NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

HASAN CEMAL
28 Şubat’ta post-modern darbe yapan ‘asker’den ne farkınız var? Şimdi ‘asker’den daha fazlasını yapmıyor musunuz? Evet öyle, yapıyorsunuz. İçinizde vicdan sahibi olanlar bu yalın gerçeği görüyor. Evet öyle. Şunu iyi bilin! 28 Şubat ruhu şimdi de sizi teslim almış durumda. Bu ‘ruh’un Türkiye’de toplumun içine akıttığı bölücü, cepheleştirici zehir demokrasi ve hukukla ne güzel temizlenmeye başlamıştı. Yazık ettiniz. Tekrar temizlemek zaman alacak, sancılı olacak çünkü…
http://t24.com.tr/yazi/28-subat-ruhu-simdi-sizin-icinizde/8564

MEHMET BARANSU
2004 MGK kararını hükümet “konjonktürel” diye savundu ancak ikinci bir Bakanlar Kurulu kararıyla o MGK Planı’nı yürürlükten kaldırabilirdi. Kimse kimseyi kandırmasın, Erdoğan’ın amacı “günü geldiğinde” o kararı hayata geçirmekti ve yıllarca pusuda beklemesinin nedeni de buydu. Dershaneleri kapatma, hükümetin bir finans kuruluşunu batırmak için şirketlere paranızı çekeceksiniz emir vermesi, Kimse Yok mu Derneği üzerine oynanan oyun, işadamlarına kuşatma, “in, örgüt, haşhaşi, içi boş âlim müsveddesi, yalancı peygamber, örgütün tabanı, örgütün lideri” gibi nitelemeler ve uygulamalar, Erdoğan’ın topyekûn Cemaat’i bütün kurumlarıyla yok etme kararı aldığının bir kanıtıdır. Erdoğan, Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonunun ortaya çıkması üzerine, Köşk sonrasına bıraktığı bu planı öne almak zorunda kaldı. Rüşvet operasyonu maskeyi düşürdü. Bundan sonra ne mi olur? 28 Şubatçılar neredeyse ve nasıl hatırlanıyorsa bu ekip de aynı yerde aynı şekilde hatırlanacak. Erdoğan her geçen gün gerçek yüzünü ortaya koyacak. Albay Dursun Çiçek ise bugünlerde kendisini çok kıskanıyor. Ona nasip olmayan planı, Erdoğan hayata geçirdİ.
http://www.taraf.com.tr/mehmet-baransu/makale-mgk-plani-devrede.htm

GÜLTEKİN AVCI
İllegal ses kayıtlarını bile siyasal ihtirasları ve gayeleri için kullanmakta bir an bile tereddüt etmeyen Başbakan ve ekibi, eylemcilerin Kabataş'ta Z.D. isimli başörtülü bir kadını dövüp taciz ettiği vahşetin görüntülerini neden göstermediler? Zira böyle bir görüntü hükümet lehine yoğun bir mağduriyet duygusu oluşturur, diğer yandan da Gezi eylemlerini ağır bir yara ve utanç altında bırakırdı. Gezi olaylarının tümünü birden terörize etmiş ve hükümete yönelik darbe söylemlerini güçlendirmiş olurdu. Yani Başbakan iddialarını görüntüleri yayınlayarak ispatlasaydı, bu insanlık dışı tavır karşısında sürecin ve siyasetin rüzgarlarını arkasına alacak, kitlesel tabanını güçlendirecekti. Ama yapmadı.
http://www.bugun.com.tr/kabatas-olayinda-sorular-yazisi-977417

ASLI AYDINTAŞBAŞ
Mevcut iktidarın temel problemi, dini bir dayatmadan ziyade demokratik zaaf. Hak ve özgürlükler alanındaki kötüleşen karnesi. Reformların durması. Bu zaaf da mutlak güçlü oluşundan değil, sürekli ‘güçsüz’, ‘çaresiz’ hissettiği için çıkıyor. Bir de bütün bunların üzerinde yeni rejimin temel karakteri Tayyip Erdoğan figürü etrafında şekilleniyor oluşu. Soyut ve yüzünde maske olan bir otoriterleşmeden söz etmiyor kimse. Seçimlerde dev binaları kaplayan ‘Usta’ figürü etrafında şekilleniyor Türkiye’de siyaset. Hologramıyla, soruşturmasıyla, belagatiyle, mizah dergilerinin kapakları ve Alo Fatih sistemiyle, sabah-öğle-akşam sürekli konuştuğumuz tek insan, Tayyip Erdoğan. O zaman, sadece akademik bir egzersiz olarak, soruyorum. Buna ”Erdoğan Rejimi” diyebilir miyiz?
http://siyaset.milliyet.com.tr/akademik-bir-soru-rejimin-adi-ne-/siyaset/ydetay/1837734/default.htm

