Notes

Komsu kizi 5

Herkese merhaba dostlar komşu kızına ayarı verdim gerçek hikayesinin 5.bölüm final ile devam ediyorum eğer bundan önceki bölümleri dinlemediyseniz o bölümleri dinleyip tekrar bu videoya dönebilirsiniz. Kaldığımız yerden devam ediyorum keyifli seyirler.

Meryem gitti sinirli sinirli, babama bu sefer ne olup bittiyse anlatacaktı. Aslında o an dur söyleme gözünü seveyim demek istesemde, karizmam çizilmesin diye atar gider yaptım. Beni baba korkusu sardı o saatteden sonra, benzinliğe doğru gittim. Mustafa hala ortalıkta yok, nereye kadar kovaladıysa bini artık. Motorun üstüne oturup bekliyorum, Mustafa'yı. Babamda akşam gelir, ama Meryem'den önce babamı aradım.


Baba, Mustafa'nın ailesiyle, yaylaya gidecem belki orada kalırım bugün dedim.
-
Otur lan evinde pekekent, az iş bak dedi.
-
Baba bırak işi mişi ben askerliği bekliyorum zaten dedim.
-
Lan doğru söylüyorsun dimi, Mustafa'nın babasını arayım mı dedi?
-
Ara baba valla sadece onlarla yaylaya çıkacaz. Başka bi tak yok dedim.
-
Tamam, tamam. Dikkatlı ol dedi.

Bu gece eve gitmemeyi planlıyordum, akşam olunca yüzde bin, Meryem'in gelip herşeyi anlatacağını biliyordum. Mustafa'yı hala bekliyordum motorun yanında.


Mustafa sonunda geldi.
-
Olum ne oldu, nereye kayboldun dedim
-
Sorma dıbına koyim ya, bu Muzo'yu kovaladım bin hala koşuyordu, en sonunda ciğerlerim yırtıldı, daha fazla kovalayamadım. Buraya doğru gelirkende, o kavgada ayıranlar beni durdurup 50 tane soru sordu dedi
-
Olum gibtir etsene onları, ağaç etti beni burada. Muzo'yu gibtik o bize yeter dedim
-
Dur lan az dinleneyim, bana bir su al gel kanka. Ebem gibildi koşmaktan dedi.
-
Gittim benzincinin marketinden iki su aldım geldim.
-
Musto, olum bugün yaylaya gidiyoruz dimi dedim?
-
Evet kanka dedi
-
Olum günü birlik yapmayak lan, yaylada kal benle dedim.
-
Noldu la dedi?
-
Kanka Meryem, ne tak yaptıysam anlatacak babama. yananı yedim ben, bugün en azından babamın gözüne gözükmüyüm dedim.
-
Olanları anlattım

Mustafa'yla motora atlayıp onların evine doğru gittik. Sonra ben Mustafa, annesi, Soner amca çıktık yola.

Yaylaya, yarım saatde vardık. Neyse, yaylada ki eve girdik. Çok güzel bir evdi. Ama arada sırada gittikleri için ev havasızdı, penceleri, kapıları her yeri açtık evi havalandırdık. Mustafa'yla mangal için malzemeleri taşımaya başladık, Soner amca ile yengemiz etleri ayarlıyor. Bende Mustafa'ya yardım ediyorum. Yayladan kolu komşularıda çağırdılar, kalabalıklaştı iyice. Güzel geçiyordu günümüz, mangaldı kolu komşuydu falan. Yaylada ki eski kurtlar, yani dayılar. Güzel hikayeler anlatıyordu. Anlayacağınız güzel bir gündü. Taa ki babam arayana kadar, telefon hiddetli hiddetli çalıyordu. Soner Amcada dedi yiğenim açmıyacan mı telefonu. Açıcam Soner amca diyip, açtım telefonu.

