Notes

-17 Nisan 2019 01:03-

Merhaba ben Sheron, arkadaşlarım bana öyle seslenir. Yani olsalardı öyle seslenirlerdi.

Gerçek adım Sheron, Sheron Roth. Evet bunu söylemek için kimliğime bakmam gerekti, görünüşe göre 21 Temmuz 1990 yılının sabahında Toronto'da doğmuşum. Kişisel bilgilerimi yaklaşık 5 yıldır hatırlamıyorum. Bazı bilgiler gerek duyulmadığında unutulabiliyormuş gerçekten, hayatın için ne kadar önemli olursa olsun. Zaten insanlar asıl hayati önem taşıyan bilgileri unutuyorlar, kafalarımız gereksiz bilgiler ile dolu. Sarı saçlı, yeşil gözlü sıradan bir insanım, sanırım... Her ne ise nerede kalmıştık, bu adamın gözlerinden yaşlar gelirken kafamı toparlamakta zorlanıyorum. Evet çocukluğum. Ailem oldukça zengindir yani zenginlerdi, çocukluğumda özel okullara gitmiştim hayal gibi de olsa hatırlıyorum.

Bir de bahçemiz vardı, yemyeşil bir bahçe. Sanırım çocukluğumdan kalan en önemli hatıralarımı orada yaşadım, orada topladığım böcekleri çeşitli yollarla öldürürdüm. O günlerden belliymiş aslında bu hale geleceğim. Lise yıllarımda hiç arkadaşım olmadı, Lisa vardı sadece, köpeğim. Gözlerimin önünde yandığını izlerken içimde garip bir duygu oluşmuştu, bu satırları yazarken de aynı hislerle doluyorum. Lise yılının nasıl geçtiğini hatırlamıyorum, tamamen çıkarttım hafızamdan o yüzden o yıllarla ilgili bir bilgi vermek konusunda kendimi zorlamaktansa sonrasına geçeyim, daha yazacak çok şeyim var. Liseden ayrıldıktan sonra babamın baskıları ile psikoloji okumak üzere bir üniversiteye gönderildim. Adı neydi.. Harvard, iyi bir öğrenci olmamama rağmen para her kapıyı açıyor işte. Babam beni bu bölüme göndermek ile ne kadar büyük bir hata yaptığını şu anda anlıyordur sanırım, tabi ölümden sonra yaşam varsa.

Üniversitenin ilk yıllarında okuduğum okuldan nefret etsem de sonrasında insanların en özel anlarında yanında olan ve sonsuz güven duyarak her şeylerini anlattıkları bir insan olma fikri beni oldukça cezbetti. Adeta benden yardım isteyen insanlar için bir tanrı görevi görüyordum, tanrının yer yüzündeki karşılığıydım onlar için. APTALLAR. Bir insan niye hayatı en özel ayrıntısına kadar hiç tanımadığı bir insana anlatır ki? Karşısındakine nasıl bu kadar çabuk güven duyabilir, nasıl bu kadar inanabilir, sadece mesleği yüzünden mi? Sanmıyorum. İnsani duygular onları hep korkularına doğru götürmeye meğillidir, belki onlar benim nasıl biri olduğumu bilmiyorlardı fakat ilk insandan beri süregelip gelişen hisleri benim nasıl bir insan olduğumu daha ilk anda anlayıp onları bana yönlendiriyordu. Tek başıma çalışmıyorum, insanların ruhları ile ortak ilerlettiğim bir proje bu. Ruhları o bedende olmaktan nefret ediyor ve onları tek tek bana getiriyordu.

Üniversiteyi bitirdikten sonra ırklar ve insanlar üzerine bir araştırma yapmak için dünya turuna çıktım, gördüğüm insanlara psikolog olduğumu söylüyordum ve onlar da adeta yalvarıyorlardı bana seans için. Onlar mı ruhları mı? Adeta acı çeken ruhları sonsuz huzura ulaştırmak için dünyayı geziyordum, kaç tane ruhu huzura ulaştırdığımı ben bile saymaktan vazgeçtim bir yerden sonra. Asya kökenli insanların öldürülmeye -ki onlar buna intihar diyor- ne kadar da hevesli olduklarını tahmin edemezsiniz. Kendimi kaybetmek üzereydim Japonya'da, oradaki insanları öldürüyor olmak bana ayrı bir haz veriyordu, Japonya'dakilerle kıyasladığımda diğerleri için neredeyse üzülüyordum, o insanlar Japonların yanında adeta bir iyilik meleğiydi.

