktı üzerimden. Aklımı bir türlü yıkayamadım. Şiire vurdum, şarkı söyledim, yazıya döndüm yüzümü. İnsandan medet umdum. Dostlarıma açtım derdimi, içimdeki yaraya bir derman bulamadım. İçimdeki dil yarası, açan kurutur ancak. Büyücü Merlin' in taşa sapladığı kılıç değil, sevilenin sözüdür yüreğime saplı.
İnsandım. Dönüştüm. Ruhu olan kayayım. İnsan nasıl dönüşür, merak ederdim. Ben sevginin değil, sevgisizliğin dönüştürdüklerindenim.
Çekildim içime, içimin en derin yerine. Kurudum. Kırıklarımdan çiçekler filizlenmiyor. Anlaşıldı ben şimdi hiçbir yerliyim. Yalnız hiçliğe aitim.
'Çarem'din, 'acım' oldun. Çaremken de, acıyordum.
Bütün dünya benim. Kendimi kattım herşeye. Unuttum, yok saydım yüreğimi. 'Yüreğimdeki şimdi aklımda.' Akıl kesilmedi yüreğim. Aklım, yetim yüreğim. "Kalbimin huzuru" sevdiğim. Müşkül bu ya yoksun, nasıl huzur bulsun içim. Aşk insanı söyletirmiş, söylemeyen dilimle ben daha çok aşık değil, aşikârım. Kendimi kendim sarmalı, önce kendimle dost olmalıyım. Varlığım zamana yük geliyor şimdi. Belki de yaşamamalıyım.
Her gece ölü bir gökyüzüne baktığımızı söylüyorlar. Binlerce yıl önce yıldız olanlar artık yaşamıyorlar. Ne kötü öldükten sonra ben, ölü yıldızlar gibi parıldayan bir dostluk bırakamayacağım geçmişten. Yapraksız ağaçlar gibi insansız kış ömrüm.
Varlığınla öğrenemediğimi yokluğun öğretiyor. Sana çıktığını sandığım yollar acıdan geçiyor. Bizbizeyiz. Sır yok aramızda. Sana açılıyor bütün sözlerim. Sabahlarım sana doğuyor. Acıdan değil şikâyetim, şu tembel ruhum acıya alışır diye korkuyorum.
Korkmam mı gerek bu yalnızlıktan? Ama ben seninle doluyum. Dayanağım, beni ayakta tutan yeryüzü, görkeminden ürkmediğim gökyüzüm. Çırılçıplak ruhumu teslim ettiğim inancım. Ağrım, ağırlığım, sevincim, içimin hafifliği. Yüklediğim anlamlarla eziyet etmek değil ereğim. Bana bütün anlamlarla gelen sensin.
Yaşantım benden her gün eksilenlerle geriye doğru gidiyor. Geçmişe gidiyorum. Bugün bir şey öğrenmedim. Eşelediğim kendimim, belki yeni bir şey çıkar diye içimden, arıyorum. Bir sürü pılı pırtı içinde paha biçilmez sandığım bir şey bulamamak umutsuzluğumu bir kat daha artırıyor. Umutlu birimiydim eskiden? Hatırlamıyorum. Nasıl bir şeydi inanmak. İnanmak ve umut etmek birbirinin tamamlayıcısı. İnancım var mıydı eskiden? Bu inanç tanrı inancı değil. İnanmak insana, bir davaya, bir düşünceye. Bütün sorunlarıma yanıt olucak, hayatımı anlamlı kılacak bir şey istiyorum. Beklemek istiyorum. Bir kitap sayfasında, bir gazete köşesinde, bir filmde geçen cümle inanmam için yeterli değil. Müzikle dolup, kendimden geçmek anlamlı değil. Yalana sığınmalıyım. Yalana alışmalıyım. Kendim için var edemediğim umudu, başkaları için var etmeye çalışmalıyım...
İlaç altında hissedebildiğim kendimi öldürme ihtiyacı. Bu bir gereksinim. Bunu her gün yapıyorum aslında. Fiziksel olarak intiharımı ise henüz gerçekleştiremedim. Neden yaşamımı uzun bir hapisliğe çevirdim? Bedenimde prangaya vurulmuşum. Kendimi insan kılmaktan acizim. Eksiğim demek yetmiyor, malûlüm. Düşünmekle daha fazla umutsuzluktan başka ne var elimde. Dibe doğru gidiyorum, bu derinliğin sonu yok. Yalnızca düşüyorum. Düşmekle aynı yerde kalmak arasında bir fark yok galiba. Duygularım daha dipte hepsi bu. Her şeyi yitirmek istiyorum. -Ait olduğum ya da bana ait ne varsa-. Onlardan kurtulmak istiyorum. Hiçliği yaşamanın tek yolu bedenden de vazgeçmektir. Kendimi terketmeli, işgal ettiğim yeryüzü parçasını boşaltmalıyım. İnsanlıktan istifa ediyorum. Lütfen kabul buyurun. Kendimi tüketip yeniden başlamak, yeni ben olmak istiyorum. Lotus çiçeği kir tutmazmış beyazlığında. Kalbimde lotus çiçeği olsa keşke.
