NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

EKMEKÇİ KADIN
O gün dışarısı çok soğuktu. Sokaktaki insanlar soğuk olmasına rağmen, bu sakin kar yağışını fırsat bilip yürüyüşe çıkmıştı. Tahta kapılı sıcak içki dükkânlarının tamamı doluydu. İçerideki insanlar içki içmek yerine birer salep içmeyi tercih etmişlerdi. Herkes çok mutlu ve keyifli görünüyordu, ancak Dave’in yüzündeki üzgün hali fark etmemek için herhangi bir sebep yoktu.
Sokak boyunca gezmeyi amaçlayan Dave, adımlarını olabildiğince küçük tutuyordu. Evden büyük bir hışımla çıkmıştı, annesinin bitmek bilmeyen ders çalışmasını isteme talepleri sonrasında, şu ana kadar yapabilecekleri en büyük kavgaya tutuşmuşlardı. Dave’in siniri henüz geçmemişti fakat elinden geldiğince kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.
Sanki onun yüzüne doğru gelmeyi amaçlamış kar taneciklerine aldırış etmeden yürümeye özen gösteriyordu. Sonra sakin bir şekilde düşünmeye başladı: Acaba annesi onu çok sevdiği, önemsediği için mi böyle davranıyordu? Tabii ki öyleydi. Şimdi az önce neden kapıyı o kadar sert çektiğini düşünüyor, bir anlam veremiyordu. Ama annesinin de bu kadar ısrar etmesine ne gerek vardı ki?
Tam bunları düşünürken gözüne bir kadın ilişti. Bu kadını neredeyse her gün görüyordu, ama onu daha önce hiç bu şekilde görmemişti. Bir el arabasının üstündeki sepette bir şeyler satıyordu ve daha önce bu kadının ticaret yapabileceği Dave’in aklının ucundan bile geçmemişti. Kadın her zaman iyi giyimli, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan birine benziyordu. Ancak Dave ona ne olduğunu merak etmişti. Hızla yanına gidip sormaya başladı:
“Merhaba hanımefendi. Ne satıyorsunuz böyle?” diye sordu Dave çekinerek.
“Merhaba küçük çocuk. Gördüğün gibi kendi yaptığım ekmekleri satıyorum, ister misin bir tane?” dedi kadın. Dave ekmeklerin müthiş kokusundan kendini alamamıştı. Çok sıcak ve lezzetli görünüyorlardı. Bir tane almayı çok isterdi ancak çıkarken yanına hiç para almamıştı.
“Üzgünüm hanımefendi, yanımda hiç para yok. Keşke bir tane alabilseydim, çok lezzetli görünüyorlar.” dedi Dave. Bu cevabının arkasındaki asıl amaç bedava bir ekmek alabilmekti. Bunun üzerine kadın Dave’in eline bir tane ekmek tutuşturuverdi. Dave’in planı işe yaramıştı; şimdi hem kendisi, hem de Dave’i hoşnut ettiğini varsayan kadın mutluydu.
“Sormak için çekiniyordum ama sormadan edemeyeceğim… Size ne oldu? Sizi her gün buradan geçerken görürdüm; gayet iyi giyinen, zengin ve şık görünen bir kadındınız. Şimdi neredeyse her şeyiniz değişmiş. Bunu açıklayabilir misiniz?” diye sordu Dave ekmeğinden bir parça koparırken.
“Ah, ben de evden çıkmadan önce acaba biri bu soruyu sorar mı diye düşünüp duruyordum… Yine de sana söyleyeceğim. Ben aslında oğlumun parasıyla geçiniyordum. Kendisine dedesinden miras kaldığı için tüm giyim, yemek ve diğer ihtiyaçlarımı onun sayesinde karşılıyordum. Gayet güzel geçiniyorduk fakat geçen hafta artık bana ihtiyacı olmadığını, yeni bir aile kurmak istediğini söyledi. Tüm bunlar yetmezmiş gibi benim her şeyimin onun parasıyla olduğunu, hepsini geri vermem gerektiğini söyleyip beni evden kovdu. Sanıyorum bunları parası yüzünden yapmıştır. Çünkü ona yaptığım fedakârlıklara ancak para üstünlük sağlayabilir ona göre… Söz konusu para olunca ne anne kalıyor, ne baba, ne evlat…” diye söyledi kadın. Bu konuşmasının ardından gözleri doldu ancak kendini ağlamamak için tutmuştu.
