Notes

Komşu kizina verdigim ayar gibi ayar

Herkese merhaba dostlar yeni bi hikayenin 1. Bölümüyle başlıyorum. Hikaye biraz uzun ama harika bi gerçek hikayedir. Hazırsak anlatmaya başlıyorum keyifli seyirler

Kızın ismi Meryem, 1.73 boylarında, bal rengi gözlere sahip, narin ve güzel bir komşu kızı.

Kapının önünde bi dal yaktım içtim ve izmariti atınca Meryem yani komşu kızımız, bana sinirlendi. Yerden alıp üzerime doğru fırlattı, bende hemen sıyrıldım izmaritten.

Ben: Napıyon lan dedim
-
Meryem; Sen salak mısın? Niye bile bile önüme atıyorsun izmariti dedi.
-
Ben: Atmadım ne alaka, sen denk geldin dedim
-
Meryem: Karşında çocuk yok Kutsal dedi.
-
Ben: Duymuyorum seni çık git kapımızın önünden geçme sende dedim
-
Meryem: Ya gerizekalı burası yol, babanın tapulu malı mı dedi
-
Ben: He tapulu malımız geçme dedim
-
Meryem: Zeka yaşın 15 senin, beyin özürlü dedi
-

Baktım o sırada küçük köpek bana havlıyor. Gibtir git dedim köpeğe bakarak, Meryem köpeğini kucağına alıp, gel oğlum sen bundan daha zekisin diyip gitti.

Bu söyledikleri zoruma gitmişti, ben o lafların altında kalamazdım. Meryem'e haddini bildirmeliydim, hem komşumuz hemde aile dostumuz olduğu için kötü bir şey yapamazdım.

Çocukluğumuzdan beridir aynı mahallede büyüdük, hep iyi anlaşırdık aslında. Ama Lise bitince aramızda hiç bir şey kalmadı, birbirmize selam bile vermez olmuştuk. Bizim eve geldiğinde bile konuşmuyordum, o da benimle konuşmuyordu.

Neyse, sinirli sinirli plan yapmaya başladım. Ama aklıma bir şeyde gelmiyordu o aralar. Neyse evime geçtim, açtım televizyonu babam işe gitmişti evde yoktu. Annem evde, şişko anneanem ve teyzem bizim eve geldi. Anneanemi hiç sevmem habire bana boş boş geziyorum diye laf söyler.

Bazen içimden git mezarında bekle grand mom demek gelsede, ailemden aldığım yüksek terbiye ve saygı bunları yapmama hep engel olmuştur. Neyse anneanemin elini öptüm, hoşgeldin anneane naber dedim. Allahıma çok şükür iyiyim, sen ne yapıyorsun? iş bulmadın mı hala dedi

Ben: Hayır Anneane, ben amelelik yapamam dedim
-
Anneanem: Ben köyde bağda bahçede çalıştım bir çuval buğday için. Taşı sıksan suyunu çıkrarısın oğlum. Git çalış, yada oku dedi
-
Ben: Bakarız anneane güle güle dedim
-
Annem terliğiyle zütüme vurdu, saygısız terbiyesiz diyerek kovdu beni. Ulan kaç yaşında geldim senden hala terlik yiyorsam vay halime dedim çıkarken. Meryem'in bana ayarından sonra annem ve anneanemin ayarı beni iyice sinir etmişti! Dışarı çıktım bu sefer kapının önünde oturmayacaktım, çünkü sıkılmıştım ve sinirliydim. Bizim mahallede bir futbol sahası var, genelde ilkokullu ve liseli orada maç yapar. Bende bakayım, bu bebelerin maçına karışırım falan dedim.

Neyse gittim, orada kankim Mustafa'yı gördüm, top koşturuyor. Bende napıyon lan pekekent, kaç yaşında adamsın, utanmıyon mu dıbına koyim dedim.

