NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

Amerika'nın Pakistan Deneyimi Türkiye ile Başa Çıkmasına Nasıl Yardımcı Olabilir?
(Aaron Stein ve Robert Hamilton:
Aaron Stein, Dış Politika Araştırma Enstitüsü'nde araştırma direktörüdür.
Robert Hamilton, Dış Politika Araştırma Enstitüsü'nde Karadeniz öğretim üyesi ve ABD Ordusu Harp Akademisi'nde Avrasya Çalışmaları profesörüdür.)

ABD, Türkiye ile bağlarında kendisini klasik bir ikilemde buluyor. Türk dış politikası genellikle ABD çıkarlarına ters düşüyor. Ancak Ankara aynı zamanda Amerika’nın en önemli ittifakı olan NATO'nun bir üyesi. Dolayısıyla, Batı'nın çıkarlarını tehdit ettiğinden ötürü Ankara'yı cezalandırmak için yapılacak herhangi bir hareket, Türk ordusunu zayıflatacak ve ABD'nin müttefiklerinin, özellikle de NATO'nun doğu kanadında Rusya ile karşı karşıya kalanların kabiliyetini artırma şeklindeki, uzun süredir devam eden politika hedefini zayıflatacaktır.

Türkiye’nin Rusya’nın S-400 hava ve füze savunma sistemini satın alması, Washington’un ikileminin mükemmel bir örneğidir. Aralık 2017'de Ankara, S-400'ün satın alınması için Rusya Federasyonu ile bir anlaşma imzaladı. Buna yanıt olarak ABD, Türkiye'yi F-35 savaş uçağı programına katılmaktan çıkardı, çünkü S-400 Batı’nın en yeni jetine dair önemli elektronik istihbarat toplayabilirdi. Bu sonuç, hava kuvvetlerinin geleceği için Türklerin on yıllarca süren planlamasını altüst etti. Ankara yerli bir savaş uçağı geliştirmeyi planlıyorsa da, böyle bir program muhtemelen aşırı pahalı olacak, ciddi gecikmelerle karşılaşacak ve mevcut F-16 envanterini değiştirmek için yeterli savaş uçağı teslim etmeyebilecek. Şimdi sorun, Türkiye S-400'ü aldıktan sonra bile F-35'i Rus sömürüsünden korumak ve Türkiye'nin yeni savaş uçağı satın almasını sağlayacak bir mekanizma geliştirmektir.

Amerika’nın bir başka sorunlu müttefiki olan Pakistan ile yaşadığı deneyim, ABD savunma yetkilileri için Türkiye ile ilişkilerde değerli dersler sağlayabilir. Amerika Birleşik Devletleri, İslamabad'ın Taliban ve Haqqani Ağı'na verdiği desteğe, büyüyen nükleer cephaneliğine ve Hindistan'a saldırmak için terörist gruplarını kullanmasına rağmen 1980'lerden beri Pakistan'a F-16'lar sattı ve onları geliştirdi. 11 Eylül'den sonra Pakistan, F-16 satın almak için ABD teknik güvenlik ekiplerinin, uçağın son kullanımını izlemesine izin veren bir programı kabul etti. Benzer bir program, F-35'in gelecekteki herhangi bir Türk kullanımını takip etmek ve [Türkiye'de] oldukça sınırlı bir S-400 konuşlandırması yapılmasını sağlamak için bir model görevi görebilir. Bu stratejinin Türkiye'ye uygulanması, özellikle Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri ve diğer Batılı ülkeler ile kötüleşen ilişkileri göz önüne alındığında, bir dizi güçlükle karşı karşıyadır. Ancak, F-35 programını ve Amerika’nın kabiliyetli bir Türk Hava Kuvvetleri'nden [sağladığı] çıkarlarını korumak için tek gerçekçi yaklaşım bu olabilir.

