NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

Cinsellik olmadan yürüttügum evlilik

Bundan seneler evvel...
Üniversiteden çok yakın olduğum sevgilim olmayan kız arkadaşım bi hata yapmıştı.

Üniversitenin son yılıydı ve çok yakın arkadaştık. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. İkimizin aileside bu yakınlığı biliyor bize sevgili gözüyle bakıyordu. Fakat ortada ne aşk vardı ne de sevgililik. Birbirimiz için çok şey feda etmiştik ki etmeye de devam edicektik fakat ortada gerçekten aşk yoktu. Bir gün gecenin köründe ağlayarak aradı ve çabuk buluşmamız gerektiğini söyledi. Buluştuk ve söyledikleri karşısında şok olmuştum.
Hamileydi... işte bizim evliliğe kadar giden ve evlilikten sonra devam eden ilişkimiz de o gece başlamıştı...

Herkese merhaba dostlar yepyeni hikaye ile birlikteyiz hazırsak anlatmaya başlıyorum keyifli seyirler.

Her şey Ebru ve sevgilisinin, beni sevgili oldukları günün 2.yıl dönümünü kutlamak için çağırdıkları gün başladı. Üniversiteden en yakın olduklarımızı da çağırmışlar. Ebruyla gerçekten çok yakın bi arkadaşlığımız vardı. Hani derler ya "Herhangi bir kızla erkek arkadaş olamaz. " diye. işte bizim dostluğumuz bu algıyı yıkar nitelikteydi. O güne kadar 4 yıl boyunca yediğimiz, içtiğimiz ayrı gitmemiş birbirimizden hiçbir şey saklamamıştık. Ne ben ona bir kez bile yan gözle baktım ne o bana. Hatta sevgilisi Cenk'le bir kaç defa ayrılmanın eşiğine kadar gelmişlerdi onları ben barıştırmıştım. Ebru'nun sevgilisi Cenk'ten bahsetmek gerekirse yakışıklı, karizmatik, zengin ve iyi bir çocuktu. Ebru hafif sarımsı saçları, mavi gözleri ve 170 civarı boyuyla dikkat çeken güzel bir kızdı. Ben ise 183 boyunda, yine sarımsı saçlara sahip yeşil gözlü deli dolu bir çocuktum...

O gün sevgililiklerinin 2.yıl dönümünü kutlayacaklardı. Zaten mezun olmaya az bir süre kalmış herkes rahat bi havaya girmişti. Güzel bi kutlama oldu, baya içtik o gece. Cenk ve Ebru'yu bu güzel birlikteliklerinden dolayı kutladım. Gecenin sonunda herkes evlerine dağılmıştı. içimden "Vay be, millet 2. yılını kutluyor ben en fazla 3 ay sevgili kalabildim biriyle. Sanırım evlilik bana göre değil aga. Aynen ben galiba evde kalıcam bu gidişle" diyip gülümsedim kendi kendime...

Ertesi gün kalktım. Normal günlerden farksız değildi. Kahvaltı, biraz spor sonra üniye gidiş ve dönüş. O gün ders de Ebru'yu göremedim. Eve dönünce aradım ilkinde meşgule atınca başka bir şeyle uğraştığını düşündüm. Aradan bir saat geçti tekrar aradım yok yine meşgul. Dedim kesin hasta felan oldu bu gideyim evlerine. Zaten annesini çok sevmiştim ebru önceden annesiyle tanıştırmıştı. Bizi sevgili sansa da gerçekten tatlı bi insandı. Gittim bastım zillerine. Gülay abla kapıyı açtı

-Oo hayrola seni hangi rüzgar attı buraya kızımı mı merak ettin delikanlı dedi?

-Aynen Gülay abla. Bugün gelmedi ya okula aradım açmadı bende merak ettim geldim dedim

-Tamam sesleneyim ben dedi..

Kapıda bekledim, bekledim, bekledim. Ama tık yoktu. Arada sırada Gülay ablanın "Ayıp olcak kalk bak" sözlerini yarım yamalak duymuştum. Bir de biraz yüksek sesle muhtemelen Ebru'ya ait olan "istemiyorum" sesi. Sanırım ben bir şey yapmıştım ve bana darılmıştı. Ya da başka bir sorunu vardır bilemem.

