Notes

Sinifimdaki kizil 3


Herkese merhaba dostlar sınıfımdaki kızıl hikayesinin 3. Bölümü ile karşınızdayım önceki videoları izlemeyenler tam şurdan tıklayıp izleyebilir ve tekrar bu videoya dönebilirsiniz videoya like atarsanız çok sevinirim hazırsak anlatmaya başlıyorum keyifli seyirler.

Hatice ye sessizce yer değiştirelimmi bi işim var dedim. Fazla itiraz etmedi adamın dibidir kendisi. Ama Melda biraz mırın kırın etti.

Meldanın yanına geçtim. Direk kolunu sıraya koydu. Kafasınıda koluna yaslayıp uyudu. Napıyor bu dıbık delisi der gibi bakıyorum.

Melda, Melda baksana bi ya dedim

Ne var Emre dedi

Noldu küsmüyüz dedim

Ne küseceğim senle be dedi

Eminmisin diyip saçlarını elime aldım beyler Melda hiç bişey yapmadı. Kızıl saçlarını okşuyodum ve heralde oda sevdi ki bişey demedi. Biraz daha okşadım sonra kaldırdı kafasını.

Emre sana ne oluyor dedi

Neolmuş Melda naptım ben dedim.

Bide soruyo kafayı yiyeceğim ya dedi

Melda anlat da biliyim dedim.

Ya kaç aydır yüzüme bile bakmıyorsun ne bu tavırlar neoluyo soğudunmu benden eğer öyleyse söyle şimdiden dedi

Kız bildiğin trip atıyor. Böyle cümleleri duymaya alışkın olmadığımdan biraz duraksadım.

Melda özür dilerim dedim

Ne özür diliyorsun kaç aydır konuşmuyorsun bi özürlemi kapanıcak dedi

Tamam ben senin gönlünü alıcağım diyip sırama geçtim. Haticeye tenefüste sordum.

"Melda nın doğum günü ne zaman diye. 31 Temmuz dedi. One dıbına koyim dedim. Bide kaç ay onumu beklicektim. Çünkü bu kızın gönlünü almak öyle lafla olcak gibi değildi farkına vardım. Doğum gününe yani Melda'nın benim olmasına yavaştan ne yapsam diye planlar kurmaya aylar öncesinden başlamıştım. Hem gönlünü Hemde kalbini alabilirdim

O yüzden ona güzel bi sürpriz yapmalıydım.Ben daha bi kıza hediye bile almamışken şimdi Meldanın doğum günü için plan yapıyordum.

Meldayı kızılayda bi kafeye götürecektim. Ordaki elemanlarla anlaşıp yapcaktık.Ama benden önce kızın arkadaşları felan götürürse napcaktım.O yüzden arkadaşlarıyla konuşmaya karar verdim. Hepsiyle anlaşacaktım yoksa gönlünü zor alırdım. Elimdeki en büyük fırsatı tepmiyim dedim.

İlk önce sibele gittim. Sibel bizim Hakanın sevdiğiydi. Biraz imkansız çünkü bilirsiniz full siyah giyen telefonu züt cebine koyan kızlar zor olur.

Sibel in yanına gittim. Kızla 10 dakika konuştum. Dıbık kızı illa biz yapcaz biz yapcaz diye tutturdu. En sonunda tatlı dille tipiminde vermiş oldugu özgüvene dayanarak kıza kabul ettirdim.

Ama benim bi sorunum daha vardı. Melda için beni döven çocuklar kimdi. Eski sevgilisi felanmıydı. Bizim okuldaydı cocuklar. Artık heralde sağlam bi arkam olmuştur diye düşündüm. Çocukları bikaç gün gözüme kestirdiğimde çokta problem olmaz diye düşündüm. Zaten bikaç aydır fitnessa gittiğim için bi yumruk atabilirdim. Gerisinide bizimkiler getirir diye düşündüm.

