Notes

Eski Scout'un Anıları - 1

Merhabalar,

Beni bahis oynayanlarınız tanır aslında. Kişisel olarak tanımazsınız ama kaderlerimiz bir şekilde keşişir. Ben o maça görevim icabı gitmişimdir siz de o maça ekran karşısından bahis oynamışsınızdır. Bir maça yüklü bahis oynamışsınız belki, belki son maçınızdır, belki cebinizdeki son parayla oynamışsınızdır ve maçtan gelecek haberleri beklersiniz. Canlı istatistiklere bakarsınız ve kaderlerimiz bir şekilde keşişir. Evet, o maçın scout'u benim. Golü giren, kornerleri veren, bahisleri kapatan, kartları veren. Özellikle bir maçı tv vermiyorsa o maçta bilgileri bazen sadece ben veririm (u18, u21 maçları, itf tenis maçları gibi)

Öncelikle 2007-2012 arası canlı bahis oynayanlardan özür dilerim eğer bir hata yapmışsam ve bundan dolayı bahsiniz kaybettiyse. İnsanlık hali bazen korneri göremiyoruz, görüş açımız tamamen kapalı diye bazen dışarısı -10 derece oluyor ellerim buz tutmuş halde yanlış bir bilgi giriyorum. Hata yaptığımda hem ücretimin bir kısmından oluyorum hem de bu insanların vebalini alıyorum. Geceleri kim bilir yanlışlıkla kimin hakkını yedim diye düşündüğümden uyuyamadığım olmuştur

Öncelikle scout nedir buradan başlayalım. Scout, bir maça gidip, stattan canlı veri aktaran kimseye denir.(Futbolcu takip eden scoutlar ile isim benzerliği var). Scout, ingilizce olarak "izleyen kişi anlamına" gelir. Herhangi bir büro için çalışmaz, istatistik şirketleri için çalışır. O maçla ilgili verileri sisteme girer. Bu telefonla karşıdaki kişiye ingilizce bilgi vererek olabilir ya da pda ile bilgileri girerek olabilir ya da başka bir sistem ile. Her istatistik şirketinin sistemi farklıdır. Müşterileri de farklı olabilir.

Müşteriler derken hemen sadece bahis odaklı düşünmeyin. İstatistikten bahsediyorum. TV'nin vermediği bir maç ile ilgili nasıl bilgi edinebilirsiniz başka türlü ? Kaç korner olmuş, kaç kart olmuş, Kaç atak olmuş bunların hepsi istatistik. Müşteriler kim diye soracak olursanız her türlü TV'ler, radyolar, internet siteleri (mackolik vb) ve bahis siteleri. Müşterinin o maçı alıp o bilgileri nerede kullanacağını bilemezsiniz. Bu  iş manavın yaptığı elma satma işi gibi. Müşteri elmayı alıp yiyebilir, kabuklarını kullanır ya da başka işlerde kullanabilir :) Manav elmayı satar. Gerisi onu ilgilendirmez. Buradaki manavı istatistik şirketi gibi düşünebilirsiniz

Peki benim hikayem nerede başlıyor ? Biraz ondan bahsedeyim. 2007 yılında üniversitemin 2. senesindeyken bursum kesildiğinde paraya ihtiyacım vardı. Çok varlıklı bir ailem yok. Kendi paramı da kendim kazanmak istiyorum. Bahisle de ilgileniyorum ve ingilizce forum sitelerini takip ediyorum. Takip ettiğim bir ingilizce bahis forum sitesinde iş ilanı gördüm. "REPORTERS JOB SCOUT NEEDED" yazıyordu. İlgimi çekti ve oradaki mail adresine başvurdum. Kısa bir süre sonra mail geldi ve Skype üzerinden konuşmaya başladık. Karşımdaki kişi şirketin Avrupa süpervizörü idi. kısa bir süre işten bahsetti arkadaş. İş şu şekilde idi ; Maçlara gidiyorsun. Maçtan 15 dakika önce seni arıyorlar ve ingilizce olarak bazı anahtar kelimeler kullanarak maçı karşıdaki kişiye anlatıyorsun. Anahtar kelimeler de şu şekilde "HOME ATTACK, AWAY DANGER, HOME CORNER KİCK, HOME YELLOW CARD" şeklinde. Bununla ilgili eğitim dökümanı gönderdiler. Buna çalıştım ve daha sonra Skype üzerinden sınav yapıldım ve yeterli bulundum. Artık bu şirketin scout'u idim. Maçtan 2-3 gün öncesinden mail geliyor ve o maça gidiyorum, maçı anlatıyorum. İş bu şekilde. Karşımdaki kişi beni dinliyor ve veriler giriyor. Arada ingilizce olarak soruyor "kim daha iyi oynuyor" şeklinde ve cevap veriyorum.

