Notes

UÇURTMA AVCISI
KHALED HOSSEINI
Emir çocukken, çocukluk arkadaşı Hasan’la (evlerinin hizmetçisi Ali’nin oğludur) oyunlar oynar, ağaçlara tırmanır. Hasan, Emir için hizmetçinin oğlundan ötedir. Hasan pek sevilmeyen bir ırka: Hazara ırkına mensuptur.Emir’in annesi ise Emir’i doğarken vefat etmiştir. Emir bu durumdan kendisini suçlu sayar ve bu yüzden babasıyla arasının soğuk olduğunu düşünür.Ali ve Emir’in babasının çocukluk zamanları beraber geçmiştir. Tüm haylaz fikirler Emir’den çıkar ama bunları hep Hasan’ a yaptırır. Ali’ye yakalanınca Hasan her zaman suçunu kabullenir Emir’i ele vermez. Hasan annesini hiç görmemiştir çünkü annesi Hasan küçükken terk etmiştir. Oralarda Hasan’ın annesi pek de iyi anılmaz adı “kötü kadına” çıkmıştır. Ali’nin küçükken geçirdiği felç yüzünden pek gülümseyemez duygularını dudaklarıyla gösteremez. Ama Hasan doğunca istemsiz olarak da Hasan’ın dudakları gülümseme şekline gelir çünkü Hasan tavşan dudaklıdır.Bir gün Emir ile Hasan dışarı da oynarken Assef denen kabadayı Emir’e ve Hasan’a bulaşır. Bunun üzerine Hasan , Emir’i savunmaya başlar. Hasan çok iyi sapan kullanır . Yerden aldığı taşı Assef’e atar ve birgün Assef’in gözünü çıkartacağını söyler. Emir’ın evinde babasının en yakın arkadaşı kendisinin dert sırdaşı Rahim Han da yaşar.Her bahar Afganistan’da uçurtma şenlikleri düzenlenir. Emir ile Hasan da bu yarışmalara katılırlar arada. Yarışmadaki amaç camlı iplerle diğer uçurtma uçuranların ipini kesmek ve uçurtmayı kapmak. Uçurtmayı hep Emir uçurur. Uçurtma avcısı da hep Hasan olur. Emir yine uçurtma yarışlarına katılmayı düşünür. Eğer kazanırsa babasının kendisini seveceğini düşünür ve daha da hırslanır en iyi uçurtmayı alırlar. Emir son iki uçurtmaya kalır ve en sonunda diğer uçurtmanın ipini kesmeyi başarır. Hasan uçurtmanın peşinden koşar. Emir, Hasan’a uçurtmayı yakalaması gerektiğini söyler. Hasan ise “Senin için bin tane olsa da yakalarım.” der. Ardından uzun sürenin ardından uçurtmayı yakalar. Bunu görünce Assef (kabadayının ve gaddarın önde gideni) Hasan’a uçurtmayı kendisine vermesi gerektiğini söyler ama Hasan vermez. Emir , Hasan’ı merak eder ve aramaya başlar en sonunda bir köprünün yanında Hasan’ı , Assef’i ve birkaç çocuğu da görür. O sırada Assef , Hasan’ı döver ve tekrar uçurtmayı almaya çalışır , Hasan vermez. Bunları gören Emir korkaklık eder ve hiçbir şey yapmaz. En sonunda Assef , Hasan’ın pantolununu çıkartır ve tecavüz eder. Emir bunu görünce ağlayarak eve kaçar. Eve gidince çok büyük bir pişmanlık hisseder. Hasan’la arası eskisi gibi olmaz. Bir daha Hasan’la hiç oynayamaz. Hasan’ın doğum günü gelince Emir’in babası eve doktor çağırır , Hasan’ın dudaklarını tedavi ettirir. Emir babasının neden böyle bir şey yaptığına anlam veremez. Aradan baya zaman geçer. Emir , Rahim Han’a anlatmaya çalışır o gördüğü şeyi ama yapamaz. Emir kefaret olsun diye birgün kendi biriktirdiği parayı ve babasının kendi doğum gününe aldığı saati Hasan’ın yastığının altına koyar. Aradan zaman geçer babası Emir’i yanına çağırır. Hasan ağlamaktadır ve saati,paraları çalmadığını söylemektedir. Emir onları kendisinin koyduğunu söyleyemez. Emir’in babası Hasan’ı yapmadığı bir suçtan ötürü affeder. Ama Ali artık orda kalmak istemediklerini söyler. Bunu Emir’in babası duyunca ağlamaya başlar. Emir ilk defa babasının ağladığını görür. Emir’in babası Ali’ye burada kalmaları için yalvarır ama Ali’nin fikrini değiştiremez. Ali ve Hasan köylerine gider.Emir bir daha hiç Hasan’ı göremez. Aradan bir zaman geçince Afganistan’da savaşlar olur rejim değişikliğine giderler. Bu sebeple Emir ile babası tüm mal varlığını bırakıp kaçarlar. Bu sayede Emir geçmişinden kopabileceğini zanneder. Aradan zaman geçince Emir birisine sevdalanır. Ve Süreyya ile evlenir. Süreyya daha küçükken birisine kaçmış ve kızlığı bozulmuştur bunu Emir’e itiraf eder. Emir , Süreyya’yı olduğu gibi kabul ettiğini söyler ve ilk defa Hasan’a olanları kendisinin göz yumduğunu karısına anlatır. Aradan epey zaman geçer ve Süreyya hamile kalamaz bir türlü. Doktora falan giderler ama nafile. Emir , Hasan’a yaptığı ihanet için böyle olduğunu düşünür. Emir’in babası yatağa düşer ve vefat eder. Emir başarılı bir yazar olur.