NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

Sayfa 1
umi ha-
kililerin işi kabul edilirse, bunlardan Merkez-i
berliydi demektir.
İkinci Jön Türk Kongresi
Bazı kaynaklara göre, cesitli Ermeni örgütleri 1906 yılında
birleştikten sonra, 1907 yılında Cenevre'deki Taşnaksutyon
Cemiyeti, Teşebbüs-ü Şahsî ve Ademi Merkeziyet ile Te-
rakki ve İttihat Cemiyetlerine ortak bir kongre toplamak
önerisinde bulundu (Kuran İTJT 234, Ramsaur 125). Bu-
nunla birlikte girişimin Terakki ve İttihat’tan geldiğini öne
süren bir Terakki ve İttihat mektubu da dikkati çekmekte-
dir (Bayur I, 1, 388-389). 31.8.1907'de yapılan bir antlaş-
ma ile, Rusya ve İngiltere'nin Iran, Afganistan, Tibet gibi
uyuşmazlık konularını çözdükleri hatırlanırsa, Kongre
önerisinin Terakki ve İttihat'tan gelmiş olabilmesi muhte-
6.
112


Sayfa 2
durum, Terakki ve Ittihat'ı telaşa düşürmüş ve onda, Al-
hca engeli olarak gözüken Abdülhamit'in tahttan indiril-
Avusturya-Macaristan ile Rusya'nın 15 Eylül 1907'de, ar-
anlamda
a siyaseti yüzünden Osmanlı-Ingiliz dostluğunun baş-
manci
mesini hızlandırmak arzusunu uyandırmış olabilir. Ayrıca,
dindan Ingiltere’nin 18 Aralık'ta Avrupa'nın Makedon-
ya'daki müdahalesini genişleten tasarılar ortaya atmış ol-
duklarını da hatırlamak gerekir.
Kongre için Paris’te Sabahattin'in işyerinde bir hazırlık
komitesi toplandı. Sabahattincileri Dr. Nihat Reşat (Belger),
Fazlı Beyler; Terakki ve Ittihat'ı Dr. Bahaettin Şakir ve
Hüsrev Sami Beyler; Ermenileri Malumyan ile başka birisi
temsil ediyorlardı. Hayli çekişmeli olduğu anlaşılan bu
toplantılardan sonra, 27 Aralık 1907 günü Kongre, Ahmet
Rıza, Sabahattin ve K. Malumyan'ın ortak başkanlığı altın-
da açıldı. Ahmet Rıza'nın hilafet ve saltanat haklarının sak-
h tutulacağı yolunda bir karar alınmasını istemesi, bazı
tartışmalara yol açmışsa da, bu engel de Ermenilerin uzla-
ŞIcı bir tavır takınmalarıyla aşılmıştır. Örneğin, kurulacak
Meclisin bir kurucu meclis olması düşüncesinde oldukları
halde, Terakki ve Ittihat'ın ortalığı fazla "dalgalandırma-
mak" gerekçesiyle buna karşı çıkması üzerine, bu konuda
Israr etmemişler, Osmanlı Devleti'nin “mülkî ve siyasî"
bağımsızlığını kabul etmişler, ayrıca asker vermemek, ge-
nel (hedefsiz) tedhişçilik yöntemlerinden vazgeçmişlerdir
(Bayur I, 1, 391-395). Ihtimal, Rumeli'deki örgütlenme
pusunda bazı bilgilerin Ermenilere ve Sabahattincilere
ulaşmış olması bu tavrın nedeni olmuştur.
Terakki ve İttihat'ın Paris Merkez-i Umumîsi, Kongre
hazırlığının hir
Loro Kongreve kabul ettir-