Bu arada Günlerce Melda ile konuşmadığımız oldu. Oda beni özlüyordu farkediyordum. Çünkü gözümü alamıyodum. Oda bana bakıyordu ama aşk ve gurur dediğimiz şey vardı bizde. Aşk yoktu ama gurur vardı. Ben bu kızı seviyordum. Kimseyede bırakma gibi bi niyetim yoktu

Hakana söyledim:

Kanka beni bikaç ay önce döven çocukları biliyorsun dimi dedim

Bilmiyorum söylemedinki dedi

Gel gösteriyim dedim.

Kanka bak şu 2 pekenet bide arkadaki huur çocuğu dedim

He biliyorum onları, oğlum o arkadaki Meldayı seviyordu diye biliyorum dedi

Sevsin önemli olan kızın kimi sevdiği. Gibecem o pekeneti. Varmı arkanda birileri dedim

Var var hallederiz. Biyerde tutar giberiz belasını dedi.

Hakana söyledim bikaç kişi toplamış. Bende bikaç kişi topladım ve çocuğun anasını gibmeye hazırdık. Herkese mevzuyu anlattım. Bu pekenet kıza sarkıyormuş kız istemiyor dedim. Hak verdiler tabi.

Sonra tek başıma çocukların yanına gittim. Bizimkilerde arkada hazır bekliyor. Kardeş gel bi konuşacağız dedim. Hayırdır aslanım derdin ne dedi. Doğru konuş birader gel erkekçe konuşacağız dedim. Çağırdım köşeye.

Hayırdır la kaşındınmı yine dedi

Meldayı bırakcaksın oğlum bidaha söylemem dememle yumruğu vurması bir oldu.

Biraz sendeledim sonra aklıma Melda geldi kızıl kızıl saçları eskiden gülümsemesi felan gelince bi yumrukta ben koydum. Şaftı kaydı Arkadan bununkiler onun arkasından bizimkiler koşa koşa geldi. Normalde 2 gurubun 3. Dünya savaşını çıkarmasını bekleyebilirdiniz ama genelde o filmlerde oluyor. Bizimkiler beni tuttu. Onuda onunkiler. Artık bu pekenete iyi davranmak yoktu.

Benim burnum az bişey kanıyordu. Lavuk sağlam vurmuş. Ama bende 2 kere sağlam geçirdim. Gittim tuvalette burnumu yıkadım. Kantinden peçete aldım ve bizim tayfayla banka oturduk. Bu olanları Melda duymuş olacakki:

Emre naptın sen kavgamı ettin yine ya dedi

Melda yok bişeyim sen içeri gir hadi dedim.

Ya nasıl yok bişeyin gerizekalı mısın sen şu haline bak dedi

Yok Melda sıkıntı yok içeri gir sonra konuşuruz dedim

Melda içeri girince bende burnumdaki kanamayı durdurmayı başarmıştım. Melda biraz daha yumuşamıştı. Fırsat bu fırsat diyip Meldanın yanına gittim.

Melda napıyosun kızgınmısın hala dedim

Değilim dedi

Melda kızgınsın yüzünden belli oluyor dedim

Sen niye kavga ettin dedi

Bi mesele vardı önceden o tekrar patladı dedim

Bidaha kavga etmiyeceksin Emre, salakmısın ya her yerin yara bere içinde kalmış dedi

Tamam olur dedim

Bundan sonrada hergün sabah yanıma gelceksin ve okula beraber gideceğiz tamammı dedi

Bana uyar dedim

Bu günden sonra Meldanın bana karşı hissettiklerinden emindim. Artık bi yola koyulmak zorundaydım. Çünkü onunda bana karşı bişeyler hissettiği aşikârdı.

Ertesi gün Sabah erkenden kalktım saçımı yıkadım traş oldum.

Hemen saçıma güzelce fön çekip okul kıyafetlerimi giydim. Niye bu kadar hazırlık dıbık barzosu diyosanız Melda yı okula ben götürecektim. Her zamanki gibi dolmuşa bindim. Her zamanki gibi de Müslüm baba'yı dinledim. Meldagilin eve yakın bi yerde indim. Kapılarının önüne geldim ve telefondan mesaj attım.