Telefonu açar açmaz bir kükreme sesi duydum, telefonu kulağıma yaklaştırmaya korktum dıbına koyim.
-
Efendim baba dedim
-
Neredesin lan dedi
-
Baba dedim ya Soner amcagille yayladayız.
-
Ulan seni gebertecem lan, sen eve gel seni çiğneyecem. Şerefsiz, ırzm düşmanı dedi.
-
Baba biraz ağır oluyor ama dedim.
-
Giberim ağırını lan muallak, sen bu eve gelme dedi!
-
Tamam gelmem yaa dedim
-
Ne demek gelmem lan gevşek, bana ağzını karı gibi yayarak konuşma dedi.
-
Baba ne oldu önce bir söyler misin? Sakin ol biraz dedim
-
Sen ne olduğunu çok iyi biliyorsun, eve çık gel hemen. Yürüyerek mi geliyon, atla mı geliyon, katırla mı geliyon. Artık bilemem. Bugün bu eve geleceksin dedi.
-
Baba nasıl geleyim, az önce gelme diyordun ya. Valla gelemem baba otobüs falanda geçmez, Soner amcayıda yoramam şimdi, ayıp olur. Adamlar o kadar mangal yaptı, herkes burada.
-
Telefonu Soner'e ver dedi
-
Baba hayır dedim.
-
Ver lan huur çocuğu dedi
-
Baba abartma, ne diyon ya? Karına mı sövüyon anlamıyom ki dedim?
-
Lan oğlum benimle geyik mi geçiyon sen, ver o telefonu yoksa seni daha beter yaparım gelince dedi
-
Soner Amca'ya babam seninle konuşmak istiyor dedim. Verdim telefonu. Babam, olanı biteni Soner Amca'ya anlatmadı tabi, sadece gönderebilir misin? dedi. Az da telefondan muhabbet ettiler. Ama sağolsun Soner amca müsade etmedi, yarın bizle gelir dedi.

O gün için zütü kurtardığıma sevinmiştim. Yarım saat, bir saat sonra Annemi aradım.

Bu babam beni gömecek gibi dedim.
-
Şerefsizsin oğlum sen, senden adam olmaz dedi
-
Anne Meryem gelip anlattı dimi dedim
-
Evet, adi köpek dedi.
-
Şu evde, bana haraket etmeden konuşacak bir insan evladı yok mu ya? Meryem ne dedi anne dedim
-
Lan şerefsiz, o çocuğu niye dövüyorsun. Bırak kimle gezerse gezsin. Mahallenin muhtarı mı oldun sen şerefsiz? Sanki bana namus bekçisi dedi.
-
Ya anne ne namus bekçisi, Meryem'in bir gibten haberi yok. Eve gelince herşeyi anlatacam, şu babamı sakinleştir, dedim
-
Adam küplere bindi burda. Yarın eve gelmezsen dahada beter olur. Ben sana dedim, ama sen illa bir şerefsizlik peşinde koşacaksın, seni bi adam edemedik oğlum. Evde senden başka herkes bir baltaya sap oldu. Ama senden bir tak olmadı, başımıza kaldın dedi
-
Anne ne diyon ya? Gerçekleri bilmeden böyle konuşuyorsun, merak etme yarın eve gelince anlatacam. Tek isteğim babamı biraz sakinleştir yeter bana dedim.
-
Annemle biraz daha konuştuktan sonra, Mustafa'yla bahçeyi toparladık, sonra içeri geçtik. Soner amca ve karısı televizyon izliyordu. Bende yorgundum, Mustafa'yla yere yatak serip yattık. Biraz yattıktan sonra uyku tutmamaya başladı, kendi kendime düşünüyorum, kaçınılmazı nasıl engelleyecem diye. Mustafa'ya anlatacaktım, uyuya kalmış o da.

Biraz daha düşündükten sonra, ya herro ya merro dıbına koyim diyip vurdum kafayı yattım. Sabah olduğunda hep birlikte kavhaltı yaptık, sonra hazırlanıp çıktık yayladan. Öğlene doğru eve vardım.

Soner amca'ya herşey için teşekkür ettikten sonra gittim. Kapıyı çaldım açan yok, ulan nerede bu annem acaba dedim. Kapının önüne çıkıp anamı arıyorum, ama yok. Geçtim oturdum kapının önünde annemi bekliyorum. Kapının önünde otururken sigara içtiğimi gören yaşlı bir amca geldi selamlaştık


Yazık değil mi olum ciğerlerine? Bırak şu sigarayı. Ne derdin var ki dedi
-
Bende başladım anlatmaya;

Sorma amca, 2 sene önce köyden şehre yeni gelmiştim. Köydeki tüm malımı mülkümü satıp, burada bir dükkan açtım. ilk başlarda işler kıyaktı, cebimize para giriyordu. Sonra burada bir pavyon gördüm, girdim. Böyle güzel, eğlenceli içkili mekan. Kızlarda kıyaktı emmi, bir hura gönlümü kaptırdım. Düğün yaptık, sonra malı mülkü, akrabaların taktığı altınları buna kaptırdım. Hala onu çok seviyorum. Biliyorum beni seviyor, vakti geldiğinde tekrar yanıma gelecek. Neyse amcacım görüşürüz içerde karımın eski kocası var. Onla kumar oynamaya gidecez. Hadi eyvallah dedim.
-
Amca bana baka kaldı, aklını başından aldım. Sanane dıbına koyim içiyosam kendime.
-

Neyse hala annemi bekliyorum, telefonu arıyorum açmıyor. Yine telefonu evde bırakmış, içerden ses geliyor. Dilek teyzelere sorsam, belki bilirlerdi. Ama tabi oraya şimdi hiç gidemezdim.