Imamura Naonobu.. O küçük kızın gözlerimin önünde bu ismi ağlayarak haykırışlarını unutamıyorum, bazı geceler rüyalarıma giriyor. Çok zengin ve yakuza ile bağlantılı bir adamdı, zengiliğini de kaçırıp tecavüz ettikten sonra sattığı küçücük kızlara borçluydu. Kaneda ise elinden kurtulmayı başarmıştı ve polis sorgusu sırasında kız ile konuşabilmek için benden yardım istemişti. Duyduklarıma hala inanamıyorum.. Aylar sonra Imamura'nın kızı Akamatsu ile şu anda hatırlayamayacağım bir sebepten ötürü yollarımız kesişti ve her hafta seansa gelmeye başladı. Babasının yaptıklarından habersiz bir CEOydu. Aylar boyunca yaşadıkları hayat, evleri ve asıl amacım olan babası hakkında bütün bilgileri öğrendim ve kendimi yemeğe davet ettirdim. Çok güzel bir akşam yemeğiydi, Bayan Akamatsu annesinin ölümünden sonra zengin bir kadın olsa da oldukça güzel yemekler yapabiliyordu, hatta yardım etmeme de izi verdi fakat o gece benim pek iştahım yoktu. Japonlar ne kadar kötü insanlar olurlarsa olsunlar misafirlerine gerçekten önem veriyorlar. Yemek sırasında sadece şarabımı yudumladım.

Ülkede artan cinayetlerden sonra polis gerçekten sıkı bir soruşturma başlattı ve benimle ortak çalışıyorlar. İnsanlar gerçekten kime güvenmeleri gerektiği konusunda aptal canlılar fakat sanırım aralarından bir kaçı yavaş yavaş benden şüphelenmeye başladı.

-15 Mayıs 2017-

Çıktığım tatilerden birisinde kafamı boşaltmak için İsviçre'nin köylerine bir gezi yapmak istemiştim, kafamı sadece aracına bindiğim taksici beni dolandırmaya çalışana kadar boşaltabildim. Sonrasında aklımda sadece boynundan süzülen kanın bedeni ile nasıl bir kontrast oluşturacağı kalmıştı, polisin bedenini bulması bir hafta sürdü tabi benim tatilim de.,

-Haketmedikleri yerlerde dolaşan insanlar..-

Üniversite'de edindiğim alışkanlıklarımdan bir türlü kurtulamıyorum fakat onları revize etmeyi başardım. Sigara içmeyi kendime bir hediye olarak görüyorum ve sadece işime başlamadan önce ya da bitirdikten sonra içerim, tabi alkol de öyle. Her gün koşuyorum fakat nedenini ben de bilmiyorum, sağlıklı olmak gibi bir düşüncem yok en fazla 5-10 yıl daha yaşayacağımı biliyorum. Bir şekilde polis ya da ölüm beni bulacaktır. Hayatımı sonsuza kadar bir hücrede geçirmek mi yoksa hayatıma bir son vermek mi soruları her gün kafamda ve bir cevap bulamıyorum. Bu soruları o güne kadar erteleme kararı aldım.

Evet, sadece kötü insanları öldürüyorum fakat senin kafandaki kötü ile benim kafamdaki kötü kavramları oldukça farklı. Gerçek kötü sence hayatında hiç iyi bir şey yapmayan insan mıdır yoksa toplumun "kötü" diye tabir ettiği bir hareketi yapan mı? Bu soruyu tersten düşünecek olursak da gerçekten birisinin iyi bir insan olduğuna nasıl karar veririz? Hayatında hiç kötülük yapmamış olması mı gerekir yoksa yaptığı iyiliklerin daha fazla olması mı. Ben toplum tarafından "kötü" olarak tabir edilen insanların en başında yer alıyorum fakat sence de gerçekten öyle mi? Yaptığı işi hak etmemesine rağmen mevkisi yüzünden insanları aşağılayan bir insandan daha mı kötüyüm, ya da bir çocuk tecavüzcüsünden, bir hırsızdan, bir dolandırıcıdan daha mı kötüyüm gerçekten?

- 25 Kasım 2015-

Ailemden hiç bahsetmedim size, öldüler. Trafik kazası evet, birisi frenlerine bir şeyler yapmış diye duydum. Tam da ben onları ziyarete gittikten iki gün sonra.