Ertesi gün Ebru'yla konuşmak için bekledim fakat gene gelmemiş ve beni iyice meraklandırmıştı...

Bu sefer ne aradım ne de evlerine gittim. Ne de olsa istenilmediğim yerde duracak değildim. O hafta hiç gelmedi okula. Acaba sevgilisiyle bi problem mi yaşadı diye düşündüm. Ama daha geçen hafta mutlulardı. Okulda bana soranlar oldu. "Ben de bilmiyorum ki" dedim. Benim sorduklarımdan da cevap alamadım. Kimse bilmiyordu bu kıza ne olduğunu ve benden daha yakın arkadaşı yoktu. Aşık olduğum kızdan red yiyince düştüğüm psikoloji ve beni tekrar ayağa kaldıran Ebru geldi aklıma. Ben de onun yanında olmalıyım, o en kötü zamanımda yanımdaydı. Bugün kesinlikle gitmeliyim evine, hatta bu sefer gerekirse zorla gitmeliyim odasına. Öğrenmeliyim ne olduğunu ya da ne yaptığımı. Ders çıkışı gittim evlerine bastım zile tekrar açtı Gülay abla.

-Hayrola oğlum buyur dedi

Gülay abla, Ebru'yu görmeye geldim de içeri girebilir miyim dedim?

-Ah oğlum kaç gündür odaya kimseyi almıyor, anlat diyorum anlatmıyor. Yemek ve tuvalet harici odasında sürekli. Gel konuşun sorununuz neyse hallediverin artık dedi..

Girdim eve. ilk baş direk girmeye çalıştım, kitliydi. Bu sefer konuşmaya başladım.

"Ebru aç benim Caner, bak gel konuşalım kaç gündür meraktan ölüyorum iyi misin? iyi olduğunu bilmem lazım Ebru lütfen açar mısın dedim?

Konuşmam bu şekilde devam ederken ağlayarak açtı kapıyı. Yüzüme baktı, tekrar ağlamaya başladı ve sarıldı. Sımsıkı hemde hayatımda kimse bana öyle sarılmamıştı. işte o an anladım konunun sevgilisi Cenk'le ilgili olduğunu. Sanırım ayrılmışlardı...

Annesi bizi rahatsız etmeyeceğini söyleyip çekildi. Ebru konuşmak istemiyordu. Sadece bana sarılmak, omzumda ağlamak istiyordu. Sanırım sadece yanında olmamı istiyordu. Öyle de yaptım. 2-3 kez sordum ne olduğunu, sadece yüzüme baktı cevap vermedi. En fazla ne olmuş olabilirdi ki?
Arayıp Cenk'e sormayı düşündüm. Ebru'nun yanından ayrılınca onu arayıp sorcaktım. Şimdilik Ebru'nun moralini düzeltmem gerek. Bilmediğim bir olaydan dolayı moral vermek gerçekten zor olsa gerek. Diyebildiğim tek şey "Her ne hata yaparsan yap bi çözümü olur, her şeye çare bulunur. Ayrıca ben her zaman yanındayım merak etme," Bu tarz konuşmalar devam etti. Annesi sanırım bizi yalnız bırakmak için "Ben ekmek almaya gidiyorum" diyip çıktı. Bu bir fırsattı. Gittim Ebru'nun yanına, dedim anlat kızım artık bak merak ediyorum. Cenk'le mi ilgili? Bak anlatmıcaksan gideyim benimde işim var. Hadi bekliyorum anlat dedim..

Başladı anlatmaya:
-O kutlamanın olduğu gün, biz Cenk'le beraber olduk.
Sorunu anlamıştım, sanırım her evlenmeden cinsel ilişki yaşayan kız gibi bir pişmanlık hissediyordu ama o durum sanırım daha fazla etki göstermişti. Biraz konuştuk. Aşırı pişman olduğunu defalarca belirtti. E dedim Cenk ne yapıyor şuan?

