NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

“YENİ ATANAN VAZİFE ALAN VAZİFEDE OLAN İMAM MÜEZZİN DİN GÖNÜLLÜSÜ KARDEŞLERİMİZE
TAVSİYE VE HATIRLATMALAR

‎{وَذَكِّرْ فَإِنَّ الذِّكْرَى تَنْفَعُ المُؤْمِنِينَ}
‎سورة الذاريات: 55

‎ السلام عليكم ورحمة الله وبركاتة
‎بِسْم الله .....الحمدالله......

‎والصلاة والسلام علي رسول الله اما بعد .

Hepinize kalbi muhabbetlerimi sunarım
Sevgideger Muhterem hocalarım
din gönüllüsü
genç Hocaefendi kardeşlerim talebelerim sizleri tebrik ederim Rabbim bizleri sizleri vazifelerimizi hayırlı verimli feyizli bereketli tesirli başarılı gayretli kılsın Rabbim size bize bu görevi tevdi edenlere milletimize Cemaatınıza karşı mahcub etmesin utandırmasın

Din gönüllüsü karedeşim

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin makamına vekâlet edeceksiniz.

Ve ser müezzin Bilal’i Habeşi radıyallahu anh makamına vekâlet edeceksiniz

Ne mutlu sizlere!

Mübarek bir göreviniz var.

Hakkını vermeye çalışın;

o ciddiyetle yaşadıkça kazanırsınız.

Vazifenizi severek gönülden yapmaya çalışın

Severek yaparsanız yorulmazsınız zevk alırsınız

Yorgunluk olsa bile tatlı yorgunluk olur

Bizim, insan sayma, kaç kişi geldi gitti deme hakkımız yoktur.

Ne kadar samimi bir duruş sergiledik onu düşünmemiz lazım.

İki üç kişi bile kazanamadan giden peygamberler olmadı mı?

Size acizâne bazı tavsiyelerim olacak:

a- Makamınızın heybetini koruyun.

Kendinizi namaz kıldırma memuru olarak sakın görmeyin.

Kendinizi Peygamber aleyhisselamın vekili Bilal’i Habeşi radıyallahu anh ın Vekili olarak görün.

Mihraba ve minareye o niyetle geçin.

Bunun için de vakarlı olun.

Asla kibirli olmayın .

Efendimiz aleyhisselam haremeynin imamıydı ve ben Mekkede kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum derdi

İnsanları tepeden görmeyin.

Ama sulu biri de olmayın.

İnsanlar, sizin hakkınızda kibirli biri dememelidirler.

Onlarla oturup çay muhabbetleri yapmanız gerekiyor.

Eğer çay içilecekse -ki ara sıra o da
gerekir- sizin çayınız içilsin.

Veren el olun, alan olmamaya çalışın.

b- Bilgi eksikliğiniz olmasın.

Bir ilmihal kitabını her üç ayda bir kere tekrar okuyun.

O kadar ki,

hangi mesele hangi sayfada bulunur diye bir ön belleğiniz hazır olsun.

Bilhassa mihrapla ilgili konuları çok sık okuyun.

Kitabın kenarında notlar tutun.

Anlamadıklarınızı sorun, araştırın .

c- Sizin gibi imam olan arkadaşlarınız maalesef sizin için iyi bir ortam oluşturmazlar.

Genelde imamlar bir araya geldiklerinde amirlerinin açıklarını,

yeni yönetmelikleri,

maaşları, çevredeki ek gelir kaynaklarını konuşurlar.

Sesi güzel olanlar kendilerini tanıtır.

Bunlar mihrabın sıkıntılarındandır.

Bir araya gelince daha iyi neler yapılabilir

şeklinde bir konuşma başlasa bile bir iki kere de o konu kapanır.

Dinini dert edinmiş bir imam arkadaş bulursanız onu gurbet arkadaşı edinin.

Onunla istişareler yapın.

d- İmam olduğunuz sürece parayla işiniz olmamalıdır.

Ne para alan durumda olun ne de para toplama işlerine öncülük edin.

İnsanlar cami yaptıracaksa da sizi kullanmasınlar.