Yaptırım Tehdidi ve Amerikan Karşı Teklifi

Türkiye’nin S-400’ü satın alması, Ağustos 2017’de Başkan Donald Trump’ın 2016 seçimlerine müdahalesi nedeniyle Rusya’ya uygulanan yaptırımları tek taraflı olarak kaldırma yetkisini sınırlandırmak için kabul edilen iki taraflı bir yaptırım paketi olarak yasalaşan Amerika’nın Düşmanlarına Yaptırım Yoluyla Karşı Mücadele Yasası’na ters düştü. Mevzuat, cumhurbaşkanının Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı herhangi bir kuruluşla "önemli bir işlem" gerçekleştiren ülkelere veya bireylere ikincil yaptırımlar uygulamasını gerektiriyor.

Rus yapımı bir hava savunma sistemi satın almak kesinlikle "önemli işlem" tanımına uyuyordu, ancak Trump yasayı görmezden geldi ve Ankara'ya yaptırım uygulanmasına direndi. Buna yanıt olarak Kongre, Rusya'nın, Amerika'nın önde gelen savaş uçağı hakkında istihbarat toplamasını önlemek için F-35'i S-400 ile aynı hava sahasında düzenli olarak uçmaktan korumaya çalıştı. Türkiye, 2001'den beri F-35 konsorsiyumunun bir üyesiydi ve jetin geliştirilmesine yardımcı olmak için başlangıçta 175 milyon dolar ödedi. F-35’in geliştirilmesi boyunca, en az 100 jeti sahiplenmeye hazırlanmak için Türk üslerini geliştirmek adına yüz milyonlarca [dolarlık] daha fazla yatırım yaptı. Çok sayıda Türk şirketi aynı zamanda F-35'in parçalarını da üretmektedir (Türk firmalarının tek tedarikçi olduğu bazı parçalar dahil) ve Ankara, Avrupa ülkelerine satılan F-35'lerin (Belçika, Danimarka, İtalya, Polonya, Hollanda, Norveç ve Birleşik Krallık) motor bakımı için bir merkez de olacaktı.

Ankara’nın Moskova ile S-400 alımına ilişkin görüşmeleri sırasında ABD, anlaşmanın kesinleşmesinin Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmasına yol açabileceği konusunda Türkiye’yi uyardı. Ankara uyarıyı görmezden geldi, belki de her iki sistemi de çalıştırabilmek için Rusya'nın uçakla ilgili elektronik bilgi toplamasına dair ABD endişelerini gidermek için bir mekanizma yaratabileceğini düşünüyordu. Bunun kötü bir bahis olduğu kanıtlandı. ABD, 2019 Mali Yılı Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası'nda, F-35 programındaki Türk firmalarının yerini alacak alternatif tedarikçileri belirlemek için bir çalışma başlattı. Daha sonra Türkiye'yi programdan tamamen çıkardı, jetin transferini engelledi ve ABD Hava Kuvvetleri'nin, Türkiye için yapılan jetleri satın alması ve Amerikan teknik ihtiyaçlarına uygun hale getirmesi için ABD Hava Kuvvetleri'ne para tahsis etti.

Amerikan yaklaşımı sadece 'sopa'lara dayanmıyordu. Çalışmanın ilk başlatıldığı 2019 MY Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası ile Ankara'nın resmen programdan çıkarıldığı 2020 Mali Yılı arasında ABD, Türkiye'ye alternatif bir hava ve füze savunma sistemi sunmaya çalıştı. Amerika'nın Türkiye'ye iki sistemin - Ulusal Gelişmiş Karadan Havaya Füze Sistemi ve Patriot füze sistemi - ihracatı önerisi, daha geniş çaplı iki taraflı keskinliklerin olduğu dönemde geldi. Türkiye, Amerikalı papaz Andrew Brunson'u gözaltına aldı ve gözaltıyla ilgili gerginlik Beyaz Saray'a kadar ulaştı. Yine de, buna rağmen, Trump yönetimi Türkiye'ye karşı şüpheci olan bir Kongre'yi, her iki sistemin ihracatına izin vermeye ikna etti. Ancak bu noktada, ABD'nin teklifi çok geç kalmıştı. Ankara ve Moskova, S-400'ün satın alınması için Rus kredisi üzerinde bir anlaşmaya vardılar ve Rusya'daki Türk mürettebatının sistemi çalıştırma eğitimine başlama planları devam ediyordu.