ADEM YAVUZ ASLAN
28 Şubat'ın uydurma 'Cihat yemini'nden farksız olan haber metnine göre, 'Cemaat, Türkiye'yi feda edebilirmiş, 3 yıldır uzun adamın ölmesi için dua ediyormuş, CIA ve MOSSAD, uzunu götürmek istiyormuş.' 28 Şubat'ın yeni evlatları(!) Ziya Paşa'nın deyimiyle, 'Herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsınız' ey 'yüksek maaş kulları!' En basitinden nerede haberin 5N1K'sı? Kim konuşmuş, nerede konuşmuş, kimlerle konuşmuş, ne zaman olmuş? Her zamanki gibi hiçbiri yok. Eğer böyle bir kayıt varsa ortaya koymanız meslek namusunuz için olmazsa olmazdır. Ama siz de biliyorsunuz ki, böyle bir kayıt yok. İddia ettiğiniz talimatlar da. Fethullah Gülen'i bile aylarca yasa dışı dinleyen, kayıtlarını hükümet memuru yazarlara servis eden istihbaratımız böyle bir kayda sahip olsa çoktan ortaya kordu. Her satırı yalandan ibaret, hakim ve savcıları karalamak için elinize tutuşturulmuş kara propaganda metinlerine kim inanacak?
http://www.bugun.com.tr/28-subatcilardan-ne-farkiniz-kaldi-yazisi-977414

Ali Bulaç
Aylardır hükümet 10 bine yakın kamu görevlisini hallaç pamuğu gibi atıyor ama kimse hakkında soruşturma açılmış değil. Şüphe, ihbar, zan ve fişlemeden başka bilgi-belge yok. Hükümet, bir cemaatin kendisine karşı “kolektif ve intikamcı ceza” uyguluyor. Durum 28 Şubat günlerine rahmet okutacak hale geldi. Türkiye ve Ortadoğu, köklü bir dönemden geçiyor. Dinî grupların tamamını hedef alan küresel ve bölgesel bir operasyon söz konusu. Devlet ve kamudaki dindar kesimlerin sistemin kenarına itilmesi hedeflenmektedir. Tasfiye kimi yerde darbelerle, kimi yerlerde tasfiyelerle yürütülüyor. Türkiye’de hükümet Hizmet’in kendisine komplo kurduğuna inan(dırıl)mış durumda.
http://www.zaman.com.tr/ali-bulac/gladio_2200054.html


Ahmet Turan Alkan
Paralel gılik!
Günümüzün “her eve lâzım” veya Nedim Hazar’ın tabiriyle “çaya çorbaya” lâzım derecesinde ihyâ olunan buluşun adı şimdi ‘paralel’dir.
Canınızı sıkan, başınızı ağrıtan, işinize gelmeyen her şeyi paralele bağlayarak günü kurtarabiliyorsunuz; buna da seçim kampanyası deniliyor!
http://www.zaman.com.tr/ahmet-turan-alkan/paralel-gilik_2200052.html