Sayfa 3
Jön Türkler ve lttıhal
mek istediği esasları önceden saptamıştı. Meşrutiyeti geri
getirmek gibi beklenebilecek ilkeler dışında, ilginç sayıla-
bilecek noktalar şöyleydi: 1) Saltanatta veraset usulünün
(bu, babadan büyük oğula değil, sülalenin en yaşlısı es
sıydı) hiçbir biçimde değiştirilmemesi, 2) Osmanlı ülkesi
içinde örgütü olmayan komitelerin Kongreye alınmaması,
3) Yabancı müdahalesinin “kat'iyyen" reddedildiğinin or-
tak bir notayla bildirilmesi ve bunun basına da açıklan-
ması, 4) Ülkeyi “ateş ve dehşete" sokarak yabancı müda-
haleyi davet edecek olan tehdişçiliğin kesinlikle reddedil-
mesi, 5) Eylem alanlarının sınırlandırılması ve örneğin Er-
zurum gibi bir yerde Terakki ve İttihat'ın muvafakati ol-
maksızın genel ihtilal harekâtına Ermenilerin katılmaması.
Bu noktalar incelendiğinde, dış müdahale korkusu ve
Türk olmayan örgütlere karşı duyulan hayli derin güven-
sizlik belli olmaktadır.
or-
29 Aralık günü çalışmalarını tamamlayan Kongre,
uzun bir bildirge çıkarmıştır. Bildirgeyi imzalayan örgüt-
ler, Osmánlı Terakki ve İttihat Cemiyeti, Teşebbüs-ü Şahsî
ve Ademi Merkeziyet-i Meşrutiyet Cemiyeti, Ahd-1 Osmanî
Cemiyeti (Mısır), Londra'da Türkçe ve Arapça çıkan Hilâ-
feť'in yazı kurulu, Taşnaksutyon, Mısır Cemiyet-i Israiliye-
si, bazı Ermeni yayınlarının yöneticileri idi. Özellikle Bul-
gar, Arnavut ve Rum örgütlerinden Kongreye bir katılma
imamıs olması dikkati çekiyor (oysa, õrneğin Rumlar çağ-
rılmıştı).
Kongre bildirgesi, Osmanlı Devleti'ni oluşturan millet-
lerin birlik olmayı başardıklarını ve çabalarını birleştirerek
amaca ulaşıncaya değin ihtilal yolunda israr edeceklerini
duyuruyordu. Amaç, Abdülhamit'i tahttan inmeye zorla-
mak, "idare-i hâzıranın" esasından değiştirilmesi, parlamen-
ter düzenin kurulmasıydı. Bu arada Abdülhamit yönetimi
en ağır biçimde suçlanıyordu. Yalnız Hıristiyanlara değil,
Müslümanlara da kırıma dek giden kanlı bir istibdat
Yasa


Sayfa 4
1889-1908 Döncmi
tildığından, Ermeni ve henüz devam eden Arabistan kırı-
tan" unvanlarını kazandığı hatırlatılıyordu. Ayrıica, eğitime
engel olunduğu, okulların kapatıldığı, öğretmenlerin hap-
gedưği, açık kalan okullarda ise amansız bir sansürün
sitimi hiçe indirgediği, basının tamamen esaret altında
olduğu; aç ve sefil halktan toplanan haksız vergilerin ba-
yındırlık alanında harcanacak yerde istibdadı ayakta tut-
nak için kullanıldığı; gidiş-gelişin yasaklanması ile kimse-
ye pasaport verilmemesi yüzünden ticaret yapılamadığı;
vergiler, tefecilik, asayişsizlik, yol yokluğu, köylüden to-
humunun bile zorla alınması yüzünden tarımın mahvedil-
diği: bütün bunlardan ötürů muhaceret, kıtlık ve kırıma
yol açıldığı anlatılıyordu. Dış siyasette Abdülhamit'in özel
bir siyaset (Alman siyaseti olacak) izleyerek, Devleti iti-
bardan düşürdüğü, özgürlük sever devletlerin (Fransa ve
Îngiltere olacak) “rağbet ve muhabbetini" nefrete dönüş-
türdüğü söyleniyordu. Bu son devletler, islahat vaatlerine
karşılık, Paris ve Berlin Antlaşmaları'nda Osmanlı Devle-
ti'ni “külliyen" paylaşılmaktan korumuşlarken, ıslahatı uy-
gulamaktan inatla kaçınmıştı Abdülhamit. Oysa bu yapıl-
saydı, memleket “Yeni bir hayat kazanır, şimdi bereket
Içinde" bulunurdu. Onun yerine, uluslar haklı olarak is-
yan ediyor, bu da dış müdahaleye yol açıyordu. Bildirge,
araştırma ve çalışmadan alıkonan “ulema ve hükemaya";
haksız vergilerle ezilen, topraktan bile yoksun köylü, çift-
e, güvenlik ve özgürlük olmadığı için işini yürüteme-
yen tacirlere; sefalet içinde tutulup vatandaş üzerine yü-
milletle-
rün.


