Notes

şimdi senin gözlerine bakmak çocukluğumun masal kahramanını ipten almaya benziyor. benim ağzımda sürekli yaptım çünkü sevdim diye bir cümle dönüyor. bak bu üç kelime çok yaralı diyorum onu öyle gelişigüzel savurma. sana kocaman bir kalp çiziyorum al bu senin olsun incinmiş olanı bana bırak. ben tamir etmeyi biliyorum. ben yenilemeyi biliyorum. ben üstünü kaplamayı biliyorum çiçek ekmeyi temizlemeyi bol suyla durulamayı geçti dersem geçeceğini biliyorum ama senin içime bıraktığın ağrıyı neyle sökeceğimi, nasıl keseceğimi, oraya tekrar nasıl çiçek ekeceğimi bilmiyorum, bazen taşa bazen kayaya döndüğünü, içine çöktüğünü, içime çöktüğünü, içimi çeke çeke bir yandan bir yana döndüğümü ve bunu kimseye anlatamadığımı sana nasıl anlatırım diye bütün kelimelere baştan ortadan ve sondan üç kez bakıyorum. hayır. taşikardiden bradikardiye dönmüş birkaç bozuk atımdan başka hiçbir şey yok sanıyorsun. bak bir kez daha deniyorum. bu sağ elim. bu sol göğsüm. üstüne kapatıyorum. altında dünyayı uyutuyorum. keşke unutsam diyorum, keşke, keşke. bana her şeyi hatırlama cezası vermiş bir tanrının hiç firara yeltenmemiş mahkumuyum. hala seviliyor muyum. duyuluyor muyum. oradan bakınca görünüyor muyum diyeceğim ama bana oradan hiç bakmadığını biliyorum. saat ondokuz yirmiüç, bir masada senden vazgeçmemek için ihtimal aranıyorum. beşyüzde bir diye avcumun içinden bir çizgiyi gösteriyor biri ben beşyüz kişide birin hakkını yine sana yazıyorum. yine burada yine masa başında yine kağıt üstündeyim. beni iyileştiren sen ol diye zamanla tutmuş kabukları kaldırıyorum. başta ortada ve sonda sen. çünkü seviyorum.

ve sen boynunu öperken beni sarhoş, bir okyanusla titreten hayat. sevgilim olur musun. Ben savaşarak senin, bulanık saçlarından tutup, kibirli güzelliğini çıkartıyorum ortaya. dünya, kirletilmez bir inatla dönüyor. altımıza yıldızlar seriliyor. yüzüm suya davranıyor koşaraktan. ve inzal.

je ne veux pas que tu saches que je pleure, je l'admire et me sens,

şimdi hangi çiçek tamir edecek o kırılan çerçeveyi, dediğimde, fotoğrafımı koydu önüme.