Ekrem Dumanlı
HESABINI VEREMEZSİNİZ!
Hakarette sınır tanımayanlar, hafta içinde seviyeyi biraz daha düşürerek Fethullah Gülen Hocaefendi için “örgütün lideri” bile diyebildi. Yazıklar olsun! Hani daha düne kadar “ellerinden öptüğünü”, “dua ve emirlerini beklediğini” söylüyordun? Hani Hocaefendi’nin yaptığı evrensel hizmete alkış tutuyor, halkın huzuruna çıkıp “sıla hasreti bitsin” diyordun… Gel de kahrolma! Bu ülkenin bir bölgesinde bölücü paralel örgüt kimlik kontrolü yapıyor, vergi topluyor, ceza kesiyor; bu ülkenin Başbakan’ı bu konuda tek bir kelam etmiyor. Onun tek bir gündemi var: Camia. Hizmet Hareketi’ne günde on kez tehdit savuran Başbakan, fiilî ‘paralel örgüt’ün silahlarını ve militanlarını görmüyor, tek bir cümleyle bile KCK’yı ağzına almıyor. Hangi vicdan bu çarpık durumu kabul edebilir? AK Parti oy kaybeder mi bilemem; ama çok net söyleyebilrim ki bu parti vicdanını kaybediyor. Hani ikide bir Mısır’daki General Sisi’ye darbeci diyor, veryansın ediyor ve “İhvan’ı terör örgütü ilan etmek için kumpas kuruyor” diye suçluyorsunuz ya... İşte esameniz, planladığınız şeyleri zulme dönüştürür ve icra ederseniz, Sisi’nin yanına yazılacak! Çünkü bir kerecik bile karıncaya bastıkları görülmemiş beyefendiler/hanımefendiler topluluğuna “terör örgütü, paralel devlet, virüs, çete, maşa...” gibi pespaye laflar söyleyip saldırmak, “darbecilik”in dik âlâsıdır, zulmün en dip noktasıdır
http://www.zaman.com.tr/ekrem-dumanli/hesabini-veremezsiniz_2200124.html


Selçuk Gültaşlı
‘Alo Fatih’ hattı AB’de çeker mi?
Erdoğan’ın Avrupalıların söylediklerinden neyi ne kadar anladığı Ankara’ya döner dönmez ortaya çıktı. Bir dönemler, ‘Brüksel’de söylediklerini Ankara’ya varınca unutmayan, sözünün eri’ devlet adamı olarak selamlanan Erdoğan, AB başkentinde verdiği bütün teminatlara rağmen memlekete döndüğünde internet kanununu çıkardı ve üç buçuk yıl önce değiştirmek için bütün yurdu bir baştan başa kat ettiği Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu yürütmeye yani kendisine bağladı.
Zor bir zamanda AB Bakanlığı’nı devralan Mevlüt Çavuşoğlu, internet kanunu ile ilgili yaptığı açıklamada Brüksel’deki muhataplarına, özellikle de Genişleme Komiseri Stefan Füle’ye serzenişte bulunuyor. 28 AB üyesinin her birinin Ankara’da büyükelçilikleri mevcut. İktidarın bu tür talepleri hem yadırganıyor hem de ayıplanıyor. Bu sözlerde Avrupalıların zekâsını tahfif eden bir eda var zira.
Bakan’ın taleplerinin nasıl karşılandığını sorduğum üst düzey bir AB yetkilisi aynen şöyle dedi: ‘Bizi Habertürk zannediyorlar herhalde.’ İktidar ‘Alo Fatih’ hattına alışmış, yurtdışına da döşemeye çalışıyor. Algı bu!
http://www.zaman.com.tr/selcuk-gultasli/alo-fatih-hatti-abde-ceker-mi_2200115.html


Orhan Kemal Cengiz
Kabataş için toplumsal sonuçlarına hiç aldırmadan, en yüksek perdeden “benim başörtülü bacıma saldırdılar” diye konuşma özgürlüğü olan başbakana, “yakala o zaman bu saldırının sorumlularını” diyemiyorsunuz...
Nasıl olup da siz, başörtülü ve başörtüsüz vatandaşlarınız karşısında bu kadar “ayrımcı” olabiliyorsunuz, Kabataş’ta başörtülü kadın “bacınız oluyorsa, yine Kabataş’ta sizi protesto ederken polis tekmeleriyle bebeğini düşüren 19 yaşındaki E.Ö neyiniz oluyor” diye soramıyorsunuz.
Kabataş’taki kadın bacınız olurken, polisten herkesin göz önünde yediği dayak sonucu kalçası kırılan, kalçasına üç tane platin takılan Dilşat Aktaş’tan, nasıl oluyor da, “o kadın, kız mıdır, kadın mıdır?” diye bahsedebiliyorsunuz diye sorsanız da bir anlamı olmuyor.
Bizler onun her sözünün bir taraftan kanun hükmünde olduğu ama ağzından çıkanlar için bir çocuk kadar bile sorumlu tutulamadığı bir ülkede yaşıyoruz.
Bizler başbakanının, hiç bir somut delil ortaya koymadan “faiz lobisi, vaiz lobisi, otpor” diye sürekli hayali düşmanlardan söz ettiği ama öbür taraftan, kasalar, para sayma makinaları ve ayakkabı kutularının içindeki paraları görmezlikten gelmemiz istenen bir ülkede yaşıyoruz.
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/orhan_kemal_cengiz/kabatas_yalanlari_gercekleri-1177051