Türk hükümeti, S-400'ü Temmuz 2019'da Rusya'dan almaya başladı ve Ocak 2020'de iki alaydan ilkinin nihai teslimatını kabul etti. Bu teslimat sırasında Ankara, S-400 radarını F-16'ya karşı test edecek kadar ileri gitti. Şüphesiz Türkiye'nin potansiyel ABD tepkisinden bağımsız olarak S-400'ü kullanmaya kararlı olduğunu ABD'ye göstermeyi amaçlayan gösterişli bir meydan okuma olarak. Bununla birlikte, ciddi bir ekonomik gerileme ve COVID-19 salgınının ardından Türkiye’nin hesaplamaları değişti. Döviz kuru ve halk sağlığı krizi karşısında Ankara, sistemin Nisan ayında devreye alınmasını erteledi. Dahası Trump, Ankara'nın sistemi depoda tutması halinde yaptırım uygulamaya koymayacağını belirtti.

ABD yaptırımlarıyla karşı karşıya kalan Ankara, S-400'ü "etkinleştirmemeyi" seçti. Bu hareket tamamen sembolikti, çünkü Türkiye sistemi F-16'ya karşı zaten test etti, S-400'ü Akıncı Hava Üssü'nde depoladı ve mürettebatı çalıştırmak için eğitti. Ancak füze savunma sistemini depoda tutmak sorunu çözmüyor. Bunun yerine, özellikle S-400'ü kullanma kararı Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaprislerine bağlı olduğu için, sadece Türkiye'nin F-35'i alma olasılığını azaltıyor.

Türkiye'nin artık S-400'ün mülkiyetini almış olması ve Türkiye'ye gidecek olan F-35'lerin ABD Hava Kuvvetleri'ne gidecek olmasıyla birlikte, iki müttefikin ikili ilişkilerindeki bu bozulmayı aşmasının mümkün olup olmadığını keşfetmenin zamanı geldi. Türkiye’nin S-400 etkinliğini kontrol altında tutmaya yönelik bir uzlaşı, Türkiye’nin F-35 konsorsiyumuna geri dönmesini sağlamayabilir, ancak Ankara’nın jeti ileride satın almasına imkan verecek bir yol oluşturabilir.

Ankara birkaç yıl içinde zor bir kararla karşı karşıya kalacak: Türkiye'nin artık F-35'e erişimi yoksa, eski F-16'larının yerini hangi uçak almalı? [Türkiye, kullanımdaki] Bazı uçak gövdelerinin ömrünü uzatmak için kaynak ayırmayı tercih edebilir, kendi savaş uçağını üretmek için maliyetli ve ekonomik olarak belirsiz bir çabayı bekleyebilir, bir cephe hattı savaşçı uçağı satın almak için diğer ülkelere bakabilir veya bu seçeneklerin her birinin bir karışımını bir araya getirebilir. ABD, S-400'ün Türkiye'nin satın aldığı son Rus savunma kiti olmasını ve Ankara'nın ikinci bir S-400 alayını satın almaktan vazgeçmesini sağlamakla ilgileniyor. Washington’un bakış açısından Türkiye, S-400’ün konuşlandırılmamasını sağlayacak bir mekanizma kurulduğu sürece Batılı savaş uçaklarını ve hatta sonunda F-35'i satın alma seçeneğine sahip olmalıdır.

Pakistan F-16 Modeli

Amerika Birleşik Devletleri'nin göz önünde bulundurması gereken bir seçenek Pakistan modeli. Kabul edilmelidir ki, özellikle Pakistan'ın son zamanlarda ABD ile savunma işbirliğinde iyi bir örnek olarak gösterilmesi nadirdir. Afganistan'daki isyancı gruplarla uzun süredir devam eden bağları ve karanlık nükleer programı, on yıllardır ikili ilişkiyi alt üst etti. Bununla birlikte, Pakistan'ın birçok açıdan örnek bir yabancı müşteri olduğu bir alan var ve o alan onların F-16 programı.