Sayfa 5
1889-1908 Dönemi
fakat işçilerin yine ihmal edildiği, tüccarlar yerine yüksek
unf gibi daha kapsayıcı bir ifade kullanıldığı, bu arada ta-
cir sözcüğünün belki kapsayabileceği, fakat bu ikinci deyi-
şe giremeyecek olan esnafın açıkta kaldığı dikkati çekiyor.
O sırada, Osmanlı Devleti'nde kadınlara seslenmek ihtiya-
duyulmuş olması ise, hayli “çağdaş" ve belki “lüks"
cinin
bir tavırdır.
1907 Kongresinde 1902 Kongresini başarısız kılan dış
müdahalenin davet edilip edilmemesi konusu ortaya atıl-
madı. Bu, Ermenilerle Sabahattincilerin İttihat ve Terakki
ile anlaşmak kararında olduklarının bir göstergesi sayılabi-
lir. İşin garibi, gördüğümüz gibi, bazı yönleriyle gizli kal-
ması daha doğru olması gereken Kongre kararlarını Erme-
niler 5 Ocak 1908'de Pro-Armenia dergisinde yayımladılar.
Bununla da kalmayıp, kendi yöntemlerinin benimsenme-
sinden ötürü övündüler. Ancak, Osmanlı Hürriyet Cemi-
yeti'nin israrıyla zorlukla ihtilalci yola girmiş olan Ahmet
Rıza, Ermenilerin tedhişçi çizgisine getirilmiş gibi göste-
rilmesine karşı tepkide bulundu Meşveret sütunlarında.
Onları, Kongre kararlarını yayımladıkları ve Türklerin ted-
hişçiliği benimsediklerini ileri sürdükleri için eleştirdi.
Ahmet Rıza'nın, haklı olarak, ihtilalciliğin tedhişçiliği mut-
laka içermediği görüşünde olduğu ve Ermeni tedhişçileri-
nin yöntemlerini tasvip etmediği anlaşılıyordu. Belki de
biraz bu'tartışmanın etkisiyle, Kongrenin kurmuş olması
gerektiği Muhtelit Daimî Komite'nin önemli bir faaliyetini
bilmiyoruz. Zaten, Terakki ve Ittihat ile Ermenilerin uyuş-
masının pek içten olmadığına dair işaretler vardır (Bayur,
I, 1, 391, 401).
Gerçekte, Terakki ve İttihat'ın ilk kez 1907 Kongre-
sinde acılz conil


Sayfa 6
Jön Türkler ve Ittihat ve Terakki
leyle birlikte (özellikle Rusya'dan) ya da bu olmadan da
ülkenin dağılmasına yol açabileceği korkusundandı. Onun
için Ittihat ve Terakki, çok zaman açıkça Abdülhamit'in
ölmesini gözleyen bir "bekleme" örgütü kimliğine bürün-
müştü (Bayur I, 1, 266-267). Belki de, Ahmet Rıza'nın sık
sık öne sürdüğü, Kanun-u Esasî'nin mucizeli bir çözüm
olmadığı, işin esasının eğitim seferberliğinden geçen bir
toplum kalkınması olduğu düşüncesi de, yukarıda anılan
nedenlerle ihtilali tahrik etmekten korkan bir insanın “zü-
ğürt tesellisi" mahiyetindeydi. Çünkü kendisi de bilmek-
teydi ki, Abdülhamit mutlakiyeti sürdükçe özlediği eğitim
atılımı da hiç yapılmayacaktı.
22
Hürriyetin İlanı Arifesinde Makedonya s


