NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

Zuhal abla

Herkese merhaba dostlar 3.Bölüm ile devam ediyorum. Hikaye bana ait değildir ama Yaşanmış bir olaydır. Hazırsak anlatmaya başlıyorum keyifli seyirler.

Bu döndü bana bu yetmedi dedi arabadayiz daha ne yapcan dedim.

Sen arabanı kullan gerisini bana bırak dedi. İyi dedim yeşil yandı gidiyom. Bu eliyle kemeri çözüyo ben ne yapacağını anladım. Ses etmiyom çıkardı bu kemeri düğmeleri açtı indirdi ağzına aldı birşey demedim. Oda demedi direk başladı 10 dk sonra işi hallettik. Artık kenan abigil yavaşladı sinyal verdi bizim yazlığın yoluna girdik. Biz hiç bisey olmamış gibi bunlara belli etmeden siteye girdik yan yana koyduk arabaları. İndik arabadan herkes diyo vardik sağ salim filan. Ben kenan abiye takılıyorum yetişemedin diye. Annem cereni sorguya çekmiş bi yanda babam eşyaları ayarlıyo.

Neyse eşyaları taşıdık eve annemgil temizlik yapmaya başladılar. Babamgil markete gittiler. Bizde cerenle dolaşıp sigara icmeye çıktık. Sitenin orda tesis var böyle mantarlı guzel mekan hem serin hem sakin genelde gencler orda takılıyor. Ben gittim baktım arkadaşlar oturuyo armagan elif muratcan salih filan. Cerenide tanıştırdım. Dedim sevgilim hepsi tanıştı. Cerenle biz el ele geziyoz artık bunla aşkımlı konuşuyoruz. Baya samimi olduk akşama kadar okey attık tesisde. Saat 8 gibi babam aradi gelin yemek yicez diye. Ceren babam yemeğe çağırıyor dedim tamam dedi. Elimden tuttu kaldırdı ben belinden sarıldım buna buda kafasını omuzuma koydu oyle yuruyoruz. Döndü bana dediki senin olmak istiyorum senelerdir seni seviyorum tek sen ol hayatimda dedi. Ben şok ben bu kadar ciddi olduğunu düşünmüyordum.

Eve geldik babamgil yakmışlar mangalı balıklar filan miss gibi. Oturdum sofraya hayvan gibi yiyiyom neyse yemekde bitti aksam oldu. Babamdan arabayi istedim fethiye merkeze gidiyim geziyim biraz dedim. Cerenle beraber gitceksin demi dedi. Evet dedim aldım anahtarları cerende geliyo biz sarmas dolas yürüyoruz yine. Bu dedi hadi sahile kimsenin olmadığı bi yere çek arabayı dedi. Yok arabada olmaz o iş dedim. Seni kulube götürcem orasıda güzel dedim. Neyse gittik biz bunla müzikler çalıyor bi yandan içiyor patlıyo. Millet benim amacim bozulsa hatırlamıyacak hiç bi şeyi 2 tane söyledim iciyoz bunla. 4. Bardakta bu gitti yamuldu dedim gel artik gidelim. Bindik arabaya bu uyuya kaldı. Ben bunu çalış plajina cektim arabayi durdurdum. Uyanmiyo tokat attım yok aldım arka koltuğa yatırdım. Malum işi yaparken uyandı. Baya korktu giyindi hemen aglamaya basladi içim eridi kendime hiç bu kadar kızmamıştım.

Gittim sarıldım 20 kere özür diledim. Neden yaptın böyle bişey dedi. Bakiremisin diye merak ettim ama bakmadım bişey yapmadım dedim. Bakireyim dedi senden once hiç bir erkeğin elini bile tutmadım dedi. Hıçkıra hıçkıra ağladı. İyice kötü oldum. Ben neler düşünmüştüm kızın hakkında. Sarıldım kollarımın arasında hıçkıra hıçkıra yavru bir kuş gibi ağlıyordu. O anki duyguyu tarif edemem. Sabaha kadar eve gitmedik. O akşam 2 paket sigara bitirdik birbirimize sarılarak. Sabaha karşı uyuya kaldık saat sabah 9 da telefon çaldı. Uyandik babam nerdesin merak ettik diye aramis. Kahvaltı yapcaz gelin filan dediler. Cerenide uyandırdım. Günaydın aşkım dedi. Hic bisey olmamış gibiydik sevmeye başlamıştım bu kızı. Eve giderken kahvaltıda söyleyelim artık birbirimizi sevdiğimizi dedi. Baban filan ters çıkmasın kavga filan çıkar şimdi dedim. Onlar zaten benim seni sevdiğimi biliyolar sorun çıkmaz dedi. Bende tamam söyleyelim nasıl olcak dedim. Yanlarina sarılarak girelim anlarlar zaten bizde söyleriz dedi. Olur dedim siteye geldik arabayı parkettim indik arabadan. Ben buna sarıldım öpmeden duramıyom. Benimsedim artık iyice neyse evin önüne geldik. Ceren sağımda sağ elim belinde onun kafası omzumda oda belime sarılmış bir şekilde içeri girdik. Bi an da tum kafalar bize döndü. Annem sordu noldu iyimisiniz diye. Yoo gayet iyiyiz dedi. Ceren beni herkesin onunde optu sonra bi gümbürtü koptu millet alkışlamaya başladı. Yok daha neler sanki Amerikda yaşıyoz hikayeyi böldüm kusura bakmayın ama bu kadarda olmaz gibi geldi bana. Biraz daha anlatıp bölümü bitircem. Bundan sonraki bölümler gelsin mi yorumlara yazın. Devam ediyorum hikayeye. Annem babam filan geldi sarıldı nolduğunu şaşırdım kenan abigilde aynı şekilde. Neyse oturduk sofraya bi başladı bunlar aksam ne yaptınız nereye gittiniz. Sorguya çektiler. Yalan cevaplarla geçiştirdik. Sonra bunlar denize gidelim dediler. Ben gelmicem dedim. Ceren bende gelmicem dedi. Tamam siz bilirsiniz araba burda gelmek isterseniz gelin dedi. Tamam dedim bunlar hazırlandılar gittiler. Biz cerenle 2 miz kaldık evde baş başa. Bi suskunluk oldu ceren ee napcaz simdi dedi. Ben biliyom dedim kalktim ayaga yanina gittim yapıştım. Malum işi yaptım.