-Kim olursa olsun-

-17 Nisan 2019 02:23 -

Aptal adam hala yaşam savaşı veriyor ve kafamı toparlamamı zorlaştırıyor. Vücuduna saplanmış bıçaklara ve arseniğe rağmen ölüme karşı oldukça dirençli görünüyor,oysa ki kızı gözlerinin önünde çoktan can verdi. Özür dilerim Akamatsu. İnsanların öldüklerini anladıklarında ne kadar değiştikleri her zaman beni şaşırtmıştır. Şimdilik burada bitirmem lazım, telefonu çaldı ve arkadaşlarının ona ulaşamayınca polisi arayacaklarından eminim. Japonya hapishaneleri bana göre değil ve benden şüphelenmeye başlamışlarken bir hastamın babası ile yediği yemek sırasında zehirlenek ölmesi benim için iyiye işaret olmayacaktır. Hele ki bu adam katıldığım sorgulardan birisinde küçük bir kızın ağlayarak adını haykırdığı kişi ise.. Öldürürken en çok zorlandığım kişi o kızdı fakat bu kadar acı çekerek yaşamasına izin veremezdim.

-Suçlular ve akrabaları.. Bir arada gömüldüler bu gece, birisi suçlu birisi masum.-

Evet uzakta siren sesleri duyulmaya başladı ve uçağım iki saat sonra havalanıyor olacak, olay yeri incelemesi ve otopsi sonuçlarının çıkması ortlama dört beş saati bulur, sonrasında da Jake Blake'den istedikleri kadar şüphelenebilirler.. Dünya üzerinde öyle birisini bulabilirlerse tabi.

-19 Nisan 2019 - 06:48-

Sonunda Los Santos'a vardım, artık biraz rahatlasam iyi olacak. Uçakta yanımdaki herif gerçekten zorluk çıkarttı bana, bir Japon polisi ne diye benimle aynı sefere bilet alıp tam yanıma oturur ve beni tanır ki? Her ne ise uçak indikten sonra onu takip ettim ve kenar mahallelerin birisinde yerde bulduğum paslı bir demir ile kafatasına güzel bir delik açtım. Yaptığım aptalcaydı biliyorum fakat onun Japonya'da olanları öğrenip buradaki polislere bu bilgiyi verme ihtimalini göz önünde bulundurunca yapmak zorundaydım. Herifi başka bir yere taşıyana kadar canım çıktı fakat taşıyabileceğim en güzel yere taşıdım. Şimdi buralarda kendime yaşayabileceğim bir yerler bulsam iyi olacak, sanırım ilk günler bir otel odasında kalabilirim fakat sonrasında hem ofis hem ev olarak kullanabilmem için bir daire kiralamam gerekebilir, tabi insanlarla da tanışmam lazım. Buralarda bir bara gidip bir şeyler içmek ve hayatın karşıma acı çeken ruhlar çıkartmasını beklemekten başka yapacak pek bir şeyim yok, polisin bu adamı bulması bir iki gün sürer.

-Hayatta kalma isteği.. Her insan bunun uğruna bir cinayet işler-

((Hikayeye bir türlü yediremediğim ve okuyanın karakterimi daha iyi analiz edebilmesi için cevaplandırılan sorular))


