NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

JEAN I
Yağmurun damlaları, çatısının çoğunluğu samandan olan binaya düşüyordu. Tepesinden gelen sesler nedeniyle erken uyanan Jean, ayağa kalkıp evinin taşlardan örülmüş duvarları arasında yürümeye başladı. Dış kapıyı kendine çekerken kapı kirişlerinden çıkan gıcırtıları annesinin duymamasını umdu. Eşikteki çamurlu yolda bir - iki adım ilerledikten sonra yağmurun durduğunu fark etti.
"Biteceğini anlamıştım zaten." diye homurdandı. Yapılması gereken işler vardı, savaşta düşen babasından kalan yaşlı inekleri Huysuz'u sağacak, on iki yaşındaki ihtiyar atları Şanslı'ya yem verecek, kümeslerindeki dört tavuğun yumurtasını toplayacaktı. Hayatından memnun değildi, ikilemde kaldığı düşünceleri arasında en emin olduğu buydu. Çiftçilik yapmayı kim isterdi ki zaten? Babasının anlattığı hikayelerdeki büyük şövalyeler gibi olmak istiyordu, savaşılacak muharebeler ve feth edilecek topraklar. Ölüm ve öldürmek hakkında düşüncelere daldı ahıra doğru yürürken. Tanrı'nın verdiği bir canı, başka birinin alması kesinlikle adil değildi.
Hayal etti, kılıcı ile birinin kellesini uçurmayı. Karşısındakinin boynundan akacak kanları, sonra çekeceği acıyı düşündü. On yedi yaşında olmasına rağmen hala masumdu, hiçbir insanın canına kıymamıştı henüz. Ahıra girdi.
XxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxX
THOMAS I
Öğle güneşi ensesine vururken sırtındaki yük ile babasının yanında tarladan evine dönüyordu Thomas. Yılın ilk hasadını kaldırmışlardı, sabahleyin hafif çiseleyen yağmur onların işini biraz zorlaştırmış olsada, her zamankinden daha kısa bir sürede işlerini bitirmişlerdi. İçi buğday dolu yük vagonunu taşıyan iki öküze baktı, sonra kafasını yeniden yola çevirdi. Bir an önce evine gidip Jean ile kılıç talimi yapmak istiyordu. Bir gün kent pazarından dönerlerken yol kenarında buldukları kesilmiş meşe odunlarını çakılarıyla yontarak yapmışlardı bu tahta kılıçları. Günün çoğu vaktini birlikte geçirirlerdi ve sürekli bu oyunu oynarlardı. Jean her seferinde onu alt ediyordu ve Thomas her seferinde arkadaşını yeneceğini düşünerek yanına gidiyordu. Ancak Thomas'ın asıl tutkusu kılıçlar veya savaşmak değildi, onun babası bir avcıydı.
Yazın hasat kaldırıp büyük kentlerde satar, kışın yabana çıkıp domuz, geyik ve türevi hayvanları yayıyla vururdu. Derilerini kürk yapımında kullanırlar, etlerini de kış boyunca yerlerdi. Babası, ona yay kullanmayı henüz sekiz yaşındayken öğretmişti ve Thomas bu konuda kendine göre ustalaşmıştı. Son üç kıştır babasıyla birlikte o da ava çıkıyordu ve geçen kış ilk defa bir geyik öldürmüştü. Onun tutkusu buydu, yayı ile bir şeyi, bir hedefi vurmaktı.
Ruffec, yani köyü tepenin ardında gözükmeye başlamıştı. Babası öküzün kıçına bir tokat attı ve neşeyle haykırdı. "Haydi evlat, ev bizi bekler!" Thomas tebessüm etti ve adımlarını hızlandırdı.
XxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxX
JEAN II
Jean günlük işlerini bitirmişti ve evinin önündeki kütüğün önünde oturmuş, arkadaşlarıyla sohbet ediyordu. Köyleri çok küçük sayılmazdı, 200 kadar ev ve Lord Frederic'in kalesi vardı. Genç adamın tahminine göre 1000 civarı kişi yaşıyordu. "Ah evet, Sör William'ın hikayesini ben de duymuştum dostum. Gerçekten cesur biriymiş, 550 kişi ile 2000 kişiyi hiç zorlanmadan alt ettiği, okçularıyla karşı tarafı pusuya düşürüp yendiği anlatılır." diye cevap verdi konuşan arkadaşına. Başka bir arkadaşı, "İngiltere prensi Kara Edward, Normandiya kıyılarına çıkartma yapmış. Haberiniz var mı?" Onun ardından Jean'in ağabeyi Jerome lafa karıştı.