Günaydın Prenses kapıdayım hazırmısın yazdım?

Günaydın, geliyorum hemen yazdı.

Bikaç dakika sonra geldi. Tabi yine aynı lafları söylemiyeceğim kız efsaneydi. Saçları olsun güneşte parlayan teni felan tam melek gibi. Ne kadar şanslı olduğumu anlamıştım.

Melda geldiğinde Hoşgeldin diyip durağa yürümeye başladık. Durağa yürürken hiç konuşmadık, artık oda benden hoşlanıyordu bu kesindi. O yüzden ilk adımı hep benden bekliyordu.

Dolmuşa bindik ayaktaydık biraz kalabalıktı. Artık herşeyden kıskanır oldum Meldayı ve özgüvenim hafiften yerinde olduğu için Melda ya bakanlara atar yapabilirdim diye düşündüm. Ama yeri değildi. Bidaha kavga etmemeye sözüm vardı Kızılıma. Telefonada Kızıl'ım diye kaydetmiştim. Daha hiç telefondan mesajlaşmamıştık.

Okulun yakınına geldiğimizde abi müsait bi yerde dedim ve ilk o indi sonra ben. Okula tabiki de yanyana yürüdük. Okuldaki bazı huur cocukları bizi yiyecek gibi bakıyodu. Kıskandıkları aşikârdı. Bi ara Meldanın elini tutmayı düşündüm ama benim zamazingo yemedi. Artık hergün ben getirecektim Melda yı. Melda yı arkadaşlarının yanına kadar bıraktım. Dövdüğüm huur çocuğuda akıllanmış olacak ki olay çıkaramadı bikaç gündür.

Meldanın arkadaşlarının arasında her arkadaş grubunda olan muallak bi arkadaşı çıktı, oo enişte hayırlı olsun dedi. Bişey demedim tabi. Melda da hafif bozuldu gibi hazır değil heralde daha diye düşünmüştüm.

Artık kararımı vermiştim. Madem bu kadar yakınız ve kıskanıyoruz birbirimizi artık sevgilim olması yolunda ilerliyecektim. Teklif edicektim ama sıradan bişey olmasını istemiyordum. Sonucta o benim en değerlimdi ve değerli bişey yapcaktım.

Amcamın dükkanı vardı. Ne zaman istersem gel derdi. Arada bi okul çıkışında oraya gidiyodum. Zaten aynı binada oturduğumuz için yol parasıda yoktu eve giderken. 3-4 saat çalışıp 20 tl alıyordum. Normalde çalışmam okul varken ama sırf Melda için herşeye razıydım.

Ona bi cafede teklif etmeyi planlıyordumda nasıl olcaktı. Biraz para biriktirince bütün hazırlıklara başladım. Cafenin sahibine söyledim. Abi sevdiğim kıza teklif ediceğim diye anlayışla karşıladı. Ordaki çalışanlarıda ayarladık. Lan doğum günümü kutluyoduk yoksa teklifmi belli değil. Doğum gününü cafede yapma planlarıda çöktü tabi.

En sonunda bütün hazırlıklar tamamlanmıştı. Ben siparişleri vercektim. Garsonlar arkadan gül felan dökceklerdi. Çok değişik bişey olcaktı biliyorumda ilk kez bu kadar güzel sevgilim olacagı için bu kadar hazırlık yapıyordum.

Melda yı oraya nasıl çekcektim bunu düşündüm. Niye düşündüm bilmiyorum Melda kavhe içelim gel desem tamam derdi heralde.

ilk önce cafeye gitmiştim oraları hazırlatıp içinde bikaç tane müşteri dursun demiştim. Bitane masayı ayırttırdım. Özel olarak orayı süslemedimki kız bi taklar olacağını anlamasın diye. Okulda Melda nın yanına gittim.