Bende o sırada, dama çıktım. Oranın kapısı sürekli açıktır, malum tek biz yaşamıyoruz. Aradan 20-25 dakika geçti, aşağıya inip zili çaldım, annem gelmişti.


Annem açtı kapıyı, naber? diyorum. Yüzüme bakmıyor, anlaşılan o da sinirli bana. içeriye geçtim, üzerimde hala mangal kokusu var. Banyoya girdim, duş alıp çıktım.

Anne babam hala sinirli miydi dedim
-
Evet dedi.
-
Ne oldu anne?'diyip tam anlatacakken, annem lafımı bölüp;

Akşam baban gelince anlatırsın derdini, oğlum. Hiç umrumda değil dedi!
-
Bende, sesimi kesip kurulandım geçtim televizyonu açıp uzandım. Bir yandan hala uykum var, sonra giberler akşama kadar babamın gelip beni dövmesini mi bekleyecem diyerek çıktım evden.

Benim kuzeni aradım, evde misin? diye. O da evdeymiş, yanına gittim. Biraz onunla takıldım akşama kadar film izledik kuzenle. Teyzemle, eniştemle muhabbet ettikten sonra, malum akşam oldu babam eve gelecek diye çıktım onlardan. Eve doğru tekrar gittim, babam daha gelmemişti. Başladım korku dolu dakikalarla babamı beklemeye, bir yandan anneme derdimi anlatayım peşinde dolanıyorum. Hiç mi hiç iplemiyor, oturdum ağlıyacam sinirden. Bi yarım saat sonra, kapımız çaldı. Gelen Aslan yürekli Richard'dı.

Şaka lan şaka, babam aç kapıyı diye bağırdı dıbına koyim. Açtım kapıyı büyük bir endişeyle, yüzü asık, ve sinirli bir şekilde bana baktı. Tek kelime etmeden. üstünü başını değiştirdi, bende salonda oturuyorum.

Babam salona doğru geldi, beni yanına çağırdı. Geçtim karşısına,

Derdin ne oğlum senin dedi?
-
Derdim yok baba dedim.
-
Yaklaş lan, yaklaş.

Biraz yaklaştım, sağlam bir tokat yedim.

Lan diye saydırmaya başadığında, sözünü kestim.
-
Baba beni dinler misin? Ne olduğunu bilmeden ne tokatlıyon? iyi misin? DUUUUUR bi yaaaa dedim
-
Ne var lan neyin açıklamasını yapacaksın dedi?
-
Meryem gelip sana ne anlattı bilmiyorum ama, o dövdüğüm çocuk gevşeği teki. O gün yüzüm morarmıştı, sende sormuştun hatırlıyor musun? Direğe çarptım dedim sana. Baba o gün Muzo muallağı gelip, birden yumruk çaktı bana. Yerde tekmelendim, ben sana anlatmadım ama o gevşek bunu haketti dedim.
-
O gün sorduğumda niye bana yalan söyledin lan? Şerefsiz'diyip bir tokat daha atmaya çalıştı, geriye çektim kendimi.
-
Ne diyeydim, sana söylesem ne olacak. Benide onuda dövecen, başka bir şey mi yapacan dedim?
-
Kimse gelip sebepsiz yere vurmaz, kavga etmez şerefsiz. Sen bana anlatmıyorsun bunun önceside var dedi.
-
Baba sahada maç yaparken geldi bana küfür etti, bende buna orada kafayı çaktım. Bana küfür ederken, ne yapmamı bekliyordun dedim?
-
Babam, çıtını çıkarmadı beyler böyle dedikten sonra. Arada 3-5 dakka bir sesizlik oldu. Ardından yine babam;

Dışarıya çıkmayacaksın, madem askerliği bekliyorum diyip okumuyorsun, iş bulup askerliğin gelinceye kadar çalışacaksın! Git Meryem'den ve annesinden özür dile. O kızında yanına yaklaşma dedi

Tamam diyip odama gittim, içimden, sanki Meryem'i dağa kaldırdım dıbına koyim diyordum. Ulan haklıydım halbu ki, ama kimsenin bizi gibine taktığı yok.

Dilek teyzeden özür dilerdimde, Meryem'den hiç özür dileyesim yoktu. içimden küfür ediyorum Meryem'e.

Evet arkadaşlar 5.bölümün sonuna geldik bir sonraki bölüm için like atmayı unutmayın ayrıca abone olup bildirimleri açarsanız yeni videolardan ilk sizin haberiniz olur yeni videoda görüşmek üzere esen kalın.