Defalarca aramış bakmamış

Dedim siz evlilik düşünüyor musunuz

-Evet dedi

-E kızım o zaman ilişkinizi canım cicimden daha öteye götürün.

Aileler tanışsın, hem artık canım cicim şeylerini geçmeniz gerekmiyor mu? Artık üniversite son olduk mezun oluyoruz kızım. içini rahatlat biraz dedim..
Rezleyin binler bekliyorum...

Bu konuşmalardan sonra her şey normale dönmüş gibiydi. Sonunda mezuniyeti de yapmıştık fakat bir şey dikkatimden kaçmamıştı. Ebru sürekli lavaboya gidiyor, sorunca midesinin rahatsızlandığını söylüyordu.

Mezuniyetten bir hafta sonra gecenin köründe ağlayarak aradı ve çabuk buluşmamız gerektiğini söyledi. Buluştuk ve söyledikleri karşısında şok olmuştum.

Saat gecenin kaçı Ebru ne oldu söyle dedim?

-Caner ben, ben hamileyim dedi...

Şaşırdım ne dedim

-Evet hamileyim Caner. Allah kahretsin Cenk 'le birlikte olduğumuz gece korunmamıştık dedi.

-Cenk' in haberi var mı dedim?

-işte sorun o Cenk ortada yok dedi.

O an anladım, böyle bi haber alınca cenk bunu terk etmişti. Ve muhtemelen uzun süre ortalıkta görünmeyecekti. Hemen bi çare bulmalıydık. Cenk'i aramak saçma olurdu, sonuçta açacak hali yoktu ya. Ebru bi aralar bebeği aldırmaktan bahsetti.

-Caner sanırım ben aldırıcam bebeği dedi.

-Ebru sakın. Sakın öyle bir şey yapma. O bebeğin suçu ne? Saçma salak konuşma öyle bir ihtimali düşünme bile dedi..

Ağlamaya başladı. Hassas noktamdan vurmuştu beni. "Ağlayan bir kız"
Aslında bir çözüm vardı. Ama bu çözüm muhtemelen ikimizinde hayatını bambaşka şekilde etkileyecekti. Bi süre düşününce saçma olduğunu anladım ama o sıra aklıma Ebru'nun benim için yaptıkları geldi aklıma. Bu kız benim için gerçek bir dosttu. Çok şey yapmıştı benim için. Maddi manevi her türlü çok yardımı olmuştu. Kesinlikle bir şeyler yapmalıydım...

Ebru sanırım benim aklıma bi fikir geldi dedim.

-Ne fikri dedi?

-Biraz saçma olucak ama sen benim için çok şey yaptın. Sen de olur dersen benim için hiç bi problem olmaz dedim.

-Tamam söyle bi sen dedi.

-Ebru benle evleneceksin. Bulabildiğim tek çözüm bu. Aklıma başka bir şey gelmedi, yani şöyle, bir karı koca olarak değil, arkadaş olarak evlenicez dedim.

-Hayır Caner saçmalama...
Biraz tartıştık bu konuyu, ona açık kapı bırakmıştım. Elimden de başka bir şey gelemezdi zaten...

Ertesi gün yine Ebru'dan telefon gelmiş, beni tekrar çok önemli bir konuşma için çağırmıştı.

Gittim yanına:
-Buyur Ebru seni dinliyorum dedim..

-Caner annem benim doğum şeysini gördü. Hesap sordu, senin teklifin aklıma geldi. Onla uzunca konuştum, çok kızdı ama sonunda ikna edebildim. Bu gece babamla da konuşucak, sanırım biz evlenicez