İlim ve ibadetten söz edilince ortada görünün,

paradan, kadından, ikinci evlilikten söz açılınca tebessüm bile etmeyin.

Öyle bir ortan oluşmasını ilminizle engelleyin veya

Kendinizi orada yok sayın.

e- Mihraptaki feyzinizi kaçıracak işlerden uzak durun.

Mütevazi ol

namaz kıldırırken ve ezan okurken

bu benim son imamlığım
son ezanım
son vaazım
son hutbem
son kuran okumam diye düşün

Feyzinizin artması için, çok Kur’an okumanız, tesbihata ve zikre nevafile önem
vermeniz gerekir.

f- İnsanların cenazelerine muhakkak gidin;

Kur’an okuyun, dua edin, başsağlığı dileyin ve çıkın.

Asla bir kuruş almayın. Asla Kesim yapmayın

Siz hissetmeden verileni de geri iade edin:
bir fakire talebeye mazluma çevrenizde mahallenizde cemaatinizden ihtiyaç sahibine verin deyin

Bunu yapabildiğiniz zaman müessir bir imam olma yoluna girersiniz.

İnsanlar size ‘Yasin Parası’ bir kere bile vermiş olsalar, senin bir yıl sözünü dinlemezler.

g- Sakın kendini küçük ve yetersiz görme.

Ezan okurken kendini zamanının Bilal’i olarak görmelisin.

Sesin iyi olmasa da sen iyi olmak için kendini yorduğun sürece iyisin diye bilmelisin.

h- Bilmediğin konularda istişare etmekten arlanma.

Sakın kesin bilmediğin bir konuda hüküm verme.

Yıllarca sürecek bir günahı defterine yazdırırsın; helak olursun maazallah.

ı- İnsanların ihtilaflı işlerine karışma, kesinlikle hakem olma.

İyi kanaatler belirt, üst makamlara havale et.

i- Küçükleri okut.

Ama okutmaktan kasıt onları yaz aylarında camiye toplaman değildir.

Gördüğün çocuğa selam verip tebessüm etmen iyi bir okutmadır.

Bunun gibi gönüllere girecek işler yapmaya çalış.

Talebeniz olsun insan yetiştirin

Sesin güzel olabilir
Hafız olabilirsin
Kurra olabilirsin
Alim olabilirsin
Bunlara güvenme
Bir anda sesini kaydedebilirsin
Sakın sesinin güzelliğine güvenme
Bunların zekatı talebedir

Eserin olması lazım
Kitab hocası degil
Gönül hocası olmak lazım
Kitab hocası çok ama gönül hocası az
Vazifeni severek yap başarılı olursun tesirli olursun
Sevilirsin

j- Kendine emin bir müsteşar bul.

Onunla bir arada olmaya çalış.

Fikirlerinden yararlan.

Sohbetinizin okuyuşlarımızın tesirli olması için ihlaslı olmak gerektiğini unutma
İslamı özünde yaşa ki sözün tesirli olsun

Hocalarda bulunması gerekenler

Utanmayan yüz
islamı anlatırken utanmamak gerek

Tükenmeyen söz
Bilgili donanımlı olmak gerek

Ağlayan göz
Yapmaya gücün ilmin yettiği halde yapmadıkların için Nasıl faydalı olurum ne yapabilirim diye Dertli olmak gerek

Yaşayan öz
Tesirli olmak için gerek

Kavl-i hasen
(güzel söz),

kavl-i ma’ruf
(uygun ve olumlu söz),

kavl-i adl
(dengeli söz),

kavl-i sedid
(sağlam ve doğru söz),

kavl-i tayyib
(hoş söz),

kavl-i leyyin
(yumuşak ve faydalı söz),

kavl-i kerim
(saygılı söz),

kavl-i beliğ
(açık söz)

ve
kavl-i meysur
(kolaylaştırıcı söz)

ikram eylesin

Üslup önemli

بين كسب القلوب وكسبرها
خيط رفع إسمه اسلوب ...!

Kalpleri kazanıp veya kırmak arasında çok ince bir ip vardır onun ismi ÜSLUP....!

ÂLİM KİME DENİR?
İslâm, yalın bilgiye çok değer vermez.

