Notes

Komsu kizi 9

Artık evdeydim keyif yapıyordum. Para'nın yarısını saklamıştım. Mustafa'yı 3 haftada bir kere görmüştüm, o da geceleyin denk geldiydim. Arıyordu beni sürekli ama işten geç çıktığım için görüşemiyordum. Aradım Mustafa'yı gel bize kanka diye. Bir saate geldi, yine özlemişim Mustafa'yı. Hayatımda dost diyebileceğim tek insandı beyler.

Önce markete gidip, abur cubur ne tak varsa aldık. Evde tıkınıp film izledik, ardından dışarıya çıktık. Baktık dışarda bir tak yok sıkıcı, oradan sahilde ki kafelerden birine gittik Nargile içmeye.

Neyse biz Mustafa'yla nargile tüttürürken, kafenin terasına 5 kişi geldi. Kafayı bir çevirdim, MUZOOOO.. Mustafa'ya Aha bin Muzo dedim sessizce. Mustafa hemen kafayı çevirdi Muzo'ya baktı. Muzo bizi görmüyor tabi o sırada. Bi iki dakka sonra Muzo bizi gördü, tip tip bakıyor. Aha dedim kavga çıkaçak şimdi. Yanımıza doğru geldi hemen, Napıyosunuz lan burada? dedi.

Hiç nargile tüttürüyoruz Muzo, sen napıyon lan?'dedim.
-
Arkadaşlarla bizde nargile içmeye geldik dedi.
-
İyi afiyet olsun kardeş dedim.
-
Muzo gelip oturdu bizimle muhabbet etti, diğer Muzo'yla gelen arkadaşılarıda geldi, oturduk muhabbet ettik. Yeni anlayacağınız, Muzo'yla aramızda ki husumet orada bitti. Sonra oradan ayırlıp Mustafa'yla mahalleye doğru gittik. Mustiyle vedalaşıp, eve girdim.

Meryem'i de 3 hafta boyunca hiç görmedim beyler, zaten artık onu unutuyordum. Arada sırada bir geliyordu aklıma, ama yinede giblememeyi öğrenmiştim.

Aradan 1 hafta daha geçti. Ertesi sabahdan balık tutmaya gidecez sahile. Aslında maksat balık tutmak değil, zaman geçsin, eğlenelim diye olta atmaya karar verdik. Ertesi sabah Mustafa'yla büyük umutlarla balık tutmaya gittik. Yabi ne olur ne olmaz diye yiyecek içecek her bi gibimi alıp gittik, tüm gün akşama kadar güneşin altında kavrulduk. işin kötü tarafı sadece 3 tane balık tutabildik. Birine balon balığı diyorlar, zehirliymiş galiba orada ki dayılar söyledi geri attık, ilk kez balık tutmuştuk o da balon balığı çıktı dıbına koyim. 2. balığımız ise küçüktü, onuda bilerek tekrar denize attık. ikindi hava kararmaya yakın son yakaladığımız balık, normal bir şeydi. Bir el kadar vardı, ismini bile bilmiyorum. Aldık poşetin içine koyduk, çırpınıyordu. Lan sonra üzüldüm balık tutmak bana göre değilmiş, hayvan can çekişince bende dayanmadım ama yinede ilk kez güzel bir balık avladığımız için poşete koydum. Akşama doğru sözde eve götürücez, o tek balığı Mustafa'yla pişirip yiyecektik. Ama onu da yapmadık beyler, yolda giderken kedinin birine attık balığı yesin diye. Bir canlının ölümü, diğer bir canlının karnına doyurmasına vesile olmuştu. işte doğa bu kadar gaddar. Neyse bi 5-10 dakka sonra hemen hayatı sorgulamayı bırakıp, Mustoyla yolda karı kız kesmeye başladık.

Akşam yemeğini Mustafa'larda yiyecektim. Eve gidip, bir banyo yaptım. Gittim Mustafa'lara. Soner Amca'yı da bayadır görmüyorum, az onla sohbet ettim. Yemek falan bitti, Soner Amca'da balık getiremedik diye bizimle taşşak geçiyor. 1-2 saat daha Mustafa'yla takıldıkdan sonra eve geçtim. Babam balıklar ne alemde diyor, bir tane tuttuk onu da kediye verdik diyince, adam yarım saat aralıksız güldü lan. Dedim baba gülmek için sebep mi arıyorsun, içimden söyledim tabi.

2 gün sonrasında, sabah yine erkenden uyandım. Kavhaltıyı yaptım yine bizimkilerle. Kahvaltıda aile sohbeti falan filan. Abimle yine biraz didiştikten sonra geçtim odama. Yine her zaman ki gibi o zamanlarda yeni dinleyecek müzikler arıyorum. Müzik dinlemeyi severim, bi yarım saat müzik dinlemekle vakit öldürüp, cips almak için dışarıya çıktım. Benim kazıkçı bakkala tam gidecekken vazgeçtim, yukarımızda büyük bir market var. En iyisi oraya gideyim dedim, başladım yürümeye. Bir cips için 100-150 metre yürüdüm dıbına koyim.

