Notes

mülteci sorununun 3 adet sonucu var

1) Suriyeli ve Afganistanlı göçmenleri otobüse uçağa bindirip geldikleri ülkelere geri göndermek

ülkemize gelen mülteci tipini doğru değerlendirmek gerekir. suriyede de afganistanda da insanlar öldürelecekleri için ülkelerinden kaçtılar.
suriyeliler yaklasık 10 senedir ülkemizdeler. savaş bitti ve dönmüyorlar kalmayı tercih ediyorlar. neden? çünkü savaştan kaçtılar.
yurtdaşları tarafından ülkerini savunmak yerine kaçtıkları için vatan haini ilan edildiler.
türkiye suriyeden bir gömlek çağdaş bir ülke olduğu halde benzer bir iç savaş ülkemizde yaşansa,
bir kısım vatandaş savaşmak yada ölmek yerine düşman ülkeye gitmeyi tercih etseler.
10 yıl sonrada savaş bitse ve yıllarca savaşıp ülkesini kurtaran düzeni sağlayan vatandaşlar geri dönenler hakkında ne düşünür dersiniz? böylesine milliyetciliğin tavan yaptığı
süreçte ne yaparlar o insanlara?

türkiye yıllardır esad'a karşı politika yürütüyor. suriyede kalıp savaşmayı tercih edenler bu insanlara hain, ajan muamelesi yapmayacaklar mı sanıyorsunuz?
savaşta düşman ülkeye gitmiş vatandaşlardan söz ediyoruz. suriye gibi bir yerde gerçekten bu insanları çiçeklerle mi karşılayacaklar sanıyorsunuz?
44k suriyeli memleketine gitmiş bayram için muhalefet ise gidebiliyorlarsa yaşayabilirler diyor. ülkemizde 4m yakın suriyeli var. yüzdesini siz hesaplayın.
afganlara değinmiyorum bile onlar talibandan kaçıyor. onların geri dönmesi daha zor gözüküyor. bu bağlamda isterseniz dünyanın en ırkçı en antidemokratik ülkesi olun 1 numaralı seçeneği
yapabilmek pek gerçekçi gözükmüyor.


2) Suriyeli ve Afganistanlı göçmenler türkiye de yaşamaya devam edecekler

işte günümüzün acı gerçeği türkiye toplumu 20 yıldır siyasal islamı merkez edinmiş akp'yi demokratik yollarla seçmektedir.
bu bile ülkeyi başlı başına terk etme sebebiyken ülke iyice yaşanmaz bir hale gelecek. ülkede çağdaş, aydın, entellektüel insan kalmayacak. türkiye emin adımlarla potansiyel bir iran
olma yolunda başarılı bir şekilde ilerlemektedir. kız arkadaşınızla el ele gezmek, gece geç saatte dışarı çıkmak bunlar bile problem olacak. sonra ki aşama ne dersiniz?
tabi ki türbansız bacılarımıza türban giydirecekler. muhalefet tüm ağızdan ilk defa bu kadar yüksek bir ses ve özgüvenle 2023 seçimlerini kazanacağını idda ediyor.
ama iktidar 12 den sonra müzikli mekanları kapatıp kimsenin kimseye rahatsız etme hakkı yoktur diyor(çark). bu özgüveni nereden buluyor? 20 yıldır böyle bir şeye cesaret etmeyen iktidar
böylesine sallantıda olduğu idda edildiği bir dönemde neden böyle bir hamle yapıyor? belki de gerçekten sadece gündemi değiştirmek içindir. belki de değildir.
ortalama bir suriyeli ailenin 9 çocuğa sahip olduğunu düşünürsek bu çocukların iyi yetiştirilmiş, aile terbiyesi almış, eğitimli insanlar olacağını düşünmek gerçekten naiflik olur.
tabi ki tarikatların kucağına düşecekler. eğitimlerini gelişimlerini tamamlayıp potansiyel mücahitcikler olacaklar. türkiye tarikat gerçeğiyle en son fetö ile karşı karşıya geldi.
fakat bu insanların tarikat anlayışını ülkemizde tarikatlarla karşılaştırmaya kalkarsak ülkemizde ki tarikatlar fazlasıyla ponçik kalacaktır.

uzun süreler tartışma programlarında mültecilerin nasıl eğitilmesi gerektiği nasıl entegre edileceği gibi konular tartışılacaktır.
karar vericiler daha kendi toplumunu bile eğitememeştir. eğitim sisteminin hali gençlerin kalitesinden bellidir. tiktok yada instagram indirerek keşfedebilirsiniz.