Değer verdiği ilim, hayatın içinde olan, yaşanan ilim ve bilgidir.

Bunun içindir ki İslâm dininde âlim denilince,

bilgi sahibi olan kimse kastedilmez, ilmiyle âmil olan, bildiklerini yaşayan, bilgi ve yaşayışı ile topluma örnek olan kimse kastedilir.

Peygamber Efendimiz (sav) bir hadis-i şeriflerinde:

‎تعَلَّمُوا مَا شِئْتُمْ أَنْ تعَلَّمُوا، فلَنْ يَأْجُرَكُمُ اللَّهُ حَتَّى تعْمَلُوا

“İstediğinizi öğreniniz, istediğiniz kadar bilgi sahibi olunuz, bildiklerinizle amel etmedikçe Allah Teâlâ size ecir ve mükâfat vermeyecektir.”buyurmuştur

(Hatib el-Bağdâdî, iktizâu’l ilm el-amel)

Öyleyse daha çok bilgi sahibi olma gayretinin yanında, öğrendiklerimizle yaşayıp yaşamadığımıza bakmalıyız.

Vazifenizde muvaffak olmanızı Mevla'i Zülcelal'den dilerim

Rabb'im yar ve yardımcınız olsun

GÖNENLİ MEHMET EFENDİ’DEN BİR HATIRA

BENİM SIRRIM

Bu hatırayı bizzat hoca efendiden dinlemiştim
Bizlerede ders var bu hatıradan

Gönenli Mehmet Efendi, Sultan Ahmet Camii’ne tayin edilince çevreyi incelemiş. Fakir ve düşkün kimseleri bulup ilgilenmek istemiş. O civarda oturan âmâ (kör) bir kimseyi tespit edip ziyaretine gitmiş. Selâmdan sonra:–Efendim ben Sultan Ahmet Camii’ne imam geldim. Hem sizi ziyaret etmek hem de üzerime düşen bir görev varsa onu ifa etmek isterim, demiş.
Âmâ adam:–Allah razı olsun, hoş geldiniz, demiş.
Hocaefendi:
–Maaşınız falan var mı? diye sormuş.
–Hayır, yok, cevabını vermiş adam.
Hocaefendi:
– Peki, başka yerden geliriniz falan? demiş.
Âmâ adam:
–Hayır, herhangi bir gelirim yok! demiş.
–Peki, neyle geçiniyorsunuz, diye sorunca; âmâ öfkelenmiş:
–Bundan size ne efendi? Bir de imamsınız, rızık haa! Rızık kimden hoca? Gidebilirsiniz!. diye konuşmuş.
Hocaefendi çıkmak zorunda kalmış. Lâkin o gece gözüne uyku girmemiş. Ertesi gün sabah yine gitmiş ve kapıyı çalmış. Âmâ adam içeriden:
–Kimsin? diye seslenmiş. Hocaefendi:
–Dün kovduğun yüzsüz imam, cevabını vermiş. Âmâ adam kapıyı açmış:
–Gene neye geldin? diye söylenmiş.
Hocaefendi:
–Hiç efendim, ziyaretinize geldim. Beni bin defa kovsanız da yine geleceğim. Yine geleceğim, demiş. Âmâ adam:
–Adın ne senin, ne derler sana? demiş.
Hocaefendi:
–Adım Mehmet Öğütçü, efendim. Gönenli Hoca diye tanırlar beni, diye karşılık vermiş. Âmâ adam bunu duyunca:
–Buyur gir içeri, konuşalım, diyerek içeriye buyur etmiş. Hocaefendi içeri girince âmâ adam:
–Kusura bakma hoca, dün kalbini kırdım.
Hakkını helâl et, demiş. Hocaefendi:
–Estağfirullah efendim. Sizi dinliyorum, demiş. Âmâ adam şöyle anlatmış:
–Benim sırrım şu hoca. Ben her gün kuşluk namazını kıldıktan sonra, “Ya Rabbi! Kuşluk senindir, güzellik senindir, nimet ve her şey senindir. Eğer rızkım gökte ise, yere indir. Yerde ise, çıkar. Uzakta ise, yaklaştır. Haram ise, helâl et. Dar ise, genişlet ve elime ilet.” diye dua ederim. Sonra ellerimi yüzüme sürer sürmez, biri gelir sağ dizime vurur. “Aç elini!” der. O günkü ihtiyacımı verir gider. Bu her gün böyle devam eder.
Hocaefendi onu hayretle dinlerken âmâ adam sözlerine devam etmiş:
–Aynı zat bugün de geldi ve sağ dizime vurarak benim kısmetimi verdikten sonra, sol dizime vurarak, “Bunu da Gönenli Mehmet Efendi’ye ver.” dedi. Al kısmetini!…
Büyük âlim, fakirlerin ve talebelerin mânevî babası Gönenli Hocaefendi içli içli ağlamaya başlamış ve “İlâhî ya Rabbi! Hikmetinden sual olunmaz.” diyormuş.
Hocaefendi şunu kendisi söylemiştir: “O âmâ adamdan bu mübarek kısmeti aldıktan sonra ömrü hayatımda hiç darlık çekmedim.

