Notes

Ben Kimim? Geleceğe Not.


Merhaba, ben Tuncay. Yazıyı 5 Eylül 2021'de Pazar günü yazıyorum. Bugün 15 yaşındayım ve yarın lise 2'ye başlıyorum. Bunu yazmamın amacı şu anda olduğum kişiyi, düşüncelerimi, fikirlerimi, desteklediğim şeyleri, karşı çıktığım şeyleri not almak. Eğer yıllar sonra hayatta kalırsam bu notu okumak, ve eskiden olduğum kişiyle o anki halim arasında fark olup olmadığını görmek, eğer varsa bunların ne olduğunu analiz etmek istiyorum. (Bu arada ben bizi 2020'de sanıyordum az önce takvimden baktım 2021'deymişiz)

Öncelikle bugünden bahsetmek istiyorum. Dediğim gibi bugün 5 Eylül 2021 ve günlerden Pazar. Bugünü özel yapan şeylerden biri Babamın doğum günü olması. Evet. Birkaç saat önce doğum gününü kutladık ve hediye verdik. Ufak bir aile tartışması yaşadık (her gün olduğu gibi, belkide ufak değildir bilemiyorum). Onun dışında yarın okul başlıyor. Yarın lise 2. sınıfta ilk günüm olacak.

Lisenin ilk yılında sanırım 2 hafta okula gittik. Tam olarak hatırlamıyorum. O zaman da zaten sadece bazı günler gitmiştik. Yani tam olarak 2 hafta bile değil. Aşırı kolay sınavlar yaptılar ve sınıfı geçtik. 3 Kişiyle falan tanıştım. Evet koca 1 yılda 3 kişiyle tanıştım. Çoğu kişinin kişisel özelliklerini WhatsApp grubunda yazdıkları mesajlardan çıkarmaya çalışıyorum. Ve şunu söylemeliyim; Yaşıtlarım çok garip. Bende böyle miyim bilemiyorum ama onlar, yani çok garip geliyor bana. Mesajları, fikirleri falan. Saçma geliyor genellikle. Örneğin geçen sene sınavların yüz yüze olmaması için Twitter'da çok ısrar etmişlerdi. Ve mesajların çoğu şöyleydi:

"Sınavlar yüz yüze olacak dediklerinde ben:
*Baygın bir adamın bulunduğu fotoğraf, dizi/film sahnesi veya çizim*"

Yani, komik değil, mantıklı değil, üzücü değil. Ne bu ya? Çok saçma. Örneğin bu konu üzerinden devam edelim, sınavların yüz yüze olmasini istemiyorsan bunu duyduğunda nasıl olduğunu temsil eden bir içerik paylaşmak yerine, neden sınavların yüz yüze olmaması gerektiğini anlatmak daha mantıklı değil mi? Evet biliyorum herkes özgür ve istedigi şeyi yapabilir ama neredeyse herkes bu tarz birşeyleri "temsil eden" içerikler paylaşmıştı. Mantıklı bir şekilde açıklama yapan yok muydu? Tabiki vardı. Ama onlar da genellikle birbirlerinin cümlelerini tamamen kopyala yapıştır yapmışlardı. Yani madem orada yazan yazıyla tamamen aynı şekilde düşünüyorsun (ki bu düşük bir olasılık) o zaman RT yapabilirsin. Mesela ben o konu trendlere geldiğinde "Ne yazmışlar" diye bakmıştım ve ya bir şeyleri "temsil eden" fotoğraflar ya da tamamen aynı argümanlarla karşılaşmıştım ve birkaç tane okuduktan sonra içim sıkıldı ve kapattım. Tamamen aynı düşünceler sahip olsan bile bence cümleleri değiştirip paylaşım yapmak daha sağlıklı. Yoksa robot gibi olabilirsin. Her neyse işte demek istediğim benimle aynı yaşta olan insanlar apayrı bir dünyada yaşıyormuş onu fark ettim.


Peki, madem yaşıtların senden bu kadar uzak sen ne yapiyorsun? Sen kime yakınsın? Onlardan ne farkın var? Yani sonuçta aslında hepsiniz farklı bir bireysiniz.