Mustafa: Ne alaka futbolcularda koşturuyor dedi
-
Ben: Ses kesss, benide maça alın. Ama sadece forvet oynarım dedim.
-
Mustafa: Yok olum sen tak gibi oynuyon, gibtir git dedi
-
Neyse beyler, hemen maça dahil oldum. Önce beni istemeselerde ben zorla forvette durdum, mecburen takıma aldılar beni. Oyunu bölmemi istemediler. Maça devam ederken, Muzo lakaplı gevşek arkadaşım bana faul yaptı. Bende zaten sinirliyim, yediğim ayarların etkisiyle, Muzo'ya kafayı, Zidane gibi çaktım. Bu gevşek yerde yuvarlanıyor, baktım hemen olay yerine tüm mahalleli geldi, bende bilerek beni kıskandığı için faul yaptı bu gevşek, bende kafa attım abilerim, ablalarım dedim. Liseli binler, gaz veriyor mahalleliye, neyse Muzo yerden kalktı bana saldırmaya çalışıyor, bende tam dövecem bini, ama mahalle beni tutuyor resmen! Burada pozitif bir ayrımcılıkdan bahsediyoruz arkadaşlar!

Mahalleli benim zeki ve yakışıklı aynı zamanda güçlü olmamı kıskanıyor! Neyse, Mustafa kolumdan tutup beni evime götürdü. Mustafa'yı sevdiğimden ona bir şey demedim. Muzo gevşeği hala hönkürüyordu, ama o kafanın orada bitmeyeceğini biliyordum!


Mustafa ile kapının önünde biraz oturduk. Neyse Musto ben eve gidiyorum, seninle sonra görüşelim kanka. Akşama doğru ararım, sizin damda ki kuşları uçururuz dıbına kodumun kekosu diyip, tokalaştım.

Ulan az önce maçtan yeni gelmiştim, ilk başta bizim eve anneanem gelmişti, şimdi daha eve girmeden kapıda sanki milyonlarca terlik vardı. Ben şok olmuştum, kalbim çarpmaya başladı terlikleri görünce.

Kapıyı yavaş yavaş açtım, VEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEE...

Meryem, karşımda kısır yiyordu! Birden heyecanlandım. Acaba bu bizimkilere sabah yaptığımı anlattı mı diye? Meryem bana ters bir bakış attı, hemen kafamı anneme çevirdim. Neredeydin dedi? Beni kovdun ya dedim.

Annemde hemen misafirlerin yanında, ay bu çocuk yalana'da başladı dedi.

Neyse Meryem'in annesi Dilek teyze'yle konuştum. Oğlum nasılsın?, nasıl gidiyor diye bana sorular soruyordu.

Ben: Nasıl olsun Dilek teyzecim, boş boş takılıyorum. Bir tak yaptığım yok dedim
-
Dilek Teyze: Oğlum nereye kadar böyle gidecek dedi
-
Ben: Amaaan Dilek teyze altı üstü 1 senedir birşey yapmıyorum daha gencim, askerliğim gelsin bir şeyler yaparım dedim
-
Dilek Teyze: Hepimiz senin iyliğini istiyoruz dedi
-
Ben: Sağol Dilek Teyze, Fatih Amca ne yapıyor dedim? Fatih amca Meryem'in babası, Dilek'in kocası bu arafa
-
Dilek Teyze: Napsın çalışıyor o da işte dedi
-
Ben: iyi iyi çalışmayana ekmek yok, bizim babalıkta kendince bir şey yaptığını sanıyor dedim
-
Dilek Teyze kahkaha attı.
-
Dilek Teyze: ilahi Kutsal dedi
-
O arada Meryem, diğer komşularla sohbet ediyor. Ev aşırı kalabalık. içimden bir oh çektim, sabah ki olanları bizimkilere iyiki anlatmamış. Kalabalığa daha fazla dayanamayıp odama geçtim.

Odama girdim, eve gelen tüm mahallelinin çocukları odamda, bilgisayarı gibiyor. Nerelere girmiş nerelere.

Lan kalkın gibtirin gidin odadan, sizin ne haddinize olum! Çıkın lan odamdan diye bağırdım

Mert isimli "şeytan kocası" lakabını taktığım, 9 yaşında açık gözlü bir veletti. Bir baktım bunlar kız giydirmece oynuyor.

