Notes

Bora, 1991'de hayata gözlerini açtı. Onun hayata "merhaba" dediği zaman annesi hayata "güle güle" diyordu. Evet, annesi onu doğurduktan sonra vefat etti. Bora'nın hikayesi şöyle başladı. Esra ile Alparslan birbirlerini çok seven iki gençti. Çok iyi geçiniyorlardı. Bora'ya hamile kaldığını öğrendiği zaman çok sevinmişti. Aileye bir çocuk eklenecekti. Bora 7 aylıkken annesi, babası bir kaza geçirdi. Babası hafif yaralı olarak kurtuldu. Esra'yı ise yoğun bakıma kaldırdılar. Bora'yı kurtardılar ancak Esra orada hayatını kaybetti. Kısacası Bora anne sevgisi nedir bilmeden başladı hayatına. 1-0 yenik olmasına rağmen hiç yılacak gibi durmuyordu. Babası, gerektiğinde günde 2 işte birden çalışıyordu. Baran'ın bir gülümsemesi için nelerini vermezdi.. Gel zaman git zaman Bora okul çağına geldi. Okula başladığı zaman bütün arkadaşlarını annesi ve babası beraber gelip okuldan alıyordu. Bora işte o zaman anladı anne yokluğunu. Kalbi acıyordu ama bir şey demiyordu. Geceleri odasında ağlamaktan başka yapacak tek bir şeyi vardı. Yalnızca çok çalışmak ve ileride annesi olmasa da babasına güzel bir hayat sürdürmek. Babası ise onu hiç yalnız bırakmıyordu. Maddi durumu yeterli olmasa bile Bora'nın her dediğini yapmaya hazırdı. Bora, henüz küçük olmasına rağmen babasının halinden anlıyordu. "Olmasa da olur" diyebiliyordu. Fuzuli olarak bir şeyler istemiyordu. Babasının eve hiç gelmediği günler oluyordu. İşte o zamanlarda babası onu Esra'nın çok yakın dostu olan Sinem'e bırakıyordu. Sinem'in Esra ile dostluğu ta ortaokula dayanıyordu. Bu yüzden Sinem Bora'ya kendi çocuğu gibi bakıyordu. Bazen onunla parka gidiyordu bazen ise evde oyunlar oynuyordu. Bora da onu seviyordu, iyi biri olduğunu biliyordu. Babası üniversite mezunuydu ancak sınavı kazanamadığı için çalışıyordu. O kadar zorluğun içinde yine de sınava girecekti. Babası, hemşireliği bitirmişti. Oğlunun güzel bir eğitim alması için onun düzenli bir geliri olması gerekiyordu. Sınava girdi ve Allah'ın da yardımıyla kazandı. Artık düzenli bir geliri vardı ve oğluna daha çok vakit ayırabiliyordu. Tabii Bora Sinem'i de unutmadı. Babasından onun yanına gitmesini istediği çok oluyordu. Sinem Bora'ya çok iyi bakıyordu çünkü. Sinem hiç evlenmemiş yalnız bir gençti ancak çocukları çok seviyordu. Alparslan her ne kadar artık devlet memuru olsa da evde sürekli duramıyordu. İki olgun insan anlaşıp evlenmeye karar verdiler. Bora ise buna karşı çıkmadı. Sinem kendisinin Esra'dan daha çok sevmesini asla istemedi Bora'dan. Bora da onu hayata getiren kişiyi asla unutmadı. Gel zaman git zaman Bora artık Lise çağına geldi. Mükemmel olmasa da iyi bir puan ile Fen yerine Anadolu Lisesi'ne gitti. Çalışmayı bırakmadı. Lise'de artık meslek fikirlerini belirledi. Ya asker olacaktı ya da polis. Bora, polisliği seçti. Polis Meslek Yüksekokulu'nu kazandı ve okulu bitirdiğinde ise mesleğine başlamak için CV'sini hazırlayıp İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne sundu.