“Ya, öyle mi… Sizin adınıza gerçekten çok üzüldüm. Bence çok doğru söylüyorsunuz, para insanların gözünü döndürüyor. Ben sizi yalnız bırakmamak için elimden geleni yapacağım. Her gün buradan geçip sizden bir ekmek alırım, ne dersiniz? Size yardımcı olmak istiyorum. Ancak şimdi gitmek zorundayım, daha sonra görüşmek dileğiyle, hoşça kalın hanımefendi.” dedi Dave zihninde yeni bir fikir belirmişken. Kadın bir şey söyleyemeden Dave oradan ayrıldı ve sokak boyunca tekrar eve doğru yürümeye başladı. Şimdi zihninde bir şeyler belirmeye başlamıştı. “Demek böyle evlatlar da var. Anneleri onlar için gereken tüm şefkati gösteriyor ve onlar fedakârlığın yanında değersiz kalan şeyler için annelerine kötü davranabiliyorlar.” diye düşündü Dave. Ancak bu düşüncelerden sonra kendinden utanmıştı, çünkü az önce onun geleceğini düşünüp ders çalışmasını isteyen annesine kötü davranmıştı. “Ben kendi annemi asla sokaklara düşürmeyeceğim, başkalarına muhtaç etmeyeceğim.” diye kafasında düşünceler belirirken birden karşısına bir at arabası çıktı. Annesinden af dileme düşünceleri içerisinde at arabasına bindi ve eve doğru yola koyuldu.


Tam yoldayken birden aklına cebinde parası olmadığı gelmişti. Ne yapacağını kısa bir süre için düşündü. Pencereden dışarı baktı, tam evlerinin önündeydi. At arabasından indi ve sürücüden burada beklemesi için bir dakika izin istedi. Dave’in aklına annesinden para almak gelmişti, ancak bu konuda tereddütleri vardı. Az önceki büyük kavgalarından sonra acaba annesi ona para verecek miydi? Eve doğru yürüdü ve kapıyı çaldı. Kapıyı annesi açmıştı, yüzünde Dave’in uzunca bir süre eve gelmesini beklemiyor gibi bir ifade vardı. Dave bu ifadeyi çözememişti; annesi şaşkın mıydı yoksa kızgın mıydı?
“Anne, çıkarken yanıma para almayı unutmuşum. At arabasıyla geldim, sürücü dışarıda bekliyor. Bana biraz para verebilir misin?” diye sordu Dave çekinerek.
Annesi hiçbir şey söylemeden içeriye girdi ve yarım dakika sonra elinde biraz parayla döndü. Dave bu duruma gerçekten çok şaşırmıştı. Annesi her şeye rağmen onun istediğini yapmıştı. Annesinin değerinin ancak şimdi farkına varabiliyordu, birkaç dakika önceki utancı şimdi iki katına çıkmıştı. Parayı aldı, sürücüye verdi ve geri döndü. Annesinden nasıl özür dileyeceğini bilemiyordu. Şu anki durumunda çok haksız olduğunu biliyordu ve özür dilemek bile onu utandıracak türden bir şeydi. Annesine bir şey söyleyemeden içeri girdi ve üzerini değiştirdi.
Birkaç dakika bekledikten sonra annesinin yanına, salona gitti. Birden konuşmaya başladı: “Anneciğim, seni gerçekten çok sevdiğimi biliyor olmalısın. Lütfen az önceki davranışlarımdan dolayı beni affet. İyiliğim için konuştuğunu anladım ve senden özür dilemek istedim. Sen çok iyi birisin, anne.”
“Dave, aile arasında bazen böyle kavgalar olabilir. Bu gayet normal, çünkü daha önce aramızda böylesi bir kavga gerçekleşmemişti. Sürekli olmayacağını ben de biliyordum, bu yüzden seni affediyorum. Tek şartım var, o da sözümü dinlemen ve dersine çalışman.” dedi Dave’in annesi. Dave anne tarafından affedilmenin verdiği müthiş hoşnutlukla annesinin boynuna sarıldı. İkisi de kendini çok iyi hissediyordu şimdi. Dave tüm bunlardan sonra odasına gitti ve annesinin yaklaşık bir saat önceki ders çalışma taleplerini yerine getirdi. Sonra şunu fark etti: Büyüklerinin sözünü dinlemek her zaman için iki tarafı da hoşnut ediyordu.


