Notes

Sabah uyandığınızda ilk olarak ne yaptığınız, reelinde gün içinde kendinize ne kadar özen gösterdiğinizin başka bir deyişle yaşam niteliğinizin de ufak bir delili. Misalin aralıksız alarmı erteleyip söylenerek kalkanlar, muhtemelen günün devamına adapte olmak için hayli uğraşıyor. Değişik biçimde uyanıp ilk olarak koca bir kadeh su içip perdeleri açan ve pencereden gelen mis gibi havayı içine sürükleyenler, her yeni günü bir hediye gibi yaşayabiliyor.
Bu reelinde yaşama nasıl baktığınıza bağlı. Ve yaşama bakışınızı en iyi yansıtan şeylerden biri de beslenme. Yemek tercihleriniz, gittiğiniz mekanlar, hatta yaşadığınız hastalıklar dahi beslenmenin başrol olduğu mevzular.

Yemek, bedenimizi ve yaşamımızı doğrudan etkilediği için beden ve ruh sıhhatimiz açısından bize nasihatler veren uzmanları can kulağıyla dinliyoruz. İşte bu nasihatler arasından hala tartışılan ehemmiyetli bir tanesi de alkali beslenme.

Bedenin pH balansını gözetmeye müteveccih bir beslenme çeşidi olan alkali beslenmenin elzem olduğuna dair hala kavgalar olsa da uygulayıcısı da hayli çok. Verimi ispatlanmadı ancak hakikatine bakarsanız, alkali beslenmenin hasarı yok gibi. Zira yediğiniz her şey natürel, işlenmemiş ve sağlıklı gıdalar.

Bu surattan sınamaya değer.

Evvel azıcık tanıyalım, ardından alkali beslenme için ne yapmak gerekli, hangi yiyecekleri uzaklaştırmamız gerekli hepsini bilelim.
Ders 1 kısım 1: Alkali beslenme nedir?
Güne tereyağlı sucuğun yağına ekmek banarak başlamayı, akşam taptaze balığı şöyle hoşça kızartıp misler gibi sofra hazırlamayı pek beğeniriz. Makarnalar, et yemekleri, soslu tavuklar derken mutfakta kabiliyetimizi sergileriz. Ama harcadığımız yiyeceklerin bedenimizde zehirli madde biriktirdiğini öğrenmeyiz. Yemek tercihlerimizle reelinde bedenimize iyiliğin yanında makûsluk da yapıyor olabiliriz.

Bedenimizin pH balansı 7.35 ortalamasındadır. Alkali beslenmeye göre harcadığımız her şey bu pH balansını değiştirir ve asidik beslenme ile beden bu balansı sağlayamaz. Artan asit yükü, hücrelerden uzuvlara kadar hasar verir. Bağışıklık düşer, enerjisiz ve cansız sezeriz, kilo alırız, pek çok hastalığa da davetiye çıkarırız. Alkali beslenme işte bedeni afaki asit yüküne sokmadan, balanslı ve düzgün beslenmektir.
Alkali beslenmenin verimleri
Alkali beslenmeyi korunan uzmanlar, bedenin pH balansını gözetmenin pek çok hastalığın da önüne geçeceğini söyler. Diyelim ki kekleri, börekleri, kolili mahsulleri, Ayçiçek yağlarını, şekeri her şeyi mutfağınızdan çıkardınız. Daha natürel ve mevsiminde gıdalar harcamaya başladınız.

Acaba neler olur?

Zehirli Maddelerle savaşmak zorunda kalmayan bedende bağışıklık güçlü olur, obeziteye varan kilo meseleleri olmaz, cilt hoşlaşır, kemikler kuvvetlenir, bel, kalça gibi yerlerde bölgesel yağlanma meselesine tesadüfülmez. Ayrıca alkali beslenme ile daha zinde, daha zinde olunabilir. Başka Bir Deyişle o daha önceki bitkinlikten eser kalmaz.
Yiyecekleri alkali ve asidik diye nasıl ayıracağız?
Alkali ve asidik yiyeceklere şöyle genel olarak baktığınızda reelinde ayrım yapmanın kolay olduğunu görebilirsiniz. Alkali gıdalar daha çok sebzeler, baharatlar, bazı bakliyatlardan oluşurken asidik gıdalar suni tatlandırıcılar, ayçiçek yağından arıtılmış şekere işlenmiş gıdalar, kola vb. asitli meşrubatlar, abur cuburlar, kolili besinler olarak örneklenebilir. Yeniden görselimizdeki alkali ve asidik yiyeceklerin listesi size dayanakçı olacaktır.

Ancak en öğrenilen alkali yiyeceklere süratlice bir bakalım.

Limon: Limonun çok garip bir özelliği var. Asidik olmasına karşın alkali değerin azami olduğu yiyecek. Hem C vitamini ambarı hem karaciğer arkadaşı.

Yeşil yapraklı sebzeler: Ispanak, pazı, kara lahana vb. sebzeleri kışın bol bol harcarız. Şimdi verimlerini görünce daha da çok beğeneceğiz, laf. Antioksidan ve lifli olduğu gibi aynı zamanda sindirimi rahatlatır. Dediğimiz gibi, yeniden mevsiminde harcamak gerekir.

