Notes

Tutunamayanlar ilk çıktığında piyasada neredeyse sadece toplumcu gerçekçiler varmış ve sanki bir kitap toplumcu gerçekçi bir gözle bakıp burjuvaları eleştirmiyorsa yetersiz gözüyle bakılıyormuş. Tutunamayanlar ilk çıktığında aydın çevre sessizliğe gömülmüş, neredeyse hiç kimse bu kitabı konuşmamış, çünkü farklıymış. 1982 TRT Roman Ödülü'nü almasa kimse kapağını açıp içine bakmazmış. Bundan sonra beğenilmeye başlandı.
Metin Kutbay: Selim'in lise dönemindeki arkadaşı, Selim'e yalan üstüne yalan söyleyerek kendisine inandırıp üstünlük kurmuş, onu manipüle etmiş, Selim'in aşık olduğu Zeliha ile birliktelik yaşamış birisi. Selim daha iyi olabilecekken, Metin yüzünden kabuğuna geri çekiliyor. Kendini acındırmak için sürekli melankolik takılır.
Selim Işık: Anlatmadan anlaşılmaya aşık.
Turgut Özben:Evli ve iki çocuk sahibi, yüksek mühendis bir küçük burjuvadır. Selim'in intihar haberiyle bir değişim sürecine girerek, tutunabilenlerden tutunamayanlara geçişin bir simgesi olur. Bu olayı araştırmak için dış dünyadan neredeyse kopar, kendi benliğine gömülür.
Günseli Ediz:Selim’in intiharından bir yıl öncesinde bir gezintide tanıştığı, bir küs bir barışık olduğu sevgilisidir. Selim'in tüm içine kapanıklılığını, sıkıntısını hafifletmeye çalışmıştır. Selim evlilik korkusuyla ondan kaçınmıştır, son zamanlarında kendisini içkiye vurmuştur ve Günseli'ye bir mektup gönderip intihar etmiştir.
Süleyman Kargı: Selim'in askerlikte tanıştığı "feylesof" lakaplı, Ankara'da yaşayan er kişisi. Selim'in kendi yazdığı Şarkılar bölümünün tahlilini, Selim kendi şarkılarının tahlilini kendi yapıyor gibi sakıncalı gözükmesin diye yazanı Süleyman Kargı gibi göstermiştir.
Esat: Selim'in üniversite döneminde ona ağabeylik etmiş, üniversitenin gediklilerinden.
Nermin: Turgut'un eşi, romanda küçük burjuva hayatının temsilcisi.


Evli ve yüksek mühendis olan ve Turgut Özben, son zamanlarda çok görüşemediği ama çok sevdiği dostu Selim Işık'ın intihar haberini bir gazeteden öğrenir ve çok etkilenir, şaşırır ve inanamaz. Bunun üzerine bu intiharın nedenlerini araştırmaya başlar. Bu sırada yazar bilinç akışı tekniğiyle Turgut'un Selim'le olan aklından geçen diyaloglarını sürekli verir.(Turgut için bir biyografi yazarlar falan-diyalogların biçimini anlat)
Turgut önce Selim'in evine gider, burada annesi vardır, izin ister ve Selim'in odasına geçer. Burada Selim'in notlarından Selim'in Ankara'da askerlik yaparken tanıştığı Süleyman Kargı ismindeki arkadaşı gözüne çarpar. Süleyman Kargı'yla konuşmak üzere Ankara'ya gider. Süleyman Kargı Selim'in intiharını duyunca yıkılır, Turgut'a Selim'in yazdığı Şarkılar'ı okutur. Turgut İstanbul'a geri döner.
Dış dünyadan neredeyse soyutlanmıştır, her şeye devam eder ama hiçbir şey gerçekten umrunda olmaz.
İş nedeniyle Ankara'ya tekrar gitmesi gerekir, ve aklına Selim'in bir diğer arkadaşı Metin gelir. Turgut Selim’in arkadaşı Metin’i bulur, birlikte dışarı çıkarlar, önce bir lokantaya, sonra pavyona, daha sonra ise kerhaneye giderler. Turgut'un kişiliğindeki değişimler burada ortaya çıkmaya başlar, Olric ismindeki iç sesi burada ortaya çıkar. Metin'e Selim’in öldüğünü söyleyemez. Arkadaşını ölüme sürükleyen düzenle son derece uyum içinde olan adamı bu bilgiye layık bulmaz.
Daha sonra İstanbul'a döndüğünde, işyerine bırakılmış bir mektup görür, mektubu yazan kadın, Selim'i tanıdığını ve Turgut'la konuşmak istediğini söylüyordur. Turgut heyecanlanır fakat elinden gelen bir şey yoktur, kadının tekrar iletişim kurmasını beklemek zorundadır.
Bomonti'de oturan Selim'in arkadaşı Esat'a gider. Uzun uzun Selim’in gençlik yıllarına ilişkin konuşurlar. Esat Selim'e ağabeylik yapan birisidir, Turgut'a Selim'in son zamanlarında kendini içkiye vurmasını, içine kapanıklaşmasını anlatır.
Turgut onunla yaptığı konuşmalardan sonra Metin’e telefon edip Selim’in öldüğünü bildirir ve onunla ilgili bildiklerini yazmasını ister. Bir süre sonra mektup gelir, Metin Turgut'un nefret ettiği üslubuyla gençlik arkadaşı Selim’i anlatmıştır. Bu açıklamalar Süleyman Kargı’nın verdiği şarkılarda geçen “tunç devri…aşık oldu…utanç devri” mısrasına anlam kazandırır. Metin Selim'in aşık olduğu Zeliha ile ilişki yaşamıştır.
Bu mektubu okurken işyerine Günseli gelir. Günseli Turgut'a o mektubu gönderen kadındır. Selim'in son zamanlarında ilişkileri olmuştur ve Selim'in en yakın olduğu kişi haline gelmiştir. Turgut'a Selim'in yazdığı notları ve günlüğü verir.
Turgut hayattan iyice kopmuştur, yaşadığı hayat Turgut’a dayanılmaz gelmeye başlamıştır ve Selim’e ait bütün yazıları toparlayıp yanına aldıktan sonra iş seyahatine gidiyorum diyerek evden ayrılır. Bir kasaba kitapçısından bolca kitap aldıktan sonra otomobilini bırakıp yoluna trenle devam eder. Yerleştiği bir pansiyonda Selim’in günlüklerini okumaya başlar. Hastalanmasını, ölüm duygusunu benimsediği son günlerinde yaşadıklarını, hissettiklerini ve tek başına yazmaya başladığı Türk Tutunamayanları Ansiklopedisini okur.
Selim'in düşüncelerini, hislerini tamamıyla anlar ve intiharını kabullenir en sonunda. Selim'in bu yazdıklarını derlemeye karar verir ve Süleyman Kargı'ya telefon açıp Şarkılar'ı ister. Kendi ismini de Türk Tutunamayanları Ansiklopedisi'ne ekler. Bir trene biner ve kendi özbenliğini aramaya başlar.