NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

Eski Scout'un Anıları - 3

Herkese selamlar yeniden,

2009 yılında hayatımı kökünden değiştiren bir karar alarak şansımın da yardımıyla dünyanın en büyük istatistik şirketlerinden birine kabul edildim. İlk şirketime oranla çok daha profesyonel bir şirketti bu çünkü muazzam bir sistemleri vardı. Önceki şirketimde maçla ilgili bilgileri telefonun diğer ucundaki süpervisöre aktarıyordum ve o bilgisayara bu bilgileri giriyordu. Bu şirkette ise sistem sendin yani sisteme kendin işliyordun verileri. Bu da telefonun tuşları ile yapılıyordu. Evet telefonun üzerindeki rakamlardan bahsediyorum. Her rakamın bir anlamı var. Örneğin 1 e bastığın zaman ev sahibi takım atak yapıyor demek, 2'yi tuşladığında top güvenli bölgede demekti. Olağan dışı bir durum olduğunda ise 0 tuşuna basıyordun. Bu da bahisleri kapatmak anlamına geliyordu. Yani olağan dışı bir durum görüp 0'a bastığında bu maçı o şirketten alan bütün bahis şirketleri bahislerini kapatıyor. Bu tuş çok saçma bir durum olduğunda, büyük bir kavga çıktığında ya da hattan düştüğünüzde süpervisor tarafından kullanılıyor. Bir daha ki sefere bahisler uzun süreli kapatıldığında bu durumlardan biri olduğunu düşünebilirsiniz. Yani her defasında bahisler gol veya penaltı olduğunda kapatılmıyor :)

Yeni şirketimle ilk tanışmam Türkiye süpervisörü ile oldu. Kendisi son derece iyi bir insan ve hala ara ara görüştüğüm bir kişi. Hatta 2012 yılında askerden yeni geldiğimde beni işsiz bırakmadı paraya ihtiyacım olduğunu bildiği için. Tenis turnuvaları verdi anlatmam için ve hatta bir bahis şirketinin bürosunda masa başı iş için bile bana kefil olmuştu.Bu bahis şirketiyle görüşmeye büroya gittiğimde her tarafta LCD televizyonlar vardı ve bir kaç tane eleman canlı bahisleri yönetiyordu. Hatta bir hentbol maçına ters bahis açmış bir eleman. Bunu da gören bir kişi değerlendirip maça yüksek girmiş. Bu bahsin gelmemesi için dua ediyorlardı :) Enteresan bir yerdi gerçekten. Irak'a hizmet veren bir bahis bürosunun ofisi idi burası. Ama işe giremedim. Irak'ta spor bahislerine pek talep olmadığından benim pozisyonu kapattılar. Birkaç ay sonra öğrendim ki ofisi de kapatmışlar. Her zaman işler iyi gitmiyor ve kasa kazanamıyor demek ki :) Tabii ki bunda Iraklıların spor bahisleri yerine köpek yarışlarına çok ilgi göstermelerinin etkisi büyükmüş çok sonra öğrendim :))

Her neyse bu şirketle antreman maçını geçtikten bir kaç gün sonra ilk maçımı verdiler. Bilin bakalım hangi maç :) Galatasaray - Tobol Kostonay UEFA kupası maçı :)) Daha sonra neden bana bu zor maçı ilk olarak verdiklerini sorduğumda TV'den benim girdiğim bilgileri daha rahat kontrol edebildikleri için cevabını almıştım. Yani eşeklerini sağlam kazığa bağlamışlar :) İlk maçım sorunsuz bitti ve Galatasaray bu turu sorunsuz geçti. Bir sonraki maçım ise yine bir Galatasaray UEFA kupası maçı oldu. Galatasaray - Maccabi Netanya maçı idi bu maç da. Galatasaray mor forması ile yanılmıyorsam 3-0'lık bir galibiyet aldı. Birkaç küçük hata dışında bu görevi de başarı ile tamamladım :)

