Notes

YAŞLI ASLAN
275 yılı Mayıs ayı, büyük seferin başarısızlıkla sonuçlanmasının üzerinden çoktan 7 yedi yıl geçmiş, bir baharın daha sonu gelmişti. Serendia Kralı Crucio Domongatt, zamanın paslandırdığı halinin farkına varıp üzülüyordu. Bir gün Büyük Prensin eşi Roxanne, gözlerini kısarak "Majesteleri azametli geçmişini artık yeni bir dönemin başlangıcı olmasının vakti geldi, tahtı en akıllı prense devredip hayatınızın geri kalanının tadını çıkarmaya ne dersiniz?" diye tahta sahip olma kararıyla Krala tavsiye verdi. Kral kısa bir süre sonra üç oğlunu da çağırıp, krala olan bağlılığını ve Serendia halkına olan sevgisini ispatlayana tahtı bırakacağını söyledi. İlk olarak Büyük Prens Antinio, Kralın önüne çıkarak, hayatını Serendia'yı korumaya adayacağını ve Mediah'ı fethederek babası Crucio'nun adını yücelteceğini söyledi. Ardından İkinci Prens Sergio, öne çıktı ve Calpheon'u işgal eden Balenos'u ele geçirerek kız kardeşi Jarette'ye vereceğini ve uzun yıllar huzuru sağlayacağını söyledi.

SİVRİ DİL
Son olarak Küçük Prens Vittorio kralın önüne çıkarak, "Kardeşlerim tahta göz dikmiş yalan ve abartılarla sizi takdirinizi kazanmaya çalışıyorlar. Fakat tahtı alelacele devrederseniz, kardeşler arası kıskançlığın kan dökülmesine neden olması kaçınılmaz olacaktır." dedi. Onun bu sözleri karşısında salondaki herkes sessizliğe büründü ve yutkunmaya başladılar. Küçük Prens'in ani sözlü saldırısı karşısında şaşkına dönen Kralın şaşkınlığı öfkeye dönüştü ve onu saraydan kovdu. Eğer Heidel'e dönersen kafanı koparırım diye tehdit etti. Bir süre sonra ise Büyük Prens Antonio'ya tahtı bırakıp Heidel'i yönetmesine izin verdi ve İkinci Prens Sergio'ya güneydoğudaki Eindhovein bölgesini verdi. Aslında Küçük Prens'in hakkı olan Glish'i ise ikiye bölerek diğer oğulları arasında paylaştırdı. Diğer yandan Küçük Prens, prens kimliğini bir tarafa bırakıp Glish'te çiftçilik yapmaya başladı.

SADAKATİN ÇÖKÜŞÜ
Bir yandan ise, geçmişte Kralın tüm zorlu seferlerinde yanında olan sadık bir adam ve muhteşem bir kılıç ustası olan Frederick Ducas, bu haberi duyup Kralın önüne çıkarak görüşlerini bildirdi. Kral sürekli Frederick'in uyarılarını reddetti ama, Frederick'in boyun eğmemesi ve tekrarladığı sert sözleri karşısında öfkeden deliye döndü. Yüksek itibara sahip, oldukça yetenekli bir aile üyesi olmasının yanı sıra savaş meydanlarında yanyana olmuş, sayısız savaş başarılarıyla generallik seviyesine çıkmış Frederick'in görevi ve unvanını geri aldı. Bununla da yetinmemiş olsa gerek ki, sıradan asker derecesine düşürdüğü Frederick'i Calpheon ile karşı karşıya oldukları batı cephesine gönderdi. Bu vesile ile Heidel'de yaşayan Frederick'in ailesi dağıldı. Evi Eski Ay Klanı'na satıldı ve aile üyeleri dağıldı. Sadece Frederick'in en yakın arkadaşı olan Edward Rhundi, Frederick'in oğullarından birini zar zor evlat edinebildi.

