Notes

Atilla Meteoğlu, isminden de anlaşılacağı üzere Türk milliyetçisi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Tek çocuk olarak doğmuş ve militarist bir yapıyla büyütülmüştür. Atalarına dair her türlü bilgiyi her türlü eğitimi almış ve kriz anlarında yapıcı ve çözüm üretici olmuştur. Militarist olarak yetiştiği için kendini hiçbir yere ait hissedemeyen ve kardeşi de olmadığı için yalnız olmaya alışmış olan Atilla bir gün kafede tek başına otururken yaklaşık 15 ila 20 kişiden oluşan büyük bir topluluğun demir atları andıran motorlarıyla kafenin önüne park ettiklerini ve kafeye geldiklerini görmüştür. Bir anda içindeki ses onlarla sohbet etmek istediğini söylemiştir. Ancak deri yelekleri ve üzerinde yazılar bulunan yamaları anlayamamış ve sohbete kiminle başlayacağını kestirememiştir. Bu yüzden telefonundan ufak bir araştırma yapmıştır. Ve sonucunda bu insanların bir Motorsiklet Kulübünün üyeleri olduğunu anlamıştır. Yaptığı araştırmalar sayesinde MC kültürüne ait terimleri az çok öğrenmiştir. Kiminle konuşması gerektiğini artık biliyordur. Kulübün President(Başkan)'ına selam vererek kendini tanıtır ve tanışmak istediğini söyler. Böylece Atilla'nın yıllardır tatmadığı kardeşlik hissinin ilk adımları atılmış olur. Atilla artık kulübün çaylağıdır ve ustalarının güvenini kazanmak ve ustaları gibi tam yamalı yelek giyebilmek ve ustalarına layık olduğunu kanıtlamak için var gücüyle çalışmaktadır. 1 yılın sonunda Atilla'nın kardeşliğe girmesi ve yeleğine yamalarını diktirmesi kararlaştırılır ve ona ufak bir şaka yapılarak çaylaklıktan azledildiğini artık çaylak olamayacağını belirtirler. Atilla bu durum karşısında şaşırır ancak istifini bozmaz ve siz böyle düşünüyorsanız haklısınızdır diyerek çaylak yeleğini teslim edip kulüp evinden uzaklaşmaya başlar. Tam o sırada Başkan'ın sesini duyar "Buraya gel şu yamalar bir yeleğe dikilecek en azından bunu yap sonra gideceksen git" . Yeleğin kendi yeleği olduğunu anlar ve kardeşleri sırtına vura vura "Hayırlamak" olarak adlandırılan sırt dövme olayını gerçekleştirerek ve hayırlı olsun diyerek gülüşürler. Atilla kardeşleriyle bir çok sürüşe katılır ve kardeşlerinin de isteğiyle Kulübün "SGT. At Arms" yani Çavuşu olur. Çavuşluk süresince kimi zaman istemese de kardeşlerine ceza vermek zorunda kalır ve zor kararlar alması gerekir... Bir gün Atilla hasta olur ve kardeşlerinin yapacağı sürüşe katılamaz. O sürüşte Kulübün tüm üyeleri zincirleme kaza geçirir ve kardeşlerinin hepsini tek kazada kaybeder. Kardeşlerinin ölüm haberini alan Atilla beyninden vurulmuşa döner. Kendini alkole ve sigaraya vuran Atilla çareyi şehirden çıkmakla bulacağını düşünür. Şehirden çıkar ve Havalimanı'na gider. Havalimanındayken Los Santos isimli daha önce duymadığı bir şehirin ismi ilgisini çeker ve oraya gitmek için bilet alır. Uzunca bir Uçak yolculuğundan sonra Los Santos'a varır. Bu yeni şehir hakkında hiçbir fikri olmayan Atilla kendisini ne gibi zorlukların ne gibi olayların beklediğini bilmemektedir. Bu durum kendisini her ne kadar kuşkuya düşürse de kendinden emin ve kararlı bir insandır. Acısı hala taze olduğu için yani en kötüsünü yaşadığı için hiçbir şeyden korkmamaktadır ve hiçbir zorluğun kendisini bastıramayacağından emindir.