Sayfa 7
Siduğu anlaşılıyor. Avusturya tu-
yazlar
tumunun da bu yönden güdülendiğini biliyoruz (Bayur I,
217-218, 231-232; Kuran İTJT 248).
1908 yılında Ingiltere, Makedonya işini daha faal bir
bicimde kovuşturmaya başladı. 29 Ocak 1908'de İngiliz
Kralının Parlamento söylevinde, Makedonya'da ıslahat işi-
nin yeniden ele alınması gerektiği belirtildi. Nitekim, bu
devletin 3 Mart 1908 genelgesinde, üç vilayet için Müslü-
man ya da Hiristiyan tek bir vali, bunun süresinin belir-
lenmesi ve ancak Büyük Devletlerin rızasıyla süresinden
önce azledilebilmesi, maaşının bunların kefaleti altinda
olması, Türk askerinin azaltılması öneriliyordu. Ruslar, bu-
na karşılık, genel vali yerine Müfettiş-i Umumî'nin işba-
şında kalmasını önerdiler (26 Mart). Ingilizler, Müfettiş-i
Umumî'nin İstanbul'a sormadan bütçeyi onaylayabilmesi,
atama ve azil yetkisine sahip olması şartıyla bunu kabul et-
tiler (4 Nisan). Öbür devletler de Rus önerisini benimsedi-
ler. Böylece üç vilayetin özerklik yönünde önemli bir adım
daha attığı görülüyordu. Bunun, Makedonya'yı Osmanlı
tutmak için didinen, çabaların boşa gittiğini gördükleri
oranda İttihat ve Terakki örgütüne sarılan genç mektepli
subayları cok etkilediği ortadaydı


Sayfa 8
donya girişimi Hürriyetin ilanı devriminin yakın nedeni
olacaktı.
Orduda Hoşnutsuzluk
Ordu derken, herkesten önce, Hürriyetin ilanı ihtilalini
yapmış olan mektepli subaylar kastedilmektedir. Bunların
birçok şikâyeti vardı. Başta, alaylh subayların karşısındaki
durumları geliyordu. İstanbul'daki Hassa Ordusuna, yani
1. Orduya alaylı subayların atanması tercih ediliyordu; zi-
ra, daha önce anlatıldığı üzere, bunlar daha sadık, daha
kapıkulu zihniyetli idiler. Hassa Ordusu ise her şeyden
önce Abdülhamit'in güvenliği demek olduğundan, terfi ve
nisanlarda her zaman bu Ordu önce düşünülüyor, diğer
Ordular ihmal ediliyordu. Ayrica, görüldüğü gibi, iki ayda
bir maaş verilmesi gibi bir durum da
yaratan bir etkendi (Bayur I, 1, 434-436).
şüphesiz kızgınlık
120


Sayfa 9
Dönemi
Kızgınlık yaratan başka bir şey, Abdülhamit'in korku-
ları yüzünden ordunun gerçek mermilerle eğitim yapma-
masıydı. Yine bu korkular yüzünden, donanma (Abdül-
hamit, bu donanmanın Abdülaziz'i tahttan indirmek için /
Dolmabahçe Sarayı'nı denizden kuşatmakta kullanılmış
olduğunu gözönünde bulunduruyordu) Haliç'te bekletili-
vor, hatta çürütülüyordu. Söylentiye göre gemilerde sebze
yor,
yetiştiriliyor, donanmaya yeni alınan bazı gemilerin de ha-
reket etmemesi için bazı önemli parçaları sökülüp alını-
vordu (Ramsaur, 116). Yunan harbinde donanmanın Ha-
licten çıkması ve hele yolda kalmadan Çanakkale'ye ulaş-
ması bile büyük mesele olmuştu.
Rumeli'ye özgü şikâyetler de vardı. Güzel giyimli, şık
Avrupa jandarma subaylarının yanında Osmanlı subayları
fakirliklerini, pejmūrdeliklerini daha çok hissediyorlardı.
Yabancı jandarma subaylarının denetimindeki Osmanlı
jandarma subayları özel muamele gördükleri halde, asayişi
korumakta etkili olamıyorlar, iş yine ordu subaylarına ka-
lıyordu.
Hürriyetin İlanı
Hürriyetin ilanının yakın nedeni, Ingiltere'nin 3 Mart 1908
genelgesiyle Makedonya konusunda yaptığı girişim oldu.
(Ingiliz Elçiliği Baştercümanı Fitzmaurice'e göre, hızlandı-
rici etkenler olmasaymış, ihtilalin, Abdülhamit'in tahta çı-
kış yıldönümü olan 1 Eylül'de yapılması plânlanmışmış.
Bayar, 907) Bu, Terakki ve İttihat'ı hareketė geçiren bir
uyarım oldu. Tabii, hemen eklemek gerekir ki, bu arada
Terakki ve İttihat'ın Rumeli'deki örgütü de iyice yayılmış,
harekete geçmek için gerekli olan gelişmeyi bütünlemişti.
Makedonya işinin yeniden ele alınması devrimin yakın
nedeni olmakla birlikte, temel neden daha geneldi. 1897
Osmanlı-Yunan savaşındaki zafer, "Bu devlet nasıl kurtarı-


