Notes

Hitler gibi ciddiye alınmamak mi, Stalin gibi hafife alınmak mi ?

Hitler ve Stalin'in 1. Dünya Savaşı öncesinde ellerinde pek bir güç yoktu. Klasik güçler ve otoriteler halen hüküm sürüyordu. Geçmişten kalma yozlaşmış soylu sınıf, hanedan sınıfı, elit kabul görmüşler ve hali vakti yerinde olan kişilerden ayrı bir şekilde ülkelerinin ücra köşelerinde dünyaya gelmişti. Hitler Avusturya ile Almanya arasındaki bir sınır kasabasında dünyaya gelirken Stalin Gürcüstan sınırında dünyaya geliyor. Ikisi de üniversite okumamış ikisi de çeşitli sıkıntılar çekmişti.

Hitler düşüncelerini ifade etmekten büyük keyif alirken Stalin ise daha içine kapanık bir portre çiziyordu. Stalin'in okuduğu okulda sıkı bir denetim vardı. Gizli polisler, okul yönetiminde bulunan kişiler yasaklı kitap/görüşten olan kitapları, eşyaları barındıran kişileri okuldan atiyorlardi. Stalin bu nedenle farklı bir yapıyla yoğruldu ve Lenin'in ölüm döşeğine düştüğü ana kadar aynı şekilde yaşadılar.

Deyim yerindeyse ülke yönetimleri baştan aşağıya değişmişti. Adamın olmadığı yerde adam olmayanlar adamdan sayılıp görevlere aranıyorlardı böylece kendilerine yer bulabilmişlerdi. Hitler yılların pratiği ve kendi düşüncelerini belirtme aşkıyla yogrulmasiyla hatip oldu. Stalin ise Dini eğitim veren bir okulda okuması ile hatiplik, sosyolojik olarak toplumun tespiti, dini ve siyâsi yöneticinin kullandığı kelimeler arasındaki benzerlikler, büyük kitlelere karşı basit cümleleri soru cevaplar ile vaaz ile manipulasyonu harmanlanmasıyla yıllar içinde ülkelerinde, partilerinde siyrildilar.

Herkesin es geçtiği nokta ise şuydu. Stalin çeşitli kademelerdeyken hafife alınıyordu. 1922 Mayısında Lenin'in felç geçirmesine kadar Hitler ise başarısız Birahane Darbesi'ne kadar ciddiye alınmıyordu.