Girdim markete, geziyorum reyonları. Geziyorum ama boş geziyorum o kadar yürüdüm madem klimanın karşısında durayım dedim. Sonra aldım cipsi, çıktım dükkandan. Cipsi açıp 1-2 tane yedim, bakın kaldırımdan yürüyorum çünkü buraya dikkat çekmek istedim anlayacaksınız şimdi. Kaldırımdan normal bir şekilde yürümeye devam ediyorum, cipsimi yiye yiye, arkamdan pat bisikletli biri bana çarptı. Yere kapaklandım, lan resmen bisikletin direksiyonu belime girdi. Yerden kalkamadım 5 dakika, nefes almakta zorlandım. Anasını gibeyim öyle bir acı ki gözümden yaş geliyor, bir yandan nefes almaya çalışıyorum, bir yandan acı çekiyorum. Bir baktım çocuk lan bildiğin 10-12 yaşında bir şey.

Çocuk bana bakıp ağlamaya başladı, hala nefes almaya çalışıyorum. Zar zor kısık bir sesle, dıbına kodumun oğlu, senin feriştahını gibecem dedim. Çocuk yaklaştı yanımda abii iyi misin? dedi. Yine kısık bir sesle, nefes almaya zorlanırken; Git ambulansı arasana, nefes alamıyorum.

Çocuk birden ağlamaya başladı, bisikletine bakıp ağlıyor birde. Bisikletin şaftı kaymış bu arada, annem beni döveceeeeekkkk diye ağlıyor. Ulan hala acı çekiyorum, nefes alamıyorum çocuk bisikletin derdine düşmüş. Ölecek gibi hissediyorum kendimi. Çocuğa tekrardan seslendim sesimin çıkabildiği kadar, ama yine kısık bir sesle, dıbına ko-dumun çocuğu bisikleti götüme soktun hur çocuğu diyemeden daha fazla dayanmadım, oturur pozisyondan, tekrar yatış pozisyonuna geçtim. Hala acı çekiyorum, yere uzanıp dizimi yukarı doğru kaldırdım. Daha rahat nefes almaya başladım. Ama acı hala devam ediyor, çocukta orada bisikletine bakıp ağlıyor. 3-4 dakka sonunda biri geldi beni doğrulttu. Sonra herkes doluştu başıma, sonunda çok rahat nefes alabiliyordum. Ayağa kalktım, su vermişti yardım severin biri sağolsun. Biraz belimde ağrı vardı, acım dinmişti ama.

Çocuk hala ağlamaya devam ediyordu. Kaldırama geçtim oturdum, olayın şokunu atlatmaya çalışıyorum. Sonra bu veledin anası geldi, çocuğuna bir tokat çakıp elinden tutup götürdü. Büyük ihtimalle kardeşi olacak birisi bisikleti alıp arkalarından gitti. Lan bi insan özür diler, ananızı avradınızı gibeyim diye bağırdım sinirimden.

Neyse beyler cipste yiyemeden ziyan oldu gitti, bin veledin yüzünden yere düştü. Gözümde ki kuru göz yaşlarımla eve doğru tekrar yürümeye başladım

Eve doğru geldiğimde, bir sürü terlik ve ayakkabı vardı. Ne oluyor lan burada, milli mücadelenin yıl dönümü bizim evde mi kutlanıyor diyip girdim içeriye. Ev yine hamama dönmüş, tüm mahalleli karılar bizdeydi. Hiç içeri girmeden banyayo gittim, belimde hala hafif bir ağrı-acı var. Üstümü soyunup, aynaya baktım. Çocuğun anasını gibiyim morarmış. Yere düşdüğümden malum üzerim kir pas içinde, hepsini sepete atıp banyo yapıp çıktım.

Mutfağa doğru gidip buz alacaktım, belime koymak için. Önce kafayı çıkarttım kim var diye mutfakta, annem ve öz teyzem var. içeri girdim hemen dolaptan buz aldım. Teyzeme hoşgeldin dedim, annem bana kızdı böyle ne dolaşıyorsun dedi. Keyfimden dolaşıyorum dedim içimden. Söylemedim bizimkilere olan şeyleri, hemen buzu alıp geçtim odama doğru gittim. Üzerimi giyindim, belimde biraz buzu bekletip yattım. Salona doğru geçtim misafirlere hoşgeldiniz demek için. Herkese hoşgeldiniz derken;

Dilek ablayı gördüm, şaşırdım. Bayadır görmemiştim kendilerini. Hemen yanına geçtim oturdum. O da beni özlemiş tabi beyler, napıyosun ne ediyorsun diye konuştuk. Komilik falan yaptığımı anam söylemiş zaten, keşke çalışmaya devam etseydin dedi bana. Bende anlattım olanı biteni. Biraz daha konuştuktan sonra, odama geçtim, yine müzik dinliyorum beyler.

