Notes

Hepinize merhaba, benim adım Eda, yani şu ölüm kalım savaşında sona kalan Eda :) Ha! Ölüm kalım oyunu ne diye soracak olursanız hemen anlatayım;
Bir zamanlar Mehmet - Ata - Kerem - Dilara - Emre - Ayşe - Eda - Kaan - Hayat ve Ali adlı 10 kişi vardı.
Bunlar Bedel kabilesinin favori üyelerinden biriydi.
Bir akşam vakti, 1 hafta önce kabileden ayrılmış olan Kerem ve Dilara geri geldiler ve kabile aktifleşmişti.
Daha sonra durduk yere hiçbir şey olmamış halde Mehmet adlı ruh, Ata adlı ruha "3. skil, memeli sövüş dalgaları" adlı skilini uyguladı.
Ata buna dayanamadı ve "6. skil, aynısını ona yansıt!" skilini kullandı. Bu Ata'nın güçlü bir skiliydi,
Mehmet'i tekrar etmiş ve o da ona sövmeye başlamıştı. Bu olayı gören Eda adlı ruh, olayın ilk başta sadece bir şakadan ibaret olduğunu,
fakat sonradan işlerin pırtlayıp ciddi gibi bir şeye döndüğünü farketti. O sırada Dilara sadece izliyor, müzik dinliyordu.
Eda, şakasına hemen onların tarzında bir laf söyledi. Bunu gören Ata ve Mehmet hrrlayıp bu sefer Eda adlı ruha yüklenmeye başladılar.
Eda'da kılıcını açıp savaşmaya başlamıştı. Daha sonra Eda'nın çok sevdiği karısı olan Ayşe,
Eda'nın bu berbat savaşa katıldığını görünce dayanamadı ve o da kılıcını açıp Eda ile birlikte savaşmaya başladı.
Sonra Kerem adlı ruh, Ayşe'nin olaya müdahale ettiğini görünce o da skillerini Ayşe'ye karşı kullanmaya başladı. Dilara, Kerem'i tutuyordu.
Mehmet ve Ata o an sadece Eda'ya değil, ortaya karışık olayda bulunan herkese sövmeye başladı.
Gerçekten çok ağır küfürler ediyorlardı ve Eda ile Ayşe bunlara karşılık "2. Skil, Umursamama skili" ni kullanıyorlardı.
Eda ve Ayşe çift oldukları için ortak skilleri de vardı tabi. Mehmet ve Ata bu skile zayıf düşüyorlardı. Fakat pes etmiyorlardı!
Daha sonra portaldan "Emre" adlı bir ruh geldi. Emre ruhu da Dilara gibi sadece izliyor, bir iki laf atıyor fakat taraf tutmuyordu.
Kaan ruhu o zaman yoktu, güçlenmesi için derslerine çalışıyordu.
Ve bir de gıcıklık seviyesi zirveyi aşmış, çok kötü bir ruh olan "Ali" ruhu vardı.
Ali ruhu sadece o kargaşa içinde olan biteni izliyor, gözlemliyor ve dikkat çekmeye çalışıyordu. Bu da onun "1. skil, trip at!" skiliydi.
Bu sefer Ata ve Mehmet, Eda'ya daha çok kılıçlarını savurmaya başladılar. Eda geriye doğru kaçıyor, skillerini onlara yansıtmaya devam ediyordu.
Ve Eda 8. skili olan "Çift kişilikli Eda" skilini kullandı, bu Mehmet ve Ata'nın başının bulanmasına sebep olmuştu fakat sövmeye devam ettiler.
Bir süre sonra Mehmet ve Ata biraz Ayşe'ye biraz da Eda'ya vurmaya başladılar. Ayşe ve Eda sadece gülüyordular.
Ata, Kerem'i tutarken Kerem'de bir taraftan Ayşe'nin ölüm kalım oyununda sona kalmamasını istiyordu.
Kerem genelde hep "4. skil! Onları dinleme, ne olursa olsun alay et ve sinirlerini boz!" skilini kullanıyordu.
Ayşe buna sinirlenip bunun yanlış bir şey olduğunu, onun ikiyüzlü olduğunu yüzüne vurmaya çalışıyordu.
Bir taraftanda Dilara ve Ali bu durumu izlemeye devam ediyordu. Ali biraz masum bir ruh gibi görünebilir ama hiçte öyle değil.
Aksine en yılanları Ali, işte Ali'nin bu en güçlü skilinden biri! Ama gerçekten masum ve olaylar hiç yaşanmamış gibi davranan bir de "Hayat" vardı.
Bu onun masumluk ruhundan kaynaklanıyordu. Birisi ona küfür ettiğinde susuyor, sıkılmaya başlıyordu.
O sırada Eda, çift kişilik ruhunu kullanınca Emre ve Kerem'de bir kaç skiliyle ona hafiften vurmaya başladılar.
Eda etkilenmedi fakat Ayşe ile Eda'nın üstüne gelmeleri onları rahatsız etmişti. Kılıçlarını bir sağa, bir sola savuruyorlardı.