Rızkını Allah’tan bilmeyip de onun mahlûkundan beklemek, insanı Cenâb-ı Hak’tan uzaklaştırıp, halka muhtac eder. Rabbim, rızkını Allah'tan bilen kullardan eylesin

Muhtacını muhtacına muhtaç eylemesin (Amin )

Tebliğ için unutulmaması gereken esaslar:

- Öğren ki, inanabilesin.

- İnan ki, inandırabilesin.

- Yaşa ki, yaşatabilesin.

- Karşılık bekleme ki, karşılık bulasın.

- Neticeyi Allah’a bırak ki, haddi aşmayasın.

Kendimizi temizlemeden başkalarını temizlemeye kalkıştığımızda, kirlettiklerimiz temizlediklerimizden, yıktıklarımız yaptıklarımızdan daha fazla oluyor...

Sahabe önce Darü'l-Erkâm potasında temizlendi, sora âlemi temizlemek için kolları sıvadı...

O halde yapılması gereken belli!

Nereye atanirsan atan.. orayı dünyanın en güzel yeri say..
çünkü senin zamanın ve günlerin orada geçecek. .
oranın insanlarını sev..saygı duy..

İDEAL BİR DİN GÖREVLİSİ NASIL OLMALIDIR?
Bilal Ünsal

Din Görevlisi deyince akla, genellikle ilkönce cami hizmeti veren İmam ve Müezzinler gelmektedir. Bununla birlikte Müftü, Vaiz ve diğer Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları da Din Görevlisi olarak zikredilir. Fakat toplumla, bu konuda her gün beş defa buluşmaları bakımından ve çerçeveyi biraz daha küçük tutma adına Din Görevlisi olarak burada İmam ve Müezzinleri ele alacağız. İdeal bir Din Görevlisini tarif etmeden önce de bu kavramların tarifini yapmak uygun olacaktır. Buna göre;

İmam: Lügatte, önder, reis, numune, işaret, misal ve rehber manalarına gelmektedir. Istılahta ise; birçok manaya gelen imam kavramına; devlet reisi, ilimde otorite olmuş kişi, camide cemaate namaz kıldıran zât ve en önemlisi ise İmamet-i Kübra’yı şahsında birleştiren Hz. Muhammed (s.a.v.) den bize tevarüs eden makam olarak birkaç tarif sayabiliriz.

Müezzin ise lügatte; bildirmek, duyurmak, çağrıda bulunmak, ilan etmek manalarına gelir. Istılahta ise Ezan okuyan, namaz vakitlerini bildiren kişiye verilen isimdir.

Kur'an-ı Kerim’de yüce Allah (c.c.) bu iki kavramdan da bahsetmektedir. Özellikle İmam kavramı, yedi yerde tekil, beş yerde de çoğul olarak geçmekte ve bu makam peygamberlere atfedilmekte, onlarla birlikte zikredilmektedir. Meselâ; Bakara suresi 124. ayette İbrahim (a.s.)'ın imam tayin edildiğini Allah (c.c.) şöyle haber vermektedir:

"Hani bir zamanlar İbrahim'i Rabbi bir takım kelimelerle imtihan etmek istemiş, o da onları tamamen yerine getirmişti. Ben seni insanlara imam yapacağım!" buyurdu. İbrahim "Zürriyetimden de " dedi. Allah (c.c.), "Senin zürriyetinden olan zalimler, imametime nail olamazlar buyurdu."