Evet arkadaşlar 3. Bölümün sonuna geldik. Hikaye bana atmasyon geldi ayrıca anlatamadığım malum yerleride var. Ben o yerleri anlatmayı sevmiyorum. Ha tamam romantik aşk olur geneli ama bu hikayenin nerdeyse tamamı malum işin betimleme hali. Siz ne türden hikaye istiyosunuz bilmiyorum genelde aşk temalı hikayeler çok izleniyo bende aşk temalı hikaye anlatıyorum. Eğer şu türden hikaye anlat derseniz yorumlara açığım. Neyse videonun sonuna geldik bir sonraki video için abone olmayı ve like atmayı unutmayın görüşmek üzere esen kalın.






Herkese merhaba dostlar 5. Bölüm ile devam ediyorum keyifli seyirler.

Akşam olduğunda, ben bir yandan test çözüyor bir yandan da köpek gibi nescafe içiyordum.Öbür türlü muhtemelen orada uyuya kalıcaktım.
Ancak kötü yanı ise gece 2 lere 3 lere kadar uyutmamasıydı beni. Yarın da sınav vardı.
Ancak seçimimi yapmıştım.
Kitaptaki bütün testler bittiğinde saat 2 yi baya geçiyordu.
Basit bir hesapla 4,5 saat uyuyacağım ortadaydı.
Daha önce yapmadığım şey değildi. Yani benim için sıkıntı yoktu.
Ben kitaba bakmaktan etrafı çift görmeye başlamış gözlerimi dinlendirmek ve biraz da hava almak için, dışarısının soğuk oluşuna aldırmadan camı açarak sokağa bakmaya başladım.
Normalde bu saatte hiçbir şey olmaması gerekliydi. Fakat beklediğim gibi olmadı.
Tofaş, yanlış hatırlamıyorsam turkuaz renkli bir araba bizim sokağa girerek Zuhallerin apartamanın önünde durdu.
Ben, ne oluyor lan diye düşünmeme kalmadan arabadan Salih abi indi.
Kafası güzel çok belliydi.
Bir arkadaşı tutmuş kolundan, çıkartıyor bunu apartmana.
Demek Zuhalin bahsettiği durum buydu.
Aradan bir iki dakika geçtikten sonra Salih abiyi çıkartan eleman inerek arabaya bindi. Araba uzaklaştı.
Zuhallerde işler yolunda değildi.
Sesler yavaş yavaş yükseliyordu.
"Hayvan!"
"Hayvan herif, bıktım içkinden senin!"
"Lan Zuğal bi sus

Salih abi cidden sarhoştu.
Bir an bir şeyler kırılmaya başladı bu çok net duyuluyordu.
En sonunda sesler kesildi.
Zuhal balkona çıktı. Beni görebiliyor muydu bilmiyorum ama ben çok rahat görüyordum onu.
Bir an gözgöze gelir gibi olduk. Ama karanlık olduğundan emin olamıyordum.
Ardından zuhal içeri girdi, o gece bir daha seslerini duymadım.

Ertesi gün sınavlara girip, eve dönüyordum.
Kadınlar heyeti yine oturmuş aynı şekilde devam ediyolardı.

Zuhal da aşağıdaydı.
Kendi isteğiyle mi yoksa Naciye teyzenin mahallede seferberlik istemesinden dolayı mı bilmiyordum.
Ancak hiç konuşmuyor ve kafası devamlı öne eğik duruyo olduğuna göre ikinci seçenek daha muhtemeldi.
Lan bir dakka
Zuhalin yanağı da hafif morluk mu vardı yoksa bana mı öyle geliyordu?

Salih abi dövmüş olabilir miydi?
Ama adam konuşamıyordu. Bi de karısına mı vurucaktı?

Ya vurduysa?
Zuhal her ne kadar gibimde olmasa da bu ihtimal sinirlerimi bozdu.
Karısını döven adamlardan hep tiksinen birisi olmuşumdur.
Kadınlar masum demiyorum.
Ama bunu döverek üzerinizden atmaya çalışırsanız haksız olursunuz.
Ha kimisi durduk yere döver. İşte onların ben taa neyse anladınız siz.
Ben Zuhali öyle görünce yanından geçip gidemezdim. Mutlaka sormam lazımdı. Zaten mahalle kadınlarının ortasında beni tersleyecek değildi ya.