( İlk öyküsünü küçükken Hasan’a anlatmıştır ve Hasan dinlediği tüm öykülerden daha güzel olduğunu ve ileride başarılı bir yazar olacağını söyler.) Rahim Han’dan bir mektup gelir ve kendisini ziyaret etmesini ister. Emir, Rahim Han’ı ziyarete gider. Hasan’ın oğlunun yetimhaneden almasını ister. Emir pek istekli değildir. Bunun üzerinde Rahim Han , Ali’nin kısır olduğunu ve hiç çocuğu olmadığını söyler. Bunun üzerine Emir , Hasan’la üvey kardeş olduğunu anlar. Babasının Hasan’a neden o kadar çok değer verdiğini,ameliyatı… Emir , Hasan’ı nerede bulabileceğini sorar ama Rahim Han ona Hasan’ın öldüğünü söyler. Hasan evlenmiştir ve çocuğu olmuştur. Adını Emir ile en sevdiği karakterin ismini koymuştur “Sohrab”. Hasan’ın annesi yıllar sonra ortaya çıkmıştır ve Hasan’dan özür dileyip beraber yaşamışlardır. Günün birinde Hasan’ın annesi hastalanıp vefat eder. Aradan biraz zaman geçince de Hasan ve karısı şehit olur. Emir bu evlatlık meselesini karısına ve karısının ailesine söyler ilk başta pek kabullenilmese de Emir , Sohrab’ı almak için söylenen yetimhaneye gider. Afganistan’a geri döndüğünde hiç bir şey bırakıldığı gibi değildir. Emir bir ailenin evine misafir olur. Emir yemeğe oturur ve tüm çocuklar Emir’i izler. Gözleri ekmektedir ancak Emir saatinde olduğunu zannederek saatini çıkartır çocuklara hediye eder. Çocuklar saatle pek ilgilenmezler. Sonra Emir’e yardımcı olan adamla beraber yetimhaneye giderler ve Sohrab’ın sahiplenildiğini öğrenirler. Sohrab’ı sahiplenen kişi o zamanın ileri gelenlerinden acımasız sözde İslam savunucularındandır. Emir gider o adamla konuşmaya. O adam , Emir’i tanıdığını söyler. Emir ise adamı tanımaz. Adam adının Assef olduğunu söyler. Bunu duyunca Emir büyük bir şok yaşar ve Sohrab’ı alıp gitmek istediğini söyler. Assef ise bu kadar kolay olmadığını söyler. Sohrab’ı çağırır. Emir , Sohrab’a kim olduğunu anlatır. Sohrab ise kendisini tanıdığını babasının onu anlattığını söyler. Assef kapıdaki bekçilere her ne olursa olsun kapıyı açmamaları gerektiğini, içeride ya kendisinin ya da Emir’in sağ kurtulacağını söyler. Emir ile Assef kavgaya tutuşurlar. Assef, Emir’in kaburgalarını , dişlerini kırar. Sohrab ise sürekli “yapmayın!”der. Sohrab , Emir’in çok zor durumda olduğunu görür. Babasının öğrettiği gibi sapanını eline alır ve oradaki bir pirinç topunu Assef’e atar. Pirinçler Assef’in gözüne gelir. Ve gözü artık görmez durumdadır. Emir kendisini zorla ayağa kaldırarak Sohrab’la dışarı çıkar. Emir uzun bir müddet hastanede yatar. Daha sonra Sohrab’ı Amerika’ya götürmek için bir çok yol dener ama başarısız olurlar. Sohrab ile Emir bir otelde kalırlar. Sohrab , Assef yüzünden namusunun kirlendiğini düşünür ve her akşam uzun uzun banyo yapar. Çünkü Assef, Hasan’a yaptığının aynısını oğlu Sohrab’a da yapmıştır. Bir gün Süreyya arar ve Sohrab’ı buraya getirmesinin yolu olduğunu söyler. Bunun için Sohrab’ı bir müddet yetimhanede kalması gerekir. Sohrab bunu istemediğini söyler ve ağlar. En sonunda yine banyoya gider. Tekrar telefon gelir ve bu sefer Süreyya daha kolay bir yol olduğunu birisinin aracı olacağını ve Sohrab’ı tekrar yetimhaneye kalması gerekmediğini söyler. Emir çok sevinir ve banyo kapısının ardından Sohrab’a her şeyi anlatır. Bir ses gelmeyince Emir bir terslik olduğunu sezer ve kapıyı açar ve her yer kan içindedir. Sohrab intihar etmiştir. Emir bağırır çok korkar ve yardım çağırır. Sohrab’ı hastaneye kaldırırlar. Emir yıllardır yapmadığı bir şeyi yapar namaza durur. Ve Sohrab için ağlayarak dua eder. Sohrab yaşar ve Emir , Sohrab’dan özür diler. Sohrab, Emir’le konuşmaz. Daha sonra Amerika’ya giderler tekrar. Sohrab , çok büyük bir sevinçle karşılanır fakat aylardır hiç gülümsemez ve kimseyle konuşmaz. Emir uçurtma yarışlarının yapılacağını öğrenir ve Sohrab’a katılmak isteyip istemediğini sorar . Sohrab hiç bir şey demez. Uçurtmayı alırlar ve yarışmaya giderler ailece. Emir uçurtmayı uçurur daha sonra Sohrab’ı yanına çağırır. Sohrab’ın eline uçurtmayı verir. Ve sonuncu uçurtmayı da Sohrab kesmiştir. Emir, Sohrab’a “Uçurtmayı senin için yakalamamı ister misin?” der. Sohrab, hafif bir tebessümle başını evet anlamında sallar. Ardından Emir, Sohrab’a “Senin için bin tane de olsa yakalarım” der. Ardından uçurtmanın peşinden koşar.