Bu evlilik kısımlarını atlamak istiyorum çünkü farklı bi olay yaşanmadı. isteme, nişan ve evlilik. Aşırı aceleye getirdik, nikahtan sonra doğum oldu. Bir çok tebrik aldım, herkes benim baba olduğumu sanıyordu...
Ayrıca Ebru'yla da bir karar almıştık, aramızda kesinlikle cinsel bir şeyler yaşamayıp sadece formaliteden evli olacaktık. Ayrıca Ebru'ya söz vermiştim, doğan oğluna kendi oğlummuş gibi bakacağıma. O da söz verdi, bu tarz bir şeyler olmadığı sürece bana normal bir eş gibi davranacağına. Gerçekten çok garip bi evlilik olacaktı o belliydi. Ayrıca evlilik süresince ikimizin de kendi hayatları olacaktı. iki tarafta birbirlerini rahatsız etmemek şartıyla kesinlikle özgürdü. Bu süre zarfında ikimiz de farklı aşklara yelken açıcaktık

Bilerek anne babalarımıza uzak karşıda bir ev almıştık. Ne de olsa bu iki ayrı yaşamı bilmemeleri gerekiyordu. Ebru'yla uzunca konuştuk bana defalarca yapmak istemiyorsam kesinlikle karşı çıkmayacağını söyledi. Ama bir ricası vardı, bu işe bir kez girince daha çıkmayacaktık. Başlarda evlendikten 1 yıl gibi bi vakitten sonra ayrılmayı düşünsek de bu süre vaktinde ikimizin de hayatında bir sorun oluşmadığını fark ettik. ikimizde zaten çalıştığımız yerlerde torpilliydik ve güzel bir üniversiteden mezun olmuştuk. Benim zaten önceden belli bir birikimim vardı, yatırım vesayre derken paramı neredeyse 2'ye katlamıştım. Hemen karşıdaki dubleks eve taşınmış bebekle ilgilenmek dışında orda oturuyordum. Ayrıca çocuğumuzun da kötü etkilenmemesi ve büyüyünce bizden ayrı yaşayan insanlar olarak bahsetmemesi için geceleri uyumaya sanki işten geliyormuş gibi Ebru'nun evine geliyor, geceleri Ebru'ya yardımcı oluyordum. Bu şekilde uzun süre devam etti...

Hayatlarımız güzel ilerliyordu ama benim adıma bi problem vardı. Bu evlilik haberi yaşadığım pek çok yerde duyulduğu için kızlara yanaşamıyordum. Ebru'yu gibseydin ya pekenet diyebilirsiniz. iyide kıza arkadaş gözüyle bakıyorum, tamam evliyiz falan ama formaliteden.
Belkide Ebru'yla gerçekten karı koca olmalıydık..

Sabah aradım Ebruyu :

-Bu akşam önemli bir şey anlatıcam buluşmamız lazım dedim.

-Tamam bu gece işten sonra bana gel istersen dedi.

Tamam dedim biraz daha muhabbet ettik

-Belki Ebru'yu sevmiyordum fakat birini kanatlarımın arasına almam gerekiyordu. O gece Ebru'ya gidene kadar sorguladım kendimi. Ya başka birine tekrar aşık olursam diye düşündüm. Ya o istemezse ve bana gibtir git derse ne olacaktı? Yüzüne bir daha nasıl bakacaktım? Yok aga sanırım diyemeyeceğim diye diye gittim Ebru'ya. Onda içecek varmış neusey getirdi balkona.

Ee hadi anlat bakalım merak ettim" dedi.

-Ebru ben sıkıldım artık ikimizin bu evcilik oyunundan.

-Biliyordum diyip gülümsedi.

Sana demiştim caner, ama merak etme seni anlıyorum. Sen benim için böyle bi yola girdin teşekkür ederim, Oğlum umuta kendi oğlunmuş gibi baktın hep. Geceleri benle uyutmaya çalıştın ben hepsini gördüm merak etme. Çok teşekkür ederim, ayrılmak istiyorsun değil mi Avukat felan ayarlarız nafaka felan da istemem merak etme, diyip gülümsedi.

-Hayır Ebru sen beni çok yanlış anladın. Bak Ebru ben çok düşündüm senle geçirdiğimiz vakitleri düşündüm. Belkide gerçekten gerçek bir karı koca olmalıyız dedim...

Şok olmuş şekilde yüzüme bakıyordu. Sanırım vereceği cevabı ben o an almıştım ama konuşmaya devam ettim.