İlk maçım Zeytinburnuspor'un bir maçı idi. Daha dün gibi hatırlarım. Çok zor bir maçtı. Deplasman takımını hatırlamıyorum ama Zafer Biryol oynuyordu. Penaltıdan golü attıktan sonra tribünden edilen bir küfür sonrası tribüne saldırmıştı. Tabi bu durum sonrası her yer birbirine girdi. Ne yapacağımı bilemedim. Daha ilk maçım ve karşıdaki insan ingilizce olarak sorular soruyor. "Fight, fight, fight everywhere" diye birşeyler geveledim. Tabi sandalyeler havada uçuşuyor bu sırada. Can havliyle köşeye biryerlere sindim. Adam hala telefonda benimle konuşmaya çalışıyor. Bilmiyor ki o arada ben ne hallerdeyim :)

İkinci maçım Beykozspor 1905'in maçıydı. Evimden yaklaşık 2 saatlik bir otobüs yolculuğu iile ulaşabildim Beykoz stadına. 4 otobüs değiştirdim. Çok uzak bir yerde. O maç nispeten sakin bir maçtı ve sıkıntısız anlattım.

Maçlar arttıkça benim tecrübem kendime güvenim ve şirketin güveni de bana arttı. Daha çok maç vermeye başladılar bana. Hem sevdiğim bir iş yapıyorum ve hem de para kazanıyorum. Daha ne isteyebilir ki insan. Bu arada o zaman 60 tl gibi bir para alıyorum maç başı. Para paypal hesabıma yatıyor. Ben de banka hesabıma çekiyorum parayı her ay sonunda. Temiz iş :)

Zburnuspor ile başladığım scout'luk hayatım çok uzun sürdü. Yaklaşık 5 sene ve 1000'e yakın maç anlattım. 3 farklı istatistik şirketi için çalıştım. Yeri geldi bıçak çekildi, silah çekildi yeri geldi küfür edildi polis tarafından sorgulandım yeri geldi stada alınmadım sahanın yarısını gördüğüm bir köşeden anlattım. Yeri geldi Olimpiyat stadının buzlu tribünlerinde Boz Baykuşlar ile donduk, yeri geldi Gaziosmanpaşa u18 takımının Yıldıztabya stadına giden yoldaki inanılmaz yokuşta yuvarlanma tehlikesi geçirdim. Gaziosmanpaşa - Küçükköy kavgası arasında da kaldım. Meşakkatli ve zor bir yol ama ekmek teknesi idi benim için bu

Bu yazı dizisinde başımdan geçen olayları, canlı bahis maceralarımı, diğer şirketler ile olan arkadaşlıklarımı, şike duyumlarımı, mide bulandırıcı olayları anlatacağım. Çok merak ediliyor çünkü kim bu canlı bahisleri açan insanlar ve nasıl yapıyorlar. Hepsini anlatacağım ve soruları cevaplayacağım. Gecenin başında böyle bir niyetim yoktu aslında ama eski anıları anlattıkça ne kadar heyecanladığımı hissettim. Umarım benimle bu heyecanı paylaşırsınız.

Herkes bu dünyada yolcu ve herkese keyifli yolculuklar :)

Not : Bu blogda bana yazma fırsatı veren Mr. Value kardeşime teşekkürler. Ayrıca yaptığım gramer ve kelime hataları için affola. Gecenin 2 sinde ertesi gün iş olduğu için acele ile yazılmıştır.


