Notes

Sıradan bir insan gibi başlamak istiyorum yazıma.

Benim hikayem kızıl bir gecede başladı, gecenin kızıl olmasısının iki sebebi vardı, ilki ayın kızıl olması ikincisi eriyen metalin ve taşın etrafa saçtığı ışık. Benim kolumdam kısa bir yaratık tuttu beni sürükledi diğerlerinin yanına. Orada bazıları sağa sola bakınıyordu ben ayağa kalkmaya çalışıyordum. Ayağa kalktım kalkınca başka bir kısa gelip beni bir adamın yanına götürdü. Uzun zaman o adam için çalıştım, Adghir Chokısa. Kendisi bir tüccardı gemi yapıp satıyor insanları kazıklıyor ve devam ediyordu. Gemi yapımı kolay iş değil eller çiziliyor, ağır tahtaların altında kalınıyor buda Adghiri daha fazla masrafa sokuyordu. O yüzden bana yatırım yaptı çok iş az masraf. Çok uzun süre onun yanında çalıştım o sırada kendimi eğittim, dünyayı öğrendim, yeni bir dil yeni bir meslek edindim. Adghir beni çok seviyordu ne istese yapıyor, hiç mızmızlanmadan çalışıyordum. Keyfine düşkün bir adamdı beni sürekli gittiği han olan Öfkeli baldız hanındaki çılgın Maddienin yanına içki nasıl yapılır öğrenmem için gönderdi. Artık hem bedava çalışan bir işçisi hemde içkilerini yapan bekçisi vardı. Bir süre sonra altın onu cezbetmiyor, alkoller kesmiyordu yeni bir arayış içinde bana bir gemi yapmamı söyledi. Bu gemi diğerlerinden farklı olacaktı, uzun yola dayanıklı, hızlı ve güvenli bir gemi, varış noktamız Khalvetra.

Projeleri çizdim malzeme listesini götürdüm verdim ama benden iyi olduğunu düşündüğü için kasanın tahtasını dayanıksız ve esnek olandan almış. Her ne kadar uyarsamda dinlemedi. Koca gemiyi kısa sürede yaptım ve yol için hazırladım. Artık özgür olacağımı nehir kenarda gezmedik yer bırakmayacağımı düşünürken üstüme eşyalarını attı ve yükle dedi. Yükledim, Adghir ve ben yola çıktık. Yolculuğumuz boyunca bana gemi kullanımını ve balıkları öğretti. Kara göründüğünde Adghirden çok ben heycanlanmıştım belki nehirkenarı gezememiştim ama gezmek için yeni bir yerden daha iyi ne olabilirdi. Karaya doğru yaklaşırken bir sis bastırdı, sis o kadar yoğunduki denizin dibinden çıkan taş çubukları farkedemedik. Gemi çarptı, çok hızlı bir şekilde su almaya başladık ben tamir etmeye çalıştım ama nafile başaramadım. Hemen aşağıdan odadan Adghirin çantasını kaptım yukarı çıktık tekneyi indirdik karaya doğru sürdük, o sırada geminin batışını izledik.

Karaya vardığımızda biz daha etrafı incelerken bir anda iki ahtapot kafa geldi ve önce Adghire demek arkamızdan saldırmaya çalışıyorsunuz ha diyip onu öpmeye başladı Adghir korkudan bayıldı (Evet çok garip). Sonra bir tanesi gelip benimde kafamı öptü benim için bu beyinsiz dedi, ki katılmadığımı belirttim hızlı öğrendiğimi, bildiklerimi yeri geldiğinde kullandığımı, Adghirin zaman zaman ondan zeki olduğum için bana kızdığı zamanlardan bahsettim beni ağırlmak istediklerini söylediler beni taştan bir yatağa yatırdılar beni incelediler, bana sorular sordular, sonra beni bıraktılar. Adghiri sorduğumda onu öldürdüklerini biraz daha soru sorarsam sonumuzun aynı olacağını söylediler, şansımı zorlamadan oradan uzaklaştım. Yolda Adghir için hiç üzülmediğimi anladım. Bir süre tek başıma manzaranın keyfini sürerek ilerledim. Bir gün önüme bir anda bir ateş düştü, yukarı baktım nerden düştüğünü görmek için karşımda bir kadın tekrar attı. Kendimi taşların arkasına attım, oraya yattım. "Doğrumu gördüm ben? O elinden ateş mi attı?" diye düşünürken yanıma geldi ve benim onların bir ajanımıyım değilmiyim diye sorgulamaya başladı, sonrasında arkasından bir kaç kişi daha geldiler. Tenleri fazla ateşe maruz kalmış et gibiydi, kızarmış etin bir kaç tık üstü. Bir süre bana sorular sormaya devam ettiler hayat hikayemi anlattım anlatırken mindflayer dedikleri ahtapot kafalılar bana bir şey koymuşmu diye tekrar incelediler. Onların yanında kalabileceğimi ve onların yanındayken güvende olacağımı söylediler. Onların yanında durup onların gemilerini tamir ettim bu sırada ellerinden çıkan mor elleri, ateşleri, yeşil sıvıları ve parlak ışıkları çok ilgimi çekiyordu. Büyüyle işte o zaman tanıştım. O ışıklar çok iyiydi, bana öğretmesini ve karşılığında onun için çabalayacağımı söyledim. O ise kendisinin bir okutman olmadığını kendime bir tane bulmam gerektiğini söyledi. Khalvetrada bir yer varmış orasıda Altın Şahin.