"Bunu ben de bir ay önce duymuştum. Tours'u kuşattığını söylüyorlar. Dün gece kuzeyden bir atlı geldi ve meydanda açıklama yaptı. Prensin yanında 4 bin piyade, 2 bin okçu ve 2 bin süvari varmış."
Jean abisinin dediklerini duydukta sonra kafasına kaynar sular dökülmüş gibi oldu, aniden cevap verdi. "Tours buraya at sürüşüyle beş gün uzakta, eğer orası düşerse civar köylerdeki herkesi öldürür ve evleri yağmalarlar. Ne yapacağız?" Jerome cevap verdi. "Merak etme, Kralımız II. Jean ordusuyla yola çıkmış, Kara Prens'in hiç şansı yok."
Jean rahatlamıştı, henüz gençti ve ölmek istemiyordu. "Thomas şimdi tarladan dönüyordur, ben onun yanına gideceğim Jerome. Şanslı'ya sabah yem verdim, birazdan sen verirsin." Jerome kafasıyla onayladı ve arkadaşlarına dönüp sohbet etmeye devam etti. Jean köyün girişine vardığında Thomas'ın babasıyla birlikte hasadı taşıdığını gördü, yanlarında iki öküz vardı ve altı vagon dolusu buğday. Fransanın toprakları bereketliydi, ve Ruffec köylüleri bu topraklardan iyi yararlanıyorlardı.
XxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxX
SÖR ANTOİNE I
Atından indiğinde her yerinin terlemiş olduğunu fark etti. Koltuk altlarından gelen ter kokusu nedeniyle kralın çadırının önündeki muhafızlar burun kıvırdılar ve mızraklarını kendilerine doğru çekerek yolu açtılar. Antoine içeri girdiğinde kralı çaresizce haritasına bakarken gördü. Reverans yaptı ve eğilerek elindeki parşömende yazanları okumaya başladı.
"Kralım, Kara Prens Edward emrindeki 8 bin kişilik ordusu ile Tours'u kuşatmıştır. Tours'a varana kadar civardaki tüm köyleri yağmalamış ve tahminen 15 bin sivili kılıçtan geçirmiştir. Kalemi elimdeki erzaklar ile üç hafta daha elimde tutabilirim fakat kalem, yani Tours düşerse İngilizlerin yolu tüm Fransa'ya açılır ve bu hiç hoş olmaz. Emrimdeki 450 şövalye ile burayı savunmaya devam edeceğim. Gönderdiğiniz elçiniz Sör Antoine ile bu cevabı iade ediyorum. Tours'lu Lord Paul."
Kral parşömendekiler okunduktan sonra yumruğunu sertçe masaya vurarak Sör Antoine'ın irkilmesine sebep oldu. "Emrine 50 şövalye veriyorum Antoine. Yemeğini yedikten sonra hemen yola çık. Önce Poitiers'e git, oradan toplayabildiğin kadar adam topla ve güneye in. Ruffec köyü ve civarındaki köylerden de toplayabildiğin kadar asker topladıktan sonra Tours'a doğru harekete geç. Ben oraya 11 bin kişi ile yola çıkacağım. Bir haftaya varırım, senin varman ise 8 ila 9 gün sürer.Elinden geldiğince çabuk ol." Kral yüzüklerle dolu parmaklarını şıklattı ve bir hizmetçi elindeki parşömen ile çadıra girdi. Parşömeni hizmetçinin elinden alan kral kağıda mührünü bastı ve şövalye Antoine'a uzattı.
"Yol üzerindeki lordlara ve para isteyen hancı ile dükkan sahiplerine benim mührümü göster. Özellikle Ruffec Lordu Frederic'ten yardım iste, en fazla askeri o çıkartacaktır." Kral, Sör'e eliyle gitmesini işaret etti. "Sür haydi Sör Antoine, atını rüzgarlar hızlandırsın, yolun açık olsun." Antoine gülümsedi. "Emredersiniz kralım." Çadırdan çıktıktan sonra meydandaki masaya doğru ilerledi. Masaya oturduktan sonra akşamüstü olmasına rağmen sabah kahvaltısıyla durduğunu hatırladı. Yanıbaşında duran domuz bacağını yemeye başladı.
XxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxX
THOMAS II
Kılıcını Jean'in sağ omzuna doğru savururken ona vurabileceğini düşünmüştü. Jean hamleyi karşıladı ve silahını Thomas'ın karnına bastırdı. Thomas kendini salacakmış gibi gülümsedikten sonra Jean'in ahşap kılıcını hızlıca ittirdi, ardından boğazına dayadı. "Üstün geldin Tom, hakkını vermeliyim. Fakat gerçek bir muharebe olsa çoktan ölmüştün." diye konuştu Jean. "Gerçek bir muharebeye hiç katılacak mıyız merak ediyorum." Evinin önündeki kesilmiş kütüğe arkadaşı ile birlikte oturmuş, nefes nefese konuşuyorlardı. Thomas kemerinden matarasını çıkardı, biraz içtikten sonra Jean'a uzattı.
"Hasadı kaldıralı dört gün olduğuna inanamıyorum. Al."
"Bekle, alıyorum."
Jean matarayı kafasına dikti ve birkaç damla dudaklarını aşıp boğazına doğru indi. Konuşmaya devam ederlerken zırhı çamurlanmış, kılıcı kınında, pelerininde kralın armasını taşıyan bir atlı önlerinden geçip lordun kalesinden içeri girdi.
"Kralın şövalyelerinden biri olmalı. Zırhı gerçekten kaliteliydi." dedi Jean.
"Aklıma kötü şeyler geliyor." yutkunarak devam etti Thomas. "İngiltere Prensi Edward sanırım yakınlarda." Suratı çok kötüydü ve üzgün olduğu her halinden belli oluyordu.
"Üzülme Tom, bu bizim kendimizi kanıtlamamız için bir fırsat, Tanrının bir işareti!" Arkadaşı sevinçle yerinden sıçradı, Thomas'ın durumuna aldırış etmeden.
"Bilmiyorum, ya ölürsek? Ya esir düşersek? Ya savaşı kaybedersek? O zaman ne yapacağız? Silahımız ve birer atımız bile yok."
"Böyle şeyleri aklına getirme Tom, korkaklık etme. Başkasının toprağını işgal etmeye değil, yurdumuzu savunmaya gidiyoruz." dedi Jean, göğsünü kabartarak. Thomas, bu konuşmadan sonra kendini olduğundan daha güçlü hissetmişti. Arkadışının söylediklerinde gerçeklik payı vardı ve eğer ölecekse, bu uğurda ölmeyi yeğlerdi. "Haklısın. Neler olacağını beklemeliyiz." Sözlerini bitirdikten sonra arkasını dönüp evine girdi. "Görüşürüz Tom!" diye seslendiğini duydu Jean'in. Kapıyı kapattı.
XxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxX
FRANÇOİS I
Uzun masanın üzerinde leziz görünen domuz etleri, kaldırılan hasattan toplanmış taze meyveler, tatlı içecekler ve bir sürü insan vardı. Sıradan bir gün değildi, zira böyle kutlamalar dışında kale fazla dolmazdı ancak bu bir istinaydı, Lord Frederic'in oğlunun, yani kendisinin doğum günüydü. Babası ayağa kalktı, kadehine kaşığıyla üç kere vurdu.
Herkes susunca konuşmaya başladı. "Asil misafirlerim, akrabalarım, soylu şövalyelerim. Hepiniz hoşgeldiniz!" Babası kadehinden bir yudum daha aldı ve herkes haykırdı. Sonra konuşmasına devam etti. "Bugün, oğlum François'in yirmibirinci yaş günü. Veliahtımın, benden sonra Ruffec'in başına geçecek kişinin doğum günü yani! Onunla gurur duyuyorum.." Babası konuşurken, kendisini gösteriyordu. 'Acaba gerçekten benimle gurur duyuyor mu?' diye düşündü François, sonra babasını dinlemeye devam etti. "Ayağa kalk oğlum ve bu gününü kutla!" François ayağa kalkıp kadehinden bir yudum aldı ve o da haykırdı. "Yaşasın Fransa! Yaşasın Kral II. Jean!" Sonra yerine oturdu ve yemeğini yemeye başladı, tam o sırada içeri bir şövalye girdi. Kralın armasını taşıyordu ve nefes nefese kalmıştı. Ne zamandır at sürdüğünü merak etti François. Herkes susmuştu, kendisinin ise kaşları çatılmıştı. Tam bu atlıdan hesap soracakken babası sinirli bir biçimde haykırdı. "Sen kim oluyorsunda, Lordun Frederic'in kalesinde bir ziyafet varken içeriye pis atınla dalabiliyorsun! Umarım ciddi bir durum vardır yoksa sana uygulayacağım ceza çok ağır olacak!" Şövalye atından inip miğferini çıkardı ve birkaç saniye nefes alış-verişinin düzenli hale gelmesini bekledi. Şövalyenin atını orada hizmetçiler yularından tutup ahıra götürdüler. Miğferini yemek masanın üzerine koyan adama herkes bakıyordu. Adam dizlerinin üzerine çöktü, kafasını eğdi ve konuşmaya başladı.