Çalışkanlığım, işimi kusursuz yapışım ve göreve her zaman hazır olmam sebebiyle kısa süre içinde göze girdim. Ancak benimle aynı bölgede çalışan çok fazla scout vardı. Bu kadar scout arasında ve scout'lar arasında da bir yarış var daha fazla maç alabilmek için ilk başlarda çok çok maç alamadım. Bu arada yeri gelmişken söyleyelim maçtaki performansınıza göre 5 üzerinden not alıyorsunuz. 3 puanı sizinle beraber maçta çalışan süpervizör veriyor, 2 puanı da maçta herhangi bir istatistik kaçırıp kaçırmadığınıza göre kalite ekibi veriyor. Tabii istatistiklerin resmi sitelere işlenmesi zaman aldığından bu puanlar da hemen girilmiyor. Genelde maçtan geldikten sonra resmi sitelerden kart kaçırıp kaçırmadığımı kontrol ederdim. Çünkü en fazla hata sarı kartlarda yapılıyor. Özellikle alt liglerde maç izleyenler bilirler hakemlerin kalitesi düşüktür. Bazen çok alakasız bir pozisyonda top oyundayken sahanın uzak bir köşesinde birine kart gösterebiliyorlar, ya da kalabalıkta itiş kakışta hangi takıma çıkardığı belli olmuyor. Dolayısıyla kart bahisleri yanlış olabiliyor. Canlıdan kart bahislerine oynayanlara tavsiyem eğer kaybederlerse resmi sitelerden kontrol edin kart sayılarını. Hiç beklemediğiniz anda kaybettiğiniz bahis kasanıza dönebilir. Tabi bu düşük bir ihtimal. Devamlı kart kaçıran scoutlara kolay kolay maç vermezler :)

Maçları anlatırken şirketin en hassas olduğu noktalar kırmızı kart ve goller. Bunların geç girilmesine kesinlikle taviz verilmez. Bunlar da maçları TV vermiyorsa ancak maçta rakip şirketten birileri varsa onunla cross-check edebilirler. Eğer maçta sizden başka scout yoksa nispeten daha rahatsınız. Kırmızı kart kaçırmayla ilgili çok kötü bir anım var. Scoutluk kariyerimin top noktasındayken ayda 10-15 maç anlatırken günün birinde kasımpaşa u21 maçına gittim. Bilen bilir Kasımpaşa u21 takımının maçlarını oynadığı tesis Albayrak tesisi. TEM'in kenarında Gaziosmanpaşa'da lanet bir yerde. Tribün yok. Hava güzelse tepedeki çimenlikte piknik modunda anlatıyorum. Eğer hava güzel değilse vay halinize. Çamurun içinde maç anlatıyorsunuz. Olimpiyat stadından feci de rüzgar alan bir yer. Genelde scout'lar bu stada gitmeyi tercih etmezler. Arkadaşlara hangi maça gideceksiniz diye sorduğumda "Kasımpaşa u21 çıktı ya şansımı seveyim" diye serzenişte bulunurlar :) Her ne ise bir kış ayında maça gitmem gerek. Kız arkadaşım da benimle gelmek istedi. Maçlara gitmekten ve okula gitmekten ona ayıracak pek zamanım kalmadığından mecburen kabul ettim. Kıza anlattım ne kadar zor ulaşım sağlandığını ve şartların çok kötü olduğunu, ama "seninle herşeye varım" diyip gelmekte ısrar etti. Canım ya, sonra çok pişman oldu haberi yok tabi :) Stada gitmek için Edirnekapı metrobüste inip yaklaşık 30 dakikalık bir Küçükköy otobüsü çekmek gerekiyor. Küçükköy otobüsünü de bilen bilir, içeride canlı hayvan dahil herşey taşınıyor. Ayak kokusuyla beraber bir de tezek kokusunu düşünün. Heh, içerisi de aynen öyle kokuyor. Kız arkadaşımın yüzüne baktım, yüzünde bir memnuniyetsizlik vardı ama şikayet etmedi. Kendi gelmek istedi hele bi şikayet etsin :) Bu arada neden taksiye binmedin yanında kız varken eşek herif diyenlere cevabım şu olur, taksi yaklaşık 50-60 lira tutuyor paraya ihtiyacı olan bir öğrencinin bu parayı vermesi pek akıl kârı değil :) Ayrıca kız arkadaşım biraz kibar Nişantaşında oturan bir kızdı. Burnu sürtülsün yaşadığım hayatı, çektiklerimi görsün istedim :)