Ben: Olum ne oynuyonuz lan siz dedim
-
Mert: Abi bilmiyoz dedi
-
Ben: Lan gibtirin gidin, barbie giydiriyor gevşeklere bak diyip hepsini odamdan kovdum. O sırada Meryem, çocukları niye kovuyorsun diye kızdı bana.

Bende, sanane Meryem, git kısırını ye sen dedim.
-
Meryem, Kutsal hala gerizekalısın sen dedi.
-
Bende, sanane lan ben böyle yaşamaktan memnunum, kalk git gözüm görmesin seni dedim
-
Meryem: Şuna bak yaaa, girdiği triplere bak. Oğlum sende var mı biraz dedi
-
Ben: Kapıyı suratına kapadım, bu binlerin girdiği indirdiği şeyleri pc'den sildim. Bilgisiyarın anasını gibmişler. Açtım Dope'den die motherfucker die, diye bir müzik yüksek sesle dinliyorum.

Ardından odamın kapısı çaldı, annem geldi. Şu müziği kapat anneanen içerde headbang yapıyor dedi. Şaka la şaka, müziği kapat diye kızdılar. Birde adam gibi müzik dinlemediğimi söylediler. Sizene la istediğim müziği dinlerim.

Neyse fazla baskı altında kalmamak için kapattım müziği.

Beyler Oda dediğime bakmayın, odam züt kadar biryer. Ama yinede fazla küçük değil tabi, bir sürü şey var içerde. Odamda bunaldıktan sonra, balkona çıktım. Etrafı izliyorum, gökyüzüne bakıp nefes alıyorum.

Resmen nirvanaya ulaşmış gibiydim, o sırada veletlerden biri abi wifii şifresini versene dedi. Bende gibtir git lan muallak, dışarda gülle falan oyna nasıl çocuksunuz siz ya! dedim.
-
1-2 dakka sonra veletin anası, oğlum şunlara ver şifreyi rahat durmuyorlar dedi. Bende mecburen verdim şifreyi, hala saf saf oyun oynuyorlardı. Güzel bir oyun oynasalarda içim yanmasa. Bu 2000liler harbi saf dıbına koyim


Neye akşama doğru Mustafa beni aradı, gel gezek diye. Daha komuşularmız bizim evdeydi, Meryem 1-2 saat önce çıkmıştı. Artık nereye gidiyorsa!? Soramadım tabi, kapının önüne çıktım.

Mustafa muallağı motorla gelmiş, hadi atla dedi. Geçtim arkasına atladım.

Ben: Nereye gidiyoz kanka dedim
-
Mustafa: Köprü altına dedi
-
Ben: Tinercilere mi gibtirecen kendini pezvenk diyerek güldüm
-
Mustafa: Seni verecem oraya dedi
-
Ben: Nereye gidecez totoş dedim
-
Mustafa: Süpriz kanka dedi.


Mustafa'yla geldik sahile. Süpriz dediği sahilmiş meğersem. Sen bekle iskeleye doğru git, ben büfeye gidip gelecem.

İskeleye doğru gittim, bir sürü dayı olta atmış balık bekliyor. Bir tane dayı köpek balığı yakalamış gibi seviniyordu, yakaladığı ise yengeç. Ulan yengecin öldürdüler gözümün önünde.

Bende dayanamayıp;

Ayıp ayıp! Yengeçi niye öldürüyonuz amca!? dedim.
-
Dayı bana tip tip baktı, yanında ki sarhoşla birlikte.

Amca: yiğenim bu yenir, sen hiç bu işlerden anlamıyorsun belli dedi
-
Ben: Yazık be dayı, can çekiştirdiniz hayvana dedim
-
Amca: Lan yok o öyle ölüyor dedi

Bemde bunlarla atıştım biraz oraları geçiyorum.

Mustafa elinde 2 tane içecekle geldi, geçtik kayalığın o tarafa içmeye başladık.

Evet arkadaşlar 1.bölümün sonuna geldik. Hikayenin devamı için videoya deli bi like atmayı unutmayın ayrıca abone olup bildirimleri açarsanız yeni videolardan ilk sizin haberiniz olur. Bir sonraki hikayede görüşmek üzere esen kalın.