Evet bu doğru. Hepimiz farklı birer bireyiz. İllaki benim gibi düşünen, davranan binlerce yaşıtım vardır. Ama olay şu ki ben nasıl sadece ne paylaştıklarına bakıp cıktıysam, "benim gibi olanlar" da aynı şeyi yapmış olmalı. Yani sihirli bir güç bizi birlestirene kadar yaşıtlarımızdan "farklı" olacağız. Şimdi gelelim ben ne yapıyorum? Neden onlardan farklı olduğumu düşünüyorum? Öncelikle bunu ekipmanlarımdan kaynaklandığını düşünüyorum. Ekipmanlarım dediğim bilgisayarım. Biz ortanın altında geliri olan bir aileyiz. Yani asgari ücret ile geçinen 4 kişiyiz. Ben annem babam ve ablam. Hal böyle olunca bir şeyleri kısmamız gerekiyor. (Ve 2021 yılında ekonomi çok kötü, idare eder bir bilgisayar 5 bin tl, idare eder bir telefon 2 bin tl ve idare eder dediğim günü kurtarır yani, ekmek 1 tl 75 kuruş) Bende yıllarıdır internet üzerinden ek gelir gelde etmeye çalışıyorum. Bu sürede çok fazla deneyimim oldu. Anket sitesi, kripto para, mining, kitap yazma, blog yazma, dijital kod satma, hesap satma, oyun içi içerik satma, görev yap kazan gibi aklınıza gelebilecek neredeyse herşeyi denedim ve en sonunda web sitesi yapmayı düşündüm. Bunu için yazılım öğrenmem gerekiyordu. Baktım bilgisayar çok kötü, zaman geçirecek bir şey yok, başladım YouTube üzerinden kurslara. HTML öğrendim yarım yamalak ondan sonra uzun bir süre üşendim, zor geldi. Sonra BTK Akademi diye bir yer buldum devletin sağladığı buraya kaydoldum ve buradan HTML ve temel düzeyde CSS öğrendim. 10-15 kadar web sitesi projem oldu. Ama bunların hepsi kendi projemdi ve öğrenmek için yaptım. Gerçek bir projeyi hayata geçirebilecek bir sermayem yok çünkü. Ondan sonra birkaç ay kişiye özel veya şirkete özel web sitesi satmaya çalıştım. Alıcı bulsam onlara özel site yazıp verecektim ama 1 tane bile alıcı bulamadım. Daha sonra mobil tarafa bakmaya karar verdim çünkü artık çok fazla gelmişti web ve kusacaktım. Hiçbir şeyin fazlası iyi değildir. İşte sonra Android Studio indirme sürecinde tonlarca hata alınca mobil tarafa küstüm. Sonra bir blog sitesine mesaj attım ve orada 7-8 ay içerik yazarlığı yaptım. WordPress üzerinden yönetilen bir siteydi. Ve orada keriz gibi bedavaya aylarca çalıştıktan sonra kendi kendime dedim "Bu site batar, para kazanamaz" ve ekipten ayrıldım. Az önce kontrol ettim sitede en son 1 ay önce benim son yazdığım içerik duruyor hala. Tam 1 ay önce 5 Ağustos 2021'de bir haber yazmışım ve hala hiç içerik yayınlanmamışlar. Yani haklı çıktım. Her neyse ondan sonra uzun süre yazılıma uzak durdum. Çünkü artık midem bulanmaya başladı aynı şeylerden. İşte şu son günlerde de Godot Engine isimli bir oyun motoru buldum ve mobil veya PC oyunu yapmak istiyorum. Tercihen mobil oyun yapmak istiyorum aslında. GDScript isimli bir dili varmış onu öğrenmem gerek ama zor gibi. Godot Engine'nin Türk Discord sunucusuna girdim ve orada sordum bugün eğer güzel bir kaynak bulabilirsem öğreneceğim. Fakat burada amacım para kazanmak değil, tamamen reklamsız bir uygulama yayınlayıp insalara zaman geçirmek. Belki 1 TL değerinde ek bir karakter koyarım oyuna, Google Play'de yayınlama ücretini çıkartmak için. Her neyse işte benim bu anlattıklarım yaklaşık 2-3 yıl içinde oldu. Ben bunlarla ilgilenirken bir anda okuldaki insanları, WhatsApp grubundaki aşırı saçma konuşmaları ve Twitter'daki yaşıtlarımı görünce onların benden ne kadar farklı olduğunu fark ettim. Belkide birkaç arkadaş edinseydim bende onlar gibi olurdum ve davranışları bana hiç garip gelmezdi. Ama bilemiyorum. Orta okuldan ve internetten tanıştığım birkaç arkadaşım var ama ortak noktamız çok az. Yani ortak nokta dediğim ortak olarak yapabileceğimiz şeyler (online ortamda). İnternetim, bilgisayarım kötü.

