Notes

1930'lu yılların ortalarında, cumhuriyetin ilk dönemlerinde Akdemir soyadına mensup bir aile, Ahmet Akdemir ve Mustafa Akdemir, o dönemler gücünü koruyan Birleşik Krallık'ın içindeki bazı güçler bir anlaşma yaptı. İngiliz işgalinden zorluklarla kurtulan Türkiye'de, yenilik ve reformlara karşı olan din adamları ve milliyetçi azınlıklar sürekli sorun çıkartıyordu. Birleşik Krallık, Akdemir ailesine yüksek paralar teklif etti. Türk halkına afyon, isyancılara ise ailenin üzerinden silah sağlamaya başladılar. Bu sayede, halkı uyuşturup azınlıklara ve isyancılara silah sağlayıp ülkenin istikrarını bozacaklardı. Ardından ise, savaş ile ele geçiremedikleri Türkiye onlara sığınacak ve yönetime Birleşik Krallık geçecek, Türkiye ise basit bir kukla olacaktı. Akdemir ailesi paravandı. İşlerini iyi şekilde yaptılar, fakat paraları ödenmedi. Sonrasında bir ihbar üzerine tutuklandılar, idam cezası ile yargılandılar.
O zamanlar, Ahmet Akdemir'in henüz 7 yaşlarında olan oğlu Refik Akdemir, büyüdükçe babasının intikamını almayı her şeyden çok istiyordu. Birleşik Krallık amacına ulaşmıştı, ülke içinde önemli rütbelerde bir çok İngiliz yanlısı vardı. Yıl 1947 olmuştu, Refik ailesi yüzünden sürekli vatan haini muamelesi görüyor, saldırılara maruz kalıyordu. Bir gün, 3 genç karşısına dikildi. Onunla alay ettiler, ittirmeye başladılar. Sonrasında ittirme ile kalmadılar ve olay kavgaya dönüştü, üçü birlikte Refik'e gözleri dönmüş şekilde saldırıyorlardı. Sonrasında Refik daha fazla dayanamadı, cebinden çıkardığı çakısıyla birini delik deşik etti. Karnına defalarca saplayıp çıkardı, saplayıp çıkardı. Diğerleri ise kaçmaya başladı, Refik de oradan hızla uzaklaştı. Birkaç yıl geçti, yıl 1954'tü. Refik, bir grup milliyetçiye takıldı. Amerikancı Menderes hükümetine karşı olan bu grup, Refik'i de etkisi altına aldı. Menderes hükümeti askeri bir darbe ile indirilmiş, Menderes idam edilmişti. Grup iyice amacından çıktı. Gasp, hırsızlık, kara para aklama, silahlı eylemler vs. böyle giderse babasından farkı kalmayacağını biliyordu. Gruptan ayrıldı. Bir süre tehditler, mektuplar aldı. 1965 yılında, bir gün sokakta yürürken bir serseri "Komunist! Vatan haini!" diye bağırarak ona ateş açtı. Sonrasında hastanede zorlu müdahalelerle hayata döndürüldü. Kendi işini kurdu ve genç, yahudi bir zengin kızıyla evlendi. 1975 yılında ise Seyfi isimli bir erkek çocukları oldu, Sabri henüz 15 yaşındayken evden kaçtı. Refik ve karısı ise tekrar çocuk sahibi olmak istiyorlardı, o yaşta bu zor olsa da şanslılardı. 1991 yılında ikiz bebekleri doğdu, Refik ise 3 yıl sonra kalp krizi geçirdi ve öldü. Refik hayattayken ilerleyen yıllarda Seyfi'nin paravan olarak kullanacağı şirketin temellerini attı, ona büyük kolaylıklar sağladı.

1991 - Seyfi'nin evden kaçışı, ilk faaliyetleri; Seyfi evden kaçıp birkaç arkadaşı ile gecekondu gibi bir yerde kalmaya başlamıştı, kardeşlerinin doğum haberi dahi onun eve geri dönmesini sağlayamadı. Açıkçası evden kaçma sebebini kendisi de tam olarak bilmiyordu, hayatla yüzleşmek istiyordu. Henüz o yaşında çalışması gerekliydi, birkaç ay boyunca ona uygun işler aradı. Sonrasında arkadaşları ile beraber bazı illegal faaliyetlere başladılar. Paralarını hırsızlık yaparak, gasp yaparak çıkartıyorlardı. Bu gidişattan hiçbiri memnun olmasa da bir tek bu şekilde para kazanabildiler. Bir gün, Seyfi 17 yaşındaydı. Bir eve soyguna girdiler, ev sahibi onları gördü ve polisi aramaya kalkıştı. Seyfi, ev sahibini engellemek için mutfaktan aldığı bir bıçağı karın boşluğuna sapladı. Sonrasında bıçağı fırlattı, adamı yere yatırıp defalarca yumruklamaya başladı. Arkadaşları ona engel oldular, sonrasında ise her şeyi bırakıp oradan kaçtılar. Sonrasında koşuştururken tenha bir yerde durup konuşmaya başladılar. Eğer ki polis adamı bulursa ucu hepsine dokunurdu. Sonrasında tekrar o eve gitmeye karar verdiler, yoldayken Seyfi'nin aklına ailesi, kardeşleri geldi. Hapis riskini göze alamazdı. Biraz soluklanmak istediğini söyledi, arkadaşlarını ihbar edip oradan kaçtı. Sonrasında artık küçük işlerden kurtulmak istediğine karar verdi.

