NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

Geçen haftanın özeti

İletişim ile ilgili tanımlardan bazıları aşağıda sıralanmıştır.

• Günlük konuşma ve kelimelerin dar anlamda enformasyonların aktarımıdır.
• Bilgi alış verişidir.
• Vericiden alıcıya aktarılan bilgi veya haber sürecidir.
• Bilgilerin aktarılması, uyarı- tepki, canlı varlıklar arasında anlam aktarımı anlamına gelmektedir.
• İletişim, bir kişiden diğerine anlamların aktarılmasıdır.
• İletişim, tutum, bilgi, düşünce, duygu ve davranışların “ kaynak”tan “hedef”e doğru aktarılmasıdır
• İletişim, bir kişiden veya gruptan, bir başka kişi veya gruba bilgilerin aktarılmasıdır.
• İletişim, insanların duygu, düşünce, inanç, tutum ve davranışlarını sözlü, yazılı ve sözsüz olarak iletilmesidir.
• İletişim, kaynaktan hedefe bilgi ve anlamların aktarılmasıdır.
• İletişim, semboller yoluyla anlamların iletilmesidir.
• İletişim, bir kişiden diğer kişi veya kişilere “bilgi” veya “anlam” aktarımı sürecidir.
• İletişim bilginin, fikirlerin, duyguların, becerilerin vb.nin simgeler kullanılarak iletilmesidir.
• İletişim bir anlam arama çabasıdır.
• İletişim esas olarak simgeler aracılığıyla bir kişiden ya da gruptan diğerine bilginin, fikirlerin veya duyguların iletimidir.
• İletişim, mesajlar aracılığıyla gerçekleşen toplumsal etkileşimdir.
• İletişim, kişilerin kendini ifade edebilme ve kendilerini dinletme gereksinimleri sonucu ortaya çıkar.
• İletişim, mesaj, gönderici ve mesajı alan olmak üzere, üç önemli unsuru olan ve bilgi, duygu, görüntü veya sesin iletilmesi ve işlenmesi sürecidir.
• Anlamak ve anlaşılmaktır.
• Doğru yapıldığında mutlulukların, olumlu duyguların ve heyecanların kaynağıdır.

İletişim Süreci ve öğeleri





Geri Bildirim



Kaynak : Kaynak (Gönderici) , mesajı (duygu, düşünce, bilgi) alıcıya iletme amacıyla iletişimi ilk başlatan birimdir. Gönderici niteliğindeki birim, konuşan, yazan, çizen bir birey olabileceği gibi; gazete, televizyon, yayınevi gibi bir örgüt de olabilir.

İleti (Mesaj) : Mesaj, iletişim sürecinde gönderici ve alıcı için aynı anlamı taşıyan simgelerle ifade edilen duygu, düşünce ve bilgidir. "Göndericiden alıcıya iletilen mesaj, yazıyla, sözle ya da işaretlerle iletilebilir."

Kodlama : Bilginin, düşüncenin, duygunun iletime uygun, hazır bir mesaj biçimine dönüştü¬rülmesine kodlama diyoruz. Kaynağın aklından geçirdiği ya da oluşturduğu dü-şünceler, alıcıların anlayabileceği sembollerle kodlanarak mesaja dönüştürülür.

Kod açma : Mesajın yorumlanarak anlamlı bir biçime sokulması sürecine ise kod açma diyoruz, iletişim süreci içerisinde mesajlar ancak kod açma yoluyla, kağıt üzerindeki “an¬lamsız” işaretler ya da birtakım ses ve görüntü sinyalleri olmaktan çıkıp anlam ka¬zanırlar.

Kanal : Kanal, ışık, radyo ve ses dalgaları, telefon kabloları ve sinir sistemi gibi mesajı ta¬şıyan araçlardır, iletişim kanallarını genel olarak kişiler arası ve kitle iletişimi ola¬rak iki ana başlık altında sınıflandırarak açıklayabiliriz.

Alıcı : İletişim sürecinde, kaynağın gönderdiği mesaja hedef olan kişi, grup ya da kitleye iletişim sürecinde alıcı adını veriyoruz.

Geribildirim (Dönüt) : Alıcının, kaynağın mesajına verdiği yanıt, geri bildirim olarak adlandırılır. Kaynak, kendisine ulaşan yanıtı değerlendirerek, mesajını yeniden düzenler ve iletir. Geri¬bildirim süreci ile kaynak ile alıcı yer değiştirerek, alıcı kaynak, kaynak da alıcı ko-numuna geçer.

Gürültü : İletişimi bozan unsurlardır.