Her neyse stada ulaştığımızda rüzgar yine formundaydı. Çeşitli nesneler havada süzülüyordu. Rüzgar ile beraber inanılmaz bir yağmur da başlamıştı. E stadın tribünü yok. Dört tarafı açık bir antreman sahası stad diyemeyiz (Kasımpaşa as takımı burada idman yapıyor). Kendimi yakmak pahasına arkadaki binaya yöneldim. Stadı arkadan görüyordu. İçeri girdiğimde kahve modundaydı içerisi. Ya kız arkadaşımı içeride adamların yanına bırakıp dışarıda soğukta ve yağmurda maç anlatacaktım ya da görüş açısı dar pencere kenarından maçı anlatacaktım. Çaresiz kaldım ve içeride anlatmayı tercih ettim. Görüş alanı dar ve hakemin düdük sesi gelmiyordu çünkü cam da açılmıyordu. Sessiz sinema izler gibi istatistiklerimi girmeye çalıştım. Bir taraftan da sıkılmasın diye kızla ilgilenmeye çalışıyorum. İkinci yarının ortalarında olan oldu ve maçta bir kavga çıktı. Kısa bir süre sonra ayrıldılar. Herhangi bir kart çıktığını görmedim. Bir iki dakika sonunda Kasımpaşalı oyunculardan birini soyunma odasına giderken gördüm. Başımdan aşağı kaynar sular boşaldı. Evet, adam kırmızı kart görmüştü. Hemen bahisleri kapattım ve sahadaki oyuncuları saydım. Evet, 10 kişilerdi ve adam o zaman kırmızı kart görmüştü. Can havliyle süpervizörü arayıp durumu anlattım. Tamam tamam deyip maça beni geri bağladı ve maça devam ettim. Ama kafa gitti tabi kaldı orada. "Kesin yarra hamuduyla yedim, kovuldum ya" diye ağlamaklı ağlamaklı maça devam ettim ve maçı bitirdim. Biter bitmez Türkiye süpervizörünü arayıp durumu anlattım. Beni anladığını ama elinden bişi gelmeyeceğini söyledi, muhtemelen ceza alırsın dedi. Beklenen oldu ve bana 2 ay ceza verdiler. Hem de sezonun ortasında. Kaç maç parasından oldum kim bilir. O iki ay işkence gibiydi, evden çıkmayıp içkiye verdim kendimi üzüntüden kahroldum. Ama her düşüşün çıkışı olur tabi, o cezaya rağmen geri döndüm ve yine eski yerime yükseldim. Çünkü en iyilerden biri olmayı kafama koymuştum..

