Notes

İkinci Text
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
biyoloji, doğuştanlık ve evrensellik sorununa dönüştürür. Bu yaklaşımın bir örneği Steven Goldberg'in The Inevitability of Patriarchy'sidir. Goldberg (2005), erkek egemenliğinin evrenselliği olarak adlandırdığı şeye fizyolojik bir açıklama arar. Bu yaklaşım, kadınların her zaman erkeklere tabi olduğunu savunur. Evrensel kadın tabiiyeti, "avcı erkek" ve "yetiştiren kadın" kavramlarını önerir.
bu karmaşık güç ilişkisini açıklamak için ona biyolojinin değil tarihin bir yönü olarak bakmamız gerektiğini savunuyor.
Açıkçası, kadınlar ve erkekler biyolojik olarak farklıdır ve tüm toplumlarda toplumsal olarak formüle edilmiş bir cinsiyete dayalı iş bölümü vardır. Hiçbir toplumda kadın ve erkek eşdeğer değildir, ancak bazılarında sosyal eşitlikten yararlanırlar. Kendi sosyal kimlikleri, özerklikleri ve sosyal olarak değerli kaynaklara eşit erişimleri olmadan, cinsiyetleri ve nesilleri birbirine bağlayan karşılıklı ilişkiler için sağlam bir temelleri olmazdı.

tarihsel. ilki, avcı ve toplayıcı çetelerde görülen ilkel komünizm; ikincisi, kabile toplumu ve şeflikler; ve üçüncü, erken tarım devletleri. Genel olarak konuşursak, iki önemli dönüşüm tarihi birinci aşamadan üçüncü aşamaya taşıdı: (1) Neolitik devrim ve tarımın yükselişi ve (2) devletin yükselişi. Bu, erkek egemenliğinin geliştiği temel tarihsel çerçevedir.
İnsanlık tarihinin ilk aşamasında insanlar, evcilleştirilmiş bitki ve hayvanlar olmaksızın avcılık ve toplayıcılık yaparak yaşıyorlardı; geçimlerini doğrudan doğadan sağlıyorlardı. Zengin ya da fakir yoktu, siyasi liderlik minimaldi ve nüfus yoğunluğu düşüktü. Müllkiyetin yoksunluu da cinsiyetlerin göreli eşitliğini mümkün kılar. toprak topluca veya komünal olarak "sahip olunuyordu", siyasi liderlik asgari düzeydeydi, nüfus yoğunluğu nispeten düşüktü ve statü veya zenginlik eşitsizliği asgari düzeydeydi. Hem erkekler hem de kadınlar gıda arzına katkıda bulundu ve büyük savaşlar yoktu.

insanlık tarihinin ilk büyük dönüşümünün, Neolitik Devrim olarak adlandırılan tarımın kuruluşunun bir ürünüdür.
Tarımla birlikte mülkiyet kavramı başlamıştır ve sınırlı tarım arazisi hegomanya ile paylaştırılmıştır. Amaçları, eski zamanlarda olduğu gibi, ticaret ve savaş yoluyla olduğu gibi, evlilik yoluyla da hem toprak hem de emek elde etmektir.
Erkekler geniş çapta seyahat etmeye devam ederken, kadınlar eve bağlı hale geldi. Dışarı çıkıp toplanma sırasında "halk" ile buluşmak yerine, evlerine hapsedildiler.
Neolitik savaşlarda erkek gücüne ihtiyaç duyulduğu için de bir yandan kadınlar arkaplana itildi ve erkekler çocukken daha kıymetli hale getirildi.

Son cümle: Erkek egemenliği sorunu sosyolojik ve kültürel bir sorundur, hayvan içgüdülerinin değil, daha çok insanlık tarihinin bir ürünüdür.