Fiziksel gürültü: Uçak sesleri, radyoda, telsizde parazit sesle¬ri, televizyonda görüntü kaymaları, yazıda silinmiş ya da alıcının tanımadığı işaret¬ler.
Nöro-fizyolojik Gürültü : işitme, görme bozukluğu, zihinsel engeller, konuşma bozuklukları.
Psikolojik Gürültü : Şiddetli heyecan, sevinç, korku gibi psikolojik durumlar kaynağa ya da alıcıya ilişkin olumsuz tutumlar, önyargılar.
Toplumsal-kültürel gürültü kaynaklan : iletişime katılan tarafların bilgi düzey¬leri, kültürel çevre ve yaşantıları arasındaki köklü ayrımlar.








Kişilerarası iletişimi Etkileyen Faktörler
Genel olarak kişilerarası iletişim davranışını etkileyen faktörler, iletişimde bulunan kişilere özgü faktörler ve iletişimin gerçekleştiği çevreye özgü faktörler (fiziksel çevre ve kültürel çevre) olmak üzere iki ana grupta toplanarak incelenmektedir. İletişimde bulunan kişilerin geçmiş öğrenme yaşantıları, kişilik özellikleri, cinsiyet, bilişsel yapıları, algılama biçimleri, duyguları, değerleri ve daha pek çok özelliği iletişim sürecini olumlu ya da olumsuz biçimde etkilemektedir.
Bireysel özelliklerin yanında iletişim ortamının fiziksel nitelikleri, mekânın özellikleri ve kültürel özellikler de kişilerarası iletişim davranışını şöyle ya da böyle etkiler. Örneğin, bir öğrencinin öğretmeni ile öğretmenler odasında konuşmasındaki iletişimsel davranışları ile okul bahçesindeki konuşmasındaki iletişimsel davranışı farklıdır. Çünkü fiziksel ortam bireylere ne tür davranışlarda bulunup bulunamayacaklarına ilişkin mesajlar verir. Yine bir işçinin fabrika müdürü ile makinelerin başında konuşurken sergileyeceği iletişimsel davranışlar ile müdür odasındaki iletişimsel davranışları farklı olacaktır.
İletişim ortamının fiziksel özelliklerinin yanında daha büyük ve kapsayıcı bir anlamlar çevresi olarak kültür de insanın iletişimsel davranışlarının belirlenmesinde etkili olur. Kültür kavramı çok yönlü ve kapsayıcı bir kavram olması nedeniyle tanımlanması ve sınırlarının çizilmesi oldukça güç görünmektedir.
Kültür, bilim alanında uygarlık, beşeri alanda eğitim sürecinin ürünü, estetik alanda güzel sanatlar, maddi ve biyolojik alanda üretme, tarım, ekin, çoğaltma ve yetiştirmedir. Kültür kavramı sosyal miras ve gelenekler birliği olarak, hayat tarzı ve yaşam biçimi olarak, idealler, değerler ve davranışlar olarak, çevreye uyum olarak, geniş anlamda eğitim olarak, bireysel psikoloji olarak, düşünüş olarak ve simgeler olarak çeşitli şekillerde tanımlanmaktadır. Kültür, bir toplumun tüm hayat biçimi ve bir grubun yaşama biçimidir. Bu tanım yaygın olarak bilinen belki de kültürün ne olduğunu en yalın biçimde açıklayan tanımlardan biridir. Buna göre kültür, bir toplumun ürettiği ve kullandığı araç-gereçler, alışkanlıklar, değerler, düşünüş ve davranış örüntülerinin dinamik bir organizasyonudur. Kısaca toplum nasıl yaşıyorsa kültür o dur.
İnsan içinde yaşadığı kültürü etkileyip değiştirmeye, geliştirmeye çalışırken aynı zamanda o kültürden de etkilenir. Kültür bireye belli duyuş, düşünüş biçimlerini, belirli alışkanlık ve davranış örüntüleri sunar ve bireyden bunlarla uyumlu davranışlar sergilemesini bekler. Bu kültürün bireysel davranışlar üzerindeki belirleyici etkisini gösterir.
Pek çok davranışımız gibi iletişimsel davranışlarımız da içinde yaşadığımız toplumun kültüründen etkilenir. Örneğin; başsağlığı dilemek için gittiğimiz bir ortamdaki iletişimsel davranışlarımız ile düğün için gittiğimiz evdeki iletişimsel davranışlarımız birbirinden farklı olur. Çünkü değerler, alışkanlık biçimleri ve davranış örüntüleri olarak kültür bize nasıl davranmamız gerektiği konusunda yol gösterir.
Kültür konusunda söylenmesi gereken noktalardan biri de kültürdeki hakim iletişim biçiminin ne olduğudur. Toplumların kültürlerindeki egemen iletişim biçimi olumlu ya da olumsuz olabilmektedir. Burada sözü edilen mutlak bir olumluluk ya da mutlak bir olumsuzluk değil bunlardan hangisinin daha baskın olduğudur. Bir kültür iletişim biçimi bakımından ne tümüyle olumlu ne de tümüyle olumsuzdur, ilişki ve iletişimlerde biri daha baskın olabilir. Bu açıdan bakıldığında kültürümüzdeki baskın iletişimsel davranış biçiminin olumlu iletişimden ziyade olumsuz iletişim olduğu düşünülmektedir. Bir başka deyişle kültürümüzde birbirimize olumlu mesajlardan ziyade olumsuz mesajlar gönderildiği düşünülmektedir. Kişilerarası iletişimde takdir, övgü, destek, onay belirten mesajlardan çok; onaylamama, eleştiri, yargılama içeren mesajlar göndermekteyiz. Bu özellikler olumlu bir kişilerarası ilişki iklimi yaratmamakta, gerek bireysel psikolojik düzeyde gerekse toplumsal düzeyde kişilerarası ve toplumsal çatışmalar ortaya çıkmaktadır.
Özellikle okulda öğretmen-öğrenci, ailede anne-baba çocuk ilişkilerinde olumsuz iletişim, çocukların benlik kavramlarını ve benlik saygılarını, kendilerine güven düzeylerini olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Örneğin; bir öğrencinin öğretmenin verdiği ödevlerin yarısını yaptığı, yarısını da yapmadığını düşünelim. Sizce bu öğrenciye öğretmeni ne der? “Aferin ödevlerinin yarısını yapmışsın" mı? Yoksa "Ödevlerinin yarısını neden yapmadın?" mı? Vereceğiniz yanıt kültürümüzdeki baskın iletişim biçiminin olumlu mu olumsuz mu olduğunu ortaya koyacaktır.