GENÇ ASLAN
Bir süre geçmişti ve oldukça sıcak bir yaz gecesiydi. Serendia'nın yeni kralı Antonio, sıcaktan bunalmış babası için görkemli bir ziyafet verdi. O gün Kraliçe Roxanne, sarı saçları ayışığı altında parlayan bir adamı izliyordu. Son günlerde Eindhovein Düşesi ve Kralın kardeşi Sergio Domongatt'ın karısı Elysia Seric ile gizlice buluştuğu da gözünden kaçmamıştı. Roxanne'ın yardımcısı o sarışının adının Jordine olduğunu ve salonda adını bilmeyen bir kadının olmadığını söyledi. Eskiden beri ailesi ile yakın olan biri olmasına rağmen Roxanne böyle şeyleri umursayan biri değildi. Tam bir fırsat kollayarak yudum yudum içtiği Porodonio şarabının verdiği hafif sarhoşlukla, onu baştan çıkarmaya karar verdiği sırada küçük bir kaza meydana geldi. Baş Kahyalardan biri kazara Kralın önüne içki döküverdi ve kızgın Kral kafasını kesin dedi ama Crucio onu zaptetti. Roxanne ziyafet kan gölüne dönmediği için rahat bir nefes aldı ve sarışın adamla bir dahaki sefere konuşmaya karar verdi.

KRAL İLE KRAL
Başlarda olay sadece hizmetçileri kafasına göre alıp, atma meselesinden ibaretti. Kurallara göre kraliyet hakları tamamen kralın özel yetkisindeydi ancak, Kral Antonio da babasına o konuda istediği gibi davranmasına müsaade etmişti. Buna rağmen Crucio yavaş yavaş koruma ve şövalye alımına karışmaya başlayınca, sonunda yetkileri sarsılmaya başladı. Kralın otoritesinin ayaklar altına düşmesine daha fazla dayanamayan Roxanne, kocasını karşısına alıp "Serendia'ya yeni bir güneş doğalı daha ne kadar oldu. Artık ay ışığı da değil yıldız ışığıyla olduğu yerde durmak zorunda olan kişi şu anda güneş ışığına göz dikmiş durumda. Ülkede iki güneşin yükselip bölünerek savaşmasını mı izleyeceksiniz?" diye tehditkar bir sesle uyardı. Antonio da elbette bu durumdan hoşnut değildi ama Crucio çok güçlü olduğundan ne yapacağını bilemiyordu. Bu esnada, başkentin emniyetini güçlendirmek için batı cephesinde görevde olan Frederick Ducas'ı tekrar çağırdığında, bunu duyan Crucio öfkeden deliye dönüp sarayın içini karıştırmaya başlayınca sonunda Antonio'nun da sabrı taştı. Antonio muhafızlara emir vererek, Kraliçe Roxanne dahil tüm aile üyelerinin gözleri önünde, Crucio'ya diz çöktürdü ve sadakat anlaşmasına mühür bastırdı. Bu duruma çok içerleyen Crucio muhafızlarını da alarak Heidel'i terketti ve ikinci oğlu Sergio'nun olduğu Eindhoven'a doğru yola çıktı.

PRENS İLE PRENS
Crucio'nun ikinci oğlu Sergio, özünde hırslı biriydi. Aniden gelişen durumda babasını ayartmak için uğraştıysa da tahtı abisi Antonio'ya kaptırmıştı. Fakat, Sergio bu duruma o kadar da içerlemedi. Neyse ki kendisine verilen Eindhovein'in geleceği parlak ve son zamanlarda gücüne güç katmasıyla onun için oldukça uygun bir yerdi. Buraya gelir gelmez askeri güç yetiştirmeye başladı. Bir fırsatı olacağından emindi. Bir kez gelecek olan o fırsatta kendi hakkı olan tahtı ele geçirecekti. Sergio şimdi o fırsatın ayağına geldiğini düşündü.

Heidel'in durumunu zaten içerideki adamlarından öğrenmişti. Eski şanından bir türlü kopamayan Crucio'yu, Kralı görmezden gelip gücünü ispatlamaya çalışması için gaza getiren de oydu. Sonunda Kralın gerçek yüzü ortaya çıktı ve babasını kovdu ve tam da planladığı gibi kale kapılarını babasına açmadı. Dahası kale kapısına çıkıp, "Eğer tahtı ben almış olsaydım size asla böyle davranmazdım, baba. Şu anda Krallığın başında ağabeyim var ve ben ona karşı duramam. Ektiğinizi biçiyorsunuz, baba." diyerek soğuk bir tavırla arkasını dönüp gitti. Crucio bir kez daha hayal kırıklığına uğradı. İşlerinde yardım eden palyaço, bugün 10 yıl daha yaşlanmış göründüğünü söyledi. Crucio'nun gözyaşları sel oldu. Atını üçüncü oğlunun yaşadığı Glish'e doğru çevirdi.