Enbiya Suresi 173 de ise , "Onları emirlerimize yol gösteren imamlar yaptık..." derken önceki ayetlerde Hz. İbrahim, Hz. İshak ve Hz. Yakup (a.s.)’dan bahsedilmektedir. Görüldüğü gibi İmam kelimesi peygamberlere yüklenmiş bir vazife olarak dikkatimizi çekmektedir.

Müezzin kavramına da Kur'an'da çeşitli kalıplarda rastlamaktayız (Meselâ; Araf.44, Yusuf: 70, Bakara: 279). Bildiğimiz manada müezzin kavramını anlatan, ilan etmek, duyurmak manalarında ise Hac Suresi 27. ayette "İnsanlara haccı ilan et..." buyurarak yine Hz. İbrahim'in şahsında müezzinlik makamını bize tanıtmıştır.

Hadis-i Şerifler'de ise müezzinliğin fazileti ile alakalı olarak şöyle buyrulmaktadır: "Müezzinin sesinin yetiştiği yere kadar ins, cin (hatta) hiç, bir şey yoktur ki (ezanı) duymuş olsun da kıyamet gününde müezzin için (hüsn-ü) şahadette bulunmasın." (Buhari Ezan. 4).

Müezzinlerin faziletini ifade eden başka hadis-i şerifler de vardır: "Müezzinler kıyamet gününde insanların en uzun boyluları (herkesin görebileceği kimseler) olacaklardır." (Müslim Salât 14)

"İnsanlar ezan okumadaki ve ilk saftaki (fazileti) bilseler, sonra da kur'a çekmekten başka çare bulamasalar (bu fazileti elde etmek için) kur'a atarlardı..." (Buhari Ezan: 9)

Gerek bu tanımlardan, gerekse ayet ve hadislerin bu konuya verdiği öneme baktığımızda meselenin ehemmiyeti ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki vazife dînî bir vazifedir. Yani insanlara inanç ve ibadet konularında rehberlik etme vazifesidir. Dolayısı ile ebedî bir hayatı etkileyen ve şekillendiren davranışların kazanılmasını veya kaybedilmesini sağlamak bu vazife ile mümkündür. Özellikle yaşadığımız bu asırda insanların çoğunun bu konuları okumadığını, bununla birlikte pek çoğunun belli bir dînî düşünceye ve inanca sahip olduğunu, karşılaştığı problem ve ihtiyaçlar için ise Din Görevlilerine müracaat ettiğini düşünürsek meselenin ehemmiyetinin büyüklüğü bir kez daha karşımıza çıkmaktadır.

İstatistiklere göre halkın %39,5 i en azından haftada bir Cuma namazına gitmektedir. Nüfusun yarısını (yaklaşık % 50) kadınların oluşturduğunu (kadınlar ülkemizde Cuma namazına camiye gitmezler), geriye kalan % 10 luk kısmın çoğunu da öğrencilerin ve çocukların oluşturduğunu düşündüğümüzde Din Görevlilerinin vazife esnasında ne kadar büyük bir kitleye hitap ettikleri ortaya çıkmakta ve vazifenin büyüklüğü kendini göstermektedir.

Elbette bu kadar önemli bir vazifeyi deruhte edecek insanların taşıması gereken yine o kadar önemli vasıflar vardır. Öncelikle Peygamber Efendimizin mihrabında oturan, onun cübbesini giyen ve onun makamının ismini omuzlarında taşıyan Din Görevlileri, bu makama layık olmak zorundadırlar. Yaptıkları işin Peygamber mesleği olduğunun bilincinde olmalı ve gelebilecek müsbet ve menfi değerlendirmelerin, Efendimizin ruhâniyetini o yönde etkileyeceğinin şuurunda olmalıdırlar.