Kaynak
Kaya. A (2010). Kişilerarası iletişim ve Etkili İletişim. Ankara: Pegem Akademi.




İletişim Engelleri

Kişiler arasında iletişim sürecinin istenilen biçimde gerçekleşmesini önleyen belli başlı engeller şunlardır:

Sözcüklere boğulma (Verbalizm): Kaynak hedefle paylaşmak istediği düşünce, bilgi, haber, duygu ya da tutumu hedefin anlayacağı bir biçimde iletmezse bu bir kişisel iletişim engeli oluşturur. Sürekli olarak sözcüklerle, mesajlarla anlatılan bir konuyu dinleyenler zamanla izleyemeyecek duruma düşerler. Hedef iyice bilmediği bir takım yeni kavramlarla karşılaşacağından gelen mesajları anlayamaz.

Anlatılanların Karıştırılması: Kaynak, sözlü anlatım sırasında yalnızca sözlü, ya da yazılı sözcükleri kullanırsa, hedef anlamını bilmediği sözcükleri, önceden bildiği ya da onlara benzeyen sözcüklerle karıştırabilir. İletişimin bu yoldan engellenişi, diğer araçların desteği olmadan yalnızca sözlü iletişim kullanılması durumunda daha çok görülür.

Mesajı Algılayamama: Kaynak, sözlü anlatım sırasında hedefin algı hızını hesaba katmadan ve anlayıp anlamadığını gözlemeden, mesajlarını peş peşe iletirse hedef daha ilk cümlenin anlamını kavrayamadan diğer cümlelerle karşı karşıya kalır. Bu durumda bir iki cümleden sonra anlatılmak isteneni izleyemez ve iletişim engellenir.

İlgi Duymama: İletişim sürecinde alıcının ilgi duymaması ya konuyu önceden bilmemesinden ya da o zamana kadar hiç uğraşmamış olduğu ve zor sandığı yabancı bir konuyla karşılaşmasından doğabilir kaynağın anlattıkları, hedefin bildiği, bilmediği ya da zor sandığı konularsa ve yalnızca sözcüklerle, monoton bir biçimde anlatılıyorsa hedef dinlemek istemeyecektir. Dinlememek de iletişimin en önemli engelidir.

Fiziksel Çevrenin Verdiği Rahatsızlıklar: Ortamdaki aşırı sıcak soğuk havadaki nemin yüksek olması kötü ışık düzeni ve gürültülü çevre iletişimi engelleyen fiziksel etkenlerden bazılarıdır.

Fizyolojik ve Psikolojik Rahatsızlıklar: Hedefin fizyolojik ve psikolojik rahatsızlığı, çok üzüntülü veya çok sevinçli olmak gibi, süreci bütünlük içinde algılayamaması durumları da, iletişimin kişisel engelleridir.

İletişimin Yapıcı Engelleri
İletişimin yapıcı engelleri, yolların kenarındaki bariyerler gibi düşünülebilir. Bariyerler yoldan çıkmayı engellemek amacıyla konur. Bunlar engeldir; ancak yoldan çıkmanın önündeki engellerdir. Bireysel, toplumsal veya örgütsel iletişimde de çeşitli yanlışlıkların yapılmasını önleyen engeller vardır. Toplumsal kurallar ve okulda ve sınıfta uyulması gereken kurallar bu tür yapıcı engellerdendir.