3) Suriyeli ve Afganistanlı göçmenlerin çoğunluğu avrupa ve diğer ülkelere yayılacak

göçmenlerin çoğu ülkemizi bir geçiş rotası olarak görüyor. kimse türkiye'de kalmak istemiyor kendi halkı bile yıllardır kaçıyor.
avrupa'da ortalama 1500-2000 euro kazanmak varken türkiyede kim neden 300 euro almak istesin? fazlaca ırkçılığa maruz kalıyorlar. neden burada kalmak istesinler?
hangi insan çocuğunun günümüz türkiyesi yerine almanyada büyümesini, insani şartlarda yaşamasını istemez? afganlar türkiyeye iran üzerinden geliyor türkiye üzerinden de avrupaya gitmek istiyorlar.
fakat bu mülteci kardeşlerimiz irandan sorunsuz bir şekilde geçip türkiyeye sorunsuz bir şekilde girebiliyorlar. söz konusu avrupaya geçmek olunca??? iltacı hakkını türkiye belli bir statüde hak tanıyor.
tabi ki koca yürekli devlet büyüklerimiz samimi iyi niyetli duygularla bu insanları ülkeye almıyorlar. iktidar açısında tartışabilecek bir konu yok.
bu insanlar mülteci, savaştan kaçıyorlar. peki bu hakkın savunucusu avrupa türkiye'ye her fırsatta haklı olarak demokrasi dersi verirken bu konuda neden bu kadar sessiz?
mülteci botlarının batırılmasında olayın insani yönüyle ilgilenmiyor olabiliriz. yada mültecilerin yunan polisi tarafından yakalanıp dövülüp bütün eşyalarına el koyup çırıl çıplak bir şekilde
türkiye'ye geri postalanması da rahatsız etmiyor olabilir. ama bu tutum bu iki yüzlülük kimse neden avrupanın bu tutumuna sesini çıkarmıyor? bu insanların nerdeyse hepsi avrupada yaşamak istiyor.
fakat avrupanın tanımış olduğu iltica hakkını kullanmak için yunan sınırına gittikleri zaman dövülüp türkiye'ye geri gönderiliyorlar. yahu biz salak mıyız? avrupa neden türkiyeyi açık cezaevi olarak görmektedir?
akp bu söylemin yaratıcısı diye mi muhalefet bu konuyu ele almıyor? muhalefet bu insanları olayın insani boyutunu ele alarak göndereceğini söylüyor. fakat mülteciler gitmek istemiyor.
kafamda bir çok soru işareti var. ülkesine gitmek istemeyen korkan bir mülteciyi "insani" şartlarda nasıl gönderebilirsin? 20 yıldır olduğu gibi danışıklı dövüş izliyoruz. durumu daha net görmek isteyenler
son 20 yıllık gazete arşivlerini inceleyebilirler.

olayı mantık çerçevesinde değerlendirirsek irandan türkiye'ye girip iltica eden mülteciler neden yunanistana oradan diğer ülkelere yayılamıyor? çünkü avrupanın mefaatine değil. bizimde değil neden ses çıkarmıyoruz
arkadaşlar neden aihm'in yüzüne vurmuyoruz bu durumu? neden insan hakları diye ölüp biten avrupanın, lobilerin, insan hakları örgütlerinin yüzüne vurmuyoruz bu iki yüzlülüğü?
avrupa avrupa olabilmeye devam etsin diye neden benim yurttaşım neden tecavüze uğrayıp katledilsin? neden binbir emekle cefa ile kurulmuş bu güzel cumhuriyetimiz islam rejimine dönüşsün?
mevcut iktidar avrupanın bu politikasını zaten destekliyor. açık açık mültecileri avrupaya göndermekle tehdit ediyor. peki muhalefet? 2023 için popilist söylem üretmekten başka ne yapıyor?
benim ve bir çok kişinin gördüğü ülkenin intiharı anlamına gelen bu durum karşında muhalefet ne diyor? insani şartlarda geri göndereceklermiş. yahu afganları nasıl gönderebilirsin?
taliban aldı ülkeyi adamları kıtır kıtır keserler. bu gerçekliği ben görebiliyorum. bir çok kişi görebiliyor muhalefet göremiyor mu? tabi ki görüyor fakat 20 yıldır olduğu gibi konfor alanından çıkmayıp danısıklı dövüsü tercih ediyor.

akp'nin mülteci politikası din kardeşlerimden öteye gitmiyor.
chp'nin mülteci politikası iktidara gelelim 2 seneye hallederiz demekten öteye gidemiyor.