GİZLİ PENÇE
Glish'in girişinde Crucio'yu bekleyen, tahtta gözü olmayan ve dürüst bir şekilde kendisini uyarmaya çalışan temiz kalpli küçük oğlu değil, öfkeden çılgına dönmüş bir halde askerlerini toplayıp gelmiş Kral Antonio'ydu. Bu da Sergio'nun tuzağıydı. Sergio, Crucio Heidel'den çıkar çıkmaz, Heidel sosyetesinde parlak biri olan Jordine'yi kullanarak "Crucio, Sergio'nun askerlerini alıp krallığı devirmeye gidiyor." diye söylenti yaydı. Bu söylentiyi duyup sinirlenen Antonio, bizzat Kraliyet Muhafızlarını toplayıp Crucio'yu durdurmaya gelmişti. "Baba, artık seninle olan bağlarımızı koparmanın vakti geldi. Kral olan oğlunu şövalyeler karşısında başını kaldıramayacak seviyeye getirecek kadar ayaklar altına alman yetmedi mi? Şimdi de tacı elimden alıp kendi başına takınca mı için rahatlayacak? Eğer bugün o başı koparırsam tacı koyacak yer de olmayacağı için beni Kral olarak kabul edersiniz değil mi?" diye Crucio'nun adamlarını tehdit etti. Fakat esasında yere düşen kafa Antonio'nunkiydi. Crucio'nun adamları arasında pusuya yatmış, Sergio'ya itaat eden Edward Rhundi'nin işiydi bu. Edward, kimseler farketmeden, anında izlerini kaybettirdi ve kısa bir süre içinde Crucio'nun güce olan hırsından gözünün kararıp oğlunu öldürdüğü söylentisini tüm bölgelere yayıverdi.

TAMAHKAR GİZLİ ANLAŞMA
Antonio'nun cesedini kucaklayarak uzun bir süre ağlayan Crucio, çölde izini kaybettirdi. Artık tahta çıkma sırası Sergio'nundu. Bu şekilde Kraliçe konumundan inmek zorunda kalacak olan Roxanne. Tahta yeni çıkacak olan Kral ile çatışarak ölen kişinin ailesinden olduğu için, bir gün iftiraya uğrayıp ölse kimse garipsemezdi fakat o oldukça sakindi. Çünkü şans eseri elinde iyi bir koz vardı. Roxanne, geçen seferki ziyafette karar verdiği üzere Sergio'nun topraklarına kadar giderek Jordine'yi baştan çıkardı. Jordine, sarhoş olup üvey babasının adil olmadığı yoldan gitmek zorunda kalabileceğini söyleyerek Roxanne'nin dizlerinde ağladı. Bu durum tuhafına giden Roxanne, Edward'ın peşine bir adam taktı. Böylece Antonio'nun onun tarafından öldürülmesine "Hatırlayan Şahin"in de tanıklık etmesini sağladı.

Roxanne, Sergio'ya gizi bir buluşma teklif etti. Şahini göstererek "Edward Rhundi'nin varlığından haberim var. Ayrıca henüz Heidel'de Majesteleri Crucio'nun tarafında olanların sayısı hayli fazla. O yüzden ben ağzımı açtığım anda sen de pek güvende olamazsın. Hayatınızı garantiye almak için beni Kraliçe olarak kabul etmekten başka çareniz yok. Bin kez düşünüp bir kez karar verin." dedi. Tek istediği taht olan Sergio fazla düşünmedi. Edward'a Elysia'yı zehirleyerek öldürmesini emretti. Fakat Edward, Calpheon Kralı'nın kız kardeşi Elysia ölürse Sergio'nun kral olmasıyla birlikte Calpheon ile aralarının gerileceğini düşünerek emre itaat etmedi. Fakat sonunda Sergio, Roxanne'nin baştan çıkarmalarına karşı koyamadı ve emre itaatsizlikten Edward'ın iki gözünü oyup sokağa attı. Ardından Elysia'yı kendi elleriyle kuleden atıp intihar süsü verdi. Tahta çıktıktan bir süre sonra da Roxanne'yi Kraliçe ilan etti. Böylece Roxanne hem kraliçe hem de Jordine'nin sevgilisi rolünü tek bir hamlede güvenceye aldı.

YAŞLI ADAMIN GÖZYAŞLARI
Sahrada gezinen Kral Crucio'nun adımları farkına bile varmadan batı cephesine gitti. Kralın harap düşmüş hali karşısında dehşete düşen Johann Cliff, savaş cephesindeki askeri gücünü ayırarak Sergio'ya isyan etmeye karar verdi. Babasının aklını yitirdiğine dair söylentiler duyan üçüncü oğul Vittorio ve adamları üzgün bir şekilde Cliff'in ordusuna katıldılar. Cliff'in boş kalan yerine ise, oldukça yetenekli olduğu için çabucak subaylık rütbesine yükselen, kralın emri ile rütbesi düşürülmüş Frederick Ducas'ın geçmesine karar verildi.