Örgütlerde tümüyle serbest bırakılan bir iletişim akışı, pek çok karışıklık ve düzensizliğe neden olur. Bu nedenle serbest iletişime bir takım engeller getirilmelidir. Bilgi aktarımında seçicilik iletişimin etkinliğini artırıcı olabilir. Yatay iletişimde belli nezaket kuralı, dikey iletişimde ise, aşağıdan yukarıya doğru saygı ve nezaket, yukarıdan aşağıya doğru ise şefkat ve nezaket kurallarına dikkat edilerek iletişim kurulmalıdır.

İletişimin Bozucu engelleri
İletişimin birçok bozucu engeli vardır; tutarsızlık, güvensizlik, isteksizlik, yetersiz dinleme, aşırı bilgi yükleme, statü, yaş ve cinsiyet uyuşmazlığı, gürültü ve diğer çevresel faktörler vb… İletişim engellerinden bazıları bizzat insan psikolojisinden, onun inanç, tutum ve davranışlarından kaynaklanır. Bu tür iletişim engellerini aşağıdaki gibi gösterebiliriz.

• İnsanlar genel olarak duymak istediklerini duyar, görmek istediklerini görürler; iletişim konusunda seçmeci davranırlar.
• Statü farklılıkları gözeterek, üstlerin mesajına, astların mesajından daha fazla önem verirler,
• Güven eksikliği, karşı tarafa inanmama etkin iletişimin kurulmasını engelleyen önemli bir faktördür,
• Anlaşılmazlığa ve karışıklığa neden olan ifade güçlükleri

İletişimin Kişisel Engelleri
İnsanla aldıkları mesajları, kendi bilgi ve tecrübelerine göre algılarlar ve yorumlarlar. Yorumlarken de çoğu zaman olayları olduğu gibi değil, olmasını istedikleri gibi değerlendirirler. İnsanların mesajı olduğu gibi değil, kabul ettikleri biçimde algılamalarının nedeni, kişisel özelliklerinin yanı sıra, seçici dikkatlerinin yoğunlaşmasıdır. Aynı olayı izleyen kişilerin farklı değerlendirme yapmaları veya benzer mesajı alan alıcıların değişik davranış göstermelerinde seçici dikkatlerin değişik yönlerinin önemli bir payı vardır.
İletişimin önemli kişisel engellerinden biri mesajın anlamının kasten çarpıtılmasıdır. Bu farklı biçimde ortaya çıkabilir. Amaçlı yalanlar bunun uç örneğidir. Amaçlı yalanlarda, mesajın anlamı ile doğurduğu sonuç arasında anlamlı hiçbir ilişki yoktur. İletişimde bulunmanın asıl amacı, verilen mesajla insanları belli bir davranışta, bir edimde bulunmaya yöneltmektir. Yalan, bir iletişim sapmasıdır ve mesajın etkinliğini ortadan kaldırır.

İletişimin kişisel engellerinden en önemlileri arasında, “algılama farklılıkları” bulunmaktadır. Algılama, iletişim süre¬cinde önemli rol oynar, çünkü iletişim, gönderilen mesajın, alıcı tarafından algılan¬ması sonucunda başlar. Bu nedenle algılama, iletişimde bir çeşit filtre görevi üst¬lenmesi nedeniyle aynı zamanda bir iletişim engelidir. Bireyin, mesajı doğru ola¬rak algılamasını engelleyen etkenlerin en önemlilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
1. İnsanlar önyargılı ve seçidirler. Duymak istediklerini duyar, görmek istedik¬lerini görür.
2. Korku ve diğer duygusal durumlar mesajın algılanmasını zorlaştırır.
3. Güven eksikliği, etkin iletişimin önemli bir engelidir.
4. İfade zorlukları anlaşılmazlığın ve karışıklığın kaynağıdır.
5. Aşın bilgi yükü ve iletişim becerisindeki eksiklik.

Alıcı, kaynağın iletmek istediği her mesajı tam olarak algılayamaz. Bu, alıcının mesaja gerektiği kadar önem vermemesinden kaynaklanabilir. Ayrıca, alıcının kay¬nağa olan güveni, inancı ve tutumu da kaynaktan gelecek mesajları farklı şekiller¬de yorumlamasına neden olabilir. Herhangi biriyle iletişim kuruduğumuz zaman, duyduğumuz veya anladığımız şey, bir başka deyişle iletilenlerden seçerek algıla¬dıklarımız büyük ölçüde bizim kişisel deneyimlerimizle ilişkilidir. Yeni bir şey duy¬duğumuz zaman genellikle onu geçmişte denediğimiz benzer bir şeyle karşılaştırı¬rız. Duyduğumuz yeni bir mesaj, hiçbir zaman salt anlamıyla algılanmaz, önceden edindiğimiz deneyim ve bilgilerimizin etkisinde kalarak mesajı algılarız. Böylece yeni bir mesaj, eski bir deneyimin gölgesinde algılanır ve eskiye ait deneyimler ye¬ni mesajın engeli olarak ortaya çıkar.