Melda napıyosun nasılsın dedim

iyiyim şu son notlara bakıyodum sen napıyosun dedi

Napıyım aynı ya. Bugün kahve içmeye gidelimmi müsaitmisin dedim.

Bugün saat kaçtaki dedi

Öğleden sonra 3-4 gibi dedim

Olur gideriz sen beni alırsın evden dedi

Tamam ben 3 gibi orda olurum dedim sözleştik Okul çıkış zili çaldı. Uça uça eve gittim. Annem yemek yapmış hızlıca yedim. Direk banyoya gittim saçımı başımı yıkadım. Baya bi özen gösterdim kendime. Bi gömlek bide pantolon giydim. Spor ayakkabılarıda giyip parfümümü sıktım. Herşey hazırdı. Caddeden dolmuşa binip Melda nın eve gitmeye başladım.

Bunların öncesinde Meldaya bi hediye paketi hazırlamıştım. içinde parfüm bikaç tane not kalp şeklinde çikolatalarla dekor ettim. Meldanın eve yaklaşınca müsait yerde diyip indim. Meldayı telefonla aradım

Prenses aşağıdayım geliyomusun dedim

Geliyorum hemen dedi

Biraz sonra geldi. Her kapıdan çıkışında söyledigim cümleleri söylemiyeceğim ama öyleydi yine. Hatta bu sefer her bakışımda tekrar tekrar aşık olabileceğim bi durumla karşımdaydı. Saçları dümdüz beline kadar inmiş. Dar beyaz bi elbise giymiş. Altınada müthiş bi topuklu ayakkabı giymişti. Ben bunu nasıl kıskanmıyım diye düşündüm.

Prenses bune güzellik beni katil ediceksin dedim

Yaa teşekkür ederim sende çok yakışıklı olmuşsun diyip göz kırptı. Güzel kızı yanında tutmasıda bi dert. Neyse çıktık yola taksi çevirdim bu sefer. Arka tarafın kapısını açtım ilk önce o oturdu, sonrada ben geçtim yanına. Cafeye doğru yola koyulduk. Bi 20 dakika felan sonra varmıştık. Taksi 58 tl yazmış. Ebesinin dıbı dedim içimden. Bu bin bizi dolaştırdı kesin dedim ama parayı gibe gibe verdim. Üstü kalsın dedim. 2 tl kaldı zaten. Tabi ilk önce inip onun kapısını açcaktım ama beklemedi kapısını kendi açtı. Kendi bilir dedim.

Parayı ödeyip yavaştan mekana yol aldık. Melda ya hiçbişey çaktırmıyodum ama bu kız kahve içmeye bu kadar özenli kıyafetle geldiyse anlamıştır diye düşündüm. Hediye paketi yaptırdığım kutuyu önceden bırakmıştım mekana. Güllerle birlikte bana getirilcekti bende Kızılıma vercektim.

Mekana girdim. Garsonlar tanımaz felan diye aramızda özel bi sipariş yapmıştık. Onu verdim. Garson anlamış olacakki gülümsedi. Beklemeye başladık. O sırada bende Meldayla birbirimizin gözlerine bakıyoduk. Hiç hareket etmeden gözlerimize bakakaldık.

Bikaç dakika sonra önceden hazırlanmış pasta, güller ve hediye kutusu Meldanın arkasından getiriliyodu. Çaktırmamaya çalıştım tabi. Tam o sırada arkadan müziği verdiler hemen ardından güller masaya saçıldı üstüne pasta koyuldu yan masalarda oturan müşteri görünümlü elemanlar konfeti patlattılar ve aynı anda bende Melda'ma kutuyu uzatıp BiR ÖMÜR BOYU BENiMLE YAŞLANMAYA VAR MISIN KIZILIM ? dedim.

Oda dedi ki

Evet arkadaşlar 3. Bolumun sonuna geldik sizce melda ne cevap vermiştir fikriniz varsa yorumlarda yazın bir sonraki final bölümü için like atmayı ve kaçırmamak için abone olmayı unutmayın görüşmek üzere esen kalın unutmayın