TAHA AKYOL
Meclis’te kabul edilen kanunla, hâkim ve savcılar hakkında bütün “teftiş” yani denetim mekanizması Adalet Bakanı’nın kontrolüne verildi. HSYK Genel Kurulu tarafından seçilen Teftiş Kurulu başkanı ile başkan yardımcılarını da artık bizzat Adalet Bakanı atayacaktır. Yargıtay ve Danıştay gibi yüksek yargı kurumlarında HSYK’ya üye seçimi yapılırken “tek adaya tek oy” ilkesi geçerli olacak; ideolojik ve dini grupların, siyasi kadroların “blok listeleri” yürümeyecek... Bence de doğrusu budur. Yeni kanun hâkim ve savcılara karşı Bakan’ın eline bir “teftiş” sopası vermiştir.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25824012.asp

MEHMET YILMAZ
Başbakan "Sizler Adli Tıp raporlarını nerenize koyacaksınız?” diyor. Adının önünde Başbakan sıfatı var ve sözlerindeki, kurduğu cümledeki seviyeye bak!
O gün orada, bu kadıncağızın saldırıya uğramadığı belli. Bu yalanda ısrar ne anlama geliyor?
Evet hepimiz biliyoruz ki “yalan”, Siyasal İslam’ın en önemli silahlarından biri, o yalanlara kanmaya hazır milyonlarca saf Müslüman var. Ama bu kadarı da artık ayıp!
Memlekette bir tane savcı olsa, “dini duyguları kullanarak halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmekten” bunların topuna dava açardı ama nerede bağımsız yargı?
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25824037.asp

MEHMET TEZKAN
Türkiye hukuk devleti olmaktan çıkıyor, yasa devleti olmaya gidiyor.HSYK yasası yargıyı resmen yürütmeye bağlıyor.. Adalet Bakanı’nı savcı ve hâkimlerin patronu haline getiriyor. Gezicileri canından bezdiren, başkaldıran, sokaklara döken..O polislerdi, o savcılardı, o hâkimlerdi.. Ben yaptım oldu düzeniydi..Kabataş'ta saldırıya uğradığı iddie edilen kadının bedeninde morluklar varmış. Kocası yapmış olamaz mı?
http://gundem.milliyet.com.tr/muhalefet-uyuyakalmis/gundem/ydetay/1837703/default.htm

MUSTAFA AKYOL
Farklı konuşmalar, haberler, gazete yazıları ve hatta “internete düşen ses kayıtları” sayesinde, daha önce bilmediğimiz ya da emin olamadığımız gerçeklere muttali oluyoruz. Bugün içine boğulduğumuz tüm komplo teorileri ve propaganda temaları bir kenara bırakılırsa görülecektir ki, yaşadığımız kriz, aslında, yeni kavuştuğu devlet gücünü kullanırken kendine sınır çekmeyen iki yapının çarpışmasıdır.
http://haber.stargazete.com/yazar/bu-da-bir-tecrube/yazi-844202

ERHAN BAŞYURT
Bir kamu kurumu olan THY başka bir deyişle halkın malı. İktidarı açıkça desteklemeyen ve yolsuzluk haberlerine yer veren birçok ulusal gazetenin "yolculara uçak içi dağıtımı" durduruldu. 28 Şubat'ta darbeci askerler de "muhafazakâr" gazetelerin kışlalara girmesine keyfi yasak getirmişti. THY reklamlarını tiraj, erişim, reyting... gibi kriterlerden hangisine göre dağıtıyorsunuz?
http://www.bugun.com.tr/thyde-28-subat-tarzi-yasaklar--yazisi-977429
     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.