İletişimin kişisel engellerini;
• Dil ve Anlatım Güçlükleri
• Dinleme ve Algılama Yetersizliği
• Bilgi Eksikliği
• Statü Farklılıkları
• Cinsiyet ve Kültürel Farklılıklar
• Hatalı Tanımlama, başlıkları altında inceleyebiliriz.
Dil ve Anlatım Güçlükleri
İletişim, gönderici ve alıcı arasında mesaj alışverişidir; dolayısıyla iletişimin etkinliğini sadece gönderici belirlemez, aynı zamanda alıcının dinleme ve algılama yeteneği de belirler. Etkin bir dinleme aktif dinleme olarak ifade edilir. Aktif dinlemede hedef kelimelerin pasif alıcısı değildir; o aynı zamanda duyduklarını hissetmeye ve gerekleri algılamaya özel bir önem gösterir ve konuşmacının etkinliğinin artmasına yardımcı olur. Aktif dinleme, konuşmacı açısından, alıcının söylenenleri kavramasını gerektirir; aktif dinleme aynı zamanda bir empatik dinleme biçimidir.
Dinleme duymaktan farklıdır. Duyma, sesleri fiziksel olarak algılama sürecidir. Dinleme ise, seslerin anlamını zihinsel olarak belirleme ile ilgilidir. Dinleme hem kişi içi, hem de zihinler arası faaliyetleri içerir. Bir kişi bir mesajı başka birisinden aldığı zaman, onu yorumlar ve diğer kişiye onu nasıl algıladığını gösterir. Alıcının geri bildirimde bulunmayıp, mesaj üzerine bazı değerlendirmeler yapması, kişinin kendisi ile iletişim sürecine girdiği anlamına gelir.
Etkin bir dinleme için on temel beceri öğesi vardır;
• Konuşmayı kesin; hiç kimse konuşarak dinleyemez.
• Konuşmacıya kolaylık sağlayın, onun rahatlamasına sağlayın.
• Konuşmacıya dinleme isteğinde olduğunuzu gösterin, işinizi bırakın, göz teması kurun.
• Dikkatleri dağıtan şeyleri ortadan kaldırın,
• Kendinizi konuşmacının yerine koyun (empati)
• Sabırlı olun, başka hiç kimse ile iletişim kurmaya çalışmayın,
• Kendinizi rahat ve hafif tutun, başka bir şeyle oyalanmayın,
• Eleştiriyi sonraya bırakın, eleştiri iletişimi engeller.
• Soru sorun; konuşmacının mesajını başka sözcüklerle açıklayın,
• Konuşmacının sözünü bitirmesini bekleyin.
Aktif dinlemede dinleyici konuşmacının mesajını tamamlamaktan sorumludur. Burada iletişim sürecinde dinleyicinin rolü, konuşmacının mesajını pasif bir şekilde algılamak değildir. Aktif dinlemede dinleyici sözlü, sözsüz ve diğer tüm iletişim unsurlarına dikkat eder.