-Ciddiyim ben Ebru. Ben gerçekten birini sevmek istiyorum, karşılıklı duygular yaşamak istiyorum.
Biraz bekledi, kafasını kaşındı, ofladı pofladı.

-Bekle, dedi. Bir şey getircem onu okuyacağız...

Üniversitenin ilk günü yan yana oturmamızdan ve benden çok etkilenmesinden bahsetmiş. O yıla kadar benim ona arkadaş olarak baktığımı kabullenemediğini yazmış. Sayfaları çevirdikçe bu sürekli durumlardan bahsetmiş . Cenk'i beni unutmak için kullandığından bahsetmiş. Ve asıl can alıcı noktaya gelmedim beyler. Özellikle bu bölümde gözleri acayip dolmuştu, çok kötü olmuştu Ebru. Okumaya başladım, Cenk'le asla birlikte olmadığından bahsetmiş. Anlamak da zorluk çekiyordum. Cenk'le birlikte olmamışlardı yani. E bebek?

-Ebru bak bana anlatabilirsin, seni ne yaparsan yap suçlamam dedim.

-Çok utanıyorum caner dedi yaşadıklarımdan utanıyorum.
Anlamıştım beyler içim kararmış dağı taşı gibesim gelmişti. Sanırım orta da Ebru'nun isteği dışında gerçekleşen bi durum vardı. Tecavüz...

Kim Ebru söyle dedim"
-Çok utanıyorum Caner dedi ağlayarak

-Söyle Ebru diye bağırdım.

İyice ağlamaya başlamıştı. Daha okumaya devam etsemde bu konu hakkında daha yazı yoktu sadece pişmanlık vebenzeri vardı. Devamını okumamı istedi, devam ettim. Bu sefer de benim arkamdan çevrilen bir oyun olduğunu öğrendim. Yazmıştım ya binler hatırlarsanız hamilelik testini annesi yakalamıştı. O da yalanmış aslında sırf hala beni sevdiği için bu tarz bir şey yapmış. Şok üstüne şok yaşıyordum o sıra bir şey de fark etmiştim. Hani hikayeye başladığım da bahsettiğim o 2.yıl dönümü kutlaması. O gün hiç içmemişti Ebru. Size ne kadar aktarabildim ama Ebru gerçekten çok sevgi dolu bi kızdı en büyük hayali anne olmaktı. Bu hayali sadece bana söylediğinden bahsetmişti. Ve buna rağmen çocuğunu aldırmak istemesinin sebebi buydu. Hatta depresyona girdiği bi dönem vardı sözde Cenk'le ilişkiye girdikleri ve kızlığı gittiği için. İşte o sıra öğrenmiş hamile olduğunu.

Ebru'ya bu günahı işleyenleri asla söylemedi.
Şimdi Cenk'le Ebru'nun 2. Yılını kutladığı gün Ebru hiç içki içmemişti çünkü hamileydi. Ayrıca Ebru Cenk'i hiç sevmemiş hatta benim birlikte olduklarını sandığım gece Ebru her şeyi anlatmış mahvetmiş çocuğu. Cenk'te haliyle şehirden kaçmıştı. Bir de bu çocuk olayını üzerine yıkıcaktı diye çok sinirlendim ama tecavüze uğramıştı bu kız. Ayrıca Ebru'nun depresyona girme sebebi de yine hamilelikle ilgiliydi. Benle evlenmek içinse annesinin hamilelikten haberdar olduğunu söyledi. Evlendik fakat cinsellik ve karı kocalık durumu olmadığı için bir darbe daha yemişti. Fakat benim hem oğlu Umut'a hemde ona karşı hassas davranışlarım ona ufacık da olsa hep bi ümit vermişti. Bütün gece konuştuk, dertleştik. Benimde kafam karışmıştı ama ufak detayları birleştirince kafamda oturmuştu. Israrla kızarak, usulca, tatlıca sorsam da söylemedi. Muhtemelen bu suçu işleyen huur çocuğunun elinde Ebru'ya ait fotoğraflar videolar vardı ve bu Ebru'yu susturuyordu. En son hatırladığım Ebru'nun ağlayarak başını bana yaslaması ve uyumamız. Birlikte uyumuştuk ve yine erkekliğin verdiği koruma isteği bu dinlediklerimden sonra tavan yapmıştı. Evet binler bundan sonra sanırım Ebru'yla gerçek bi karı koca olacaktık...