Devamı gelecek

Eski Scout'un Anıları - 4

Herkese yeniden merhaba,

Bu yazımda scout'luk hayatımda yaşadığım bazı enteresan olayları anlatacağım

İlk olay 3. yılımda geçiyor. Günlerden perşembe ve 3. lig maçı. Bir İstanbul takımı ile Doğu takımı karşı karşıya geliyor. O yıllarda haftaiçi 3 ve 2. lig maçı olsun diye dua ederdim çünkü haftasonu olunca maç sayısı fazla olduğu için bu maçlar onaylanmıyor ve maçlara gidemiyordum. Her neyse, maça gittim şeref tribünü bazı yerler boş olduğu için oraya oturdum. Rakip şirketten sevdiğim bir abi de oradaydı. Yan yana oturduk ve maçı izlemeye başladık. Bu arada maçtan önce ev sahibinin 1.3 civarında bir oranı vardı deplasmanın oranı ise 6.5-7.00 civarındaydı. Ev sahibi orta sıralarda, deplasman takımı ise sondan ikinci sırada düşmeme mücadelesi veriyordu. Maça ev sahibi takım çok hızlı ve pozisyon üreterek başladı. Ancak saçma sapan ard arda iki gol yediler. 2-0 yenik duruma düşmesine rağmen ev sahibi inanılmaz iyi futbol ve baskısına devam etti daha ilk yarı bitmeden 2 gol buldular. İlk yarı 2-2 bitti. İlk yarının bitmesi ile beraber en ön sırada oturan (bizim bi ön sıramızda) ve konuşmalardan Doğu takımının yöneticisi veya başkanı olduğunu anladığımız takım elbiseli iki kişi kalkıp hızlı adımlarla soyunma odasına doğru yöneldiler. Devre arasının bitmesine yakın bu iki kişi geri döndü ve şaşırtıcı derecede neşeli gözüküyorlardı. Takımları evet ilk yarıyı berabere bitirmişti ama çok kötü bir futbol ortadaydı. Böyle devam etmesi durumunda ev sahibi takımın fark atması kaçınılmazdı. Her neyse ikinci yarı başladı ama o da ne ev sahibi takım büyü yapılmış gibi kötü oynamaya başladı. Ard arda pas hataları, isteksizlik çok net gözlemleniyordu. Siyah ile beyaz gibiydi iki devredeki performansları. Hatta diğer şirketin elemanı arkadaşımla "devre arası yedikleri birşey dokundu herhalde" diye şakalaşmıştık. İkinci devrenin ortalarında hakem ev sahibi lehine bi iki faul verdi. O sırada en öndeki doğu takımının yöneticisi veya başkanı yanındaki arkadaşına "keşke hakeme biraz daha verseydik" gibi bir cümle fısıldadı. Yanımdaki arkadaşla beraber şok olmuş bi şekilde birbirimize baktık. Maçın son dakikalarında deplasman takımı defanstan topu ev sahibi takımın yarı alanına uzaklaştırmak amaçlı uzun gönderdi. Ev sahibi takımın defans oyuncusu inanılmaz bi şekilde topu ıskaladı. Araya giren dep. forveti kaleciyi çalımlayıp golü attı ve maçı 3-2 kazandılar. Arkadaş ile beraber birbirimize bakakaldık. Hala ara ara duyduğumuz o cümleye ve sonrasında yaşananlara inanamayıp birbirimize doğruydu dimi duyduklarımız şeklinde sorarız. Belki de bir futbol mucizesi yaşandı orada, belki duyduklarımız doğruydu kimbilir...

Bahsedeceğim ikinci olay ise 10 bin dolar ödüllü bir ITF tenis turnuvasında gerçekleşiyor. Tenis maçlarını izlemeyi çok severim ve hemen hemen ilk 150'deki bütün tenis oyuncularının karakteristik özelliklerini bilirim. Hatta bu sevgimden dolayı belki günün birinde fırsat bulursam yaparım diye tenis hakemliği kursuna gidip tenis hakemi olmuştum. Tenis turnuvası anlatmak çok enteresan bir tecrübe. 2. lig maçlarında tribünde karşılaştığım tiplerin tam tamına zıttı insanlar mevcut orada. Malum tenis elit bir spor. Ancak tenisin düşük seviye turnuvalarında çok çok fazla şike dönüyor. Neden dönmesin ki ? 10k'lık bir turnuvada kazanan 1000 $ civarı bir para alıyor. Bakın kazanan diyorum. Yani şöyle söyleyeyim birinci olan bir oyuncu bile o turnuvadan aldığı parayla en fazla kaldığı otel parası, yemeği, uçak bileti, ıvır zıvır diğer masraflarını anca karşılayabiliyor. Hatta borçlu bile çıkabilir. Peki ya diğerleri ?