"Zuhal abla?"
Kafasını hiç çevirmeden, önüne bakmaya devam ederek,

"Efendim?"
"Yanağında morluk mu var bana mı öyle geliyo dedim?"
"Dün gece karanlıkta kapıya çarptım da dedi."
Klasik bahane dimi beyler?

"Tamam abla geçmiş olsun dedim."
Sağol bile demedi. Sadece kafasını salladı.

Bu kadın niye benden iyice tiksiniyor gibi davranıyordu?
Zorla yapmamıştım sonuçta.
Ama aslında kendisinden tiksiniyor olduğunu sonradan farkettim.
Ben eve geldiğimden beri zuhali düşünüyordum.
Kadının hayalleri vardı beyler.
Kpss yi kazanıp kocasından kurtulmak istiyordu.
Onu dövmüş kocasından.
Bu adam bunu kursa falan gibsen yollamazdı. Matematikte de iyi gidiyorduk halbuki. Yapardı yani.
Bunlar gerçekten vicdanımın sesleri miydi, yoksa küçük eniştenin bahaneleri mi?

Aslında vücudum ortak bir karardaydı.
Zuhal'e yardım et.
O da muhtaçtı zaten bana.
O an'ı unutup tekrar çalışabilirdikte.
Olumsuzlukları düşünmek istemiyordum. Zaten en kötüsü sert bir dille tepki verir, olay büyümezdi.
Ben en sonunda telefonumu çıkartarak Zuhal'e mesaj atmaya karar verdim.
"Hala çalışmak istemediğine emin misin?"

Yok yok, bu çok artist duruyordu.
"Zuhal abla istersen çalışmaya devam edebiliriz"

istemediğini söylemişti ya işte? ikna edici olması lazımdı.

"Zuhal abla, özür dilerim. istersen bir kafede de olsa çalışmaya devam edebiliriz."

Bence bu yerindeydi.
Hem onlarda çalışmayacaktık. Reddetmesi için bir sebep yoktu ki?
Bu mekan konusuna tekrar aşağılardan itirazlar alsamda umursamıyordum.
Zuhalden gelicek mesajı beklemeye başladım...

Aradan 5 dakika geçti..
Hala cevap yok zuhalden.
Ben tam umudu kesmiştim ki,
"tamam ama bir daha yakınlaşmayacağız. ne yanyana oturma olucak, ne de sarılmalar. yaptığımız çok yanlıştı. birdaha da bunun üzerine konuşmayacağız yazdı."
Kadının tavrı çok netti.
Burada benim için sakıncalı hiçbir şey yoktu.
"tamam zuhal abla. istersen bugün devam edelim kafede?

"bugün olmaz yüzümün biraz iyileşmesi gerek."

"abla eğer dertleşmek falan istersen burdayım."

neden dedi?
çünkü hala içten içe umutlanıyordum. kendime itiraf etmekten utansam da bir kez daha istiyordum kim istemezdi ki?

"gerek yok teşekkürler dedi"

Samimiyet istemiyordu bariz bir şekilde. Üstelersem kaybederdim. uzatmadım.

"tamam dedim"

aradan 1 2 saat geçtikten sonra babam aradı.
normalde "lan kerata neler yapiyon" derdi. Ama anlaşılan ciddi üzgündü.
Bir kaç gün daha kalıcaklarını söyledi. Kaç yıl aradan sonra ilk defa, bir ölüm vasıtasıyla görüşüyorlardı. Hak verdim.Ama bunun benim işime geleceğini nerden bilebilirdim?

petek bu aralar hiç mesaj atmıyordu.
büyük ihtimalle unutmuştu beni.
İşte hayatımda aşkın ne kadar farklı olduğunu burda kavradım.

Peteğe aşk, zuhal e ise arzu duyuyordum.
İkisini de elde etmem gerekirdi.
Ayrıca önceden beni sürekli rahatsız eden vicdanım, salih abinin o hareketinden sonra biraz olsun rahatlamıştı.
Dershaneye gittim, klasik şeyler. Petekle yakın oturmasakta normal arkadaş gibi konuşmaya devam ettik.Onun gözünde tabii.
Değişikti beyler.

Gülüşündeki o sempatiklik, yaydığı o pozitif enerji beni mutlu ediyodu.
Size her ne kadar zuhali anlatsamda, peteğe zuhali arzuladığımın 2 katı aşıktım sanırım.
Her neyse dershanede sıra dışı bir şey olmadı. Eve gittim, zuhalden mesaj beklerken bir yandanda bir kaç test çözmeye başladım.
Beklediğim gibi de olmuştu.

"zuhal bana, çıkar mıyız bugün diye mesaj attı"

"çıkarız abla. sen seç yeri ve saati, fark etmez benim için yazdım."

"parkta çalışalım yazdı."

bizim mahalledeki parktan bahsediyordu. Mantıklı bir seçim yapmıştı aslında. Mahalleye yakındı, sadece ders çalışacaktık ve bunu çevredekiler de görücekti. Yani ortada şüphelenecek bir şey olmayacaktı.

"Tamam . kaç gibi çıkıcaz yazdım?"

"yarım saate çıkarız. ben sana haber verince aşağı gelirsin yazdı."