Bilgi Eksikliği
Yetersiz bilgi, iletişim sürecinde, kaynak ile hedef arasında engel oluşturur. Gönderilen mesaj anlamayan biri, duruma göre ya anlamadığı yerleri aklından doldurur, ya da ilgisi dağılıp, başka şeyler düşünmeye başlar. Alıcının mesajı kavramak bakımından yeterli düzeyde bilgi sahibi olmaması durumunda, mesajın bazı bölümlerini ya atlar, ya yok sayar, ya da çarpıtır. Bütün bunlar iletişim sürecinin engelleridir.
Göndericinin bilgi eksiğinden dolayı, iletişim engelinin ortaya çıkmaması için, mesajın içeriğini bilmesi gerekir. İletişimde, konuşma veya yazmada mesajı berrak bir şekilde ifade etmeyip, boşluklar bırakırsa, alıcı bu boşlukları kendi varsayımları ya da önyargılarıyla doldurur, bu durumda alıcı, mesajın anlamını çarpıtarak algılar. Mesaj tam olarak algılanmadı ise, geri bildirimin de tam olması beklenemez.
Statü Farklılıkları
Statü, bir toplumsal sistem içerisinde bireyin elde ettiği yerdir. Bu yer, insana toplumun diğer üyeleri tarafından verilmiştir. Kişiler arasında statü farklılıkları, kişiler arası iletişimin yönünü ve sıklığını belirleyen önemli faktörlerden biridir. İnsanlar ya eşit, ya da üst statüdeki insanlarla iletişim kurmayı isterler.
Statü farklılığı önemli bir iletişim engelidir. İş görenler örgütlerde inanç ve düşüncelerini, üstlerine dürüstçe iletme ihtiyacı içindedirler. Eğer örgütlerde statü farklılıkları bilinçli olarak ortaya konmaya çalışılıyorsa, iş görenler üstlerinin önerilerini yerine getirme konusunda daha isteksiz davranacaklar ve onları eleştireceklerdir. Bu ’’mesajın öldürülmesi” denilen bir durumu ortaya çıkarır. Üstler sadece olumlu yorumlar duymak isterler, oysa statü farklılığından kaynaklanan iletişim engeli durumunda negatif değerlendirmeler söz konusu olacaktır.
Cinsiyet ve Kültürel Farklılıklar
Kadınlarla erkekler arasında ortak bazı beden dili özellikleri vardır. Bunun yanında cinsiyete göre, toplumdan topluma değişen farklı sözsüz iletişim yöntemleri de bulunmaktadır. Cinsiyet farklılıkları özellikle geleneksel toplumlarda önemli bir iletişim engelidir. İletişim sırasında farklı cinsiyetlerin farkında olmak bile bir iletişim engelidir. İletişimde beden dili iletişimi, statü ve güç, egemenlik ve teslimiyet durumu gibi faktörler, cinsiyete dayalı iletişim engeli ortaya çıkarır.
Araştırmalar, kadınların ve erkeklerin iletişimde bazı farklılıklarının olduğunu göstermektedir. Kadınlar konuşma ve samimi bir dil kullanma konusunda daha duyarlı iken, erkekler konuşmayla birlikte dilde statü ve bağımsızlık öğelerine daha fazla yer verirler.
Hatalı Tanımlama
İki kişinin birbirleriyle sürekli yakın dostluk veya arkadaşlık ilişkisi içerisinde olması iletişimi olumsuz yönde etkileyebilir. Aşırı samimiyet mesajın yeterince dinlenmemesine ve eksik geri bildirimde bulunmaya neden olur.

İletişimin Kanal Engelleri
İletişim kanallarından kaynaklanan engellerin bir kısmı, fiziksel ve teknolojik, bir kısmı sosyo-psikolojik niteliktedir. Fiziksel ve teknolojik nitelikte olan iletişim kanallarından kaynaklanan engeller, mesajın mekanik olarak iletimine engel olur. Yani mesaj ya hiç iletilmez ya da mekanik bir gürültü olarak kalır. Sosyo-psikolojik engellere göre daha kolaydır. Sosyo-psikolojik engeller insan kadar karmaşık ve çözümü de o derece zordur.
İletişimin Psikolojik Engelleri
İnsanlar genellikle, kendi inançlarıyla çatışan iletişim mesajlarını ya inkar eder ya da reddeder. Bazen de mesajları, işimize gelecek şekilde nasıl anlamak istiyorsak o şekilde anlamak için çarpıtırız. Sadece alıcının kişisel deneyimleri ve inancı de¬ğil, kaynağın anlatım biçimi ve psikolojik yapısı da bir iletişim engeli oluşturabilir. İletişimi başlatan kaynağın verdiği mesajlar alıcı tarafından alınmak istenmediğin¬de, iletişim engellenir. Buna, tıkanık iletişim denir. Tıkanık iletişimde mesajlar, ge¬nellikle alıcısız kalır. Alıcı fiziksel olarak var olmasına karşın, psikolojik olarak ora¬da değildir. İletişimi engelleyen diğer bir psikolojik etken de, kişilerin farklı duy¬gusal yapılarıdır. Örneğin bir iş ortamında çalışanlardan bazılarının fazla duygusal olmaları, somut olarak ortaya konan bir davranışın değerlendirilmesi yerine, duy¬gularını işin içine fazlasıyla katmaları, örneğin aşırı derece alıngan ya da kuruntu¬lu olmaları, o iş yerinde ciddi iletişim sorunlarının yaşanmasına neden olabilir. Sözgelimi, bir amirin duygusal bir kişiliğe sahip olması, en ufak bir şeyde sinirle¬nip, bağırıp, çağırması, astlarının ondan korkmalarına neden olacak bu da mesajın algılanmasını, anlaşılmasını engelleyecektir.


