Notes

Siz çok güzelsiniz. Parlak topuklarınız, dantelli iç çamaşırlarınız, işveleriniz ve cilvelerinizle. Modern kadınsınız, oturup bir ayakkabının tarihçesi konuşulabilir sizinle. Dillerinizi ısırırsınız, omuz askılarınızı düşürür ve suratınızı pudralarsınız. Kıskanç ve hırslısınız. Saçlarınız da pekala maşalı. Tırnaklarınızı hiç yemediniz, plastik tırnaklarınızı. Güzel restoranlarda el öpülmeden başlanmayan yemeklerde.Dilinizi kıvırıp bir pantolon fermuarını bile kolaylıkla açarsınız. Ben sizinle aynı yüzyılda bir adamı nasıl severim, bilmiyorum*

otogar sarılmalarının,
ikinci el kitapların,
sevgisiz büyüyen çocukların,
pazar kahvaltılarının
ve,
senin güzelliğine inanıyorum.

Herkesleşen hiçbir şeyi sevmiyorum, herkesin sevdiğini herkesin dokunduğunu istemiyorum, hiç sevilmemiş dokunulmamış benim sevgimle güzelleşen her şeyi çok istiyorum.

basıyorsun kalbime çıplak ayak, bak üşütücez sonra hepimiz.

sen var ya insanın bütün gülüşlerini yarım bıraktırırsın.

burada bir yerde azıcık bana benzeyeniniz varsa, kalbini o çelik kasanın içinden hiç çıkartmasın. iyileşmek hiçbir boka yaramıyor. yarattığımız dünyanın dışındaki güzellikler bizi kurtarmayacak. haritaları buruşturup atın. fazlasıyla oyalandık. kaçalım.

biraz sevilebilir miyim acaba şöyle en sahicisinden ve ömür boyu süreninden.

aramızda kilometreler var ama ona milyon kez sarıldığıma yemin edebilirim. bizi hiçbir sokak el ele görmedi ama attığım her adımda elini elimde hissettiğime yemin edebilirim. hiç deniz kenarında bir bankta oturup sohbet etmedik ama güzelliğiyle bana okyanus olduğundan saatlerce söz edebilirim.

eğer birbirimizi pazar kahvaltıları kadar mutlu edemiyorsak, pazartesi sabahları kadar da sıkmayalım. ama hatırlat bi’ara gülüşelim*