Aradan 20 dakika kadar geçti, haber verdi. Bende indim aşağıya.
Yüzü geçmişti. Belki de fondötenle kapatmıştı bilmiyorum.
Gözlerini sürekli benden kaçırıyordu, dikkatimden kaçmadı.
Bu hareketi benim bir kaç şeyi daha anlamama yardımcı oldu.
Bu hareket çoğu durumda suçluluk bildirir beyler.
Ortada görünen bir kabahat yoksa bile, eğer bir kişi sizinle konuşurken gözlerini kaçırıyorsa iki ihtimal vardır.

Ya sizinle konuşarak hata ettiğini düşünüyordur,ya da bir hata edebileceğini.

İkinci olasılık hoşlantı durumlarında da görülebilir. Ama şuana kadar hiçbir kız benden hoşlanmadığı için ben böyle bir şeye şahit olmadım.
Her neyse, bizim durumumuzda ortada, zuhalin gözünden bir hata olduğu apaçıktı.
Ve suçlunun kendisi olduğunu düşünüyordu.

Ben de zuhal ablanın bu durumu karşısında ne yapacağımı bilmediğimden, parka kadar konuşmadan yürüdük.
Parka geldiğimizde bir bank seçerek karşılıklı oturduk.

Mesafe belliydi, temas yoktu. Çalışmaya başladık. Aramızda tamamıyle öğrenci-öğretmen ilişkisi olmuştu. Ben anlatıyorum, o kafa sallıyor.
Ben soru çözüp sonrakini ona bırakıyorum, hiçbir şey demeden çözüyor. Çözemediğinde de yine bir şey demeden benim anlatmamı bekliyor.
O günü bu şekilde bitirdik, aradan 4 saat kadar geçmişti. Bende zuhalde çalışmaktan verim almıştık. Hava hafiften kararmaya başladı, parkta tenhalaşınca zuhal kalkalım artık dedi.
Gittik sokağa, mahalledekiler tekrar orda oturuyordu. Naciye teyze gördü bizi ama bir şey demedi. Zaten diyecek bir şey de yoktu.
Her neyse, zuhalle hiçbir samimiyet belirtisi olmadan ayrıldık. Eve çıktım, film açtım.

Film izlerken aklıma durduk yere petek geldi.
Ulan ben ne diye hep kızdan mesaj bekliyordum ki?
Erkek kezbanı mıydım ben?
Bu sefer ben atmalıydım.
Yaşamış olanlarınız vardır beyler.
asosyal ve platonik iseniz, ilk olarak ne yazacağınızı en az 15 dakika düşünürsünüz. Çoğu zaman bir bahane ile muhabbet kurmaya çalışırsınız.Ama ben öyle yapmadım. Bugüne kadar bu taktiği uygulamıştım. Hiçbiri de işe yaramamıştı.
Normal insanlar gibi, sade bir "naber?" mesajı yeterli olucak diye düşündüm. Attım mesajı fazla beklemedim.

"iyidir sen yazdı"
"iyi bende yazsam muhabbet burda kesilirdi

Tabii ki de mesajı bu şekilde yollayamazdım.
Üzerine ne ekleyebilirdim ki?
Nadiren ince düşünebilen beynim, bu defa bir ayrıntıyı hatırlamıştı.

Sizce hangi ayrıntıyı hatırladı yorumlara yazın. Doğru bilenlere hediyem var. Hediyeyi söylemiyorum spoiler olur diye. Bu bölümünde sonuna geldik. Bir sonraki videoda görüşmek üzere kendinize iyi bakın esen kalın.



Herkese merhaba dostlar 6.Bölüm ile devam ediyorum. Hikaye bana ait değildir ama Yaşanmış bir olaydır. Hatırlarsak peteğe mesaj atmıştı naber diye. Petek iyi sen yazmıştı buna karşılık naber yazamazdı bir ayrıntıyı hatırlamıştı.

Faust kitabı.Önceki bölümleri izleyenler bilir.

"iyi bende, faust'u bitirdim şimdi de seninle bir kritiğini yapalım yazdım"

bence başarılı bir girişti bu.

"Ya şuan önemli bir işim varsonra yapsak yazdı"

Neden bilmem ama üzülmüştüm.

"Tabi ya önemli değil yazdım"
"tamam o zaman yarın konuşuruz yazdı.

"tamam yazdım"

Filmi bitirip uyudum.
Kalktım, dershaneye hazırlandım.
Petek dershanede yoktu, bir sıra bulup oturdum kendime.
Ardından geldi, önümdeki sıraya oturdu.
"Ee beğendin mi bari dedi"

"Beğendim beğendim." diyerek kitapla ilgili detaylara girdik biraz.
Dershane çıkışında petekle beraber gidiyorduk.
O sırada petek bir sokağa saparak iki dakikaya geleceğini söyledi.
Bekledim filan.Ekstra bir şey yok yine. Bu kısımlar monoton biraz beyler farkındayım ama köprü niteliğindeler. Anlatmazsam olmaz yani.
Zuhal ablayla da aynı samimiyette devam ettik.
Ama ayıplıyordum.Ulan huur, bir sor ihtiyacın var mı bir şeye diye.
O kadar ders çalıştırıyoruz.
Siz belki şuan farketmiş olabilirsiniz ama bu bir ayıplamadan ziyade bastırılmış arzuları gerçekleştirme çabasıydı.
Artık haftalar geçmiş sınavlar bitmişti.
Neyse bir gün, kafama nerden girdiyse girdi peteğe açılıcaktım.
Petek ile arkadaşlık yapmaktan sıkılmıştım artık.
Yapım böyleydi aceleciydim.
Bu fikir aklıma girdikten tam bir hafta sonra yüzyüze söyleyemediğim için telefonu elime alarak mesajı yazmaya başladım.