Sabah uyandığımda yanımda Ebru'yu göremedim. Bakındım etrafa mutfağa doğru ilerledim, baktım kahvaltı hazırlıyor.

-Günaydın aşkım, dedi bana.
Çok garipsedim. Girdim lavaboya hafif göz yaşlarıyla ağlamaya başladım ama mutluluktan. Hayatımda gerçek bir kadın vardı beni seven, aşkım diyen. Mutluluk göz yaşı çok farklı be.
Döndüğümde güler yüzüyle karşıladı beni. Bir daha ağladım mutluluktan ama bu sefer içimden. Dün gece bana anlattığı şeyleri başka bir kadın yaşasa ya intihar ederdi ya da psikolojisi gibilirdi. Ama bu kız bana onca şeye rağmen güler yüzle bakabiliyordu. Kahvaltıyı konuşa konuşa yaptık ve benden bi ricası oldu. Maziyi uzun süre açmamak üzere burada kapıyor ve artık önümüze bakıyorduk. Öyle yapmalıydık çünkü geçmiş onu tüketti. O gün kendime de söz verdim, Ebru'ya karşı hep alttan alıcam. Gerçekten iyi bir koca olucam. Oğlumuz Umut var ona çok iyi bir baba olucam. Gittim işe bu mutluluk herkesin gözüne çarpmış olmalı ki soran 2-3 kişi oldu hepsini geçiştirdim. Hayatımda gerçekten çocukluğumdan beri hissedemediğim o gerçek mutluluğu bir daha tatmak mükemmeldi...

Bu kız evlilik teklifini hak ediyordu yüzük alıp evlenme teklifi yapmayı düşündüm. Bu gibi düşüncelerdeyken iş bitti.

Ebru benden yaklaşık yarım saat önce gelirdi tam sofra kurarken gelir ona yardım ederdim. Yine öyle olucaktı muhtemelen. Girdim içeri yine güler yüzüyle açtı kapıyı. Doya doya sarıldım. Üstünü değiştirmeden gittim sofrayı kurmasına yardımcı oldum. 10 dakikada hallettik üstümü değiştirip masaya oturdum. Günün nasıl geçti diye sordum, bu şekilde konuştuk. Uzun süredir konuşmuyorduk iş mevzularını güzel sohbet oldu. Geçtik balkona, yine güzel muhabbet tatlı gülüşler ve kaçamak öpücükler. Daha fazla dayanamadık bu hasrete dudaklarımız birleşti. O serin havada tam bi film sahnesinde gibiydik tek fark o an benim için zaman durmuştu. Yine mutlu bir gece, birlikte ilk duşumuzu almıştık o her ne kadar utansa da bu durum benim hoşuma gitmişti. Güzel bir gece güzel bir uyku ve uyuyuş.

Sabah uyandım, yüzümü yıkadım saate baktım daha işe vardı. O kadar sert geçen bir geceye göre iyi bir uyku almıştım.
Mutfağa girdiğimde yine kahvaltı hazırlayan Ebru'yu gördüm. Yine bana hayat veren o gülüşüyle karşıladı. Tam yardım edeyim derken içerden ağlama sesi geldi. Umut bebek sanırım uyanmıştı. Koşarak gitti Ebru. içimden "işte gerçek bir anne" diye geçirmemek imkansızdı. Yine oğluyla ilgileniyordu. Her anne gibi kaygılanıyordu. O öyle ilgilenedursun sofrayı hazırlayım dedim. Susturdu geldi çocuğu o sıra da sofrayı hazırladığım için de teşekkür etti.

Neyse o hafta çok daha önemli bir şey oldu. Telefonuma bilmediğim bir numaradan mesaj:
-Seni öldüreceğim caner, merak etme yakında görüşücez senle..