Ertesi gün okula gitmişti. Okuldaki arkadaşlarıyla yeterince iyi geçiniyordu. Hava karlı olduğu için o gün herkes kalın giyinmişti. Dünkü olaydan sonra kendini iyi hissediyordu, ayrıca derslerine çalıştığı için öğretmenleri onu övmüştü. Şimdilik tek sorunu teneffüslerde ara sıra kafasına çarpan kartoplarıydı. Dave karşılık vermemeyi yeğliyordu çünkü o da atarsa karşısındaki arkadaşları atmaya devam edecekti. O böyle oyunlardan pek hoşlanmazdı. Dave en iyi satranç oynayabiliyordu, daha önce hiç satranç turnuvasına katılmamıştı ama turnuvalara katılan ve iyi sonuç alan diğer arkadaşlarıyla oynadığında genelde galip geliyordu. Herkes onun turnuvalara katılmasını istemişti ancak Dave böyle şeyleri pek önemsemediği için hiç bulaşmadı.
Neyse ki haftanın ilk günü iyi geçmişti. Şimdi eve gitme zamanıydı. Yolda her gün gelmek için söz verdiği kadını aramaya başladı. Kar ve fırtına gün geçtikte artıyordu, Dave bu durumdan rahatsız olmaya başlamıştı.
Sokak boyunca gezdi ama kadını bulamadı. Yaklaşık bir saattir onu arıyordu fakat herhangi bir ize rastlayamamıştı. Etrafta birkaç polis dolaşıyordu, Dave daha önce burada polis görmemişti. Tüm uğraşlarına rağmen kadını bulamadığı için üzgündü, ancak artık eve gitmesi gerekiyordu. Yanında bu sefer para vardı. At arabasına bindi ve eve gitti.
Dersine iyi çalışmıştı. Artık derslerine eskisinden daha sıkı çalışıyordu ve bu okuldaki başarısını bariz bir şekilde arttırmıştı. Dave bu durumdan çok hoşnuttu. Ancak o anda aklına sokakta gördüğü polisler gelmişti. Kadını düşünürken polislerin ne için orada olduğunu soramamıştı. Şimdi aklına gelmişti ve çok merak ediyordu. Hemen dışarı çıktı ve polisleri tekrar bulabilme ümidiyle sokağın yolunu tuttu.
Birkaç dakika sonra sokağa girmişti. Hala bir polis oradaydı. Hemen polisin yanına gitti.
“Merhaba beyefendi. Tüm gün sizi ve diğer polisleri burada gördüm. Ne oldu, bir sorun mu var?” dedi Dave.
“Evet, maalesef bir sorun var. Duyduğumuza göre her gün buradan ekmek satan bir kadın geçiyormuş. Bugün ona ulaşmak isteyenler bize haber verdi. Kadın dün gece kaybolmuş. Sen gördün mü?” dedi polis.
“Ah, ben de okuldan çıktıktan sonra hep onu aradım ancak bulamadım. Lütfen onu bulun, onun bize ihtiyacı var.” dedi Dave üzüntüsünü gizlemeye çalışarak. Ancak o anda aklına bir fikir geldi: Kadını o da arayacaktı.

Dave’in adımları bu sefer dünün tam tersine hızlıydı. Nereye gittiğini, ne yapmaya çalıştığını tam olarak bilemiyordu fakat içinde kadını bulabileceği hakkında olumlu bir his vardı. Hızla yürümeye devam etti. Kadının sokakta olmadığını biliyordu ancak tekrar gezmenin faydası olabileceğini düşündü. Sokağı baştan sona gezdi, ancak yine kadının izine rastlamamıştı. Sokağın ucuna geldiğinde her zaman geri dönerdi ama şu anda bunun sırası değildi. Sokağın bittiği yerden başka bir yere saparak ilerledi. Adımları daha da hızlandı, daha önce hiç gelmediği yerlere gelmişti. Burası orman gibi bir yerdi, bu kasabanın yanında orman olduğu aklının ucundan bile geçmezdi. Hiç görmediği, tanımadığı ormanın içine giriverdi.