Petek, bir şey konuşmak istiyorum seninle müsaitsen."
Üzerinde fazla düşünmeden direkt yolladım bu mesajı.
Fazla düşünürsem atmayacaktım çünkü, adım gibi emindim bundan.
Aradan yaklaşık 10 dakika sonra mesaj geldi.
Ellerim terlemiş, yanaklarım kıpkırmızı.
Kalbim olduğundan daha sık atmaya, nefesim daha seri çıkmaya başlamıştı.
Açtım mesajı.

"Şuan yoldayım, önemli miydi yazdı?"
Yolda konuşmak istemedim. Oldu bittiye getirmek istemiyordum. İçimdekileri açmaya ihtiyacım vardı.

"Yok sen müsait olunca yaz ama, konuşalım bi yazdım.

"Hay allah merak ettim. tamam yazarım dedi"
Saatler geçiyor beyler.
Zaman göreceli, fakat durmuyor.
Her saniyede daha da yavaşlıyor gibi,
her saniye daha da pişmanlık..
İşte bu yüzden mesajı düşünmeden atmıştım.
Ama maalesef kontrol bende değildi.
Ara sıra evi turluyor, annemin iyisin dimi?" tarzındaki sorularını saçmalayarak yanıtlıyordum.
En sonunda tekrar mesaj geldi.

"müsaitim şuan"

Yapıcak bir şey yoktu. burdan kıvırırsam, çok daha kötü olucaktım. Belki bir daha asla açılamayacak kadar kötü.

"Ya petek, nasıl desem bilmiyorum gerçekten.
hatta sadece kelimelerle ifade edemem bunu ben.O yüzden biraz uzun yazıcam belki ama okursun diye umut ediyorum.
Bu senenin başından beri petek. İlk konuştuğumuz andan beri.
Hani böyle hayal kurarsın ya ara sıra. Ya da bir rüya görür, mutluluktan ağlarsın.
Hatta kimi zaman tek bir kelimeyle, en yakınını kaybetmiş gibi üzülürsün ya.
Veya kimi zaman tek bir gülücükle bütün kayıpların tekrar geri geldiği gibi sevinirsin.
İşte bütün bu duygular petek. Bütün bu duygular benim için sen varsan geçerli yazdım."
Bu mesajı yazmak için yaklaşık 20 dakika düşünmüşüm.Bütün duygularımı tarif etmiştim hemen hemen.Bundan sonrası ona kalmıştı.
Mesajı attıktan sonra cevabı beklemeye başladım.

telefon titredi.
1 yeni mesaj..
1 yeni üzüntü,
veya 1 yeni mutluluk.

"Yazdıklarına nasıl cevap verebileceğimi bilmiyorum. Yazdıklarında gerçekten samimi olduğunu düşünüyorum. Fakat ben bunların hiçbirini haketmiyorum. Sen benim için çok iyi bir arkadaşsın. Öyle de kalmanı istemek zorundayım senden. Bak yanlış anlama, gerçekten seninle bir alakası yok bu durumun. Sadece olamaz. Seninle değil sadece. Hiç kimseyle olamaz bu sıralarda.Gerçekten çok özür dilerim yazdı."

Zor be beyler.
En güzel hayallerinizi süslersiniz onunla.
Artık öyle bir hale gelir ki o, kimimizin her yemeğe kattığınız baharat, kimimizin sigarası haline gelmiştir.
Artık onsuz kurulan hayaller, o kadar tat vermez size.

Ve bunun en kötü yanı nedir?
O kadar alışırsınız ki bir süre sonra,
O yemek baharatınız olmadan yenmez bir hal alır.
Adeta, ağzınız sigara olmadan bir işe yaramıyor gibi gelir.
İşte, elinizden bütün bunlar alındığında sap gibi kalırsınız.
Beynininizi onunla hayal kurarak öyle bir şartlarsınız ki, onunla olamayacağınızı anladığınızda beyin bunu kabullenmek istemez ilk başlarda.
Rüyalarla avutur kendini bir zaman.
Bir zaman istemsizce onu izlerken bulabilirsiniz kendinizi.
Bir zaman siz hiç farkında olmadan onun gizli kuyruğu olmuşsunuzdur.

Bu olayın devamındaki mesajları yazmama gerek yok sanırım.
O gün zuhal ablayla çalışıcaktık tekrar. Ben evde, odama takılı halde kalmıştım. telefonum bir köşede.
Tahminen zuhal abladan 10 dakika aralıklarla gelmiş iki mesaj titretiyordu telefonu.
Gerçekten kötüydüm.
İlk defa reddedilmiyordum.
Ama ilk defa koymuştu.
Aradan bir saat geçti.
Saat kaç olmuş bilmiyorum, kapı çaldı.
Annem açtı kapıyı. Gelen zuhal abla.Annem zuhali içeri almıştı.

Büyük ihtimalle direkt benim odama yönelicekti. Çalışmamız vardı çünkü. Kadın başarmak istiyordu.
Tahmin ettiğim gibi, kapıyı tıklattı.
Ben tepki vermedim tavana gözlerimi dikmiş, peteği düşünüyordum.
Bir daha tıklattı.
Ben yine tepki vermedim.
En son anneme sordu,

"Uyuyor mu semra abla?"