Kısa bir süre sonra Cliff Ordusu'nun Heidel Kalesi saldırısı başladı. Yüksek bir yere inşa edildiği için kaleyi zaptına imkan yoktu fakat sorun insanlardı. Bir zamanlar kral olan Crucio ve General Cliff'in, henüz tahta çıkmış olmasının yanı sıra abisini öldürerek kral olması nedeniyle destekçisi olmayan Sergio'dan çok daha fazla adamı vardı. Kale duvarının önünde yapılan sıkıcı çatışmalar uzun sürmedi. Crucio'nun ajanının açtığı arka kapıdan baskın yaptılar ve iç savaş acımasız bir katliama dönüştü.

TERKEDİLENLER
Büyük oğlunu iç savaşa kurban veren Crucio, Sergio'dan ölümüne nefret ediyordu ama onu ölüme terketmek de istemiyordu. O yüzden Heidel'e asker çıkarmadan öncesinden beri Cliff'ten rica etti. "General, o herif beni aşağıladı, öz ağabeyini öldürüp tahtı ele geçirdi, ama yine de benim evladım. Kolunu bacağını kessen de razıyım. Ama... benim hatırıma canını bağışla." Yaşlı Cliff de canı gönülden öyle yapmaya karar verdi.

Sergio, türlü provakasyonlarla Cliff Ordusu'nu kızdırdı ve Cliff sert bir şekilde Sergio'ya karşılık verdi. Umutsuzluğa düşen Sergio dokunaklı bir şekilde direndi. Cliff'in silah arkadaşları Sergio'nun ellerinde öldüler. Sonunda yalnız tahtın önünde Sergio'nun tek başına kaldığı anda, temiz kalpli Vittorio öne çıkarak ağabeyini ikna etmeye çalıştıysa da Sergio, Vittorio'yu öldürmeye kalkıştı. Onu engellemeye çalışan Cliff'in kılıcı Sergio'nun kalbine isabet ederken direnmeye çalışan Sergio'nun kılıcı ise Vittorio'nun boynunu kesiverdi. Oğullarının hepsini kaybeden Crucio orada kendinden geçti. Tanrılar yine Crucio'nun dileğini yerine getirmemişti.

KARTALIN DARGINLIĞI
Crucio artık hiçbir şey yapmak istemiyordu. Fakat kendi kendine hayatına son verecek gücü de kalmamıştı. Henüz evlenmeyen Küçük Prenses Jarette de tahta çıkmak için çok küçüktü. Cliff'in zorlamasıyla tahta yeniden çıktı ama cesetten farksız bir şekilde yaşamını devam ettirdi. Hayattan son isteği, Jarette'in sağlıklı bir şekilde yaşaması ve iyi bir adamla evlenerek kendisinden tahtı devralmasıydı. Fakat bu da sadece düşünceden ibaretti ve hiçbir şey yapmayan Kralın yerine Roxanne ve cariyesi Carolyn, Jarette'nin işlerinde yardımcı oldular.

Diğer yandan, Calpheon Krallığı'nın Prensesi olan Elysia'nın Serendia'da tuhaf bir şekilde öldüğü haberi Calpheon'a kadar geldi. Calpheon, Serendia'ya gidip gelen Xian Tüccarlar Birliği aracılığıyla bilgi toplayarak, resmi evraklarla araştırma merkezi kurmak için kaç kere öneride bulunmuştu. Fakat onun ölümünün kocası Sergio'nun işi olacağını Crucio rüyasında görse inanmazdı. Calpheon'un önerisini her seferinde reddettiği için Calpheon Kralı Seric'i öfkelendirdi. Altın çağlarını yaşayan Calpheon'un gücü giderek artıyordu. Prensesin ölümü ile ilgili araştırma yapacağız bahanesiyle ordusunu toplayıp Serendia'ya saldırdı.

