Notes

[divbox=black]
[img]https://cdn.discordapp.com/attachments/924022277719347303/927136300719566848/KARAK_2.png[/img]
[hr]
[color=blue][size=12pt]- Onur BOZBEY, kimdir?[/size][/color]
2 Şubat 1987 yılında Kahramanmaraş'da dünyaya gelmiştir. Ailesinin mesleki düzenlerinden dolayı İstanbul'a taşınmak zorunda kalırlar. Onur, sekiz yaşında bir çocuk iken bir çocuk çetesi tarafından kaçırılır. Ailesini unutana kadar ona acılar çektirirler, mendil satmak zorunda kalır, sokaklarda uyumak zorunda kalır, kavgalara karışır, insanlara zarar vermeye başlar. O yıllarda Onur gibi birçok çocuk o şekilde kaçırılıyor, acılar çekiyorlardı. Çocuklar büyüdükçe aralarında ufak sınavlar yapılıp, elemeler oluyor, seçilen çocuklar Kebapçı ile tanışıyor ve onun yanında mesleği öğreniyorlar. Onur, bu çocuklar arasında Kebapçının en iyi adamı oluveriyor. Yıllar geçtikçe Onur ve Kebapçı, baba-evlat ilişkisinde imparatorluğu ilerletirler. Onur, Kebapçının çocuklarla olan işlerini henüz bilmiyor, o yüzden ona "Baba" diye hitap ediyor.

Karakuyu Mahallesi ve Kebapçı Kenan, İstanbul'da büyük bir uyuşturucu imparatorluğu kurarlar. Bu imparatorluk teşkilatın kulağına kadar gider. Emniyet, açıklar üzerine Onur'u takipe almaya başlar. Kebapçı, o sıralarda işlerin yolunda gitmesinden, paranın akmasından, şehrin onun avcunun içinde olmasından rahat ve emin bir şekilde işlerini apaçık yapmaya başlar. Vakit geçtikçe Onur için parmaklıkların arkası görünür ve Kebapçı hemen harekete geçer. Onur'u kaçak bir şekilde botla Almanya'ya gönderir ve her ay düzenli bir şekilde maddi manevi yardımcı olur. Almanya'da bir lokanta işleterek dikkatleri üzerinden çeker ve yeni dostlar edinir.

[color=blue][size=12pt]- İşler, güçler...[/size][/color]
Onur BOZBEY, Özcan BOZBEY ve Ahmet BOZBEY kardeşlerin Almanya'da önüne geçilemeyecek dostlukları olur. İşleri için kendi üretimhaneleri olmadan kaçak bir şekilde ticaret yolu açarlar ve ucuza mal alıp, pahalıya okuturlar. İşler tıkırında ilerler ve İstanbul'dan acı haberler gelmeye başlar. Mahalle elden gitmiş, baba ortada yok, Eşref desen içeri girmiş. Onur, irtibatını kesmedi, şehirdeki karışıklıklara avcundaki bir karış adamla olayları dindirdi. Bunlar olurken, Onur'un lokantasına sürekli birileri gelip ahkam kesiyor, haraç almaya çalışıyor. Bu dallamalara sinirlenir, herkesin ortasında teli atar ve silahına davranıp herifin beynini patlatır. Süre akıp gidiyor, Onur hakkında hala arama kararı çıkmıyor, dosyası açılmıyor bile. Onur, her ihtimale karşı temkinli davranarak kaçak bir şekilde Almanya'da kalmaya başlar.

[color=blue][size=12pt]- Cenazemiz var, yasımız büyüktür![/size][/color]
Birkaç ay kaçak yaşamın ardından bir telefon gelir. Eşref, cenazeden, babanın ölümünden bahseder. Onur, ilk uçakla kardeşlerini alıp İstanbul'a iner. Havalimanının kapısında deri ceketli, delikanlı biri onları karşılar. Mahalleye getirilir, olan bitenden Onur haberdar olur, genci tanımaya başlar. Bu genç, Kebapçı ve Eşref'in gençliği gibi, biraz farklı, biraz daha iyi. Fakat BOZBEY kardeşler, Almanya'da o kadar işin ardından mahallelere düşmeyi yediremiyorlar, bir şeyleri karıştırmak istiyorlar. Mahalle ne kadar onların olsa da, artık onlar babalarının yoluna alışmışlardı. Beş yıl önce, zor durumlarda kullanılması amaçlanan bir para saklıydı, yaklaşık beş yüz bin Türk lirası kadar var. Bu parayı bir gece gizlice gidip çıkartırlar ve bir gece kulübü satın alırlar.

İl-legal durumlardan bir süre geride durmaya özen gösterirler, çünkü ellerinde düzenlerini kuracak kadar para kaynağı bulunmuyor. Birkaç günün ardından babanın naaşı şehre getilir, büyük bir cenaze töreni yapılır ve cenazeye babayı tanıyan herkes katılır. Bunların arasında önemli isimler de yer almaktadır. Onur, kendi yolunda ilerleyeceğini cenazede resmileştirir ve herkesle konuşup, kendini tanıtır. Arkasına önemli insanları alır, bu onun için büyük bir hamle olur. Babasının ilerlediği yolda ilerlemeye başlar ve otoparklara, çarşıdaki dükkanların haracına el koymaya çalışır. Düzenlerini kurarlar, şehirde boy göstermeye kalkarlar.