Buradaki mantıksızlık belki de insanları şike yapmaya iten şey. Çünkü adam yapacağı bir ayarlama ile turnuvayı kazansa dahi alacağı paranın kat fazlasını bahisten kazanabiliyor. Turnuvaya başlamadan önce özellikle yaşlı Rus ve Ukraynalı tenisçilere dikkat edin denilmişti şike yapmasına karşı. Ancak elinde adam şike yapsa bile bunu kanıtlayabilecek veri yok. Adam 1.01 favori açılmış karşısında 14 yaşında tüyü bitmemiş bir sabiyle oynuyor. İlk seti 6-1 kaybediyor. Bacağını tutuyor, götünü başını tutuyor. Aha sakat ondan kaybediyor herhalde diyorsun. Sonra bi anda değnek değmiş gibi açılıyor. Diğer setleri 6-1 6-0 alıyor üst tura çıkıyor. Şike midir değil midir ? Kanıtla bakalım

ITF tenis turnuvası genel olarak genç tenisçilerin tecrübelenmesi için yapılmış bir turnuva seviyesidir. Zaten ITF Futures diye geçer. Burada pişen oyuncu Challenger seviyesine geçer eğer yeterince iyiyse de ATP seviyesine yükselir o seviyede oynamaya başlar. Peki size soruyorum 34 yaşında bir oyuncunun  10k'lık ITF turnuvasında ne işi var ? Para desen olamaz, sıralama yükseltme desen olamaz. Akıl mantık işi değil. Zaten maçtan önce bir kaç oyuncunun bilgisayarlarından bahis sitelerine girip oranlarına baktığını görmüştüm. Ancak bu bile yeterli değil

Her neyse gittiğim bi turnuvada bir Rus tenisçi var 30 yaş dolaylarında ismi duyulmuş biri hadi diyelim ki Dimitrov olsun. Hakemler ile muhabbetimde bile bu oyuncunun şike yaptığına dair söylentiler duymuştum. Kendisi 2. tur maçında 16 yaşında sıralaması bile olmayan bir tenisçiyle oynuyordu. Anlatacağım maçların oranlarına maçtan önce mutlaka bakarım. Hatta kafama yatarsa bahis bile oynarım. Oranı 1.03 idi ve alt üst 15.5 ya da 16.5 gibi bir oranı vardı. Her neyse, beklendiği gibi favori olan Dimitrov maça çok iyi başladı. Ve maçı 4-0'a getirdi. Ancak ne olduysa bundan sonra oldu. 5 dakika önce fırtına gibi oynayan adam miss hitler fileye takmalar vuruşlara koşmamalar falan yapmaya başladı. Çok kısa bir sürede duru 4-4 oldu. Ancak 16 yaşındaki çocuğun vuruşlarında çok bir farklılık yok. İlk oyunlardan tek fark Rus'un düşen oyunu oldu. 4-4 olduktan sonra Rus kendi servis oyununu çok iyi oynadı ve 5-4 öne geçti. Artık seti alır dediğim noktadan sonra inanılmaz kötü oyuuunlar ve hooop 7-5 kaybetti seti. Seti kaybettikten sonra sakatım ayağına sekiyor, yüzünde acı ifadesi var. Ancak sağlık molası da almıyor enteresan bir şekilde. Her neyse ikinci set ilk oyun yine iğrenç bir oyun ile ilk oyunu kaybetti. Daha sonra yine değnek değdi bu adama ve inanılmaz oyunlarla 6-2 aldı ikinci seti. Lan tam 3. seti de rahat alır diye beklerken adam sete yine kötü başladı ve 3-0 geriye düştü. Bundan sonra yine iyi performans ve 6-3 kazandı maçııı. Ne oldu peki ? Adam maçı kazandı mı kazandı. Peki bahisten ne kadar kazandı onu sormak lazım ? Yoksa acaba ben mi kötü niyetliyim ne dersiniz ?

Buradan bahisçilere tavsiyem böyle yaşlı oyunculara bu seviyede bahis yapmamanız yönünde olacak. Hatta mümkünse abi kesin banko diye 10k seviyesindeki turnuvalara hele de erkek maçlarına yüklü girmeyin. Hatta mümkünse pek bahis oynamayın 10k'lık erkek turnuvalarınaa. Hele de hele sakın Double erkek maçlarına bulaşmayın. En büyük pislik burada dönüyor

Bir daha ki yazımda merak ettiklerinizi cevaplayayım diyorum. Ne dersiniz ?

Sorularınızı Twitter'da @mistervalue1 hesabına DM'ya da mention ile yollayabilirsiniz. Üstadım bana iletecektir..

Herkese iyi geceler ve iyi yolculuklar :)

     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.