"Bilmiyorum ki kızım bakiyim bi"
annem açtı kapıyı, geldi yanıma.

"Oğlum iyi misin sen, hayırdır? bak zuhal ablan kaç kere çalmış kapıyı. ayıp değil mi dedi"

Ben biraz daha tavanı izledikten sonra cevap vericekken

"Bugün böyle bu zuhal ablası. Bütün gün gezinip durdu evde elinle telefonla. Ama sorunca da anlatmadı bir şey bana yoruyor valla beni"

"Yok anne bir şeyim ya, dalmışım öyle biraz dedim."

Devam ettim zuhal ablaya dönerek, kapının orda bekliyordu beni.

"Zuhal abla kusura bakma beklettim seni de. ama içim geçmiş. çalışalım istersen dedim?"

"İyi değilsen gerek yok ama.."

"Yok abla ya çalışalım,bir şeyim yok benim dedim."
Tabii bunları söylerken yanaklar kıpkırmızı, ses hafif titrek.

"E iyi madem. hadi hazırlanda çıkalım dedi."
Gittim rahat bir şeyler giyindim üzerime. Zuhal abla da hafiften gülmüştü bugün bana, beni öyle görünce üzülmüştü belki de bilmiyorum.
Evden çıktık parka gidiyoruz yine.

"ee anlatmıycak mısın bugün ne olduğunu?"
tahmin ettiğim gibi. merak ediyordu.

"Ya abla bir şey olmadı yani öyle ne biliyim dedim."

"kız meselesi mi yoksa dedi

Yavaştan tekrar samimi olmaya başlıyorduk.
Fakat o an bu umrumda değildi beyler. Zuhal abla böyle sorunca içimi dökmem gerekiyordu birine. Baştan sona anlattım olayları.

"olsun be. kız sınavlarını düşünmüştür üzülme sen. İleriki zamanlarda bir daha konuşursunuz. istersen bugün çalışmayalım bak dedim."

"Olur mu abla geldik buraya kadar dedim

"Olsun bak moralin bozuk senin dedi"

"dönelim mi madem dedim?"

"Ya tabi sen bilirsin de ben oturup konuşalım diycektim. Biraz sen, biraz ben anlatıyım. dertleşiriz hem dedi.

Dediği gibi de oldu beyler. O gün hiç çalışmadık. Ama çok güzel sohbet ettik zuhalle.
Salih hala aynı şekilde devam ediyormuş bunu öğrendim.Ama artık dövmüyor, çünkü bulaşmıyorum ne yaparsa yapsın dedi. Tek amacı kpss'yi kazanıp boşamak salih abiyi.
Biz konuşurken, o olayın bahsi de hiç geçmedi beyler. Öyle bir şey yaşanmamış gibi devam ediyorduk resmen.
Eski hayatımız aynı, fakat öyle bir olay olmamış gibi takılıyorduk.
En sonunda evlere dağılırken, biraz daha samimi bir şekilde

"bugün bana da çok iyi geldi sıklaştıralım böyle araları dedi"

"tamam abla, özlemişim seninle sohbet etmeyi bende dedim."

Pot kırmıştım aldırış etmedi. Vedalaşarak eve çıktım bende.
Zuhalin muhabbeti gerçekten bir çok şeyi unutmamı sağlamıştı. Peteğe elbette yine üzülüyordum. Fakat acım çok hafiflemişti.

Ertesi gün okula gitmedim. Yine kendim çalışıcağım bahanesiyle sağlam bir uyku çektim.Uyandığımda annem zuhali de bize çağırmış, kahvaltı hazırlıyorlardı.

Üzerinde dekolte elbise vardı. Aramız tekrardan samimileşmesiyle benim aklımda "neden olmasın?" soruları da oluşmaya başlamıştı. Ancak ne bir hamle yapıcak fırsatım, ne de cesaretim vardı.

Ben bunlara takılmak için
"oo kolay gelsin hanımlar" tarzı bir laf söyledim. gülüştüler.

annem,

"zuhal ablan çok övdü beni sana, gurur duydum valla. afferin benim oğluma. hep böyle yardımsever ol bak dedi."

tabii tabi dedim zuhale bakarak

"Anne benim bir şey yaptığım yok valla, zuhal abla sağolsun zehir gibi. ne anlatsam anlıyor dedim.

zuhal abla hafif gülerek
"sağol ama hakkını yemeyelim senin gibi öğretmen zor bulunur valla dedi.

bilmiyorum hepimizin anladığı şeyi mi kastetti.

"Sınavlar ne zaman zuhal abla senin dedim?"
"Temmuzda canım , daha vaktimiz var dert etme sen dedi."

Canım mı? CANINI YERiM

Bu laflarla açıkçası tahrik olup, peteği unutmuştum.

"Oo iyi o zaman, diğer derslerini de ihmal etmiyosun dimi dedim?" bir öğretmen havasında, tembihleyerek söylemiştim bunu.