Pakistan’ın 85 F-16’sı ulusal bir gurur kaynağı ve Pakistan Hava Kuvvetleri'ni dünyanın seçkinleri arasında konumlandırıyor. Programın kökenleri, Sovyetler'in Afganistan'ı işgalinin ardından, ABD'nin mücahit eğitim kamplarını bombalamak üzere periyodik olarak sınırı geçen Sovyet ve Afgan jetlerine saldırmak için Pakistan'a F-16'larını satmayı kabul ettiği 1981 yılına dayanıyor. 1986 ve 1990 arasında Pakistan F-16'ları en az 10 Afgan ve Sovyet jeti, helikopter ve nakliye uçağını düşürdü.

1990'larda program, Washington ile İslamabad arasındaki ilişkideki dönemsel kopmalardan birine kurban gitti. Pakistan’ın ilan edilmemiş nükleer programı hakkında her zamankinden daha fazla endişe duyan ve 1989 Sovyet geri çekilmesinden sonra Afganistan’a olan ilgisini kaybeden Birleşik Devletler, Pakistan’ın 658 milyon dolar ödediği 28 F-16’yı teslim etmeyi reddetti. ABD sonunda paranın çoğunu iade etmesine rağmen İslamabad, Amerika’nın bir müttefik olarak güvenilmez olduğuna dair derin çekinceler taşıyordu.

11 Eylül'den sonra ABD'nin tavrı yeniden değişti. Güney Asya, Amerikan ulusal güvenlik politikasının ön safındaydı ve Pakistan - en azından başlangıçta - Afganistan'ı istikrara kavuşturma kampanyasının vazgeçilmez bir ortağı olarak görülüyordu. Devlet Başkanı Pervez Müşerref, Afganistan'daki ABD savaşına destek sözü verdi ve Pakistan, kendi topraklarının orada savaşan koalisyon güçleri için birincil ikmal yolu olmasına izin verdi. F-16 programı ikili ilişkilerdeki yakınlaşmadan yararlandı. 11 Eylül'den sonraki ilk on yılda, Amerika Birleşik Devletleri Pakistan'a yaklaşık 1,4 milyar dolar karşılığında 18 gelişmiş Blok 52 F-16'nın yanı sıra hedefleme ve elektronik savaş bölmelerini satmayı kabul etti. Ayrıca Pakistan’ın eski model F-16'larından 53'üne orta ömür yükseltme kitleri sattı ve bu da onları uçağın Block 52 versiyonu kadar yetenekli hale getirdi. F-16'yı da uçuran Türkiye, Pakistan'ın savaş uçaklarının iyileştirmelerini yaptı.

ABD'nin Pakistan'a F-16'nın gelişmiş versiyonlarının yanı sıra hedefleme ve elektronik harp teçhizatını teslim etme kararı koşulsuz gelmedi. Pakistan modelinin Türkiye ve F-35 üzerindeki çıkmaza çözüm bulmanın anahtarı olduğu yer burasıdır. Gelişmiş F-16'ların Pakistan'a satışını ve eski modellerin yükseltilmesini onayladığında, Amerika Birleşik Devletleri de programın eşi benzeri görülmemiş düzeyde gözetime tabi tutulmasında ısrar etti. Washington, ihraç ettiği teknolojiyi korumak için İslamabad'dan, gelişmiş F-16'ların konuşlandırılacağı iki konum olan Shahbaz ve Mushaf hava kuvvetleri üslerinde ABD teknik güvenlik ekibinin konuşlandırılmasını kabul etmesini ve bunun ödemesini yapmasını istedi.