Bu yazıyı yazarken şunu fark ettim; hayatımdaki bütün herşeyi bilgisayara bağlıyorum. İnsanlardan uzak olmamı, asosyal olmamı, kendimi rahatça ifade edemeyişimi, etrafımdakileri garip bulmamı, hepsini... Yani sanki güzel bir bilgisayarım olsa hepsi çözülecekmiş gibi geldi bana hep. Belkide hepsi bende başlıyor ve bende bitiyordur. Bunu düşüneceğim.



Her neyse şimdi bu yazıyı yazmadan önce düşündüğüm şeyi yapmaya geldi sıra. Buraya sevdiğim, sevmediğim, korktuğum vs şeyleri yazacagim. Böylece dediğim gibi hayatta kalabilirsem yıllar sonra kendim ile karşılaştırma yaparak değişip değişmediğimi, hayatın beni değiştirmesine izin verip vermediğimi göreceğim. Degismek istemiyorum...



-Sevdiğim Şeyler

Ablamın ortadan ikiye keserek yaptığı tost,
Pizza,
Sarma,
Patatesli yumurta,
Patatesli poğaça,
Genel olarak patates,
DDrace (oyun),
Yapay zeka,
Discord,
Valorant (hayatımda 2 defa oynadım, biri internet kafede biri dedemin ofis bilgisayarında, o yüzden Valorant deneyimimin %95'i izleyerek oldu, yani genel olarak valorant izlemek.),
Uzaktan kontrol edilebilen şeyler (televizyon, akıllı eşyalar vs.),
Teknoloji,
Güzel yapılmış video montajları,
Kablosuz cihazlar (mause, klavye, kulaklık...),
2 boyutlu ve bilgisayarımın kaldırdığı güzel oyunları oynamak,
Steam'de gezmek,
Herşeye "Bende yaparım" diyip sonra zor bir şey olduğunu fark edip pes etmek,

Sosyal Medyada: Kendine Müzisyen, Alixmert, Jrokez, Purplebixi, Toqtir, Tasarımcı Dayı, Kaanflix, Dora Özsoy, Arkadaşım Hoşgeldin, Code Bullet, OrkunDk, Barış Özcan, Bebar Bilim, Porçay, Yusuf Kayaalp, at0m, Dani.



-Nefret Ettiğim/Sevmediğim Şeyler

Ciddi ciddi mantıksız konuşulması,
Rahatsız etmek için yapılan davranışlar,
Herşeyin üst üste gelmesi,
Sosyalleşmek,
Aile içi kavga,
Dedikodu yapılması,
Ne yapacağını bilememek,
Bir şeye zorlanmak (birisi tarafından),
Sırf gelenek diye mantıksız şeyler yapmak,
Ayrımcılık,
Zorbalık,
Görüldü atılması,
Açık fikirli olmamak,
Bilgisayarım,
Kulaklığımın yaptığı ışık,
Birinin zayıf yönlerinden yararlanma,
Konuşmanın ortasına bağırmaya başlamak,
Bir şey anlatırken dinlenmemesi,
Terlemek,
Açken mide bulantısı.



-Korktuğum Şeyler
Örümcek,
Böcek,
Yanlızlık,
Karanlık,
Deprem,
Ölüm,
Cümleyi toparlayamamak,
Sevdiklerimin ölmesi,
Ciddi bir hastalığa yakalanmak,
Doktor,
Kan alınması, iğne,
Kavga,
Sevdiklerimin zarar görmesi,
Trafik kazası,
Hayallerimi gerçekleştiremeden ölmek.



Hedeflerim/Hayallerim
Güzel bir bilgisayar, internet,
Mutlu bir aile,
Annemle babamın anlaşabilmesi,
Yeterli gelir kaynağı,
Rahat/eğlenceli bir meslek/gelir kaynağı,
Kendi işimi kurmak,
Deprem tehlikesi olmayan bir yere gitmek,
Yazılım dilleri öğrenmek (öğrenmek zor ama öğrendikten sonra çok eğlenceli),
Tam benlik arkadaş ortamı,
İstedigim zaman valorant oynayabilmek,
Sevilmek.



Arkadaşlarım
Şu anda arayıp veya mesaj atıp dertleşebileceğimi düşündüğüm dostlarım. Herhangi bir öncelik sırası yoktur. Aklıma geldikçe yazdım.

Ahmet (Habbo'dan tanıştım)
Emre (Habbo'dan tanıştım)
Yılmaz (Ortaokuldan tanıştım)
Ece (Ortaokuldan tanıştım)
Önder (Ortaokuldan tanıştım)
Redium (WhatsApp grubu)

Bu kadar olduğunu fark edince üzüldüm ama neyse. Benden bu kadar. Bakalım ileride hayatımda neler değişecek, kimler girecek, kimler çıkacak, nasıl biri olacağım. İyi günler dilerim efenim.