Burada hayvan yaşamıyordu, sadece ağaçlar vardı. Yaşasalar bile kardan dolayı yuvalarına girmişlerdir, diye düşündü Dave. Hava gerçekten çok soğuk ve karlıydı. Bunu neden yaptığını hala çözememişti. Ormanın iç taraflarına doğru hızla yürüdü. Herhangi bir ize rastlayamamıştı henüz, fakat içindeki his hala yerini koruyordu.
Etrafa tekrar şöyle bir baktı. Artık ümidini kesmişti, kadın büyük ihtimalle başka bir yerdeydi. Tam geri dönecekken gözü daha uzaktaki bir ağacın kenarına ilişti. Siyah bir bulanıklık gibi gözüküyordu. Hemen oraya doğru koşmaya başladı. Dave görünce gözlerine inanamadı. Kadın yerde, bu soğukta öylece yatıyordu. Dave son bir umutla kadının nabzına baktı, ancak bu yaptığı o anda umudunu yitirmesine sebep oldu. Kadın artık yaşamıyordu, soğuğun veya başka bir şeyin acımasızlığıyla karşı karşıya kalıp yenik düşmüştü besbelli. Dave gerçekten çok üzülmüştü, normalde ağlamazdı. Ancak bu durum karşısında kendisini tutamayıp, gözyaşlarını salıvermişti.
Bu anda düşünmeye başladı: Yalnızlık, hayatın sonunu getiriyordu. Bu kadın yalnız kalalı daha bir hafta olmuştu ve dayanmaya gücü yetmemişti. Acaba nasıl ölmüştü? İntihar mı etmişti? Hayır, bu gerçek olamazdı çünkü bu kadın yaşama son gücüyle tutunmaya çalışıp, ekmek satmıştı. Acaba evi olmadığı için soğuktan mı donmuştu? Ona en mantıklı cevap olarak bu geliyordu, ama şimdi üzüntüsünü ikiye katlayacak bir şey fark etti: Dave kadının evi olmadığını biliyordu ve onu evlerine davet etmemişti. Şimdi ölümün suçlusu olarak kendini sayıyordu, ancak yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı.
Pişmanlık, üzüntü ve bunlar gibi karışık duygular ve düşünceler içerisinde boğulmak üzere gibiydi. Tam o anda arama ekibi çocuğun ağladığını duymuş, oraya gelmişlerdi. Çocuk o anda kendine gelmişti. Artık buradan ayrılması gerektiğini düşünüyordu. Hiçbir şey söylemeden eve doğru koşmaya başladı. Yalnızlık ölümü getirebiliyorsa, ben kendi çevremi asla yalnız bırakmamalıyım, diye düşünmeye başladı Dave. Koştu, önüne yine at arabası çıkmıştı ancak şu anda at arabasını düşünecek hali yoktu. Koşmaya devam etti, sanki yol bitmiyor gibiydi. En sonunda evine ulaştı, kapıyı çaldı ve içeri girdi.
Dave’in annesi onu görmeden yine salona geçmişti. Dave birden tüm bu karışık düşüncelerin içerisinde, yaşlı gözleriyle annesinin boynuna sarıldı. Annesi ne olduğunu şaşırmıştı, ancak bu durumdan hoşnut olmuştu.
Dave o anda “Ben asla annemi yalnız bırakmayacağım. Kesinlikle ona sonsuza kadar sahip çıkacağım, bu yüzden biz asla ayrılmayacağız…” diye düşündü. Bu sahiplenme duygularını ikinci defa yaşıyordu fakat bu sefer çok daha derindi. Birkaç dakika öyle beklediler. Dave işin içine ölüm girdiğinde çok daha derin duygular yaşamıştı, ardı ardına yaşadığı bu olaylar onu çok etkilemişti. Şimdi ise hatalarını, yani kendinde bulduğu ölümün suçunu telafi etmeye çalışıyordu. Ve bu düşüncelerle o anda annesinin kulağına fısıldadı:
“Seni asla yalnız bırakmayacağım anne…”

SON
     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.