Bu makalenin yazarlarından biri Pakistan'ın İslamabad'daki ABD Büyükelçiliği'nde o sırada görev yapmıştır ve bu programa dahil olup, uçaklar oraya konuşlandırılmadan önce gerekli güvenlik yükseltmelerinin tamamlanmasını sağlamak için Pakistan F-16 üslerine birkaç ziyaret gerçekleştirmiştir. Her teknik güvenlik ekibi, dört ila beş ABD Hava Kuvvetleri personeli ve Pakistan'ın gelişmiş F-16'larını 24 saat izleyen 30 kadar yükleniciden oluşuyor. Toplamda Pakistan, 66'sı eski Blok 15 uçağı ve 19'u daha modern olan Blok 52 olmak üzere yaklaşık 85 F-16'ya sahiptir. Blok 15 uçaklarının çoğu, ömür ortası yükseltmesini almıştır, yani bunlar da teknik güvenlik ekibi izlemesine tabidir. Ekiplerin görevi, Pakistan Hava Kuvvetleri'nin F-16'larını amaçlandığı gibi kullanıp bunları veya taşıdıkları silahları değiştirmemesini ve teknolojiyi yetkisiz kişilerle paylaşmamasını sağlamaktır. Pakistan'ın durumunda ikinci mesele özellikle dikkat çekicidir, çünkü hava kuvvetleri aynı zamanda Çin ile ortak ürettiği JF-17 savaş uçağını da uçurmaktadır. Gelişmiş F-16'ların bulunduğu üslerde Amerika Birleşik Devletleri, Pakistan'ın onları diğer uçaklardan ayırmasını ve [F-16'ların] bulundukları alana erişimi katı biçimde sınırlamasını şart koşuyor.

Pakistan, diğer alanlardaki davranışına rağmen, F-16 programında istikrarlı bir ortak olmuştur. Pakistan Hava Kuvvetleri, kabile bölgelerindeki militanlara saldırmak için F-16'larını yoğun bir şekilde kullanıyor ve bu operasyonların kokpit görüntülerini Amerika Birleşik Devletleri ile paylaşıyor (yazarlardan biri Pakistan'da görevliyken [bu görüntüleri] görebilmekteydi). Teknik güvenlik ekiplerinin varlığı, Amerika Birleşik Devletleri'nin Pakistan'ın bu jetleri nasıl kullandığını izlemesine izin veriyor, çünkü silah yükleri havadan yere ve havadan havaya operasyonlar için farklı şekilde yapılandırıldı. Elbette, ulusal bir acil durumda, sürekli izleme bile Pakistan Hava Kuvvetleri'nin, F-16'larını Amerika Birleşik Devletleri'nin sevmediği şekillerde kullanmasını engelleyemez. Örneğin, Şubat 2019'da Hindistan, Pakistanlı bir F-16'nın, iki ülke arasındaki sınırdaki bir çatışmada jetlerinden birini düşürdüğünü iddia etti. Pakistan, Pakistan Hava Kuvvetleri'ne ait bir JF-17'nin Hindistan uçağını düşürdüğünü iddia ederek bunu reddediyor. ABD Dışişleri Bakanlığı olayla ilgili endişelerini dile getirdi, ancak Pakistan'ı, F-16'larını Hindistan'a karşı kullanmakla doğrudan suçlamadı. Bunun yerine, her iki tarafın da konunun sonlanmasını tercih edeceğinin sinyalini veren bir biçimde, İslamabad'a F-16'larından bazılarını Amerika Birleşik Devletleri tarafından onaylanmamış üslere taşıdığı için uyarıda bulundu. Bu olay, sadece Pakistan'a değil, yabancı ortaklara sattığı askeri teçhizatın ABD'nin tüm denetimlerinin bir sınırı olduğunun altını çiziyor. Ulusal beka tehlikesi görüldüğünde, ABD ortakları, yalnızca belirli görevler için veya belirli tehditlere karşı silah kullanma tavsiyesiyle caydırılacak değil. Bu, bir ihracat lisansı verilmeden önce, sürecin başlarında dikkate alınmalıdır.