"Bağışlayın beni Ruffec Lordu Frederic, salonunuzda bir ziyafet olduğunu bilseydim içeri katiyyen böyle dalmazdım ancak konuşmamız gereken mühim konular var." Sözünü bitirdikten sonra kafasını yukarı kaldırdı, şimdi Lordun doğrudan gözlerin bakıyordu.
Ruffec Lordu konuştu. "Söyle bakalım, nedir bu kadar mühim olan? Kralın armasını taşıyorsun, haberlerin bizzat ondan mı?"
XxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxX
SÖR ANTOİNE II
İçeride bir ziyafet olduğunu bilmiyordu ve salona sanki bir eşkiya gibi girmişti. Miğferini çıkarıp masanın üstüne koyduğunda herkesin ona baktığını fark etti ve 'Yüce Tanrım, ne kadar da aptalım!' diye düşündü. Eğildikten sonra olayın ne olduğunu lorda anlattı. Bir an önce konuşmasını bitirip dönmek istiyordu. Köyün dışında 2 bin, kalenin önünde ise 250 adam beklemekteydi. "Evet asil lordum, bizzat Kral tarafından gönderildim." Ayağa kalkıp reverans yaptı ve konuşmaya devam etti. "Ben Clermont'lu Sör Antoine. Şehrimden bu kadar uzak istikamette seyir ediyor olmamın sebebi bir kral muhafızı olmamdır. Size varmak için 4 gündür aralıksız at sürüyorum. Kralımın sizden bir istediği var." Pelerinini sıyırıp belindeki ufak deri keseden parşömeni çıkardı ve Lorda verdi. Frederic okumayı bitirince doğrudan Antoine'ın gözlerine baktı. "Haberler gerçekten de mühimmiş Clermont'lu Şövalye." Parşömeni kapatıp kendisine uzattı, Antoine kağıt parçasını kesesine geri koydu. "Atım nerede!?" diye haykırdı Lord Frederic. "Benimle gel." dedi Antoine'a. "Oğlum! François! Sen de geliyorsun." Lordun oğlunu kalabalığın arasında görmeye çalıştı fakat hangisi olduğunu çıkaramadı. Onun için kim gelmiş, kim gelmemiş fark etmiyordu. Yeterli adam varsa görevini tamamlamıştı.
Kalenin ön kapısına ulaştıklarında Antoine söze girdi. "Civar bölgelerden 1500 piyade, 500 okçu ve 250 süvari toplamayı başarabildim ancak. Kral Jean, sizin rahatlıkla 300 piyade, 200 okçu ve 500 süvari çıkartabileceğinizi söyledi." Antoine yutkunarak sözüne devam etti. "Krallık perişan halde, Kara Prens'in orduları her yeri yağmalıyor ve Tours düşerse ilk hedefi Poitiers, ardından siz olacaksınız lordum."
Frederic hışımla cevap verdi. "Kalemi savunmasını bilirim efendi şövalye." Antoine’ın suratına sinirli sinirli baktıktan sonra devam etti. "Hanlarımızdan birinde yat, yorulduğun her halinden belli oluyor. Şafakta 750 askerimle birlikte yola çıkarız. 350 piyade, 250 okçu, 150 süvari. Verebileceğimin hepsi bu kadar, burayı da savunmam gerekiyor." Şövalye karşılık veremedi, bir lordu sorgulamak ona düşmezdi. "Peki lordum, çok teşekkür ederim. Halkınızdan da gönüllü toplamamda sakınca yoktur umarım?" Frederic'in nasıl bir ifade vereceğini bilmiyordu, bekledi.
"En fazla yüz kişi Sör Antoine, en fazla yüz. Şafakta oğlumla birlikte orduyu komuta etmek için meydana geleceğim, orada ol." dedi Frederic. Sör rahatlamıştı. O kadar çok yer dolanıp tecrübesiz iki bin asker topladıktan sonra, tek bir kaleden disiplinli 750 askerin çıkmasından gerçekten memnundu. Lorda veda edip ahıra gitti ve atını aldı, sonra köy merkezine sürdü.
XxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxXxX
     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.