Turpgiller ailesi: Hazır kış kapıya direnmişken Brüksel lahanası, karnabahar, brokoli, lahana gibi sebzeleri tabaklara daha fazla misafir etmemiz gerekli.

Kırmızı biber: Anti bakteriyel özelliği ile hastalıklar ve stres için birebirdir ancak alkali beslenmenin umursadığı mevzulardan biri olan mevsiminde beslenme etmenine dikkat etmek gerekli. Bu surattan kırmızı biberi mevsiminde harcayın.

Sarımsak: Tansiyonu yükselenlere hemen sarımsak yedirmeleri boşuna değil. Alkali tesiriyle tansiyonu düşürür, bağışıklığı kuvvetlendirir. Natürel antibiyotiktir aynı zamanda.

Buğday çimi: Atalarımız buğday çiminin değerini çok iyi öğrenmiş ama biz yeni yeni kavrıyoruz. Konuttaki saksılarınızda buğdayı yetiştirip çimini yiyebilir, salatalara koyabilir veya öğüterek suyunu içebilirsiniz. Buğday çiminin bedeni arınmadan kanserle çabaya kadar çok ciddi bereketleri var.
Alkali beslenmeye giriş
Şayet alkali beslenme stilini uygulamak istiyorsanız yaşam stilinizi minik minik değiştirmeye başlayabilirsiniz. İlk günden toptan bir başkalaşım yapmak yerine adım adım gitmek, kolay uyarlama için iyi olabilir. Bunun için elbette önerilerimiz olacak.


Başlıyoruz...

- Alkali beslenmenin püf noktası, natürel ve mevsiminde gıdalar harcamak, işlenmiş besinlerden uzak durup tabiatın nimetlerinden yararlanmak. Bu surattan meyve ve sebzeleri mevsiminde harcayın. Kışın marketten domates almak yerine yazın kış hazırlıkları yaparken hazırladığınız domates sosunu kullanın.

- Olasıysa organik beslenin. Organik beslenmede yiyeceklerin gıda değeri daha yüksek olduğundan vitamin ve minerallerden daha fazla faydalanırsınız. Aynı biçimde içerisinde katkı maddesi olmadığı için bedeninizi zehirlememiş olursunuz. Ek olarak her kolinin üstünde yazan "natürel" iddiasına inanmayın. Kutuları iyi okuyun, organik sertifikalarını araştırın. Natürel ve organik arasındaki farkları bilin.

- Sebzeleri olabildiğince ham harcayın. Sebzeler piştikçe gıda değerini yitirir. O surattan raw food stili beslenme tipinde de belirtildiği gibi olabildiğince ham beslenmeye özen gösterin. Dilerseniz sebzeleri yemenin yanı gizeme içebilirsiniz de. Dilediğiniz sebze ve meyveyi bir araya getirin, meşrubatınızı hazırlayın.

- Bol bol nebat çayı için ama tabi şekersiz.

- Yemek yerken lokmalarınızı iyice çiğneyin. Bu hem az yiyerek doymanızı sağlar hem de sindiriminize hafifletir.

- Yeteri ölçüde yüksek pH dereceli su için. Günlük olarak 2-3 litre su harcayın, ek olarak maden suyu gibi natürel suları dikkat soda değil maden suyu da içebilirsiniz. Kola, gazoz, kahve gibi meşrubatları tamamen kesin.

- Sabah uyandığınızda ilk yapmanız gereken oda sıcaklığında 1 kadeh su içine limon sıkıp içmek. Bu hem zehirli maddeleri arınma hem de bedeni gevşetme açısından iyidir. Gün içinde içtiğiniz suya miktarlı şekilde karbonat katabilirsiniz. Karbonat, suyunuzu alkali yapacaktır.

- İşlenmiş, katkılı besinlerden uzak durun. Marketlerin en çekici reyonları çikolata, cips, sucuk, salam gibi değişik kategorilerdeki hazır yiyeceklere yanaşmayın. Tatlandırıcılar, gözeticiler vb. katkı maddeleri sizin düşmanınız.

- Hayvansal besinlerden uzak durun. Et, süt ve süt mahsulleri, salam, sucuk vb. şarküteri mahsulleri katkı maddeleri, içeriğindeki yağ ve tuz gibi bileşenler ve pişirme usulleri açısından asidiktir.

- Böreklere, keklere, poğaçalara veda edin. Hamur işleri, tatlılar, ekmekler, beyaz unlu ve arıtılmış şekerli gıdalar alkali beslenmenin düşmanıdır.

- İyi yağlar harcayın. Misalin balık, ceviz, soğuk sıkım zeytinyağı gibi nitelikli yağlar size sağlık katacaktır.

- Dışkı ve idrar takibinizi yapın. Kulağa güzel gelmiyor ancak idrar ve dışkı, beden sıhhatinizle alakalı size çok şey anlatacaktır.

Alkali beslenmenin bereketleri kesin ve net olarak ispatlanmış değil ancak beğenenleri çok. web adresi tip beslenme, tek tip beslenmelere göre çok daha muhtelif ve natürel besinlerden oluştuğu için bireye verimli dahi olabilir. Uygulama kısmı size kalmış. İstediğiniz ölçüde, dilediğiniz kadar uygulayabilirsiniz.

Read More: https://www.biontech.com.tr/alkali-beslenme-nedir/