ABD'nin Pakistan'a yönelik yaptırımlarının 11 Eylül'den sonra kaldırılmasından bu yana, Amerika Birleşik Devletleri ve Pakistan F-16 programına ortaklaşa 3 milyar dolar yatırım yaptı ve ikili ilişkinin başka yerlerindeki rahatsızlıklara rağmen, iki hava kuvvetleri arasındaki işbirliği sağlam kalmaya devam ediyor. Pakistan ayrıca İtalya, Ürdün ve Türkiye dahil olmak üzere F-16'yı uçuran ülkelerle de işbirliği yapıyor. Teknik güvenlik ekiplerinin müdahaleci denetim idaresini şikayet etmeden kabul ediyor ve şu ana dek ekipler, uygulamaya koydukları teknoloji güvenlik idaresinin büyük ihlallerini kaydetmiş değiller. Nitekim, yazarlardan birinin deneyimlerine göre, [Pakistan'la] başka bakımlardan istikrarsız olan ikili ilişkilerde teknik güvenlik ekipleri güven oluşturucu ve şok emici oldular. En azından kısmen Amerikan ekip üyeleri ile Pakistan Hava Kuvvetleri subayları arasında kurulan kişisel ilişkiler nedeniyle, büyükelçilikteki ABD askeri birliğinin Pakistan Hava Kuvvetleri ile, [Pakistan'ın] ordusuyla veya donanmasıyla olandan daha iyi bir ilişkisi var. Türk ve Pakistan hava kuvvetleri arasındaki kapsamlı işbirliği -periyodik tatbikatlar ve Pakistan F-16'larının orta dönem geliştirmeleri dahil- Türkiye'nin teknik güvenlik ekiplerine ve ileri ABD teknolojisini korumadaki rollerine aşina olduğu anlamına geliyor.

Pakistan ve Türkiye'nin ortak bir yönü daha var: Onlarla ortaklık kurmaktan daha zor olan tek şey, ortaklık dağıldığında ortaya çıkacak sonuçlarla uğraşmaktır. İslamabad ve Ankara, ABD'nin ortakları olarak her ne kadar sinir bozucu olsalar da (bu arada tersi de doğrudur) düşman olarak ABD çıkarları için daha büyük bir tehlikedirler. Türkiye'yi -artık güvenilir bir ortak değilse- bir NATO müttefiki ve F-35 programının bir müşterisi yanında tutmak, önemli ve ABD teknolojisinden çok az ödün verme riski ile başarılabilecek bir Amerikan menfaatidir.

Çıkmazdan Kurtulmanın Bir Yolunu Bulmak

Türkiye’nin S-400’ü çalıştırmama ve (şimdilik) depoda tutma yönündeki siyasi kararı, Ankara’ya sonunda F-35’i kullanması için bir yol sağlamış olabilir. Amerika Birleşik Devletleri şimdi yönetmesi gereken, birbiriyle ilişkili iki zorlukla karşı karşıyadır. Birincisi, Kongre Başkan'ın, Amerika’nın Düşmanlarına Yaptırım Yoluyla Karşı Mücadele Yasası'nı uyguladığını görmeye hevesli ve S-400 satın aldığı için Türkiye’ye yaptırım uygulamaya çalışıyor. İkincisi, Ankara'nın S-400'ün sahipliğini çoktan almış olmasıdır; bu nedenle Amerika Birleşik Devletleri, belki de Ankara'nın F-35'in sahipliğini almasına izin verebilecek daha geniş bir düzenlemenin bir parçası olarak, sistemin [S-400 kastediliyor] kullanılmadığını doğrulamak zorunda kalacaktır.

Bu yaklaşım, Pakistan F-16 modelinden yapı taşlarının alınıp S-400 sorununu yönetmek için yeniden yapılandırılmasını gerektirecektir. ABD-Türkiye ilişkileri, Suriye'den kaynaklanan tehditler ve İslam Devleti ile savaşacak ortakların seçimi konularındaki farklı görüşlere bağlı olarak, son beş yıldır güvensizlikle kuşatılmış durumda. İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi ülke içinde, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'yı Türk ulusal güvenliğine tehdit olarak gören milliyetçi güçlere her zamankinden daha fazla bağımlı olmasıyla, Türk siyaseti de daha otoriter hale geldi.