Çok güçlülerdi ve pes etmiyorlardı. Ve herkes ortaklaşarak "SPAM SKİLİ"ni kullandılar, bu ortalığı dağıtıp ağzına sıçmak için garip bir skildi.
Herkes spam yapmaya başladı ve Dilara da bir yandan "#kaos" diyordu. Kerem adlı ruh, Dilara adlı ruha aşıktı.
Kaan ruhu ise, beynindeki sihirli güçler sayesinde Bedel Kabilesi'nde neler olup bittiğini görebiliyordu.
Bu Eda'nın ona verdiği iksirler sayesinde kazara oluştu fakat çok güçlü bir yetenekti!
Mehmet ve Ata çok güçlü bir şekilde vurmaya devam ettiler. Dilara ara da random attı. Daha sonra Ata ile Ayşe arasında büyük bir kargaşa oluştu!
Ayşe, Kerem'e güçlü silahını vurarak mute atıyordu, Ata ise Ayşe'nin Kerem'e attığı mute'u kaldırıyordu.
Bunu tekrar tekrar yapıp kılıçlarını çarpıştırmaya devam ettiler ve bu sırada Mehmette Ayşe'ye pençeli kılıcını batırıyordu.
Emre, Kerem'i tutuyordu, Kerem'in güçlenmesini istiyordu fakat Kerem'in daha güçler hakkında öğreneceği çok şey vardı. Ata level atlamıştı,
Mehmet'ten öğrendiği birkaç taktik onu geliştirmişti. Mehmet gerçekten güçlü bir rakipti. Eda, en sonunda Mehmet'in Allah'a sövmesini görüp,
aşırı şekilde bokunu çıkardığını gördüğünde Ayşe'nin elini tuttu. Eda ile Ayşe'nin aşkı ve güçleri çok büyüktü gerçekten.
Eda ile Ayşe el ele tutuştular, öpüştüler ve ortaya kalpli, çok güçlü, göz kamaştıran ve kimsenin karşı koyamayacağı bir silah çıktı.
Aman Yarabbi o da ne!? Bu silah Eda ve Ayşe'nin büyük aşkından geliyordu.
Bu silah en sonunda bunlara dayanamayarak önce Mehmet'i ölüm kalım savaşı oyunundan yasakladı, sonra Ata'yı yasakladı, sonra ise Kerem'i yasakladı.
Ata, Kerem ve Mehmet kolay pes etmiyorlardı, direnmeye devam ediyorlardı ama boşuna. Ölüm kalım savaşından atılmışlardı, cesur ruh olamayacaklardı!
O silah psikolojik olarakta herkesi çok etkilemişti, çoğu kişi bu olayın olmasına üzüldü, çoğu kişi gerçekten yaptıklarından utanmış sessiz kalmıştı.
Ata ve Mehmet, Eda'ya özelden hala saldırmaya devam ediyorlardı fakat o kalpli silah olduğu sürece Eda'ya saldırmaları boşunaydı.
Emre son anlara doğru sustu. Ve bu sırada kim harekete geçti dersiniz!? İşte o masum gibi görünen orospu çocuğu Ali!
İlk önce tüm bu sona kalan ruhlara iğnesini batırdı, zehirlemeye çalıştı. Eda ve Ayşe, Ali'nin bu yaptığından etkilenmediler.
Birleşip kalpli silahını Ali'ye doğru doğrulttular ve Ali'de bum! olmuştu. Ali'ye 2-3 kere sıktılar ve Ali'de artık ölüm kalım oyunundan elenmişti.
Geriye kalanlar sadece Eda - Ayşe - Dilara - Emre - Kaan - Hayat idi. Ayşe ve Eda çok etkilenmiş, üzülmüşlerdi.
Gerçek yüzlerini öğrendikleri arkadaşlarının böyle olması onları çok üzüyordu. Eda, Ali'den tiksinti duyuyordu.
Ayşe ise Kerem'den. Daha sonra bir de ne olsun! Bir portal daha açıldı, a-a-ama! Ölüm kalım oyunu bitecekti,
sayılı kişiler kalmıştı bir portaldan bir ruh nasıl çıkabilirdi? Bu ruh 11. kişinin ruhu olan Ayzek'ti.
Ayzeğe çoğu kişi gıcık kapar, nefret eder ve pezevenk, şerefsiz, ibne olduğunu düşünürdü. Fakat Eda ve Ayşe düşünmezdi.
Ayzek geldi, Eda'nın bu şekilde psikolojisinin alt üst olduğunu görünce kalkanını açtı ve daha fazla bu olayın büyümemesi için şüpheli olanları attı.
Artık bir ruh daha gitmişti Ayzek sayesinde, o da Dilara'ydı! Bu Ayzeğin güçlü skillerinden biriydi.
Daha sonra Dilara direnmedi. Yenilgisini kabul etti.
Aralarında tek şüpheli Emre kalmıştı fakat Eda onun iyi biri olduğunu düşünerek gitmesine izin vermedi,
çünkü olaya fazla müdahale etmemişti, fakat o da hala şüpheli kılığındaydı Ayzek ve Ayşe'nin gözünde.