"yok yok etmiyorum dedi"

Etmemesi lazımdı zaten. Aklı başında hiçbir kadın bu durumda olupta edemezdi.
Kahvaltıyı ettik, ardından balkona çıktı annemle zuhal. Bende odamda biraz diğer derslere bakıyordum. Susadım su almak için kalktım gittim mutfağa.
Ben bardağı doldururken, masanın üzerinde bir telefon vardı beyler.
Gidip daha yakından baktığımda zuhal ablanın telefonu olduğunu anladım.
Ulan bir yanım telefonu kurcalamak, bir yanımda orda bırakmak istiyor yakalanma riskine karşın.
Ama maalesef , pusula manyetik alanın etkisinde kalarak savaşa atılırcasına bana yönümü göstermişti.
Gidip telefonu aldım, kilit falan yoktu açtım direkt.

Evet arkadaşlar 6.bölümün sonuna geldik. Bir sonraki bölüm final yapıyorum. Sizler için yeni gerçek hikaye arıyorum. Sizinde böyle hikayeleriniz varsa ekranda yazan maile mesaj atabilirsiniz bende değerlerdirip seslendiririm.Videoya like atmayı ve abone olmayı unutmayın görüşmek üzere esen kalın.



Herkese merhaba dostlar 7.Bölüm final ile karşınızdayım. Üzülmeyin yeni güzel hikayeler paylaşacağım. Hazırsak anlatmaya başlıyorum keyifli seyirler.

Gidip telefonu aldım, kilit falan yoktu açtım direkt.

Bir yandan balkonun kapısını gözlemeye çalışıyorum, diğer yandan telefonda neye baksam diye düşünüyorum.
Normalde umursamadığım bir kişinin telefonu olsa, direkt galeriye girer malzeme arardım. Ama bunu en son yapıcaktım. Zuhali daha derinden tanımam gerekiyordu.
Direkt whatsapp'a girdim bende.
Oha lan?

Bu kadar erkekle nasıl konuşmuş olabilirdi?
Belki size garip gelicek ama ihanete uğramış gibi hissettim.
İçlerinden bir tanesini rastgele açtım. Konuşmalar gayet samimiydi. Candan konuşuyordu zuhal ama gece olan mesajlaşmalar önemliydi.
Yok artık!

Zuhal abla belki benimle bir kaç şey yaşamıştı.
ama başka adamlara fotoğraf göndermek.

Zuhal düşündüğüm kadar masum olmadığını fark ettim o an.
Fotoğrafların detayına girmiycem beyler klasik ergenlerin yaptığı şeylerdi ama bu kadın evliydi.
ve benimle gibiştikten sonra bile yüzüme bakmamıştı ama bu adamlarla çatur çutur konuşuyordu.
Gözümdeki eski, hanım hanımcık masum zuhal gitmişti beyler.
Şimdi bu mesajları görmüştüm.
Fakat bunları küçük dostumla bir plan yaparak kendi yararıma kullanmam gerekliydi.

Ne yapabilirdim?
O an biraz şans bana yardım etti beyler.
Balkondan zuhal ablanın içeri geldiğini duydum, artık niye geliyordu bilmiyorum ancak annem balkonda kalmıştı.
demiştim ya, şanslıydım.

Mutfakta elimde telefonla zuhali bekliyordum.
Acaba ne tepki vericekti?
Şuan istediği tepkiyi verebilirdi. Her türlü üstündüm ondan.
Girdi mutfağa beni elimde onun telefonuyla görünce suratı çok değişti.

Şaşırmış , korkmuş bir halde.
İnsan kabahatini biliyor tabi.

"Napıyosun sen benim telefonumla dedi!"

Tepkisiz kalmam en iyisiydi. Sakin sakin zuhal ablanın gözlerine baktım sadece.

"Bak bağıttırma beni! annen duyarsa kötü olur!

"Kim için?" diyerek ekrandaki mesajları gösterdim.

Bir kadın ne yapar en savunmasız olduğunda?
geçti sandalyeye ağlamaya başladı sessiz sessiz.

"Yanlış anlıyorsun. lütfen dedi!"
Tekrar tepkisiz kaldım. Vakalım ne diyecekti?

"Gerçekten ordaki amacım çok farklıydı benim."
hala daha göz yaşları akıyordu.

Ben tırsmaya başlamıştım. Annem gelirse ikimizde şapa otururduk.


"zuhal dedim abla demiycektim artık telefonun bende kalsın. Burda konuşmayalım bunları. Annemin duymasını istemiyorum. Neden yaptığını tahmin edebiliyorum ancak yine de senden dinliycem. Sen git şimdi. Ben 1 saat sonra gelicem size dedim

Gözyaşlarını silip toparladı kendisini biraz.
Bende o an çok cool konuştuğumu düşünerek, havayı bozmamak için odama geçtim elimde telefonla.

Zuhal o sırada çıktı evden anneme teşekkür ederek. İyi rol kesiyordu annem anlamamıştı hiçbir şeyi.

1 saat sonra zuhallere gidince tek amacımın ne olduğunu gayet iyi tahmin ediyorsunuz.
ben bu doğrultuda hazırlanarak anneme ders çalışacağımızı söyleyerek zuhallere gittim.

Kapıyı çaldığımda salih abi bana bir kafa koyarak beni yere yatırdı şaka şaka.

Zuhal suratsız bir şekilde kapıyı açarak direkt geçti salona kanepeye oturdu.
Bende sakin bir tavırla karşısına geçtim, kitapları masaya bıraktım. Zira hiçbir işe yaramayacaklardı.

"evet, dinliyorum dedim."
Kızgın olduğu çok belliydi. Aynı zamanda korkmuştu da.

