Notes

Elif çok kötü bir gözaltı süreci yaşamış, yıpranmış ve bunları babasının kendilerine bıraktığı miras yüzünden yaşamış. Bu kadar zorlu süreçten sonra Elif'in ihtiyacı olan tek şey, sevgi, şefkat ve dinginlikti. Ama Ömer Elif'i emniyetten aldığı gibi, Elif'in bunları yaşamasına sebep olan babasının mezarına götürdü. Ben burada Ömer'in, Elif'in yaşadığı travmanın tsini bile anlamadığını düşündüm.
Sonra evlenme teklifi süreci..Teklifin yapıldığı mekanmış, süslemesiymiş, kalabalıkmış bunlara hiç takılmadım. Türkü güzeldi, söylenen sözler güzeldi, karşılıklı duygu aktarımları güzeldi. Ama bu kutlamada Bahar ile Levent'in ne işi vardı, hadi getirdiniz bir iki replikleri olsaydı bari. Bildiğin kütük muamelesine maruz kaldılar.
Sonra Fatma meselesi girdi devreye.. Hadi kadın densiz, egosu üst seviyede falan buna da amennah. İyi de kadın ortalığı yıkarken, Elif'e saldırırken niye hiçbir Allah'ın kulu müdahele etmez. Gözaltından yeni çıkmış aşkını niye bu kadına karşı hiç korumaz Ömer, korumayı bırak bir tek söz bile söylemez. Bırakın bir söz söylemeyi herkes elbirliğiyle Fatma kadını teselli etmeye kalktı.
Tam bunun şokunu atlatacaktık ki, İpek meselesi çıktı ortaya. Ve böylelikle aslında Ömer'in aslında tek derdinin yuva kurmak olduğunu, kiminle olursa da pek öneminin olmadığını öğrendik.
Elif gibi Ömer'in de geçmişte hayatlarında başka ilişkiler olmasını doğal karşılıyorum ve hatta olmamasını abes bulurum. Ama Ömer, geride bıraktığı ilişkileri ne beyninde ne de yüreğinde bitirmemiş. İpek'le her ne yaşadıysa bunun travmasını bitirmeden Sibel'e yönelmiş. Sibel'in travmasını içinde çözmeden de Elif'e sarılmış. Yüreğinde ve beyninde bitirmiş olsaydı, İpek'in ismini ağzına almaktan kaçınmaz, İpek'e halen öfke beselemezdi. Sevgi gibi öfke, nefret de bir duygudur ve bunlardan birini halen yaşayan kişinin yarası da demek ki kapanmamıştır. Dünkü bölümde Ömer ile Arda'nın İpek ile konuşmalarından çıkardığım sonuç, Ömer İpek'le karşılaşınca, geçmişte yaşadığı kuyruk acısına geri dönecek..Ve beni bu bölüm yıkan şey de aslında bu olay oldu. İpek olayı başka bir şeyi de gün ışığına çıkardı bence; Ömer, Sibel ile olan ilişkisini de bence halen çözememiş. Fatma ile kızını geçen bölümlerde sahiplenmesini insani bulmuştum. Ama İpek olayından sonra böyle olmadığını, bunu da içinde tüketemediğini düşünüyorum.
Evet Elif'in de geçmişinde sevgilileri olmuş ama Elif bunları kalbinde ve yüreğinde bitirmiş, geçmişe yönelik hiçbir duygusu kalmamış.

Elif'e evlenme teklif etmişsin, kız arkasından Fatma şokunu yaşamış ama sen Allah rızası için bu kız ne durumdadır diye bir kez bile Elif'i aramayıp soluğu emniyette alıyorsun. Yine buradan da Ömer'in Elif'i hiç anlamadığı, içinde hissetmediğini anladım.

Ömer ile Elif'in mutsuzluğuna bu yaşananlar yetmezmiş gibi üstüne Nedret Hala densizi çıktı. Bunca yaşanan zorluklarda bırak yanlarında olmayı, yaşananlardan bile bi haber olan Nedret Hala pişkin şekilde kızların tüm yaşamına müdahele etmeyi kendinde hak görebildi. Mert'in evden gönderiliş şekli çok çirkindi. Klasik, ateşle barut yanyana durmaz yaklaşımı beni sinir etti. Bir erkekle bir kadın bir araya gelince hemen ateşle barut mu olmalı Allah aşkına, son zamanlarda topluma da dayatılan ve özünde kadını aşağılayan bu yaklaşıma ne gerek vardı.
Hala bu kez hızını alamayıp, hanlarım hamamlarım var, siz neyinize güvenip de karşıma çıkarsınız laflarıyla Demir ailesini yerle bir etti..Tamam iki aile arasındaki sosyal, kültürel, ekonomik uçurum sorunu zaten yaşanmalıydı. Ama bu şekilde görgüsüzlükle, bu kadar yıkıcılıkla olmamalıydı. Hala en azından Elif'in aşkına saygı duymalıydı. Ve iki aile arasında ya da Elif ile Ömer arasında bir sorun görüyorsa da bunu Elif'le konuşarak derdini anlatmalıydı.

