Notes

arranges = düzenler
collects = toplar
deals = firsat
maintains = korur
back-office functions = arka ofis
behind the scenes = perde arkasi kamera arkasi
day-to-day basis = gunluk idarei ekonomi
liaise closely = yakin iliski
makes a profit = kar etmek
meet their needs = ihtiyaclarini karsilamak
recruit = iyileştirmek
step on anyone's toes = kimsenin ayağına basmak
self-employed = serbest meslek
associates = ortaklar
shares = hisseler
listed = listelenmiş
stateowned enterprise = devlete ait işletme
buying parts and raw materials = parça ve hammadde satın almak
Customer Services = Müşteri Hizmetleri
Research and Development= Araştırma ve Geliştirme
lawyers = avukatlar
responsible for = dan sorumlu
line manager = hat yöneticisi
liaise = irtibat
report directly = doğrudan rapor
state-owned = devlete ait
bottom-up = altüst
top-down = ust alt iliskisi
entrepreneur =girişimci
capital = sermaye
premises = dört bina
purchase = satın alma
turnover =devir
acquisition = kazanc
collateral =teminat
demand = talep etmek
start-up company = şirket kurmak
exit strategy = Çıkış stratejisi
brand name = marka adı
a going concern = Devam eden bir endişe
private equity = özel sermaye
a gap in the market = pazarda bir boşluk
do some market research = biraz pazar araştırması yapın
employ staff = personel istihdam etmek
fail to get enough customers = yeterince müşteri bulamamak
make a profit = kar elde etmek
raise capital = sermaye artırmak
rent premises = kiralık bina
lends you = sana borç verir
borrow money = borç para
a loan = Bir kredi
distribution = dağıtım
employ = calistirmak
ownership = sahiplik
growth = büyüme
expand = genişletmek
competitor I competition = rakip ben rekabet
failure = arıza
acquire = elde etmek
suppliers = tedarikçiler
known = bilinen
profitable = karlı
public = halka açık
flow = akış
employs = istihdam
Head Office = Merkez
majority = çoğunluk
manufactured = üretilmiş
established = kurulmuş
abroad = yurtdışında
extensive = yaygın
collaborations = işbirlikleri
a range = ortak çalışma alanları
brand = marka
competitors = rakipler
revenue = gelir
lower = daha düşük
knowledge = bilgi
products = Ürün:% s
efficient = verimli
policy = politika
employees = çalışanlar
damage = masraf
warehouse = depo
200 batches = 200 parti
produce = üretmek
replace = yer değiştirmek
inventory = envanter
waste = boşa harcamak
rework = yeniden işleme
store products in a warehouse = ürünleri bir depoda saklamak
eliminate waste = israfı ortadan kaldırmak
unload goods from trucks = unload goods from trucks
add value for the customer = müşteri için değer katmak
outsource production all over the world = tüm dünyada fason üretim
coordinate the global supply chain = küresel tedarik zincirini koordine etmek
get things 'right first time' = işleri 'ilk seferde doğru' yapın
be fit for purpose = amaca uygun olmak
supply chain = tedarik zinciri
breaking/serviced = breaking/serviced
wrong lead/fit/device = yanlış kurşun/uyum/cihaz
funny/fixed/unplug I out-of-order = komik/düzeltildi/çıkardım I sıra dışı
mains/ socket/ runs/ batteries = şebeke/soket/ çalışır/ piller
properly/ adjust/settings/panel = düzgün/ayar/ayarlar/panel
machine tools/production run = takım tezgahları/üretim çalışması