Sorun, Ankara'nın S-400'ü etkinleştirmediğinin nasıl doğrulanacağıdır. Müzakerelere başlamak ve güvensizliğin üstesinden gelmek için, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri, Rus karadan havaya füzelerinin tehdidine ve ikinci S-400 alayı için yapılan Türk-Rus müzakerelerinin dondurulmasına odaklanan, iki taraflı, günlük bir konferans [düzenlemek] gibi güven artırıcı önlemler almalıdır. Bu sempozyum, Ankara'nın Washington'la S-400 meselesini ele almak için gündeme getirdiği bir öneri olan teknik bir çalışma grubu olarak nitelendirilebilir. Toplantı, S-400 ve diğer karadan havaya füzeler hakkında, belki de Türk insansız hava araçlarının Suriye ve Libya'da, karşısında bazı başarılar elde ettiği Pantsir sistemi de dahil olmak üzere, veri alışverişine odaklanabilir. Bu mekanizma, Erdoğan'ın, temel bir talebinde ABD'nin taviz verdiğini kendi tabanına iletmesine olanak tanıyacak ve ona Washington ile bir uzlaşmayı satması için alan verecek. Gerçekte, Erdoğan’ın Türk siyaseti üzerinde neredeyse tam bir kontrolü var, bu nedenle sorunları uygun gördüğü şekilde çerçeveleme [çerçeveden sunma] esnekliğine sahip ve hükümetine talimat verirse taviz verebilir.

Bu sempozyum, S-400 üzerinde daha geniş bir anlaşmaya varmak için bir katalizör görevi görebilir. Rus füze sistemi uzaydan kolayca tanınabilir ve genellikle uydu görüntüleri ile tespit edilmesini kolaylaştıran beton tabanlara yerleştirilir. Potansiyel bir çözüm, Ankara'nın, Akıncı Hava Üssü'nün S-400 alayı için tek konuşlanma yeri olacağını ilan etmesi olabilir. İki taraf daha sonra bu bildirimi açık kaynaklı uydu görüntüleriyle izlemek için bir düzenleme yapabilir, her gün toplanabilir ve sınıflandırma sorunlarını önlemek adına iki taraf arasında paylaşılabilir. Ardından, bu mekanizmayı, uydu görüntülerini doğrulamak için düzenli olarak yapılan saha ziyaretleri ile güçlendirilir - bu, Kongre'nin, Türk F-16'larının ömrünü uzatma programının onayı ile başlayacak olan, Türkiye'ye yapılacak büyük bir silah satışına onay vermeden önce talep etmesi kesin olan bir gereklilik.

Ek bir güven artırıcı önlem olarak Türkiye, ABD'ye seri numarasına göre S-400 ekipmanlarının tam bir listesini sağlayabilir. Saha ziyaretleri sırasında ABD müfettişleri, ekipmanın depoda kaldığından emin olmak için envanterini çıkarabilir. Buradaki amaç, her yıl S-400 ekipmanının yüzde 100'ünün envanterini çıkarmak olacaktır - bu, konuşlandırma sahasının gizlice değiştirilmediğini doğrulayacak ve ABD'nin yenmek için çalıştığı bir sistem hakkında biraz daha fazla şey öğrenmesine izin verecek bir uygulama ( Rusya'nın neredeyse kesinlikle itiraz edeceği bir sonuç). Ancak Moskova, S-400 için Türkiye'yi Çin ve Hindistan'dan daha fazla ücretlendirdi; bu, Ankara'nın bir gün Batı baskısı nedeniyle anlaşmayı iptal etme riskini göz önünde bulundurmuş olan bir karar gibi görünüyor. Her halükarda, ABD bunu [ekipmanın envanterini çıkarma] yabancı ortaklara (Türkiye dahil) sağladığı hassas askeri teçhizat için zaten yaptığından, Türk Silahlı Kuvvetleri bu gerekliliğe aşina olacaktır.

