Notes

Koskoca 365 günün en önemlisi benim için...Şubatın 17sinin 18'ine bağlandığı o göz kırpma süresi.Şimdi Şubat 18,koskoca bir ömrün 18.periyotundasın,periyotundayız.Belki garip ama senin doğum gününe kendi doğum günümmüş gibi de seviniyorum,bu ne doyumsuzluktur daha 18 gün önce kutladık seninkini deyişini duyar gibiyim :D olsun... Sen bu dünyada var olmasaydın ben de olamazdım buna inanıyorum,bu yüzden sanki bugün ben hediyeleri açacakmışım da,mumları üfleyecekmişim gibi seviniyorum işte,bu yüzden bu sabah heyecanlı uyanışım...Sensiz tam 16.5 senem geçti benim,sensiz 90lar sensiz 2000lerin başı sensiz Haziranlar,Ekimler,Ocaklar,sensiz pazartesiler,çarşambalar ve erkenden kalkıp televizyonun karşısına kurulup kovboy filmleri,çizgi filmler izlediğim çocukluğumdaki huzurunu özlediğim pazarlar...Her insanın hayatında bir nefes alıpta anın keyfini yaşarken oh ya buna değermiş be! dediği zamanları olur elbette,benim buna değermiş anım sensin,dünyaya gelmeye değermiş be dedirttin,16 sene boyunca çoğu zaman neden bu dünyadayım gibi saçma sapan şeyleri sorgulayan bir adama.Öyle ki günümü ve geleceğimi güzelleştirdiğin gibi geçmişimi de güzelleştirdin benim,ne sıkıntı yaşamışsam neye üzüldüysem ne içimi burkmuşsa hepsi seninle oldukça acıları hafifleyerek yok oldu.Hatta gülüşünde o özlediğim pazar günlerini tekrar buldum...Öyle güzel bir yaşa giriyorsun ki şimdi,hayalini kurduğumuz bir çok şeyin vaktinin yaklaştığının habercisi,artık hayat daha da ciddileşecek çünkü çocukluk dönemi son buldu,en basitinden pastana 18.mum eklendi daha güçlü bir nefes çekmelisin içine,daha çok yormalısın ciğerlerini...Hayatın ciddi yanı biraz korkutucu ve zor olsa da birlikte bize asla kötü tarafının dönmesine izin vermeyeceğiz.Hani bazen çok rahat olduğumu söylüyorsun ya beni rahatlatan sensin,hayata karşı bir çift elle değilde iki çift elle karşı mücadele verdiğimi bilmek beni rahatlatan...Benim hayatta elimi uzattığım dallarda tutunmamı sağlayan iki çift el...Ellerin olmasaydı tutunamazdım...Bil ki hep hayatında olacağım,sen gülerken de,üzülürken de ve hep yaptığın hatayı yapıp en değmez şeylere bile dudak büzerken de yanında olacağım.Hüzünlerini kovmak için hani o şarkıdaki gibi hüzün kovan kuşu gibi...Dudaklarının kenarında daha büyük mutluluklara,gülümsemelere ve kahkahalara yer açmak için uğraşacağım,savaşacağım,didineceğim...Gözlerini açarken de,bir günü bitirip ağır ağır kapatırken de gözlerini yanında olacağım...Sana her günü doğum gününmüş,yaşattığım her güzel şey de hediyenmiş gibi hissettirmek için.Bir elinde uçan balon bir elinde elma şekeri lunaparkta gezinen bir çocuğun umarsız mutluluğunu vermek istiyorum tüm hayatım boyunca sana...Aslında zamanın geçmesine içten içe üzülüyorum biraz da.Bir ömürde sana nasıl doyabilirim ki? Tek doyumsuzluğumsun benim.Her şeyin azıyla yetinmeyi bilsem de seninle sadece bir ömür geçirebilme düşüncesi beni üzüyor...Binlerce ömrüm olsun da hepsini seninle geçireyim istiyorum ya da hiç son nefesim olmasın işte bu ömürde seninle...Şimdi arkandan usulca elimde bir pastayla gelip sürprizzzz!! diye bağırmak vardı...Yeni yaşının ilk saniyelerinde ve hayatının 16 senesinde yanında olamadığım için bağışla beni ve emin ol bundan sonra tüm ömründe yanında olacağım.Her yeni yaşında pastana yeni bir mumu ben ekleyeceğim.İyi ki varsın,iyi ki benimsin! Seni çok seviyorum.Tek dileğim senden bir Turgut Uyar dizesidir sadece:"...Ama Allah bilir ya ne saklayayım,yanında ihtiyarlamak istiyorum..." Nice bizli yıllara,Nice mutlu yıllara hayatımın anlamı!