Doğru ilacı yazabilmek için önce hastalığın doğru teşhis edilmesi gerekir. Bu cümleden, önce muhatabın yani cemaatin özelliklerinin ortaya konulmasının gereğine inanıyorum. Muhatabın özelliklerini bilirsek takınılması gereken doğru tavırları ve kazanılması gereken doğru özellikleri daha kolay tesbit ederiz. Bir Din Görevlisinin her an göz önünde bulundurması gereken Cami Cemaatinin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

1. Yaş ve tahsil farklılığı

2. Zenginlik ve fakirlik farkı

3. İşçi, memur-amir gibi statü farkları

4. Akıl ve zekâ farklılığı

5. Anlayış, kavrayış ve yorumlama farklılığı

6. İlgi ve dikkat farklılığı

7. İsteksiz ve istekli dinleme olayı

8. Yorgun ve dinç olanlar farkı

9. Zihni boş, zihni dolu (meşgul) ve dalgın olanlar farkı

10. Huzursuz ve huysuz insanlar olma ihtimali

11. Öğrenmek için değil, tenkit için, konuşanı imtihan etmek için gelenlerin bulunma ihtimali

12. Haftada, ayda veya yılda bir defa (cenaze veya bayram dolayısıyla) gelenlerin bulunma ihtimali

13. İbadette içten, samimi olmayan, gösterişçi (riyakâr) insanların da olma ihtimali

14. Hatta inanmadığı halde dıştan inanmış görünenlerin bile bulunma ihtimali

15. Bilgili Müslümanlar kadar, bilgisiz (âdete göre, taklîdî iman sahibi) Müslümanların da bulunma ihtimali (hatta çoğunluktadır denebilir)

16. Hadis-i şerifte de belirtildiği gibi cemaat içinde hasta, sağlam, yorgun, çok yaşlı ve (işçi, memur ve öğrenci v.b. yolcu niteliğinde) acele işi olanlar olma ihtimali

17. Muhtelif mezheplerden ve muhtelif milletlerden insanların olma ihtimali.

Kısacası cemaat içinde bu ve bunlara benzer daha nice farklı nitelikler taşıyan insanlar vardır ve bulunabilir. İşte bütün bu farklılıkları ve bu güçlükleri birinci planda dikkate almak ve ona göre görev yapmak Din Görevlisinin ilk ve temel görevi olmalıdır. Ayrıca bu kadar çok çeşitli özelliklere sahip bir cemaate hizmet verecek Din Görevlilerinin donanımlarının da ne kadar mükemmel olması gerektiği aşikârdır.

Bu özellikleri ise; A. Şahsî özellikler, B. Meslekî özellikler, C. Tutum ve davranışlar, şeklinde sıralayabiliriz

A. ŞAHSİ ÖZELLİKLER: Din Görevlileri şahsiyet, karakter ve ahlâken toplumun en iyi ve örnek insanı olmak zorundadırlar. Bu Özellikler;

1. İhlâs: Allah'ın rızası ihlâs ile kazanılır, hele imam ve müezzinlik gibi ulvî bir görevde ihlâs çok daha önemlidir. Efendimizin; "Şüphesiz ki Allah sizin bedenlerinize ve suretlerinize bakmaz, fakat kalplerinize bakar" (Müslim EI-Birr ve's-Sıla:33) hitabını düşünerek yaptığımız işi ancak onun rızası için yapmalıyız.

2. Güzel Ahlâk: İslâmiyet'in insanları güzel ahlâk sahibi yapmayı, kötü huylardan kurtarmayı hedeflediğini ve bu mesleğin de İmamı olan Sevgili Peygamberimizin "Güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildiğini" söylemesi bir Din Görevlisi için güzel ahlâkın ne kadar önemli olduğunu bize göstermektedir. Hadis-i Şerifte: "Mü'minlerin en kâmil imana sahip olanı, en güzel ahlâklı olanıdır." (Ebu Dâvûd Sünne: 14) buyrularak güzel ahlâkın önemi anlatılmaktadır.