ZAMPARALIĞIN SONU
Savaş çıkar çıkmaz, çatışmaların ilk başladığı yer Frederick Ducas'ın komutasındaki batı cephesiydi. Orduyu toplayıp gelen Capheon'a nazaran sayı olarak azınlık olmalarının üstesinden zekasıyla geliyordu. Heidel'den takviye kuvvetler gelirse savunmaya geçebileceklerini düşünüyordu ancak, küçük bir farkla cephe düştü ve Frederick öldü. O gün de Roxanne'ın eteklerinde sarhoş olan Jordine, öz babasının ölüm haberini duyduktan sonra kafasına tokmak yemiş gibi gün boyu dalıp gitmeye başladı. Üvey babası Edward iki gözünü kaybettikten sonra, Rhundi ailesi de eski gibi olamadı. En az Jordine kadar zampara olan üvey kardeşi Alfonso Rhundi'nin de aynı şekilde sabahtan akşama dalıp gittiği günlerin sayısı artmıştı.

Bir süre sonra ikisi evden ayrılıp askere gittiler.

SAVAŞIN KAHRAMANI
Jordine ve Alfonso herşeyin aceleyle yapıldığı savaş alanında, askeri eğitim alamadan derhal Cliff'in ordusuna katıldılar. Jordine ve Alfonso'nun yeteneğini ilk bakışta anlayan, küçükken kılıç ustası olan Cliff, bu iki çaylağı bizzat alıp, en ön safta birlikte savaştı. Babasının ölümüyle ağlamaktan gözleri kızaran Jordine ve birden evin tüm sorumluluğu omzuna binen Alfonso içine hayalet girmiş gibi hareketlendi ve iki savaşta öne çıkarak zafer elde etti. Tanrı'nın yardımımıdır bilinmez, Delphe Kalesi'nde Harpi Kraliçesi ortadan kayboldu. Calpheon'a giden yolağzının yıkılması ve Calpheon askerlerinin yardım yolu tıkanmasıyla savaşın gidişatı Serendia'nın lehine döndü. Cliff artık gözcü kulesinde oturan Kral yönetimden çekilirse zafer elde edeceklerinden emindi. Üstelik Calpheon'a saldırarak sayısız ganimet de elde edebileceğini düşündü. Fakat gözcü kulesine doğru ilerleyen orduyu bekleyen, Prenses Jarette'nin boynuna kılıcını dayamış Seric'ti.

KAÇIRILAN PRENSES
Kraliyet Ailesi'nin son kan bağını zafer karşılığında bedel olarak veremeyecekleri için, Cliff'in önderliğinde Prenses Jarette'yi kurtarma operasyonu başladı. Johann Cliff, Jordine Ducas ve Alfonso Rhundi, bu üç elit asker gözetleme kulesine sızmaya karar verdi. İçlerinde en aktif olanı uzun zamandır Prenses Jarette'ye platonik aşık olan Alfonso'ydu. Üç adam Alfonso'nun gayretiyle göz açıp kapayıncaya kadar sayısız nöbetçi askerin kellesini uçurarak Jarette'nin hapsolduğu odaya kadar geldiler. Jarette kendine geldiğinde gördüğü şey kendisini kucağına almış, çılgına dönmüş biçimde koşan Jordine'nin görüntüsüydü. Jarette'yi bulmadan hemen önce savaşta yaralanan Alfonso'nun önden kaçmaya çalışması yüzündendi. Jarette'ye kavuşmayı ölesiye dilemişti ama onu herkesten çok güvendiği arkadaşı Jordine'ye emanet etmek zorunda kalmıştı. Hayatta kalarak mutlaka görmeye gideceğine yemin etti.

Ayrıca ortalarda bir yerlerde kaçış yolu açan Cliff sayesinde kolayca kaçabileceklerini sandılar ama Guy Seric çetin cevizdi. Geç de olsa kaçış harekatı olabileceği istihbaratını alır almaz, en hızlı ve güvenli kaçış yolu olan köprüyü kesti. Köprünün imha edildiği esnada neyse ki Jarette, köprüyü ilk geçen Cliff tarafından sırtlanmıştı. Henüz köprü tamamen kopmadığı için Cliff'in yardımıyla atlayabilecek durumdaydı. Fakat Cliff'in gözüne kendilerini takip eden Calpheon atlıları çarptı ve ona şok olmuş şekilde bakakalan Jordine'yi görmezden gelip, sadece Jarette'yi alıp geri dönüverdi. Jordine ihanet, pişmanlık ve bir stratejist olarak anlayışla karşılamak gibi duygularla kalakaldı ve uzaklaşan Cliff'e bakakaldı ama, derhal aklını başına topladı. Çünkü öncelikle hayatta kalması gerekiyordu.