Geçmiş zamanlı cümleler kurmayı seviyorum. Mevsimsiz göç etmeyi seviyorum. Şimdi sırası değil, daha ayrılığa beş var demeyeceksin. Tam da sırası gelmemişken gideceksin.
Zaman tutulur mu? Akılda, fotoğrafta, filmde tutmak mümkün. Bizim bir fotoğrafımız bile yok, yakmak isteyeceğimiz. Zamanı birlikte tuttuğumuzun kanıtı yalnız aklımda. Sakın bir cümle daha vermeye kalkma, bir daha ladeslemen mümkün değil, her şey aklımda.
Kalbimde eş vuruyor kafamda çalınan ziller. Bende batan gemi yok, ben yalnız kendimi boğarım. Darmadağın olmama şahit misiniz sevgili kalemim, şahit misiniz bu günüme? İyi bakın öyleyse. Aşk kurbanı değil, aşkınlığın kurbanıyım bu akşam. Bunu böyle bilesiniz. Ben dünyayım. En derinimde en sıcak yerim saklı. Aldanmayın gün ışığı sızmış orman içi gözlerime, ardında koca bir volkan saklı. Sözcüklerim ağlayabildiğiniz kadar ağlayın bu gece. Tükensin içimdeki keder. Yarın yeni bir başlangıç olmalı..
Diyordu ki Nazım "Yalan kuvvetliye söylenir". Ben zayıftım, tanımadın. Sen ki cümle dertlere derman, ezberden okurdun insanı, kırıldığımda aynı toprakta yeşermeyeceğimi bilmeliydin.. .
İnsanın içi ne kadar yanar? Hangi dereceden yanık bir akıl taşıyorum? Üçüncü, dördüncü derece yanıklar iyileşmez biliyorum. Bu yara yalan yarası. Belki rengi vardır yalanın ama ben renk körüyüm, insan körüyüm.
"Ayrılık sevgiye dahil" diyor şair. Bizimkisi sevgisi yok bir ayrılık. Olsa hiç ayrılır mıydık?
Ne zaman geçecek bu yangının acısı? Ne zaman alışacağım yokluğuna. Ben hep sevdiklerimi ölmeden öldürürüm. Bende kendilerini öldürürler aslında. Suçum yok apansız gelen ölümünde. Yalan sözün bir celladın yağlı ipi gibi geçti boynuma. Beni öldürürken öldürdü seni bilmeden. Bu ölüm iki kişilik.. .
Bu gece içimdeki herşeyi dökmek istiyorum. Biriktirdiklerim canımı yakıyor. Kalbim ağrıyor. Ruhumun ağrıları, beden ağrılarına dönüyor. Biri masumiyetimden şüphe ediyor. İçtenliğimden kuşku duyuyor. Zan altındayım. Birşey yapmadığım halde neden vuruldum prangaya, bu ayrılığa bilmiyorum. Yanıtını bulamadığımız sorular en fazla örselemiyor mu ruhumuzu?
Acım çok. En sade cümlelerle tarif etmeliyim kederimi. Özüm süssüz, öyleyse süslü sözcüklere gerek yok anlatmak için. Anıları dizip önüme, senden kalanları sayıp ağlayamam. Sen bütünümdesin. Dönüşmüş benliğimsin. Ben ağlarsam, sen ağlarsın. Seni ağlatamam. Seni yaşatırım. Kendimi öldürmüyorsam o baştan ayağa sen olduğum içindir.. .
İlk sorum "sevgi nedir" olucak? Bana formüllerden söz etmeyeceğinizi biliyorum. İnsan yaşadıklarından mı, okuduklarından mı öğrenir sevgiyi? Ben yaşadıklarımı okuduklarımla anlayabiliyorum. Okudukça düğümler çözülüyor, yazdıkça derin yaralarım sözcüklere dönüşüp kabuk bağlıyor.
Kavganın kazananı yoktu, ama kaybettiğimiz pekçoktu.
Bugün beni en iyi hangi sözcük anlatıyor? Sanırım "boşluk ". Boşluk, yaşamayı her zaman korktuğum bir hâl. Duygularım olmazsa, hissedemezsem, ölürüm. Acı, bana yaşamın içinde olduğumu hatırlatır. Yaşamın yalnızca soluk alıp vermek olmadığını bana duygularım öğretir. Sevgim yok olursa ben nasıl insan olurum, yalnızlığıma nasıl katlanırım? İçimdeki ben'in ölmesine izin vermemeliyim, o benim insan yanım.. .