3. Örnek Bir Hayat: Din Görevlisi sadece camide değil, hayatın tümünde Din Görevlisi olduğunu unutmamalı, insanlarla hayatın her safhasında, her aşamasında karşı karşıya bulunduğunun farkında olmalıdır. Şöyle ki; insanlar, onları hep gözlemekte ve örnek almaktadırlar. Zira onlar, son hak dinin bir tebliğcisi ve mürşidi, insanları dünya ve ahirette saadete ulaştıracak ilahî hakikatlere çağıran bir davetçi ve peygamber mihrabında oturan onun bir temsilcisidir. İnsanlar onlara bu nazarla bakmaktadırlar.

Durum böyle olunca insanları hakka hakikate çağırırken kendileri bu konulardan uzak duramazlar, durmamalıdırlar. Anlattıklarını önce kendileri uygulamalıdırlar. Zira Allah (c.c.) Kur'an'da; "İnsanlara iyiliği emredip de kendinizi unutur musunuz? Bir de Kitab'ı okuyorsunuz. Hiç aklınızı kullanmıyor musunuz?" (Bakara:44) "Ey İman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyi söylersiniz? Yapmayacağınız şeyleri söylemek, Allah’ın en çok nefret ettiği şeylerdendir.." (Saf: 2–3) buyurarak meselenin önemini bizlere haber vermektedir.

4. Kendine Güven: Kişinin kendine güven duygusu, temsil ettiği davanın gücüne ve üstünlüğüne, kişinin davayı tanımasına ve hakkında yeterli bilgi sahibi olmasına ve davayı yaşamasına bağlıdır. Bu sebeple çok okumalı, hem meslekî yönünü güçlendirmeli, hem de dünyayı ve olayları takip ederek kendine güvenini artırmalıdır.

5. Şahsiyet ve Onur Sahibi Olmalıdır: Verimli ve etkili bir hizmet ortaya koyabilmesi için Din Görevlisinin olgun, şahsiyetli, tutarlı ve vakar sahibi olması gerekir. Bunun içinde hareketlerinde, konuşmalarında, taklitten, yapmacık ve hafif meşrep davranışlardan, tutarsızlıktan, yalandan, kendisine töhmet getirebilecek işlerden ve yerlerden uzak durmalıdır. Ayrıca prensipli, emin, çevresine güven veren, güler yüzlü ve sempatik tavırlarıyla insanlara yaklaşan biri olmalıdır.

6. Güvenilir Olmak: Din Görevlisi Emîn, yani her yönüyle güvenilir olmak zorundadır. Çünkü söylenene güvenebilmek için söyleyenin güvenilir olması gerekir. Bunun için peygamberlerde bulunması vacip olan sıfatlardan birisi de Emanet’tir. Bu sebeple peygamberlerin temsilcisi olan Din Görevlileri kesinlikle güvenilir olmak zorundadır. Üstelik Allah (c.c.) Kur’an'da "Onlar ki emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler." (Mü'minûn: 😎 buyurarak konunun önemini ortaya koymuştur.

7. Kılık Kıyafet: İnsanın dış görünüşünün içini yansıttığı söylenir. Bu çerçeveden bakınca sürekli toplumun önünde ve onlarla içice olan Din Görevlileri, kılık kıyafetlerine, saçına-sakalına, bıyığına dikkat etmeli, dış görünüşü itibariyle temiz ve düzenli bir görünüm sergilemelidir. Ona bakanların içini açan bir temizliğe, tertip ve düzene sahip bir Din Görevlisi daha etkili ve başarılı olacaktır.

B. MESLEKÎ ÖZELLİKLER: Muhakkak ki her mesleğin kendine has incelikleri vardır. Hele Din Görevliliği gibi ihmali çok ağır neticeler veren, ebedî hayatı etkileyen bir mesleğin de çok ciddî özellikleri ve incelikleri vardır. Bu görevi icra eden Din Görevlilerinde de bazı özellikler bulunmalıdır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

1. Kur'an'a Vukûfıyet: Efendimiz (s.a.v.), "En hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğreteninizdir." (Buhari Fedâilü’l-Kur'an: 21) buyurarak Kur'an'la hem dem olmanın ne kadar önemli olduğunu bize bildirmiştir. Aslî vazifesi Kur'an'la yoğrulmuş bir meslek olan Din Görevlisi mutlaka Kur'an'ı güzel ve düzgün okumalıdır. Ayrıca Kur’an’ın muhtevasına ve mesajlarına aşina olmalıdır. Üstelik bu bir Farz-ı Kifayedir. Bunu da mutlaka ilk önce Din Görevlisi yapacaktır. Ayrıca Kur'an'ın tanıtılması ve öğretilmesi için hiçbir fedakârlıktan kaçınmamalıdır.