Belirli sayıda ziyaretin ardından, Türkiye'ye yabancı müşteri olarak F-35'i satın alma izni verilebilir. Başlangıçta Türkiye için belirlenen, ancak şu anda Amerika Birleşik Devletleri'nde tutulmakta olan altı F-35, eğitim tamamlandıktan sonra hızla Türk Hava Kuvvetleri'ne gönderilebilir. Ayrıca, Türk Hava Kuvvetleri'nin ilk F-35 filosunu oluşturmak için gerekli iyileştirmeleri yaptığı Malatya Hava Üssü'nde bir ABD teknik güvenlik ekibini ağırlaması Ankara'dan beklenmelidir. Bu yaklaşım, uçağın teknik sırlarını, Ankara'nın belki de S-400 radarının rutin testlerini gerçekleştirebileceği belirli bir süre boyunca korumasını sağlamak için kullanılabilir. Bu senaryoda, Ankara'nın uygulamalı testler yapmak veya eğitimli S-400 mürettebatını güncel tutmak için zaman pencereleri olabilir ve S-400'ün etkin olduğu günlerde F-35'lerin uçmadığını doğrulama işini Malatya'daki ABD teknik ekibine bırakır. Amerikan personeli ayrıca, iki sistemin aynı anda çalıştırılmadığını doğrulamak adına S-400 radar emisyonlarını kontrol etmek için F-35 kayıtlarını inceleyebilir. Bu, Türk Hava Kuvvetleri için zorlu bir süreç olacaktır, ancak bu, Ankara'nın şu anda karşı karşıya olduğu gerçekliktir.

Önerilen bu düzenleme Ankara'nın, Türk Hava Kuvvetleri'nin bir üssünde müdahaleci bir Amerikan varlığına göz yummaya hazır olmasına bağlıdır. Diğer devletleri Rusya'dan askeri teçhizat satın almaktan caydırmak için Türkiye'yi örnek olarak kullanma gerekliliği konusunda Kongre'yi ikna etmeye dair de pek bir işe yaramayacaktır. Bununla birlikte [bu düzenleme], Ankara'nın sıkı sınırlandırılmış şartlar altında F-35'i alması, biraz görüntüyü kurtarması ve hem S-400'ü hem de F-35'i çalıştırdığı iddiasında bulunabilmesi için ileriye yönelik bir yol sağlayabilir. Bu teknik olarak doğru olmaz, ancak Ankara'nın Washington ile bir uzlaşmayı satması için bir araç olarak kullanılabilir. Bu düzenleme ABD'nin stratejik ve ticari çıkarlarını ileriye taşıyacak - Türkiye Amerikan savaş uçağı satın alacak, F-35 sömürüden korunacak ve Ankara'nın ek Rus savunma teçhizatı satın alması pek olası olmayacak.

İleriye bakmak

Pakistan bir zamanlar "cehennemden gelen müttefik" olarak tanımlanmıştı. Washington 11 Eylül'den sonra 30 milyar dolardan fazla yardım sağlamış olsa bile, Pakistan Taliban'a sığınak sağladı ve Haqqani Ağı'nı destekledi. Bununla birlikte, Amerika Birleşik Devletleri, Pakistan Hava Kuvvetleri F-16'larını katı son kullanım koşulları altında satabildi. Washington da Türkiye'ye benzer bir yaklaşım benimsemeli - [Türkiye] sorunlu, ancak birtakım çıkarları paylaştığı kilit bir NATO müttefiki.

Türkiye ve ABD'nin bölgedeki olaylar konusunda önemli siyasi farklılıkları var, ancak NATO toplu savunmasının sağlığı, iki uzun süreli müttefik arasındaki ikili tartışmalardan daha önemli. Ankara, S-400 alımıyla F-35 programının güvenliğini riske attı. Bu sorunu aşmanın ve üstesinden gelmenin bir yolu var, ancak S-400'ün konuşlandırılmamasını ve son derece sınırlı kullanımını doğrulamak için yaratıcı düşünmeyi gerektirecek. Pakistan F-16 modeli gerçekçi bir seçenek olup, teknik işbirliği ve saha varlığının bir karışımı ile çözülebilecek bir sorunun üstesinden gelinmesi için bir yol sunabilir.
     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.