• Hayatta bir hedefin var mı? En büyük hayalin ne?
- Herhangi bir hayalim ya da hayattan beklentim yok, görevimi yapıyorum sadece.
• Enstrüman çalabiliyor musun? Çalıyorsan hangisi ve ne seviyede? :
- Keman çalabiliyorum, dinleyenler tarafından oldukça iyi olduğum söylenir.
• Dövüş sanatları, silahlar ya da benzer savunma-saldırı yetenekleriyle ilgili bilgin var mı? Varsa hangi seviyede?: Güncel hayatında ya da mesleğinde bunları kullanman gerekiyor mu?:
-Yani hayır desem inandırıcı olur mu ki.
• Diğer kişilerden sakladığın, bilinmesini istemediğin bir şeyin var mı? (Eşya, anı, yetenek, özellik vb.):
-Hayatım.
• Hayatta uğruna ölürüm dediğin bir şeyin var mı?
-Hayatı uğruna öldüreceğim şeyler için yaşıyorum.
• Üzüldüğünde ve sinirlendiğinde nasıl tepki gösterirsin?
-İnsanlar nasıl bir ruh hali içinde olduğumu fark etmez bile.
• Seni üzen ya da kızdıran bir yaşanmışlık var mı? Varsa hatırladığında ya da yaşadığında nasıl tepki verirsin?
- Sanırım küçük kız.
• Her hangi bir din, mezhep vs inancın var mı? Varsa ne seviyede?
- Aslında hristiyanım fakat paganizmle de ilgiliyim.
• İdolün var mı? Varsa kim ve neden?
- Var.
• Çevrende yabancılar ya da çok hareketli bir kalabalık ortam varsa nasıl davranırsın?
- Önce insanların davranışlarını incelerim ve nasıl karakterler olduklarını öğrenmeye çalışırım.
• Arkadaş çevrende nasıl davranırsın?
- Önce arkadaş çevremin olması lazım.
• Haklı olduğunu düşündüğün bir yabancı için canını feda eder misin?
- Hayır, ona haksızlık yapanın canını feda etmek ilgi alanımda.
• Irkçılık ya da bir oluşuma sempatizanlık besliyor musun?
- Evet bir oluşuma sempatizanlık besliyorum fakat bunu etrafımdaki insanlardan saklarım.
• Yasalara uyumun ne kadar? Yasaların gerektirdiği gibi mi davranırsın?
- Yasalar karşısına çıkmadığım sürece dışarıdan örnek bir vatandaşımdır.
___
• Birisi sana saldırsa veya soymaya çalışsa nasıl tepki verirsin?
- Ona bütün paramı veririm, nasıl olsa geri alacağım.
• Gelecekten beklentilerin neler? Nasıl bir hayatı hedefliyor, nasıl bir hayatın olsun istiyorsun?
- Hayat mı?
• Zihinsel veya öfkesel gibi sorunların var mı?
- Evet var.
• Rutine bindirdiğin her gün ya da belirli aralıklarla yaptığın hobileri var mı?
- Her gün kan görüyorum fakat genellikle yemek yaparken.
• Sorumluluk almaya ne kadar eğilimlisin?
-
• Ne kadar zeki olduğunu düşünüyorsun? Örnekleyecek olsan zeka seviyeni nasıl tanımlamak isterdin?
- Tanrıdan bile daha zekiyim.
• Atletik misin? Spor yapar mısın?
- Atletiğim fakat çok spor yapmasam da harektli bir hayatım var.
• Daha önce bir cinayet işledin mi? Suça karıştın mı? Yaşadıysan resmi kayıtlarda mevcut mu?
- Hangi resmi kayıtlarda?
• En sevdiğin yemek nedir ve neden?
- Az pişmiş antrikot. İnsan etine en yakın olabilecek tat bu, hayır insan yemiyorum.
• Müziği sever misin? Ne tarz müzikten keyif alırsın?
- Klasik müzik dinlerim.
• Pahalı ve erişimi zor olan şeylere ilgin ne kadar? Çalmayı düşünür müsün?
- Çok fazla ilgim yok fakat toplumda statü sahibi olmak zorundayım. Çalmak bana göre değil.
• En çok hangi rengi seversin? Giyiminde hangi rengi daha sık tercih edersin?
- Siyah.
• Seni güldürebilen şeyler nelerdir?
- Bilmem, çok nadir gülerim.
• Özgüven sahibi misin?
- Evet.
• Tatiller hakkında ne düşünürsün?
- Katiller olarak okudum soruyu özür dilerim.
• Kutlamalar ve özel günler hakkında ne düşünürsün?
- Gereksiz.
• Görülen ya da görülemeyen bir dövmen ya da yaran var mı? Varsa hikayesi ve gerekçesi nedir?
- Var, bıçakların keskinliğini kendi üzerimde test etmek gibi huylarım var fakat bütün hepsi insanların göremeyeceği yerlerde.
• Şu anda sahip olduğun maddi şeyleri nasıl edindin?
- Ailemden kalanlar.
• Şu anda sahip olduğun kişiliğini en çok kime borçlusun ya da kime bağlıyorsun?
- Bahçedeki böceklere ve babama.
• Hayvanlara bakış açın nasıl? Çarpsan ya da saldırsalar tepkin nasıl olur?
- Çarpmak eğlenceli değil, acı çekmelerini görmem gerekiyor. Saldırabileceklerini de düşünmüyorum.
• İş hayatı konusunda kolay yoldan işi yapmayı mı seçersin yoksa dürüst yoldan bitirmeyi mi?
- Dürüst yollar ile bitiririm.
• Bir insanın fikrini değiştirmek için hangi yönünü kullanmayı seçersin? Akıl çelme mi, görselliğini mi, tehdit mi yoksa farklı bir yöntem mi?
- Zekamı. Onu kolayca manipüle edebilirim.
• Birisinden isteyeceğin şeyin doğru veya etik olmadığını bilsen yine de yapmasını ister misin?
- O anın koşullarına ve gerektirdiklerine göre değişir, emin değilim.