Sayfa 10
psikolojik ortamdaki etkilerini de kolaylaştırıcı etkenler
olarak eklemek gerekir.
Ingiltere'nin 3 Mart 1908 genelgesi kısa zamanda Pa.
ris'teki İttihat ve Terakki merkezinde duyuldu ve bu mer-
kezin Selanik'teki ic merkeze vazdığı 16 Mart 1908
yazısıi-
na konu oldu. Bunda, İngiliz tasarısının uygulanması ha-
linde, Makedonya'nın bağımsız olacağını, bunun üzerine
Arnavutluk'un “haliyle" elden gideceği (Doğu Pakistan gi-
bi?) ve sınır İstanbul kapılarına dayanmış olacağından,
başkentin Asya'ya taşınması gerekeceğini, bunun ise Os-
manlı Devleti'ni Avrupa devletlerinin arasından çıkararak,
onu “ikinci ve hatta üçüncü derecede bir Asya devleti ha-
line", bir çeşit Iran durumuna sokacağı savunuluyordu
(Bayur I, 1, 414). Bu durumun, Anadolu'da demiryolları-
nin Rumeli'ye göre azgelişmiş olmasının askerî yığınak
kabiliyetine etkisi dolayısıyla, Devletin askerî gücünü de
azaltacağına işaret olunuyordu. Rumeli için savaşın göze
alındığı belli edilirse, Avrupa gerileyecekti, fakat Abdül-
hamit yönetiminden böyle bir tutum beklenemezdi. Bu
durum karşısında Paris merkezi şu tedbirleri öneriyordu:
1) Telgrafhanelerin Müslümanlarca işgaliyle, hükümete.
Avrupa'nın Makedonya konusundaki tasavvurlarının ka-
bul edilmeyeceğinin bildirilmesi; 2) Büyük Devletler kon-
solosluklarına kalabalık heyetler halinde gidilip, aynı hu-


Sayfa 11
le gelenlerin o kafada
oldukları anlaşıldıysa da, Saray, daha yumuşak yolları ter-
hem
cih ederek onları iade etti.
Bundan sonraki önemli adım ve ihtilalin fiilen başla-
, 3 Temmuz 1908 günü Resne'de Kolağası Niyazi Be-
1 200 kadar asker ve 200 kadar sivilden oluşan hayli ka-
yin
labalık bir çeteyle dağa çıkması oldu. Bu olaydan önceki
Tabli gelişmelerden biri, Rus Çarı ile İngiliz Kralının
Revaľ'de 9 Haziran'daki buluşmalarıydı. Terakki ve İtti-
hat'ın Rumeli'nin yazgısı konusundaki telaşını doğrulayan
bir olaydı bu. Ote yandan, Manastir'da bulunan ve Sarayın
hafivesi olan Alay müftüsü, Niyazi ve arkadaşlarının ihti-
lalci çalışmalarını öğrenmiş bulunuyordu. Durumun far-
kna varan Niyazi, Terakki ve Ittihat'tan izin alarak, dağa
cıkmak ve açıkça mücadele etmek kararını verdi. Gitme-
den önce, kışladan birçok silah ve para aldı. Gidenler ara-
sında Resne Belediye Reisi Hoca Cemal, Maliye Müfettişi
Tahsin Efendi, Polis Müdürü Tahir Bey de vardı. Niyazi,
Yıldız'a, Rumeli Müfettiş-i Umumîliğine ve Manastır Vali-
liğine yazdığı yazılarla, hafiye paşaların dönmesini, Ka-
nun-u Esasî'nin hemen yürürlüğe konularak, Mebusan
Meclisi'nin toplanmasını yumuşak sayılabilecek bir dille
istedi. Artık Terakki ve İttihatlı başka subaylar da ihtilale
katılmaya başladılar ve hareket, örgütün malı oldu. 5
Temmuz'da Manastır Terakki ve İttihat örgütü, kentin so-
kaklarına meşrutiyetçi bir bildirge yapıştırdı.