Nedret Halayı sevmedim ama Hüseyin'in teklifini kabul etmeyecek bence. Nedret Hala'nın ki sonradan görmeliğin getirdiği karşıdakini paranla ezme yaklaşımı gibi geldi. Ama dünkü çizdiği portreden sonra Nedret Hala bu saatten sonra meleğe de bürünse benim için kötü biri olarak kalacak..

Tüm bunların üstüne bir acı şerbet içmemiz eksik kalmış gibi Demet olayını da koydular. Burada da Nedret Hala'ya çok sinir oldum. Tamam Demet çok büyük bir hata yaptı, hatta suç kategorisinde bir iş yaptı. Ama onu bu yanlış yoldan konuşarak döndürmek varken niye ailesini işin içine sokuyorsun ki. En azından olayı Elif'e anlatsa eminim ki Elif, Demet'i yıkmadan, tüketmeden bu işi çözerdi. Bu yaşananlardan sonra Demet, bundan sonraki yaşamında dengeli bir insan olamayacak..

Anlaşılan senaristler Elif ile Ömer bir araya gelmesin diye dizideki tüm karakterleri şer sofrasına dahil etmiş. Ama bu kadarına ne gerek vardı? Dün geceki bölümü seyrederken üst üste gelen darbelerden içim şişti, bölüm bir an önce bitse de yeni bir darbe ile karşılaşmasak bile dedim.

Dizilerde en nefret ettiğim şey esas kız ile esas oğlanı 40/50 bölüm inatla bir araya getirmemeleri. Bunun için de izleyenlerin içini kıyan abuk subuk nedenler yaratmaları. Oysa KPA'ya izlemeye başladığımda bu kez öyle olmayacak demiştim. Zira hiçbir dizide bulunmayan bir kadın karekter yaratmışlardı. Aşkı ve yaşamı konusunda cesur, mert bir kadın. Buradan yola çıkarak Asmalı Konak benzeri bir şey gelişir, Elif ile Ömer kısa zamanda bir araya gelir ve tüm yaşanacak sorunları da bir aradayken birlikte yaşarlar diye düşünmüştüm. Düşünsenize Elif ile Ömer birlikteyken ve hatta bir çocukları varken Hüseyin olayını yaşamaları ne kadar derinden ve sarsıcı olurdu. Asmalı Konak'da 2. bölümde evlenmişti Bahar ile Seymen ve o dizi, Türkiye tarihinin en fazla izleyicisi olan dizilerindendi. Demek ki izleyici, 40-50 bölüm bir araya gelemeyen, önlerine sürekli abuk entrikalar çıkarılan, finalde de koştur koştur bir araya getirilip, mutluluklarını bile göremedikleri klişelerin dışında bir diziyi daha da sahiplenebiliyormuş.

Yukarıda da dedim ya bu bölüm Elif ile Ömer arasındaki aşka karşı inancım zedelendi;

Bu dizide en ağır şeyleri yaşayan Elif'ti bence. Ömer de belli zorluklar yaşadı ama Elif'in yaşadıklarının yanında bence hafifti. Elif yaşadığı tüm güçlüklerin yanında bir de aşkına dört elle sarıldı, eski nişanlısı için kendisini harap eden Ömer'in yanında yer alabildi, ona destek oldu. Annesini kaybettiğinde hayatımın aşkı dediği adamdan "ilk tanıdığım gün kü kadar yabancısın bana" darbesine rağmen yıkılmadı ve yine hayatının aşkının peşinde gidebildi. Aramızdan kaç kişi öyle bir acı günde bu lafları söyleyen birine yine de dört elle sarılabilirdi.
Ömer'in yaralanmasından sonra Fatma'nın ve Melike'nin laf sokmalarını hoş görüp yine de Ömer'in yanında olmayı seçti. Ömer'in hastaneden çıkmasının ertesi günü Metine'e koşmasın diye, "ben hayatımın aşkını seçtim, seninle mutlu bir yaşam istiyorum, seni istiyorum" diyen ve büyük bir travma yaşadığı açık olan Elif'e Ömer ne yaptı? "Ben kabul etmiyorum" dedi ve Elif'i sakinleştirmek için iki kelam etmedi, gözlerindeki yaşı bile silmedi. Bunlar yetmezmiş gibi "sen nasıl ki benim vurulduğum günün acısını yaşıyorsan ben de o malum günün acısını yaşıyorum" diyerek bir kez daha Elif'i yıktı. Elif'in el frenini çekmesini bazılarımız çok gördü ama bence çok haklıydı. Ve bunlara rağmen Elif yine Ömer'in yanında yer aldı, Ömer'e sarıldı.

Ama Ömer Elif'in yaşadığı travmayı, korkuyu yine hiçe sayıp Tayyar'ın kapısına yapıştı. Ve düşüncesizliğinin bedelini Elif ödedi gözaltına alınarak.

Dünkü bölüme kadar hep Ömer Elif uyumu diyerek sunulanları keyif alarak izledim. Gerçekten de Tuba ve Engin arasındaki uyum, vücut dilleri müthiş ve çok doğal. Sanki rol yapmıyorlar da gerçeği yaşıyorlardı. Ama dün Ömer'in Arda ile İpek konusundaki konuşması bu uyumu da zedeledi sanki. Ve bölüm bittiğinde dedim ki bu senaristlerin de Elif'le bir alıp veremediği var, bunlar da Elif'e düşman.