kamuoyu oluşturulması gereken sorunun bu insanlar neden avrupaya gidemiyor? sorusu olması gerektiğini düşünüyorum.
bu soruyu muhalefet neden dile getirmiyor?
neden muhalif bir siyasi yada gazeteci avrupadaki siyasilere; akp mültecileri avrupaya yollamakla tehdit ediyor türkiye'yi açık ceza evi olarak mı görüyorsunuz sorusunu sormuyor?
türkiye'de ki siyasi partiler, stklar neden sosyal medyada örgütlenip insan hakları derneklerine, mülteci stklarına avrupa birliği yetkililerine bu ve benzer soruları sormuyor?
kimse sosyal medyanın gerçek gücünün farkında değil mi?
ülkemizin içinde bulunduğu çıkmazın en büyük sorumlularının akp'den sonra ab olduğunu neden kimse dile getirmiyor? neden bunun üzerine politika üretmiyor? başka bir çözümü varsa nedir?
neden bunları tartışmak konuşmak yerine ülkede ki ırkçılığın körüklenmesine göz yumuluyor? akp mültecileri chp ırkçıları kendine çekmek istiyor. tek dertleri oy! kültür, demografik yapı bunları halk olarak bir tek
biz dert ediyoruz. çünkü toplumun içerisinde biz yaşıyoruz. bu sonuçlara katlanacak olanlar biziz. irana bakınız oradaki siyasi seçkin kesim ne şekilde yaşıyor.
halkla beraber şeriat kurallarına mı uyuyor yoksa kendi laik küçük dünyalarını mı kuruyorlar?
politika bu insanların işleri hayatları. sedat pekerin çok katıldığım bir lafı var. "türkiye'de solcular daha maaşlarından bile vazgeçemiyor" demişti çokta haklı
türkiyenin içinde bulunduğu politik atmosfer ülkemizin sonu olacaktır. türkiyede yaşayan insanlar olarak sormamız gereken en büyük soru irandan türkiye'ye gelebilen mülteciler neden avrupaya gidemiyor olmalıdır.


politikanın içerisine fazlaca girmiş bir toplum olarak dışarıdan kendimizi göremiyoruz. sözlükteki mülteciler ile ilgili başlıkları temiz bir zihinle duygularınızı kontrol ederek okumanızı tavsiye ederim.
insanlar atatürk kalkanını giyip ırkçılık yapıyorlar. akademisyenleri ve entellektüel insanları hedef tahtasına koyuyorlar. mevcut durumu tespit etmiş ve ülkenin halini bilen her aklı selim akademisyenin yapacağı gibi
konuyla ilgili akademik çalışmalar yapılmaya başlanmalı ve bu insanların topluma nasıl entegre edileceği konuşulmaya başlanmalıdır(en kötü seneryo için hazırlıklı olmak). mülteci sorununun benim nazarımda tek bir çözümü vardır. avrupanın iki yüzlülüğü bırakmasıdır.
mülteciler, iktidar muhalefet ve ab tarafından türkiye'de yaşatılmaya mahkum edilmiştir. inanın bir çok türk vatandaşının istediği gibi o insanlar da sadece avrupaya gitmek istiyor. beynini temel seviyede kullanabilen her insan
bu bağlamda mültecilere destek çıkıp avrupa serüvenini desteklemeli ve bu iki yüzlülüğü ab başta olmak üzere iktidar ve muhalefet partilerine kamuoyu oluşturulup baskı yapılmadılır. türkiye kimliğine sahip olan vatandaşların
bir an önce ırkçılığı bırakması gerekmektedir. acı olan 2. seneryo gerçekleşirse ki muhtemeldir. bu tavırlar yeni bir mağdur azınlık yaratmaktan başka bir fayda sağlamaz. bu azınlık kesinlikle kürt halkına benzemez.
ırkçılık yaparak kendi vatandaşını, akademisyenini ırkçı olmadığı için hedef gösteren herkes potansiyel bir madımak olayına zemin hazırlayan kişiler olacaktır. ırkçılık siyasi politik bir söylemdir.
oy getirmekten başka hiç bir faydası olmaz. en yakın örnek olarak sedat peker'i görebilirsiniz. kendisi 1-2 sene öncesine kadar ülkemizde sağ ırkçı zihniyeti temsil eden akademisyenlerin kanlarıyla duş alacağını söyleyen bir şahıstı.
o zamanda en çok vatanını seven sedat pekerdi bu ırkçı olmayan insanlar vatan hainiydi. şuanda barış akademisyenlerinin bir çoğu avrupada mülteci durumunda bu durumun farkına varabilmeniz için daha ne olması gerekir?
fakat rüzgar döndü ve sedat peker müren balığı gibi kıvranarak özür dilemek zorunda kaldı. bu ırkçı şahıslar gerçekten bu insanları otobüse binidirip ülkelerine gönderebileceklerini düşünüyorlar ve bunun tek sebebi cehalet.



mustafa kemal atatürk her zaman örnek aldığım bir lider oldu. fakat yanıldın atam. insanlar senin görüşlerini benimsediğini idda edip yıllardır oy devşirmekten başka bir şey yapmıyorlar.
ilim ordusunu kuramadık türkiye'de yaşayan halklar duyglarını kontrol etmeyi öğrenemedi. dolayısıyla mantığını kullanamadı. onun yerine atatürkçü olduğunu idda eden yavru naziler yetiştirdik.
gittiğin günden beri türkiye toplumu beline kadar bataklığın içine saplandı. son 20 yıldır da hızla dibe çekilmekte. demografik ve kültürel değişim ise muhtemel sonumuz.
umarım sen haklı çıkarsın ben yanılırım.



“Bir ulusun asker ordusu ne kadar güçlü olursa olsun, kazandığı zafer ne kadar yüce olursa olsun, bir ulus ilim ordusuna sahip değilse, savaş meydanlarında kazanılmış zaferlerin sonu olacaktır.
Bu nedenle bir an önce büyük, mükemmel bir ilim ordusuna sahip olma zorunluluğu vardır.”