Mesajın kimden geldiğini bilmiyordum tahmin de etmek zordu. Biraz geçmişe gittim ve mesajı atan kişinin Cenk olabileceğini düşündüm. Kafama fazla takmadım çünkü o muallağın gücü kesinlikle bana yetmezdi çocuğu tanıyorum yani sırf bi kız ondan ayrıldı diye yaşadığı yeri terk edecek kadar güçsüzdü. Korkmadım hayatıma devam ettim. Bi gün iş arkadaşlarımı yemeğe davet ettim klasik muhabbbet. Ebrunun lise arkadaşı benim iş arkadaşım ayça şans eseri tanıştık. Balkona geçtim sigara içiyordum ayça geldi bi sigara yaktı Ayça'yla karşılıklı içiyorduk. Ayça benden izin alarak bir şey anlatmak istediğini söyledi.

Anlat bakalım dedim...

-Caner hani biz liseden tanışıyoruz ya Ebru'yla, yani aynı lisedeniz.

-Evet dedim.

-Ya bak beni kesinlikle yanlış anlama ikiniz çok tatlısınız ama Ebru lisede böyle değildi yani nasıl desem haftada 1 sevgili değiştiren tipler olur ya aynen öyleydi dedi.

-Kaşar demek istiyorsun herhalde dedim?

-Ya yok tabi ergenliğin verdiği şeyle olabilir ama yani ne bileyim böyle bi kız kesinlikle değildi çok değişmiş gerçekten dedi..

Neyse gece bitti dağıldık soğuk suyla şöyle bi duş aldım. Ayça'nın dediklerini düşündüm. Ebru'nun lisede kaşar olması ne bileyim inanasım gelmedi. Sonra düşündüm beyler. Cenk'ten ayrıldıktan sonra geri gelmesi gerekmez miydi? Yani Cenk'i tanırdım harbi adamdı böyle aşk meşk için asla yaşadığı şehri değiştirmezdi. Sonra ise aklıma keşke gelmeseydi dediğim bir düşünce geldi...
"Ya bebek gerçekten de Cenk'tense... "
Düşündüm beyler istemeye istemeye düşündüm. Kesinlikle bu durumu çözmeliydim. Araştırmaya başlamalıydım. Cenk'e bir şekilde ulaşmalıydım...

Eski dostlar sağolsun Cenk'in yerini buldu. Biz şehir değiştirdi sanıyorduk ama sadece daha uzak bir yere taşınmış. Onu da öğrenene kadar baya uğraştım. O haftasonu gidip sorcaktım. Belki kavga çıkacaktı fakat gidip sormalıydım. Gittim yanına, çaldım kapıyı. Açtı. Karşımda dünyanın en yıkık insanını gördüm desem yeridir. Kapıyı kapamaya çalıştı ama engelledim. Bana küfredip yumruk salladı onu da engelledim zor da olsa engelledim. Derdimi anlattım. Mesajı atanın o olup olmadığını sordum inkar etmedi. Dediğim mevzuya nasıl gireceğimi bilemedim. Soramadım ama ona ait bir şeyi aldım. Dna testi yaptıracaktım, öyle bi arkadaşım vardı. Yaptırdım dna testini. Bebeğin gerçekten Cenk'ten olduğunu öğrendim.

Cenke hesap sormaya gittim nasıl yaparasın lan bunu nasıl bi kızla zorla yaparsın hur çocuğu derken tam yumruk sallıyacaktım ki zorla değil dedi.
Ebru kendi isteğiyle yapmış sonradan öğrendim, hamile olduğunu cenk bilmiyormuş. Ebru sadece cenkten ayrılmış ve beni anlatmış kullanıldığını anlayınca gururuna yediremeyip terk etmiş bulunduğu yeri. Ben bunları duyuyunca şok oldum. Ebrunun yanına gittim hesap sormaya. Baya tartıştık en sonunda dayanamadım boşanmaya karar verdim. Kısa süre sonra boşandık.

Evet arkadaşlar bu hikayeninde sonuna geldik bir sonraki hikaye için abone olmayı ve like atmayı unutmayın görüşmek üzere esen kalın.
     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.