Sayfa 12
Jón Türkler ve Iuihat ve Terakki
Padişah, duruma egemen olmak için şiddetli tedbirle-
re başvurmasi gerektiğini anlamıştı. Metroviçe'de 19Fle.
zamiye Firkası'nın Komutani Arnavut Şemsi Paşa'yI NNi.
zi'nin harcketini bastırmakla görevlendirdi. Paşa, okuması
vazması kıt, alaylı ve Padişaha çok bağlı, sert bir askerdi
Temmuz'da Manastır'a geldi ve Yıldız la haberleştiki
sonra yola çıkmak üzereyken, Terakki ve Ittihat'ın fedai
bir subayı, Teğmen Åtıf (Kamçıl) tarafından vurularak öl-
dürüldü. Paşa, yoluna devam edebilseydi, belki de Niya-
an
la
Âtif, Terak-
zi'nin hareketini bastırabilecekti. Paşayı vuran
ki ve İttihat'ın onayını almakla birlikte, kendi girişimiyle
iși yapmış ve kaçıp kurtulabilmişti. Olayın Sarayda ve ona
bağlı çevrelerde nasıl bir yılgınlık yarattığı tahmin oluna.
bilir. Manastır Mıntıka Kumandanı Osman Hidayet Pasa
Terakki ve İttihat'ın ne denli dalbudak salmış olduğunu
sezdiğinden, bu sırada bir öğüt heyeti istemekten baska
çare bulamaz. Nitekim, Niyazi’yi bastırmak için miralaylı-
ğa yükseltilerek görevlendirilen Şemsi Paşa'nın damadı Ri-
fat Beyin dahi Terakki ve İttihatlı oluşu, bunun bir örneği-
dir. Genç mektepli subayların genellikle Teraki ve İttihatlı
oluşu, Niyazi gibi ortaya çıkıp isyan edenlere karşı alına-
cak tedbirleri önceden felce uğratıyordu.
Niyazi'nin dağa çıkıp, bu hareketin bastırılamamasın-
dan sonraki önemli olay, Firzovik toplantisıdır. Haziran
ortalarına doğru Kosova’da bulunan bazı yabancılar, Fir-
zovik'te bir eğlence düzenlemeyi tasarlarlar ve hazırlığa gi-
rişirler. Herhalde Makedonya'nın Osmanlı Devleti'nden
koparılması yönündeki gelişmelerden işkilli olan o bölge-
nin Arnavutları, bu hazırlıkları, Avusturya'nın askerî bir
işgal hareketini örtmek için düzenlenmiş bir hile olarak
yorumlarlar ve silahlı olarak oraya toplanmaya başlarlar.
Haber, dallanıp budaklanarak yayılır ve bu topluluğa katı-
lanların sayıları ertesi ay 30.000’e kadar yükselir. Yavaş
yavaş Avusturya'dan bir hareketin söz konusu olmadığı


