Notes

her şeyin enerji ve titreşim olduğunu öğrenebiliyoruz ve böylece kabul edebiliyoruz.
aynı zamanda her şeyin boşluk olduğunu, boşluktan oluştugunu da öğrenebilir ve böylece bilir ve kabul ederiz.

her şey bosluk ve aynı zamanda her sey enerji ve titreşim ise o halde boşluk (belki tesadüfi sebeplerle) yoğunlaşarak, sıkışarak, dönerek frekans kazandığında dönen enerjilere dönüşüyor bu enerjiler de madde veya şeyler olarak görünerek ve hissedilerek duyu organlarımız tarafından algılanmakta.

boşluk veya uzay frekans kazanmak suretiyle minik dönen enerjiler olarak görünerek ve bir araya gelerek varlığı oluşturan madde, yapılar veya şeyler oluyorlar ve bunlar entropi yasası gereği yine tekrar boşluğa dönüşmeye meyillidirler ve böylece boşluktan gelen ve yine boşluktan oluşan her varlık yine boşluğa dönüyor.
mesela maddeler olarak görünen titreşimsel boşlukların kara delik adı verilen mutlak boşluğa girerek tekrar boşluk olmaları...

entropi ise zamanın kendisidir. yani geri dönülmez değişim. zaman ise hayattır...hayat entropidir.

ama boşluk entropiye sahip değildir. boşluk entropinin olmadığı mevcudiyettir. bu yüzden zaman ötesidir, hayat ötesidir. bu yüzden boşluğu duyu organları ile algılayamaz, boşluk sadece varlığı, zamanı, boyutu, şekli, şemali, ismi olmayan gibi -değil olumsuzluk ekiyle ifade edilebilir. yani sadece titreşim veya frekans olmak suretiyle duyu organlarına görünebilen anlatılamayan, gösterilemeyen bu boşluğu referans alarak ve böylece onu tao, yoga, el-ilah, tevhid, tanrı, brahman, bilinç, farkındalık, nirvana, hiç, aşk veya yokluk gibi isimler ile kavramlaştırarak onu adresleyebiliyor veya gösterebiliyoruz ve ona dair dinler, ideolojiler, fikirler, inançlar, mezhepler ya da kısaca yollar üretiyor ve çabalıyoruz.

dolayısıyla evreni kendi kendini tekrar yaratan kendini yenileyici sistem olarak, her an yaratılmakta olan dinamik bir denge modeli olarak düşünmek mümkün. böylece zaman ötesi boşlukta zamansal boşluk ortaya çıkıyor ve onun üstünde fiziksel boşluklar entropiye ve zamana tabi olarak tekrar zaman ötesine dönüyorlar.

tüm gerçeklik algısal bir fenomen. hiçbir şeyi olduğu gibi algılayamayız. bir enerjiyi tespit ediyoruz. sonra bunu ifade ediyoruz. ve o gerçek şey yerine sadece o şeyi ifade ederek yeniden ürettiğimiz kendi öznel ifademize tepki veriyoruz. yani yalnızca anladığımız, kavradığımız şeyi deneyimliyoruz.

bir atomu gördüğünüzde atomların birbirine değmediğini, bilinmeyen kuvvetler tarafından bir arada tutulduğunu fark edersiniz. atomun çekirdeğine daha yakından bakarsanız, sağlamlık(katı madde) yanılsaması daha da parçalanır ve aralarında daha fazla boşluk olan daha küçük parçacıklar bulacağınız şey olur. atom dünyasına ne kadar derinden girersek, katı olmadığının ne kadar fazla olduğunu görürsek, aslında varolanın sadece enerjiler arasında ilişkiler olduğunu görürüz. dolayısıyla tüm madde sadece yavaş bir titreşime yoğuşan enerjidir, maddi dünya olarak düşündüğünüz her şey atom altı seviyelerde çözülür. kelimenin tam anlamıyla gerçeklik, çok inatçı da olsa. bir yanılsamadır.'' -einstein