1994 - Holdingin ilk adımları, kuruluş süreci; Seyfi artık reşit olmuştu, o yıl babasının ölüm haberini aldı. Uzun yıllar sonra ilk kez eve uğradı. Sonrasında öğrendi ki; babası yılar boyunca ölümünden sonrasını düşünmüş. Babasının mirası, temeli sağlam bir lojistik şirketiydi. Kardeşleri henüz küçük olduğu için şirketin başına kendisi geçti. Annesinin de yardımıyla şirket için bir bina satın aldı. Kendisi fazlasıyla tecrübesiz, deneyimsizdi. Tecrübeli birkaç çalışan buldu, şirkette yüksek mevkilere getirdi. İşi yavaşça öğrenmeye başladı, iki yıl geçmişti. Artık bu işte daha fazla birikim sahibiydi, şirket kar etmeye başlamıştı bile. Sonrasında daha fazla para kazanabileceğini düşündü, yeraltında tecrübesi vardı. Ama bu iş çok daha büyüktü, henüz gençti. Bir süre şirket işlerini yürütmeye devam etti, o sırada araştırma yaptı. Birkaç kaynak buldu ve küçük çaplı silah ticaretine girişti, yıllar geçtikçe büyüdü ve tecrübesi arttı. Sonrasında tutuklanma riskiyle karşı karşıya kaldı, şirketi bir süre güvendiği bir arkadaşına devretti. Para sıkıntısı çekmeye başladı.

2000 - Seyfi birkaç güvenilir adam bulmuş, para sıkıntısı çeken, paraya aç ve para için her şeyi yapabilecek duruma gelmişti. Bu durum onu bazı şeylere sürükledi. Tabii ki bir soygun olacaktı bu fakat o kadar kolay olmayacaktı hedefleri bir kasabadaki bankaydı, kasabada olduğu için küçümseneceği düşünülebilir fakat hiç boş bir banka değildi, iyi korunan yakınında kasaba jandarma üssü bulunan bir yerdi, neden bu hedefi seçtiler peki, canlarına mı susamışlardı? Hayır, paraya ihtiyaçları vardı, fazlasıyla paraya ihtiyaçları vardı bu açlığı dindirmek için böyle bir hedef seçtiler tabii ki. Hedefleri o zamana göre bulabilecekleri hızlı bir araç bulmaktı, başardılar bunu eski kasa bir BMW buldular. O aracı kullanacaklardı. Kullanacakları silahlar ise eski model pompalılar olacaktı, her şey hazırdı ve yola çıktılar. Yolda birçok şey konuştular, 'ne yapacaklar, nasıl olacak, ne kadar vakitleri var?' Bu soruların hepsini birbirlerine sordular. Vardıklarında pompalı tüfekleri ile içeri girdiler ve hızlı şekilde kasayı açtırmak için yönelttiler. Kasa açılana kadar siren sesleri duyulmadı, açıldığında ve paralar dolmaya başladığında ise geldiklerini hissettiler, doldurup arabaya atladılar ve Tekirdağ tarafına doğru tam gaz sürmeye başladılar. Tekirdağ'da yüksek bir yere çıkıp bir eve saklandılar, üç gün o evde kalmaları onların gözden kaybolmasını sağlamıştı. Başarılı bir soygun gerçekleştirdiler, az da olsa paraya doydular.

2020 - Seyfi, uzun süre sonrasında şirketi tekrar devraldı. Kardeşleri okulu bitirmiş, işsiz durumdalardı. Kardeşleri ile ilk kez o zaman görüştü, annesinin isteğiyle kardeşleri Seyfi'nin yanında çalışmaya başladı. Kardeşlerini bir süre bu işlerden uzak tutup şirketi legal göstermeye çalışsa da, kardeşleri paraya açlardı. Bir süre sonra şirketin asıl amacını keşfettiler. Onlar da Seyfi ile beraber iş yapmaya başladılar. Fakat rakipleri artmıştı, artık işleri daha zordu. 2020'nin ortalarında, işleri yoluna koydular. Rakiplerini tanıdılar. Sonrasında şirketi dışa açmaya, iyice büyütmeye karar verdiler. Faaliyetlerini devam ettirdiler..