Ayzek bu durumun düzelmesi için çabalıyordu, fakat bir akşam, yine küçük bir tartışma oldu ama kısacıktı.
Bu da Emre ile Ayzeğin arasındaydı, Ayzek Emre'ye neden Eda ile dalga geçip hem çıt çıkarmadığını,
neden kendisi yokken Eda'yı korumadığını soruyordu fakat Emre ise, zaten Eda'dan özür dilediğini,
Eda'nın birdaha hiçbir şeyi ile dalga geçmeyeceğini kendi aralarında konuştuğunu bahsediyordu. Sonra gerginlik bitti.
Ayşe ile Eda paramparça olmuştu, ruhların yarısının şerefsiz olduğunu o oyunda anlamışlardı.
Birkaç gün sunucu sessizliğe ve huzura erdiğinde Eda ve Ayşe birde ne duysunlar!
Elenen ikiyüzlülerin liderleri olan Mehmet'in sunucusunda arkalarından konuştuğunu,
onlardan nefret ettiklerini ve sevgilerinin kalmadığını konuştuklarını duydular..
Eda, eskiden hep beraber mutlu olduğu arkadaşlarının şimdi böyle arkalarından konuşmasını duyunca biraz üzüldü,
fakat artık onunda sikinde değildi. Ayşe ise böyle olacağını
zaten biliyordu. Bunlar gibi riyakârların onları sırtlarından bıçaklayacağını çoktan tahmin etmişti bile.
Hayat ise bu olay karşısında çok üzülmüştü, hiçbir şey yapmadığı halde neden diğer ruhların ona karşı saldırdığını bir türlü anlamamıştı
ve mutsuz hissediyordu. Diğer sona kalan ruhlar masum ruhu olan Hayat'ı sakinleştiriyordu ve bunun sadece gerginlikten ortaya çıktığını söylüyorlardı.
Ve.. ve birden bir şey farkedildi. Denetim kaydına bakıldı ve birde ne görülsün! Mehmet'in yan çarı olan Sans hala bu sunucudaydı
ve bu sunucudan davet almış, Kumiho sunucusuna atmıştı, birkaç çar açıp kendisi bu sunucuya getirmişti fakat buradakiler saf-salak olmadığı
için bunun Mehmet olduğunu anladılar. Mehmet'i sunucudan atmamayı tercih ettiler. Ne yapacaklarını merak ettiler.
Eda Ali ile tamamen küsmüştü artık, Ayşe ise zaten hiçbiriyle konuşmuyordu.
Artık ölüm kalım oyununun sonunda sona kalanlar "CESUR RUH" rütbesine atladılar.
Savaşı kazanmışlardı ve bu bataklıktan kurtulmuşlardı. O savaşta yarısı ölmüştü fakat sona kalanlar gerçekten iyi savaşmış, pes etmemişlerdi.
Fakat karşı taraftan en güçlü rakiplerden biri de Ata ile Mehmet, onlar hiç pes edeceğe benzemiyorlar.
Acaba onlarında bir planı var mıdır? Kaan ruhu ise Eda'nın çırağı olarak geçiyor,
Kaan'ın amacı bütün waifuları paketleyip kölesi yapıp üzerinde fantezilerini denemek, gençliğinde Kaan çok acı çekmiş,
Eda'nın çok fantezilerine maruz kalmış ve bunlar sayesinde yarı tanrı seviyesine ulaşmıştı, bunlar onu güçlendirmişti ve o da artık güçlü,
pes etmeyen, sona kalan ruhlardan biriydi. Tabi onun çırağı da Hayat olmuştu. Ayşe ile Eda çok mutlu bir şekilde yaşıyorlardı artık.
Ayzek ise aralarına geri dönmüştü ve Ayzeğin olması resmen bir kalkan gibiydi. Emre'ye gelirsek,
o biraz şu aralar olaydan etkilenmiş ve konuşmak istemiyor, ciddi gibi görünüyor fakat onun bu huyu zamanla geçer.
İşte ölüm-kalım savaşında kılıçlarını savurarak sona kalan ve cesur ruha atanan ruhların savaş hikayeleri bunlar. Bu olay biraz üzücü
sonlansada yapacak bir şey yok. Ölüm-kalım mücadelesinde herkes birbirini bıçakladı, herkes, herkesin gerçek yüzünü gördü.
Acaba Mehmet ve onun takımı olan diğer ruhlar ne yapmayı planlıyordular? Acaba bu Cesur Ruh'a atanan ve güçleri neredeyse karşı
koyulmaza ulaşan ruhlara ne yapabileceklerdi? Keşke küsmeseydiler ama savaş bunu gerektiriyordu. Diğer geriye kalanlar, bu Bedel Kabilesi'ni
öldürmemeyi, tekrardan yaşatmayı ve yeni insanlar getirip şanlı bir kabile olmasını planlıyordu.
İşte, ölüm-kalım savaşı ve bu 11 ruhun hikayesi de böyle. Gerçekten çok büyüleyici bir hikaye. Herkesin başına illa ki bir şeyler geldi.
Her neyse, kendinize iyi bakın :) Sağlıcakla kalın ve bize karşı savaşmayın! '-'