"bak, seninle bütün o yaşadıklarımız.. o fotoğraflar hepsi o salihin gidip başka kadınlarla sürtüp eve gelmesinden kaynaklı"

İntikam mı alıyordu diye düşündüm?

"Şöyle ki, salih abinle 4 yıldır evliyiz biz. ve bu 4 yıl boyunca, salih abin bir kez bile olsun beni bu yönlerden eksik etmemişti."

Şimdi ne kadar sert takılırsak takılalım bunları duyunca yüzüm kızardı biraz beyler. Evlilikte bu derece mahremiyet.. Alışık değildim sonuçta.
Zuhal sözlerine devam etti.

"ama, şu son bir kaç ayda.. hiç elini bile sürmedi bana. Bu yüzden bir şekilde gideriyordum bende bu eksikliği. Bir kez seninle oldu sadece. Bundan başka fiziksel bir olay hiçkimseyle olmadı, yemin ederim dedi.

Sanırım burada bana kendimi özel hissettirerek biraz olsun huyuma gitmeye çalışıyordu.

"Yani ben sandığın gibi aldatan bir kadın değilim dedi."

Farklı bir yorumdu. Saygı duymuştum.
Bu arada tek saygı duyan arkadaşın ben olmadığını da fark etmeye başlıyordum.
Anlayışlı erkek tavırları göstermem gerekiyordu bu durumda. Böylelikle her ikimizin de birden fazla eksikliğini gidermiş olucaktık.

Kalktım oturduğum yerden. yanına gittim.


Artık gücün bende olduğunu biliyordum. Zuhali iyice anlamıştım doğrusu.

O konuşmaya başladığı gibi elimi vücudunda gezdirdim.

"Zuhal , gerçekten anlıyorum seni dedim."

Bu kadar sık zuhal demem tuhafına gitmiş olucak ki, şaşkın bir şekilde baktı. Fakat o sırada zevk aldığından adım gibi emindim.

"Seni döven, seni aldatan bir kocaya sadık olmanı ne gerektirir ki zaten dedim?"

İşte buydu.
Bu cümle muhtemelen ona aldığı zevklerden daha fazlasını vermişti.
Bu cümle onun vicdanını söküp atarak, tamamen kendini bana bırakmasını sağlayacaktı.
Bu yine gözlerini kapatıp, dudağını ısırımaya başlamış.

Bir yandan zar zor
"a-ama... "

Aması falan yoktu. Yumuldum vakumladım. Artık tamamen benimdi zuhal.

Zuhal ablayla bu sefer daha uzun birlikte olmuştuk.

"Ben çok utanıyorum dedi"
yeniden mi başlıyorduk yoksa?

"neden dedim?"

"Ya sen benim kardeşim gibiydin hep dedi."
Bir şekilde vicdanını rahatlatmam lazımdı. Bu şekilde giderse bir daha nah bulucaktım zuhali.

"Biz asla kardeş olamazdık zuhal dedim.

Bu sırada tekrar etmeye çalışıyordum yavaşça dokunarak.
"Kafanı meşgul etmemen gerekiyor bunlarla. Daha kazanmamız gereken bir sınavımız var dedim.."

Buradaki vurguya dikkat beyler.
kazanman değil kazanmanız.

Bunun üzerine zuhalde yanıma yaklaşarak
"evet, var.." dedi sadece.
Yarım saat kadar o şekilde uyuduktan sonra toparlandık

Bu olaydan sonra zuhalle daha farklı yakınlaştık . Tahmin ediyorsunuzudur zaten.
Bunun sınavına da çalışmayı ihmal etmedik tabii. Zuhali önemsiyordum bu açıdan beyler. Eline işini alsın, daha rahat takılabilsin diye uğraşıyordum.
Bu son birlikteliğin ardından düzenli olarak daha sık sık, ufak kaçamaklarla birlikte olmaya başladık.
Onun da işine geliyordu, benim de.
Bu birliktelikler temmuza kadar devam etti. Sınavı vardı temmuzda.
Sınavının güzel geçtiğini falan anlatıyordu. İyi bir şey bekliyorduk bizde. Zaten dediğim gibi, boş bir kadın değildi.
Tabii ben bu sırada üniversite sınavlarına girmiş, sağlam bir üni kazanmıştım bile.
Petekle ne oldu derseniz bir daha pek samimi olmadık sınavlara kadar.
Bu olaylar dediğim gibi ben 18 yaşındayken gerçekleşiyordu beyler.
Şuan 20 yaşındayım.
Zuhal güzel bir puanla atandı en sonunda. Tayini çıktığında üzülmüştüm açıkçası, ayrı kalıcaktık. Tabii bu arada salih abiye çoktan tekmeyi çaktı.
Benim üni okuduğum şehirle onun şehri yakın olduğundan, her ay görüşüyorduk.
Ancak eskisi gibi olmadığını tahmin edebilirsiniz.
Artık mesafeden miydi yoksa bana ihtiyacı kalmadığından mı bilemem.
En son tartışmıştık zuhalle. 4 5 aydır da hiç görüşmüyoruz.

Evet arkadaşlar bi hikayenin sonuna daha geldik. Hikayenin bütün bölümlerini izleyen varmı bilmiyorum. Varsa düşüncelerinizi yorumda bekliyorum. Yepyeni hikayeler ile karşınızda olucağım bir sonraki videoda görüşmek üzere esen kalın



     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.