Sayfa 13
KAeda.com
1889-1908 Dönemi
anlaşılır. Bu arada, toplantının sükûnetle dağılmasını sağ-
lamak üzere Kosova Valisi Mahmut Şevket Paşa tarafından
a Temmuz'da görevlendirilen ve Terakki ve İttihatlı olan
Miralay Galip Bey, bunu meşrutiyetten yana bir toplantıya
cevirmek için uğraşıyordu. Necip Draga gibi Arnavut ileri
gelenleri yardımcı olurken, İsa Bolatin gibileri buna karşı
çıkıyorlardı. Galip Beyin geliştirmek istediği tez şuydu:
Rumeli'de yabancı müdahalesinin son bulması için meşru-
tiyet düzeni geri gelmeliydi. Sonunda bunu başardı. 20
Temmuz günü Padişaha sunulmak üzere Sadriâzam ve
Seyhülislam'a Kosova halkı adına 180 imza ile çekilen tel-
de, devletin güçlenmesi için “sünnet-i nebevîyeden" ve
Padişah’ın onaylayıp ilan etmiş olduğu Kanun-u Esasî ge-
reği bulunan meşveret usulünün iade edilmesi, yani “Bir
millet meclisi"nin toplanması isteniyordu. Cevap çıkma-
yınca, 22 Temmuz'da bir tel daha çekilerek, “Teskin-i he-
CC
yecan kabil olmuyor. Halk müsellâhan aşağı doğru akın
ediyor." diye 1israr edildi. Bu durum, ordudaki bir isyana,
bir halk isyanının da boyutlarını katmaktaydı. Üstelik bu
isyan, Imparatorluğun en duyarlı ve en göz önünde bulu-
nan bir yerinde oluyordu ve bunu yapanlar da Abdülha-
mit’in çok güvendiği Arnavutlardı.
İşte bir yandan orduda, Niyazi Beyinki gibi, öte yan-
dan halkın Arnavutlar gibi “sadık" bir kesiminde başkal-
dırma hareketleri belirdiği bir sırada, bu gailelerle uğraşa-
cak askerî ve mülkî mekanizma Torolzki vo Ittihatlı suhay.


Sayfa 14
bulunan
rine Manastir Fevkalade Kumandalg
ve görev yerine 12 Temmuz'da gelen Müşir Tatar Osman
Fevzi Paşa'yı 2000 kişilik kadar bir kuvvetle gelip dağa
kaldırırlar.
23 Temmuz günü 21 pare topla Manastır'da Meşruti-
(yet, Terakki ve İttihat tarafından ilan edilir. Yine o gün,
Terakki ve İttihat, Rumeli'nin birçok merkezinde Meşruti-
yeti törenlerle ilan eder ve durum, bir telgraf yağmuru ha-
linde Yıldız'a duyurulur ve hükümetin de buna uyması is-
tenir. Zaten Abdülhamit bunun böyle olacağını anlamış ve
Almancı diye tanınan Avlonyalı Ferit Paşa'yı 21/22 Tem-
muz gecesi azledip yerine Sait Paşa'yı getirmiştir. Kâmil
Paşa da Meclis-i Vükela'ya memur edilir, yani Devlet Ba-
kanı olur. Her iki vezir de liberal ve İngilizlere yakın diye
tanınırlar. Abdülhamit'in niyeti, Meşrutiyetçi akıma uymak
yönünde olmakla beraber ve gelen telgraf yığını Sarayda
toplanmış olan kabineye bu işin kaçınılmazlığını belli et-
mekle birlikte, kapıkulu zihniyetinden başka Abdülhamit
kuruntuları ile şartlandırılmış vezirler, bir türlü beklenen
kararı veremeyince, Abdülhamit bu işin sorumluluğunu
kendisi göğüslemek zorunda kalır ve Meşrutiyeti ilan etti-
rir (23/24 Temmuz gecesi). lan, renksiz ve heyecansız
herhangi bir resmî ilan gibi 24 Temmuz sabahı İstanbul
gazetelerinde çıkar. Oysa, o sabah, Selanik, Hürriyetin ila-
nini 101 pare topla kutlamaktaydı.
Sonuç olarak, Abdülhamit istibdadıno
dine


Sayfa 15
lediğimi ima eder bir tarzda beni fikirdaş gibi tanımak is
temedi." (Temo, 215).
B) GENEL ÇÖZÜMLEMELER
Özgürlükçü Akımın Kadroları
Özgürlükçü akımın tipik kadrosunu 1906'da Selanik'te
kurulan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'nde bulabiliriz. Bu
Cemiyetin kurucularına ve ondan sonra Cemiyete katılan-
lara bir göz atarsak, bu kadroların pek büyük çoğunlukla
a) Türklerden, b) Gençlerden, c) Yönetenler sınıfı men-
suplarından, ç) Mekteplilerden, d) Burjuva zihniyetliler-
den oluştuğunu ve genellikle bu beş niteliğin kişilerde bir
arada bulunduğunu görürüz. Bu nitelikleri gözden geçirir-
sek, 1889'da kurulan İttihad-i Osmanî örgütünün Askerî
Tıbbiye'deki Müslüman gençlerce kurulduğunu görürüz,
fakat hiç değilse kurucular arasında Türklerin çoğunlukta
oldukları söylenemez. Hele yurtdışındaki Jön Türkler'in
arasında Müslüman olmayanların da bulunduğu göze çarp-
maktadır. Hatırlanacağı üzere, Ahmet Rıza Meşvereti hiç-
biri Müslüman olmayan Halil Ganem, Aristidi Paco
A lhort