Birden odamın kapısı çaldı, geeeeeeeeeel diye bağırdım.

içeriye gelen Meryem'di. Önce bir şaşırdım, hiç bir şey demedim. Bilgisayara geri döndürdüm kafayı.
-
Meryem Girebilir miyim dedi
-
Cevap vermedim geldi, yatağıma oturdu. Kalbim çarpmaya başladı.
-
Ne izliyorsun desi?
-
Bir şey izlemiyorum, müzik dinliyorum dedim.
-
İyi, birlikte dinleyelim dedi.
-
Hayır dedim
-
Bulutsuz Özlemi'nden, Sözlerimi Geri Alamam'ı açar mısın dedi?
-
Radyo istek hattı mıyım lan ben dedim?
-
Meryem güldü Lütfen dedi.
-

Haftalardır nerdeyse onu silmiştim, nefret ediyordum, en sonunda aklımdan uçmaya başlamıştı. Ama bir kere görmem bile, ona olan hislerimi yine tersine çevirdi. Kendimi enayi gibi hissetim. Açtım şarkıyı.

Şarkıyı dinliyoruz, bu arada müzik çok hoş beyler. ilk kez Meryem sayesinde orada dinledim o güzel şarkıyı. Şarkı bitene kadar hiç konuşmadık. Şarkı bitince, Meryem;
-
Nasıl, Sevdin mi dedi?
-

En az seni sevdiğim kadar sevdim Meryem dedim.
-
Cevap vermedi
--
Arada bir sessizlik oldu beyler, tekrar aynı müziği 'replay' yaptım.
---
Meryem'e yapışasım geliyordu yalan yok beyler, ondan bir atraksiyon gelmediği sürece bir tak yapamazdım. Hele ki ev dolup taşarken, Birde o kadar şeyden sonra, onunla mesafeli konuşuyordum. Müzik bitince Meryem ayağa kalktı, sandalye yok mu ya odanda?'dedi.
-
Bende, yok dedim.
-
Bekle geliyorum dedi odadan çıkıp içeriye doğru gitti. Bir sandalye getirip , dibime koydu. Oturdu yanıma.

Kalbim çarpıntım daha da artmaya başladı, resmen ateş ve barut yan yana. Delirecem ama kendime bir yandanda hakim oluyorum.

Meryem, iyice dibime sokuldu. Elini omzuma attı. Ben iyice hararetlendim hatta alev alıyordum.
-
Meryem Film izleyelim mi dedi
-
Ne filmi dedim?
-
Bilmem bir tane bulalım, izleyelim. Daha buradayız nede olsa dedi.
-
Gel otur, sen bul bir tane Meryem dedim.
-
Kalktım bilgisayarın başından, Meryem'in oturduğu sandalyeye geçtim. Kefaret isimli filmi açtık izlemeye başladık. Ben filmi izleyemiyorum Meryem'in kokusu zaten beni büyülüyor. Bir gözüm filmdeymiş gibi yapıyorum, diğer gözüm ise daima Meryem'de.
-

Filmin ortasında Dilek abla geldi, baktı napıyoruz diye. Film izlediğimizi gördü, Meryem hadi gidiyoruz dedi.
-
Anneee, biraz daha duralım veya sen git. Film bitince gelirim dedi.
-
Dilek abla Hadi, Meryem dedi!
-
Bende atıldım ordan Dilek abla, film bitsin öyle gidersiniz. Gel istersen sende izle diyince içeriye tekrar geçti.. meryeme iyi o zaman bitince söyle bana dedi.
-
Dilek teyze içeriye geçtikten bi 10-15 dakka sonra artık bunalmaya başladım. gibim koptu, kopacak! Yerime sığamıyorum. Meryem dibimde ve ben bir tak yapamıyorum.
-
En sonunda dayanamadım filmi durdurup, Meryem dedim. Meryem, bana baktı. Niye durdurdun filmi?'dedi.
-
Sıkıcı dedim.
-
Hiç söylemiyeceksin sandım, Kutsal dedi.
-

Artık bu sözünden sonra çıldırdım bişeyler yaptık Üzerimden tişörtü çıkardım artık, Meryem'in tam üzerini soyacakken, kapıya birisi hafifçe bir kere tıkladı..

Kapıdan tıklama sesi duyunca, fırladım yataktan. Yerden tişörtümü alıp tekrar giydim, Meryem'de, saçını başını düzeltmeye çalışıyor o esnada. Bende hemen kiliti açtım, kapıyıda açtım.