Fiziksel Uzaklık
Yüz yüze görüşmenin yapılamadığı farklı mekânlarda bulunma durumu iletişim engeli oluşturur. Telefonda görüşme sırasında beden dilini iletememenin sıkıntısı yaşanır. Yüz kişiye konferans veriyorsak ön sıralarda oturanlarla kurduğumuz dolaysız ilişkiyi, arka sıralarla kuramayız. Bu da fiziksel uzaklıktan kaynaklanan bir iletişim engelidir.
Zaman Baskısı
Zaman baskısı önemli bir iletişim engelidir. Hızlı konuştuğumuz da zaman kısıtlamasıyla karşı karşıya olduğumuzu anlatmaya çalışırız. Zaman engelini aşmanın bir yolu, iletişim süreci başlamadan bir zaman çerçevesi çizmektir. Örneğin bir görüşmeye başlarken “bu görüşme için sadece yarım saatimiz var. İkimizin de zamanı bunu aşmaya yetmeyecek kadar kısıtlı.” Tarzındaki ifadeler iletişimde zaman kullanımının kısıtlılığını göstermektedir. Bir yerde zamanında bulunup bulunmamak, kişiye verilen önemi gösterir. Bu durum, ilişkilerin biçimi ve düzeyi ile yakından ilgilidir. Resmi ilişkilerde iletişimin zamanlamasına daha fazla dikkat etmek gerekir.

Mesaj İçeriğinin Bozulması
Arada başka insanların aracılığıyla kurulmaya çalışılan iletişimlerde mesajların uğra-yabileceği değişiklikler ve bozulmalar da bir diğer iletişim engelini oluşturur. Kitle iletişiminde kaynaktan gelen mesajları alan ve bunları almayanlara ikincil bir yayın yapanlar doğal olarak böyle bir sorunun yaşanmasına neden olabilirler. Kişiler ara¬sı iletişim durumlarında da kaynak, alıcıya başkaları aracılığıyla ulaşmak istediğin¬de ya da zorunda kaldığında da yanlış anlaşılmalar sıkça yaşanmaktadır. Kaynağın alıcıya uzaklığının, araya giren ve mesajları taşıyan ya da aktaran insanların sayısı¬nın fazlalığı, mesajların doğru bir şekilde anlaşılmasını engeller. Bu sorunu, askeri ya da emniyet teşkilatları gibi hiyerarşik yapıya sahip kurumlarda yaşanabilecek abartılı fakat sevimli olduğunu düşündüğümüz bir örnekle açıklamaya çalışalım.













İletişim Engellerini Aşma Yolları
İletişimin Kişisel ve Çevresel Engellerini Aşmak
İletişim engellerini kaldırmanın en etkin yolu, öncelikle engelin farkına varmak ve sonra da onu ortadan kaldırmaktır. Bunun için şu yöntemlerin kullanılması gerekir:
Kaynak, sözlü mesajları alıcının anlayacağı ve algılayabileceği biçimde kullanmalıdır.
Kaynağın gönderdiği mesajlar yalnız sözlü olmamalı, aynı zamanda model, hareket, çizim, resim, yazı ve işaretler gibi semboller şeklinde de olmalıdır.
Kaynağın gönderdiği mesajlar, alıcının ilgisini çekecek gerçek ve çekici örneklerle desteklenmelidir.
Mesaj, alıcıyı etkileyecek türden bir kanalla gönderilmelidir. Kaynak ve alıcının fiziksel çevresi iletişime elverişli bir duruma getirilmelidir.
Kaynak ve alıcının fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkları giderilmelidir.
Mesajın anlaşılıp anlaşılmadığı geri bildirimle kontrol edilmelidir.
Kişiler arası iletişim engelleri şu faktörlerden kaynaklanır. Algılama farklılıkları, dildeki farklılıklar, gürültü engeli, duygusal reaksiyonlar, sözlü ve sözsüz iletişim arasındaki uyuşmazlık, güvensizlik, ağdalı ifadeler, duygu dünyasını ayarlayamamak, yetersiz geri bildirim, eksik pekiştirme, karmaşık ve aşırı teknik bir dil, hareketleri davranışlarla birleştirmemek, Yüz yüze iletişim kurma olanağı bulamamak, iletişimde farklı ve yetersiz kanal kullanmak gibi faktörlerdir. Bu engellerin uygun araç ve yöntemlerle ortadan kaldırılması, etkin iletişim olanağı sağlar.
Empatik İletişim
Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak, olaylara onun bakış açısıyla bakması ve o kişinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecine “empati” denir. Bir insanın karşısındaki kişi ile empati kurabilmesi için gerekli olan öğeleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Empati kuracak kişi kendisini karşısındakinin yerine koyabilmeli ve olaylara onun bakış açısıyla bakabilmelidir. Yani onun algı alanına girmelidir.
Empati kurmuş sayılmak için, karşıdaki kişinin duygu ve düşüncelerini iyi anlamak gerekir. Sadece duygularını, ya da sadece düşüncelerini anlamak yeterli değildir.
Empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın, karşıdaki kişiye iletilmesidir. Onu tam olarak anlamış olsak bile, eğer anladığımızı ona sözlerimizle ve davranışlarımızla gösteremezsek empati kurmuş sayılmayız.
Karşımızdaki kişiyle empati kurabilmek için onu dinlemeliyiz. Dinleme bir saygı gösterisidir. Karşısındaki kişi tarafından dinlenen birinin özgüveni artar, kendisiyle barışık mutlu bir kişi olma olasılığı yükselir. Karşımızdakinin anlattıkları bizim açımızdan olmasa da, kendisi açısından önemlidir. O nedenle, kaynağın bakış açısıyla bakarak, dinlenmelidir; bu kısaca empatik dinlemedir.
Güdüleyici İletişim
Güdü, insanı belli bir amaç için harekete geçiren güçtür. İletişimin ikna yeteneği,
güdüleyici olmasına bağlıdır. Örgütlerde güdüleyici iletişimin olabilmesi için, mesajın aşağıdan yukarıya ve çapraz bir şekilde dolaşması gerekir. Bu sayede, örgüttekiler tüm gelişmelerden haberdar olurlar.
Etkin İletişim
Amaçlanan anlamı, mümkün olduğu kadar, göndericinin gönderdiği anlama yakın bir biçimde hedefe tam olarak iletmekle mümkün olur. Etkin iletişim, anlam düşüncesine ve anlamlarının tutarlığına bağlıdır. Etkin iletişim, alıcının algılayabileceği şekilde mesajı iletmekle mümkün olur. Etkin iletişim, mesajın tam olarak algılaması ve gerekli tepkinin gösterilmesiyle sağlanır. İster sözlü ister yazılı olsun etkin bir iletişim:
• Bilinen ve geniş kapsamlı bir iletişim yapısının oluşturulmasını,
• Çeşitli görevler yüklenmiş kişiler arasındaki ilişkilerin kurallarla belirlenmesini,
• İnsanlar arasındaki ilişkilerin, uyumlu bir şekilde birbirine bağlanmasını gerektirmektedir.
İletişimde etkinlik, mesajın eksiksiz ve anlamını kaybetmeden kısaca kodlandığı şekilde alıcıya ulaşmasıdır. Bir iletişim etkinliğinin beş temel amacı vardır. Bu amaçlar;
• İletilecek mesajın kodlanması ve iletilmesi
• Mesajın kodunun çözülmesi ve filtre edilmesi
• Mesajın algılanması ve değerlendirilmesi
• Mesajın kabul edilmesi
• Mesaj doğrultusunda alıcının harekete geçmesi