Sayfa 16
olarak yükselmelidir. Sahip olduğu diploma, işinin ehli
olduğunun nesnel kanıtı olduğu için, işe alınmak ve işinde
yükselmek onun hakkıdır, yoksa baştakilerin lütfu desi
dir. Fakat, yine bilmekte ve acı bir biçimde görmektedir
ki, devletin ve yönetimin ödediği maaşlar, yaptığı işler
terfiler vs. yaygın olarak Padişahın sağladığı bir nimet, bir
lūtuf olarak görülmekte, yorumlanmaktadır.
Son olarak, aşağıda da göreceğimiz üzere, Ittihat ve
Terakkili burjuva zihniyetlidir. Bu, gördüğü eğitimin bir
sonucudur. Yönetenler sınıfı mensubu olup, burjuva sını-
finın zihniyetine nasıl sahip olunabileceği sorulabilir. În-
san nesnel koşulları itibariyle bir sınıfa mensup olup, baş-
ka bir sınıfın zihniyeti, yani öznelliği içinde olabilir. Fran-
sız ihtilalinde bazı soyluların, yani feodallerin, inançları
dolayısıyla burjuva olan ihtilale hizmet edip sınıflarına
ihanet ettikleri görülmüştür. Aynı biçimde, sosyalist
da
ya
komünist parti mensuplarının, hatta önderlerinin birço-
ğunun burjuva, hattâ soylu oldukları görülmüştür, İste
Osmanlı Dexleti'nin hu


Sayfa 17
Iste böylece, tipik Ittihat ve Terakkiliyi Türk, genç,
una
yönetici, mektepli, burjuva zihniyetli olarak tanımlamış
ve
oluyoruz.
ke-
Jön Türkler'in Ideolojisi
ku-
Petrosyan'ın da kabul ettiği gibi, gerek Yeni Osmanlılar'ın,
gerekse Jön Türkler'in ideolojisi burjuva ideolojisi diye ni-
telenebilir. Yeni çağlarda Avrupa'da meşrutiyet ve demok-
rasi nasıl burjuvazinin istekleri arasında baş köşeyi işgal
ediyor idiyse, Avrupa'da gördükleri meşrutiyeti isteyen
genç Türk aydın yöneticileri kendileri kapitalist olmamak-
la birlikte, zihniyetlerinin feodallik yerine burjuvalığa yö-
nelik olması dolayısıyla, bu isteği (ve öbür çağdaş istekle-
rini) ileri sürmek suretiyle bir burjuva düzeni istemiş olu-
yorlardı. Gerçi, özgürlükçülerin büyük çoğunluğunun ta-
leplerini bu biçimde tanımlayabilecek bir bilinçte olmadık-
ları muhakkaktır. Ama mekteplilik sayesinde edindikleri
çağdaş, Avrupaî dünya görüşünün ve özlemlerinin bilimsel
tanımı da' bundan başka bir şey değildir. Nitekim, Ittihat
ve Terakki'nin iktidar olmasıyla birlikte, Osmanlı Devle-
ti'nde Türklerin denetindeki kapitalist gelişmenin gözle
görülür bir biçimde ortaya çıkması, İttihat ve' Teraki'nin
Osmanlıcı ve İslamcı sözlerine rağmen uygulamada düpe-
düz Türk ulusçuluğu davasını benimsemesi, sözünü etti-
ğimiz burjuva zihniyetinin ürünleridir. Hürriyetin ilanın-
dan evvel, önce Ahmet Rıza’nın ve ondan sonra Sabahattin
Beyin Abdülhamit'in tahttan indirilmesi, Kanun-u Esasî ve
meşrutiyet davalarını bir yana iterek toplumsal değişmeye
büyük öncelik vermeleri, Ahmet Rıza'nın feodal tipin tam
tersi olan "ekmeğini alnının teriyle kazanan, menfaatini
ara
i
     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.