Notes
Notes - notes.io |
Bu adamın gülüşünü her duyduğunda içinden yere ağız dolusu tükürmek geliyordu. Bir de şu pezevengin aptal suratı; şişeyi önce pezevengin suratında kırsa, kalan camı bakkalın şah damarına saplasa. Tek zevkinin, onu iki yıl önce terk eden sevgilisinin, geri dönüşüm klasöründen kurtardığı çıplak fotoğraflarına bakarak mastürbasyon yapmak olduğu bir günde, bedavadan iki soğuk bira fena olmazdı.
Yüzü, sağ üst köşesi çatlamış cama dönük oturdu masaya. Yağmur bir aylık tozu, yavaş yavaş temizliyordu. Bakkal, O’ya dönmüş, O’nun sağ dizini dürte dürte bir şeyler anlatıyordu ama o içinden bakkalın tombul suratına sövmekle meşguldü, birkaç bira onu bu eziyetten kurtarır diye düşündü.
"Ah o paçalı kaybettirmeseydi be, ulan Tahsin senin evveliyatını, neyse. Kaybettirmeseydi, bırak şu kıç kadar dükkanda bira ısmaralamayı, seni sanayinin oradaki pavyona götürürdüm. Şöyle sana da, gencinden, işvelisinden bir orospu ayarlardık, İsmet abin ne kral adammış görürdün. Bana bak, yaptın mı sen o işi?"
"Anlamadım."
"Olum diyorum ki, sikiştin mi?"
İçinden, ananı bile mezarında siktim demek geldi. Neyse ki, çakırkeyifliğin verdiği gülümseme imdadına yetişti.
"Yaptık bir şeyler."
"Helal aslanım. Daha gençsin, koru takımları. Sonra bizim domuz gibi haptan huptan boylarsın tahtalı köyü. Gülsene lan!"
Bakkal, her kahkaha atışında, göbeği masayı sallıyordu. Beleş biranın keyfine konmuş pezevenge dönerek:
"Lan Tahsin, benim hatun duruyor mu hala? Az para yedirmedik şıllığa, yalnız ondan sonra evdeki karıya gidince bir fena oluyorum arkadaş. O horoz bir dövseydi, bu karıyı da gönderecektim arkadaş köyüne."
Yağmur şiddetini arttırmaya başlamıştı. Aldığı her yudum, bakkalın suratını daha çekilebilir kılıyordu. Seneler geçse de bu çirkinliğe bir türlü alışamadı. Dört sene oluyordu bu sapa mahalleye taşınalı. Babasının suratına o tokadı aşk ettiğinden beri buradaydı. Zor olmamıştı buraya başlarda alışmak. Bu aralar fotoğraflarına bakarak mastürbasyon yapmayı alışkanlık haline getirdiği sevgilisinden daha ayrılmamıştı, insan kalabalığını sevmiyordu ama arada o büyük caddenin uğultusu iyi geliyordu ona.
O, kendi içinde bir iç hesaplaşmaya girmek istese de, bakkal buna izin vermedi. Bakkal, sol omzundan yavaşça itekledi. Bir yudum alıp tekrar konuşmaya başladı:
“Sen oturdun da masaya, dinlemiyorsun beni. Sarmadı mı bu muhabbet? Olum, genç adamsın, karılar hakkında konuşmayı sevmen lazım senin. Neyse, senin iş ne oldu? Hani diyordun ya, şu tercümanlık işi mi, metin işi mi ne varmış. Bak, lafı oraya getirdi deme ama senin defter baya kabardı aslanım. Ne zaman ödersin bilmem, daha fazla beklemeyemem. Hadi beni geç, senin de şu domuza borcun varmış 3 aylık. Ölmeden iki gün önce buraya geldi, seni evden attırmak için önümüzdeki ay avukata haber edeceğinden bahsetmişti. Bu işten yırttın ama fırsat bu fırsat, çöz şu işi sen de. Bak ya, suratıma nasıl da yavşak yavşak sırıtıyor.”
O, tam lafa girecekti ki, bir anda elektrikler gitti. Çirkin surat bir anda görünmez oldu. Oşte, şimdi arkasına yaslanıp, doya doya yudumlayabilirdi birasını.
Bakkal uyuklamaya başlayan Tahsin’i dürterek:
“Kalk lan, kalk! Aloo, kime diyorum Tahsin? Şu camlı dolapta kullanılmış mumlar vardı. Getir iki tane yakalım şu masaya.”
Gözlerini kapattığında dükkanda ışıklarının yandığını anımsayan Tahsin, önce ne olduğunu anlayamadı. Hatta bir an, bakkalın onu orada bırakıp gittiğini bile düşündü. Bakkal söylenmeye devam edince, masadan kalktı ve balık istifi yığılmış malları birer ikişer düşürerek, duvara asılı dolaba vardı. Arkasına yaslamış, sigarasını tüttüren O’yu, sinir eden bir gıcırdama çıkaran dolabın kapaklarını açtı. Eliyle her yoklayışında, bir şeyler düşürüyordu dolaptan. Bakkalın, toptancı olmaya hayaliyle yola düştüğü memleketinden getirdiği, mermerden yapılma isimlik de bakkalı yerinden hoplatan bir ses çıkararak, tam da ayağının kenarını yalayarak paramparça oldu. Sinirlenen bakkal:
“Mum getir dedik, dolabı devir demedik orospu çocuğu!”
“Tamam abi ya, buldum işte. Ne böyle arkalara koymuşsun bunları. Sanki hiç elektrik gitmez bir mahallede yaşarmışsın gibi.”
Tahsin, dolabı kapatmadan yerine doğru geçti. Mumun yamulan fitilini düzeltip yakmaya uğraşırken, bir anda, kapının çıngırağı sessizliği bozdu. Dükkandakilerin, bu yağmurda kim dışarı çıkar düşünceleri ile beraber, su almış ayakkabılarının çıkardığı ses masaya doğru ilerledi. Karanlıktan sadece boyu seçilebilen bu kişi, ya bir kadın ya da bir çocuktu.
Tahsin, sonunda mumlardan birini yaktı ve gelene doğru ışığı yaklaştırdı.
|
Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...
With notes.io;
- * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
- * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
- * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
- * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
- * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.
Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.
Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!
Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )
Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.
You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;
Email: [email protected]
Twitter: http://twitter.com/notesio
Instagram: http://instagram.com/notes.io
Facebook: http://facebook.com/notesio
Regards;
Notes.io Team