Karşımda annem, önce bana kaşlarını çatarak baktı. Sonra Meryem'e, Meryem hemen odadan kafasını eğerek çıktı, annem o çıktıktan sonra kulağıma asıldı; Ne oluyor oğluuum burada dedi!?
-
Annemin elini tuttum, kulağımdan çektirdim elini;

Birşey olduğu yok anne, sadece film izliyorduk.
-
Sen beni çocuk mu sandın lan? Kapıyıda kitlemişsin, ne yaptınız siz dedi)
-
Anne yeminle bir şey olduğu yok dedim
-
Annem bana bir tokat çaktı, bekle sen içerdeki misafirler gidince göreceksin! Adi, köpek dedi ve gitti.
-
Günah keçisi olmuştum yine.
-
Hemen annemin arkasından gittim, Dilek teyzeye bir şey söyler möyler diye tetikte bekliyorum kapının hizasında. Ama bir şey söylemedi, balkona çıktım Meryem'e bakmak için. Ama Meryem balkonda yok, evin içinde onu aramaya başladım. Tuvaletin kapısına tıkladım, dolu'dedi.

Bende seslenerek, Meryem iyi misin?'diye sordum.
-
Bende dikkat çekmiyim diye, tuvalet kapısının önünden ayrıldım. Salon balkonuna gidecekken tam bu sefer Dilek teyze, Meryem nerede oğlum?'dedi.
-
Bende hala filmi izliyor Dilek abla, gelecek şimdi dedim.
-
Sen niye izlemiyorsun dedi?
-
Sıkıldım abla ya, balkonda biraz sigara içecem dedim.
-
Dilek ablayı öyle oyaladım, ardından çıktım balkona sigara yaktım. Bir yandan içeriyi dinliyorum. Şimdi Dilek ablaya, Meryem tuvallete desem yanlış anlaşılır korkusuyla yalan söyledim. Zaten yanlış anlaşılacak bir şeyde kalmamıştı.

Bu olanlardan sonra Meryem'le ilişkimiz hep ileriye gitti, her geçen gün aşkımız dahada büyümüştü. Yalnız arada bir sorun vardı, ben herkesin gözünde bir tak yapmayan sadece askerliğinin gelmesini bekleyen bir serseri, ameleydim. Meryem'de bundan çok rahatsız oluyordu, benim boş boş durmamı ve günü birlik işlere giderek ezilmemi istemiyordu. Üniversite sınavlarıma girip, bir okul kazanmamı istedi.. içimde bir okul okuma aşkı yoktu, ben daha farklı hayaller kuruyordum. Daha farklı planlarım vardı, bu yüzden Meryem'le çok tartıştık.. Ben yok dedikce bu konuda, o da çok üzülüp kırılıyordu.. Onun kırıldığını anlayabiliyordum, üzüldüğünüde.. En sonunda, Meryem'in dediğine geldim. Sınavlara hazırlandım, dershaneye dahi yazıldım.. Bizimkilerin desteğini aldım baya bi. Artık uğraşlarım değişmişti, ve gerçekten Meryem'le ikimiz için iyi bir gelecek düşünebiliyordum.

Bunlar olurken Meryem'le ailelerimize söyledik açık açık.. ilk başlarda Meryem'in ailesi çok sıcak bakmadı, bizimkilerde çok sıcak bakmadı. Çünkü ikimizin elinde hiçbir şey yok.. Bir süre ikna çabaları oldu, ailemizi ikna etmeye çalıştık.. Biraz zaman sonrasında, Meryem artık benim sevgilim değildi.. Nişanlımdı. Hedefimiz ikimizde aynı şehirde bir okul kazanmak, okulu bitirdikten sonra evlenmekti.
Okulu bitirdik ben işe girip çalıştım biraz kredi biraz birikmiş parayla meryemle evledik. Mustafayla bi göbek attık zeybek oynadık halay çektik görmeniz lazımdı. Hayatımda en mutlu günümdü. Şuan 3 yaşında bi oğlum var artık itlik serselik değilde karıma ve oğluma bakan bir insanım çok değiştirdi evlilik aşk olayı şuan çok mutluyuz kavga ederkende gülerkende çünkü sevdiğim hep yanımda dinlediğiniz için teşekkürler yazmış kutsal abim.

Evet arkadaşlar final bölümünüde bitirdik şuan bitirmediğimiz hikaye kalmadı. Oynatma listesinden istediğiniz hikayeleri dinlebilirsiniz. Bundan sonra 1 hikayeyeyi bitirmeden başka hikayeye başlamıyacağım çünkü çok karışıyor. Yeni hikayelerde görüşmek üzere esen kalın.