Bu başka bir gün. İçimin boşaldığını yazmıştım ya, değil aslında. Acılarımı erteliyorum yalnızca. Bunu yapabilmeme çalışmam yardım ediyor. Bunu da atlatırım. "Bu yürek yetim yürek". Kendime duyduğum merhamet yüzünden şiirin önce bu satırları geliyor aklıma. Kendime acımamayı nasıl öğrenirim? Bir bilen var mı? Yol gösterin, çıkarın beni bu acının içinden. " İçinde bir tek suret yaşayan yüreğe yürek mi derler, çarptımı milyonlar için çarpmalı". Neden şiirin bu bölümü sonradan geliyor aklıma? Dünyayı, dışımdaki yaşamı askıya aldığım için mi? Belki de bu sözcüklerle yüzleşme cesaretim olmadığı için. İçimin orduları nasıl bu kadar yenik? Bu darmadağın savaş meydanını korkakca terketmek ya da titreyerek oturmak ölülerimin başında, yaraşmıyor.
Yazmak yaşamaktır. Yazmak kendimi anlatmaktır. Anlatacak bir şeylerin olmasıdır. Yazamıyorum anlatacağım yok artık. Yaşamıyorum ki. Ben nasıl bu kadar öldüm? Kendimi mi öldürdüm, beni öldürdüler mi? Tuttuğum kiralık katiller mi, kim bu cinayeti işledi? Yapacak bir şey yok, ölmemden başka. Benim "ab-ı hayatım" onun çeşmesinden akar, susuzluğum hiç dinmez.. .
Çocukken yaptığım gibi benimle oynasınlar diye çocuklar, hep ebe olmayı kabullenecek miyim? Şimdi ne çok isterdim baktığın yerde olmayı. O yumuşak, sıcacık bakışlarınla sarılmayı. Benim ki gibi yoksul bir yüreğe bir mucize, bir armağandın. Sözcük sözcük ördüm yalnızlığımla yalnızlığın arasındaki danteli. Eşi görülmemiş bir motifti yarattığın, şimdiye dek aşk müzelerinin hiçbirinde görmediğim. Görmedin mi, dünyada en çok şeyi yalnız söylemediklerimle ben, en çok sana anlattım.
Ne çok korktum, ne çok özledim. Yazmak yetmiyor bana bugün, sözcükler kağıtlarda kalsın istemiyorum. Hepsini sana söylemek, sana bakmak istiyorum. Ben hep kaybettim, yine olsun istemiyorum. Ne olur seni hep beni beklerken, beni severken bulayım. Sevgin saklasın beni, zarar görmeyeyim.. .
Neredeyse bir ay olmuş kendimle gidip gelmeyeli. Aslında hep kendimleyim de kağıdım kalemim tanığım değil. Ben hep kendime kaldım. Bu her zaman böyleydi, hep böyle olucak. Kendine yetmek nedir diye soruyorlar. Kendine yetmek bence, kendine yetmediğini bilmektir.. .
Yazmak dam altı oldu sığındığım. Meydan okudum cihana. Cümle hüzünler temelimi attı. Yapı sağlam yıkılmam onluk depremlerde bile. Ben senin yazarınım. Sana yazarım, seni yazarım. Yazılarım kalkanım, yazmak sığınağım. Gördüğün gibi kendimden başka sığınağım yok. Ben yalnız kendime Kaçarım. Korkmasın yükümü yüreğiyle gönüllü taşıyanlar ayaklarına pranga olacağımdan. Ben yaşama bile yük olmadım. Ürkekliğim, korkaklığım hergün dayak yiyen çocuklarınkine benzer, her yanına yaklaşandan beklenmedik bir tokat yiyecekmiş gibi elleriyle yüzünü kapayan.
Aklım sen düşüncesiyle çatlayacak. İyi olmam seninledir. Hastayım, yılgınım, üzgünüm, perişanım. Bunları yazmaktan nefret ediyorum ama böyle işte.. .
"Aşk artık burada oturmuyor" -Bu çalıntı başlığa bayılıyorum. Bir pop şarkısından yürütme türkçe bir kitabın adı. _ Aşk burada hiç oturdumu ki onu burada arıyorsun. Sen ne anlarsın aşktan? Aşkı ne bilirsin? Aşk geldiysen eğer, üç kere vur. Böylesi gerekliydi sana, aşkın kapıya geldiğini anlamak için.. .