SAVAŞIN BEKLENMEDİK SONU
Prenses kurtulur kurtulmaz Crucio Domangatt, her ne kadar Cliff zaten zaferle sonuçlanmak üzere olan bir savaştayız diye karşı çıksa da, onu yok sayarak ne olursa olsun teslim olduklarını ilan etti. Bu esnada Delphe Kalesi'ndeki Harpi karmaşası sona ermiş, Keplan Yöresi de kurtarılarak Calpheon Ordusu'nun tedarik hattı yeniden genişletildiği için bundan sonra neler olabileceği meçhuldu. Ancak bitap düşen Cliff'in hiçbir şey yapacak takati kalmamıştı. Teslimiyet sonrası Kral Crucio, savaş mahkemesine çıkmak üzere Calpheon'a rehin olarak götürüldü. Alfonso ve Jordine şans eseri sağ salim Heidel'e döndüler. Savaşta mağlup oldular ancak ikisinin savaş hizmetleri onaylandı ve subay rütbesine yükseltilerek kendi ayakları üzerinde durarak hayatlarını idame edecek seviyeye geldiler. Fakat Cliff, Jordine ve Alfonso bir daha asla birbirlerinin yanında savaşmayacaklardı.

Serendia'yı, genç Jarette yerine Cliff'in önderliğinde kurulan acil durum komitesi yönetiyordu. Kısa bir süre sonra Calpheon'un sömürgesi oldu ve işlerine karışılmaya başladı. Dahası, o sıralarda bir kadın Heidel Kalesi dehlizinden atlayarak hayatına son verdi. Kadının vasiyetnamede yazılı adı, herkesin çoktan unuttuğu Roxanne Domongatt değil, Roxanne Fiazza idi. "Artemio, sonuna kadar mutlu yaşa ve en sonunda beni bul."

ROXANNE'NİN LANETİ
Roxanne Fiazza, geçmişte Serendia'lı Crucio Domongatt ve Calpheon'lu Dahad Seric'in bir araya geldilkeri keşif gezisi esnasında yaptıkları yağma sonucu evleri yakılarak tamamı ölen Fiazza ailesinin üyesiydi. Bu olaydan ötürü vicdan azabı duyan Crucio, bilerek yangına sebep olmadığı için kaçan çocuğun takip etmemiş ve sağ kalan küçük Roxanne'yi alarak kendisi büyütmüştü. Olay anında Roxanne çok küçük yaşta olduğundan, etrafındaki herkes onun bir şey hatırlamadığını sanmıştı fakat Roxanne asla unutmadı. Her gününü Domongatt ailesini mahvetmek için kabuslar görerek ve dişlerini bileyerek geçirdi. Kralın sevgisini kazanmak için dişini tırnağına takıp uğraştı ve Kraliçe makamına oturdu. Sonunda eline fırsat geçince, kocasının tahtı devralması için ön ayak oldu. Dahası babasına zulmetmesi için kışkırttı. Kardeşinin hırslandırarak ağabeyini öldürmesini sağladı. Sonunda kardeşi ve kardeşinin karısının ölümü ile komşu ülke Calpheon'u kışkırttı. Fakat beklenmedik şekilde Serendia yenince, düşmanla işbirliği yaparak Prensesi kaçırmalarına yardım etti. En sonunda da Kralın savaş mahkemesine çıkmasını sağladı. Fakat sadece ona riayet eden genç Jarette'de kendi gençliğini gören Roxanne, ona zarar veremedi. İstediği herşeyi elde ettiğini düşünerek, herhangi bir amacı kalmayan hayatına son verdi.

Bir yıl sonra, Calpheon'dan dönen Crucio Domongatt, bir deri bir kemiğe dönmüştü. Jarette'nin sözünü dinleyerek Jordine Ducas'ı göreve atadı. Aslında bu tahtı devretmek için yapılan bir hazırlıktı. Roxanne'nin cariyesi Carolyn ise Prensesle ilgilenmeye devam etti. Diğer yandan, her ne kadar vatan için de olsa, oğullarının ölümüyle ilgisi olduğu için Johann Cliff'i bir daha Heidel'e ayak basamayacak şekilde İmp savaş sınırına gönderdi. Jordine ve Alfonso ise hocalarının haksızlığa uğradığını biliyor olmalarına rağmen, daha önce gözcü kulesindeki meseleden kalan öfkeden ötürü sessiz kaldılar. Savaş esnasında annesini de kaybeden Jordine, bugünlerde başka bir yere ilgi duyuyor gibiydi.