Notes

fffffffffgggggggggtttttttttiiiiiiiiii


Ergenekon Balyoz AHİM
Balyoz Sanıkları Anayasa Mahkemesi’nden önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne(AİHM) gitmişlerdi. O zamanlar bireysel başvuru süreci henüz başlamadığı için Emekli Tuğamiral Cem Aziz Çakmak, Albay Ali Rıza Sözen ve Org. Çetin Doğan ayrı ayrı AİHM’in yolunu tutmuşlardı.
AİHM, bavuruları incelemiş ve “darbe için ikna edici delillerin bulunduğuna” hükmetmişti. Ayrıca tutuklamaların inandırıcı nedenlere dayandığını ve tutukluluk ve yargılama süresinin uzun omadığına karar vermişti. Anayasa Mahkemesi ise “hak ihlalleri” kararı verdi.
Hatta bu kararı kamuoyuna öylesine açıkladı ki, sanki beraat kararı vermiş gibi oldu.Balyoz sanıkları da bu havayı medyaya pompaladılar ve Yerel Mahkeme tahliyeleri başlattı.
Bu tam bir hukuk tiyatrosu. Dünyanın hiçbir yerinde ağırlaştırılmış müebbet cezası alan birini, usulle ilgili birkarara dayanarak tahliye etmezler. Edene de gülerler.
AHİM, “Balyoz darbe planıyla ilgili Türk yargısının verdiği kararın, hükümeti devirmeye teşebbüs suçu için ikna edici delillere sahip olduğuna hükmediyor.” ama Anayasa Mahkemesi AİHM içtihatlarını bile aşacak düzeyde kararlar veriyor.
Davada yargılamanın hukuka uygun yapıldığını belirten AİHM, sahte dijital delillerle yargılama yapıldığı iddiasını ise gerçekçi bulmamıştı.
Tabi AİHM bununla da yetinmemiş ve şöyle demiş: “1. Ordu bünyesinde AK Parti hükümetinin devrilmesi ve yerine Milli Mutabakat Hükümeti adı altında yeni bir hükümetin kurulmasını amaçlayan Balyoz isimli bir harekât planının tasarlandığı, bu planın Türkiye’de sıkıyönetim ilanını gerektirecek ortamın hazırlanması ve ardından, hükümetin devrilerek irticai faaliyetlerden arındırılmış yeni bir politik düzenin kurulmasını öngördüğü, hedefe ulaşmak için Oraj, Suga, Çarşaf gibi ek eylem planları yapıldığı…”
Tabi Türkiye’de bunların hiçbir önemi yok. Balyoz Semineri’nin resmi ses kayıt dosyalarında yeralan ve Genekurmay’ın da doğruluduğunu teyid ettiği resmi ses tutanaklarında yeralan açık darbe konuşmalarının da önemi yok.
Tıpkı Gezi Parkı’nda olduğu gibi Anayasa Mahkemesi’nin önüne çadırı kurup, iki ay oradan ayrılmazsınız. Girişte çıkışta baskı kurarsınız, medyanızla ha bire psikolojik harp ürünü haberler yaptırıp, somut gerçekleri gölgelersiniz, sonunda da Anayasa Mahkemesi topu ortaya atar.
Yerel mahkeme de rüzgara oyup herkesi tahliye eder.
Peki bu Çetin Doğan ve ekibi darbe planlamadı mı? İsmet Berkan, Murat Yetkin, Sedat Ergin gibi isimler bile o dönemle ilgili tanıklıklarında kabul ediyorlar bu durumu.
Mahkeme madem personelini koruyacağı belli olan dönemin Genelkurmay Başkanı’nı tanık olarak çağırıyor, devrilmeye çalışılan dönemin başbakanını da tanık olarak çağırmalı ki bu eşitlik sağlansın.
Hiçbirşey olmamış gibi davranılıyor. Film başa sarılıyor.
Darbe Günlükleri’nin yazarı Özden Örnek çıkıyor ve “Bize yapılanın bedelini hangi makam ve mevkide olurlarsa olsunlar ödeteceğiz.” diyor.
Ben Ergenekoncular ve Balyozcuların çıkmasını umarsamayanlara hayret ediyorum. Bu ekip Türkiye’yi cehenneme çevirir. Ben korkuyorum açıkçası. Daha önce yaptılar, yine yaparlar. Kuşkunuz olmasın.