Seni haklı çıkarmadı zaman sevgili Nazım. Diyordun ki "uzun sürmez yirmibirinci yıllarda ölüm acısı." Ölümlerin arasından geliyorum sana. Hayatımın içine güzel şeyler koymak için. Çalıyorum zamandan yaşarken. Yeniden ölebilmek için yeniden yasamalıyım. Hep ölürken ne kadar öldüğünü anlamıyor insan. Sende bir süre soluk almalı, can bulmalıyım ki yeniden öleyim. Sen insansın, adın umut. Sen yaşamaksın, adın sevinç. Sen topraksın beni büyüten. Sen hasret gittiğim her şey.. .
Birer birer dökülüyor yüreğimden insanlar, birer birer ölüyorlar. Sonbahar oluyorum. Son olduğum kesin ama baharım yok. Süpüremem güz yaprakları gibi solmuş anılarımı. Kimsenin tanıklık etmediği anılarım, ölü zamanlarım. Hep yeni kalan yanımsın benim.. .
Umutla koşacağım pencereler yok. Sokaktan geçen sen değilsin. Beni memleketin ücra bir köşesinde yitirdin. Geçtiğimiz yollar kesişmez. Çıkmazlarımız yalnız kendine açılır.. .
Herkes kendine ait bir şey arıyor bende. Hangi dolap arkasından çıkacak unuttuklarım. Bana bıraktıklarını kutsal bir emanet gibi taşımalıymışım. Vedasız ayrılıklarında ben hep onların yasını tutmalıymışım.. .
Boşalmış gönlüm. Üzerine kiralık tabelasını asıp insan içine çıkarsam alan bulunur mu? Nerede kaldı gönlümü gönüllü verişlerim? Nereye gitti karşılıksız aşklarım? Ağıtlarım, gözümü hüzün bürümüş sonbahar akşamlarım.. .
Beni hiç düşünmedin, hiç sevmedin de aslında. Hakkım yok hayâl kurmaya. Kim demiş " insan âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar " diye. Yani simdi ben ölü müyüm? Ölümü beklemekteyim ama. Ölümü beklerken, hayat beni al diye yakarmaktayım aslında. Sığınağım olmuyor artık yazı. Ben'imle aramda bir uçurum saklı. Bir türlü dönemiyorum
kendime. Yanıtını aradığım bir sorunun ardında kaybettim yolumu. Ben 'onluk depremlere dayanıklı' yaftasını alnıma yapıştırmış dolaşırken, köprülerim, kâğıttanmış gibi çöktüler. Dönemiyorum içime. Tanımadığım bu ben, kendi değil artık. İçimin barış cumhuriyetine pasaportunu kim verecek?
İyi olduğumu söylerler karşılıksız sevgilerde. Sevgisizlik tüketiyor beni. Almadan vereceğim neyim kaldı ki? Kalemim biçimsiz harfler döker kâğıda kendimin de anlamadığı. Yazmak isterken en ölümsüz şiirlerini insanlığın, böyle bîçare, duygu yoksulu, düşünce yoksulu sayıklamalara döner içim.
Yalnızlığına katlanamadığında, benimkini ayağına seriyordum. Ben yeterdim yalnızlığa, böyle kabul etmiştin. Yalnız kalma gücümü sınıyordun. Kimseye yük etmediğim yalnızlığımı horgörüyordun. Sözde "ustura ağzında yaşamaktan" alıkoymaya çalışırken beni, ruhumu katledişini seyrediyordum uzaktan bir yabancı gibi.. .
Kapımın önündeki ayak sesi değil beklediğim ya da sokakta karşılaşmayı umduğum biri. Söylediği gibi şairin "arada evler, caddeler, sokaklar var" çıkarıp aradan onları sana ulaşamam. Bir yıldızlı gökyüzü altında beraberiz o kadar. Bir de sizin oradan geçen bulutlar kuşlar uğrar bu diyarlara, hem bilirsin kuşlar kanatlarında taşır umudu. Bulutlar kar mı yağmur mu getirir bilinmez. Ben onlara da duacıyım seni gördükleri için.
Eskiden aramızda evler, sokaklar vardı. Onları aradan kaldırmak kolaydı. Geçilmez sanılan okyanus olsa arada ne keder, aşkımız üstünde yelken açardı. Şimdi aramızda savaşlar var. Dünya kanıyor aramızda. Kan üstüne köprü kurulmaz ki. Sabaha karşı tanıksız vuruştu ruhlarımız. Derin yaralandık.. .
Kelimeler hafifletmiyor içimi. Yazmak yerine koymuyor kaybettiklerimi. Kendimi ne boşluğa atabilirim ne de hayata. İkisi de gidemediğim yerdir. İçimdeki boşluğa düşüyorum sıkça. Yok oluyorum. Kaybolduğumu farketmiyorlar. Varken de görmüyorlardı.. .

(Yazdıklarımın hiç biri bir anda yazılmamıştır. Sevenden sevilene sevgilerle.)
#umutet12
     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.