İletişim Etkinliğini artırmanın Yöntemleri

İkna Edici İletişim
En basit bir diyalogun bile ikna etme ile ilişkisi vardır. İnsanlar genelde başkalarının davranışlarını, kendi arzuları doğrultusunda değiştirmek için ilişki kuralar. Ya güç kullanarak ya da ikna yoluyla bu isteklerini gerçekleştirmek isterler. Formel ilişkiler güç, informal ilişkilerde ise ikna sayesinde gerçekleşir.
İkna etmek inandırıcı olmaya bağlıdır. İnanç, tutum ve davranış değiştirmede ikna daha kalıcıdır. “Bir atı zorla suya götürebilirsiniz ama zorla su içiremezsiniz.” diyen atasözü iknanın önemini mükemmel bir şekilde vurgulamaktadır. İknanın temelinde inandırma, inandırmanın temelinde de güvenirlik vardır. İletişimde ikna sürecinin üç temel amacı vardır. Bunlar;
• Alıcıda yeni bir tutum oluşturmak,
• Alıcının tutumunun şiddetini arttırmak,
• Alıcının tutumunu değiştirmek,
İkna etme, bir süreçtir. Sürecin ilk adımını, alıcının düşünce ve nesnelere karşı takındığı tavırlarında bazı değişimlere yol açmak oluşturur. İkna etmenin ilk adımında, bireyin nesne ve ortamlara, olumlu veya olumsuz bir şekilde tepkide bulunma eğiliminde, kısaca tutumunda bir değişiklik yapmak vardır. Sürecin ikinci adımını, tutumun şiddetini arttırmak oluşturur.
Tutum bir davranış değildir, sadece davranış ön eğilimidir. İletişimde amaç öncelikle tutumlarda değişiklik yapmaktır. Davranışın içten gelerek yapılması, tutum değişikliğine önemli etkide bulunur.

Kaynaklar
Solmaz, Başak (2010). İkmep Projesi Seminerleri.

Gürgen, haluk (2001). Halkla İlişkiler ve İletişim. İletişim Süreci ve Öğeleri. Ed: Uztuğ, Ferruh. Eskişehir : Anadolu Üniversitesi Yayın No:1482

Megep (2011). Gazetecilik . İletişim Süreci ve Türleri . 90KG00013 Ankara http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul/modul_pdf/90KG00013.pdf de indirildi.


     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.