Eski Scout'un Anıları-2

Herkese selamlar yeniden,

Nerde kalmıştık evet hikayenin başında. İlk scout'luk sezonumda çok enteresan maçlara gittim. Bir tanesi Bakırköy'de halı sahadan bozma bir sahada oynanan bayanlar ligi maçıydı. Maç 9-1 bitmişti. Takımları hatırlamıyorum. Neden böyle maçlara gidiyorsun diyenlere cevabım, kesinlikle bilmiyorum olurdu. Çünkü maçtan 2-3 gün önce bana şu maça gideceksin, istiyor musun şeklinde bir mail geliyor ve onay maili atarsam o maçı ben anlatıyorum. Prosedür böyle yürüyor. Sonradan öğrendim ki benim şirket Çin piyasasında bahis sağlayan bir şirketmiş. Bilen bilir, Çin bahis piyasasında kimsenin pek bir şey bilmediği takımlara bahis açmak popülerdir. Adamlar böyle maçlara canlı bahis oynamayı çok seviyor. Zaten siz de tayland 3. ligi, rusya 18 yaş altı voleybol, madagaskar 3. ligi gibi maçlara canlı bahis oynuyorsanız kulübe hoşgeldiniz, siz de kumar bağımlısısınız :) Ben o yıllarda konuşarak anlatıyorum maçları, karşımda bir supervisor var o da benim söylediğim anahtar kelimeleri tekrarlıyor. Çinlilerin aksanları çok komikti bazen maç oynanırken süpervisor ile maç dışı muhabbetlere girerdik. Sonra arkadan başkaları uyarırdı bunları :) Dünyadaki en sıkıcı şeylerden biri kalitesiz maçlara tahammül etmek zorunda kalmak. Yarısında çıkıp gidemezsin, TV başında olsan kanal değiştiremezsin. 40 derece güneş altında da eksilerde olan hava sıcaklıklarına da katlanıp maçı başından sonuna kadar pür dikkat takip etmen gerekir.

Biraz size bahis geçmişimden bahsedeyim. 28 yaşındayım ve 13 yaşından beri düzenli bahis oynuyorum. Tabii bahise ilk başladığım yıllarda internet yeni yeni yaygınlaşıyordu ve internet üzerinden bahis türkiye'de pek popüler değildi. Bilen bilir spor tahmini olarak oynayabileceğimiz sadece Süper Toto vardı. Süper Lig ve Türkiye alt liglerine açılan 15 maçı 1x2 şeklinde tahmin etmeye çalışırdık. 15 maçın 12'sini bilirseniz ikramiye kazanıyordunuz (Oehh). Bu işte de fena sayılmazdım defalarca 12 bildim bi kere de 13 bildim. Liseye başladığımda sınıfta kimse bana sormadan Toto oynamazdı. Epey popüler olmuştum :) Derken günün birinde İddaa girdi hayatımıza. Minimum 4 maç tahmin edeceksin ve para kazanacaksın dediler. İnanılır gibi değil dedim. Bunlar enayi mi acaba 15'te 13 bilen ben 4 maç mı bilemeyecektim yani :) Ellerimi ovuştura ovuştura oynamaya başladım. Sonuç başlarda iyiydi. 1'e 200 veren bir kaç kupon tahmin ettiğim de oldu. Ama totalde kaybeden oldum. Tekten yatan kuponlar, uzatmalarda yenen golle yatan kuponlar ardı ardını kovaladı.

2006 yılında üniversiteye girdiğimde internet yaygınlaşmış ve her evin parçası haline gelmişti. ADSL her yerdeydi. Üniversitede ilk yılımda online bahis kavramı ile tanıştım. Bir maça yüzlerce maç seçeneği, canlı bahis fırsatı ve tek maça oynama fırsatı. Kısa sürede bir çok sitede bahis oynar hale geldim. Expekt, Gamebookers, Betsson(Bets10 değildi o zaman isimleri), Süperbahis, NordicBet hepsinde hesabım vardı. Fena da kazanmadım. Harçlığımı bahis sayesinde kazandım ama haydan gelen huya gitti tabi.

2007 yılı kara bir yıldı bahisçiler açısından. İllegal bahis yasasının çıkması ile beraber yukarıda saydığım tüm şirketler Türkiye'den çekilmeye başladı ve Türklerin hesaplarını kapatmaya başladılar yasalar gereği. Baskı ve yasak (Süperbahis'in Türkiye'deki büroları basılmış ve gözaltılar olmuştu) bahis bağımlısı insanları kan emici İddaa'ya yönlendirdi mecburen. Yaklaşık 1 yıl sonra iki site (ki onlara her zaman kahraman gözüyle bakmışımdır) bu yasağı inceden delmeye başladılar. İlk bir sene lan bişey olur mu acaba diyen insanlar ikinci sene iddaa'ya lanet okuyup hapse bile girmeyi göze alıp bu sitelerden oynamaya başladılar. Sonra her geçen sene 1-2 şirket daha girdi piyasaya, kıbrıs siteleri, rus siteleri derken şu an belki 50'den fazla şirket Türkiye'den oyuncu kabul ediyor. Tabii bunda devletin İddaa'nın özelleşmesi üzerine çalışması sebebiyle baskıyı azaltması en büyük etken

Her neyse konumuza dönelim, ilk sene anlattığım maçlar sayıca azdı ve bu işle daha fazla kazanmak istiyordum. İkinci senenin başında daha fazla görev istedim Avrupa süpervizöründen. Gelen cevap olumluydu vee bana Beşiktaş kombinesi parası yolladılar dolayısıyla beşiktaş'ın İnönü stadındaki maçlarının tamamını ben anlatacaktım :) O yaşa kadar kazandığım en büyük başarılardan biriydi bu. Hemen gittim ve gelen parayla Eski Açık'tan Beşiktaş kombinesi aldım :) Beşiktaşlı değilim ama Beşiktaş'a her zaman sempati duymuşumdur. Çarşı'nın tribün şovlarını izlemek ayrı bir keyif idi.

Kombine aldığım sezon tam bir hayal kırıklığı idi. Maçlara gitmem zorunluydu çünkü maçı anlatmak için aranabilirdim ama bazen aranmıyordum. Bazen boş boş maça gidip, maçı öylesine gidip izleyip dönüyordum. Bunun nedenini daha sonradan öğrendim. Bazı maçlar müşterilere satılamıyordu. Başka şirketlerden daha ucuza alıyordu müşteriler. Dolayısıyla ben de para kazanamıyordum.

Peki neden TV yayını olan maçları müşteriler satın alıyordu madem maçlar TV'den izlenebiliyorsa ? Çünkü TV yayını geç geliyor !! CANLI BAHİS'te saniyeler çok çok önemlidir. Digitürk'ten izlediğiniz bir maç ortalama olarak ekrana 8-9 saniye geç gelir. HD yayın ise 1-2 saniye daha koymak lazım. Bu durum maçı sadece TV'den izleyip canlı bahis açan bir büroya çoooook pahalıya mal olabilir. Maçı stattan izleyen ve iyi reflekse sahip birileri maçtan yüklü miktarlarda para alabilir bu sayede. Geçmişte örneklerini çok duymuştum

Bu işi meslek haline getiren adamlar da mevcut. Maça gidip canlı bahis takip ederek büroların açıklarını kovalayan adamlar. İyi bir scout, bu çakal arkadaşlara çakallık yaptırmayan ve refleksi kuvvetli scout'tur. Ona güvenenleri mahçup etmez. Ben etmedim en azından

İkinci senem Beşiktaş ile geçti kısaca. 1-2 maç hariç başka da maç vermediler. Şirket sıkıntıda dediler. Daha sonra paralar da geç yatmaya başladı. Bazı Beşiktaş maçlarını bile anlatamayınca yani onlar satamayınca müşterilere benim de sadakatim kayboldu. Etrafta duyduğum başka istatistik şirketlerine başvurmaya başladım ve şansım yaver gitti. Bu alanda dünyanın en iyi istatistik şirketi beni test maçı yapmak için denemeye aldı. Kaderimin döndüğü nokta aslında tam da burası oldu :) Hayatı, insanları, üçkağıdı, arkadaşlığı, şikeyi, bahsi öğrendiğim yer tam da burasıydı

Devamı gelecek...