2. Bilgi Sahibi Olma: İlk emri "Oku" (Alak:1) olan bir dinin görevlisi mutlaka çok okuyan, dinini en ince teferruatlarına kadar araştıran, inceleyen birisi olmak durumundadır. Üstelik kendinden beklenen hizmeti sunabilmesi ve İslâm'ı doğru bir şekilde anlatabilmesi için mutlaka onu iyi bilmesi gerekir. Bunun için de çok okumalı ve araştırmalıdır. Her meslek erbabının işinde kullandığı bazı hammaddeler ve aletler vardır. O kişi onlarla adeta bütünleşir. Aynen bunun gibi Din Görevlisi de kitaplarla bu şekilde bütünleşmelidir.

Hele yaşadığımız bu günde teknolojinin de sunduğu imkânlarla insanlar her türlü bilgiye daha kolay ve daha hızlı ulaşabilmektedir. Dolayısı ile insanlar hem daha çok soruya sahip olmakta, hem de konuları daha çok sorgulayabilmededir. Böylesine hızlı bir atmosferin içinde muhakkak ki Din Görevlisi de çok okuyacak ve çok araştıracaktır.

3. Vazife Şuuru: Din Görevliliği, görevlerin en güzellerindendir. Zira bu kişiler ilahî mesajları insanlara sunmakta ve insanların ebedi hayatı üzerinde etkili olmaktadırlar. Doktor mesleğini iyi yaparsa belki 50–60- seneye etki eder. Avukat veya hâkim mesleğini iyi yaparsa belki 30–40 seneye etki eder. Ama Din Görevlisi mesleğini iyi yaparsa, vazifesinin öneminin farkında olursa ebedî bir hayatı etkilemektedir. Bunun için Din Görevlisi bu işi sıradan bir meslek gibi görmemeli vazifesinin ve oturduğu makamın farkında olmalıdır. Bu göreve, devletin en yüksek kademesinden, dağdaki çobana kadar toplumun her kesiminden herkes ihtiyaç duymaktadır. Bu da vazifenin büyüklüğünün bir göstergesidir. Din Görevlisi bu şuurda olmalı ve vazifesini bu duygular içinde icra etmelidir. O zaman daha da verimli olabilir.

4. Sabır: Bu görev insan unsuru en ön planda olan görevlerden birisidir. Dolayısı ile insanlardaki çeşitlilik; sıkıntı ve problemleri de çeşitli kılmaktadır. Elbette her meslek gibi bu mesleğinde sıkıntıları ve güçlükleri vardır. Belki diğerlerinden daha da fazla olabilir. Fakat ecri de ona göre fazla olacaktır. Zira bu meslek peygamber mesleğidir. Bu sebeple usanmadan, bıkmadan, yılmadan sabırla insanlara İslâm'ı anlatmak, Allah'ın kelâmını öğretmek ve onlarla ilgilenmeye devam etmek gerekmektedir. Sabır elbette zordur. Fakat unutulmamalıdır ki Allah (c.c.) Kur'an'da; "Muhakkak Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara: 153) buyurarak sabrın önemini bize haber vermiştir.

C. TUTUM VE DAVRANIŞLAR: Yukarda saydığımız maddeler muhakkak ki daha da çoğaltılabilir. Zira görev o kadar kapsamlı ve özeldir ki gerekli vasıfların da çoğaltılması mümkündür. Biz bunlara ilave olarak Din Görevlisinin takınması gereken tutum ve davranışlara da bazı örnekler vermek istiyoruz.

1. Hoşgörü: İnsanlara hoşgörü ile yaklaşmak kalpleri feth etme açısından çok önemlidir. Kur'an'da bu konu ile alakalı şöyle buyrulmaktadır: "Allah'tan rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet, bağışlanmaları için dua et" (Al-i İmran:159). Görüldüğü gibi insanlara yumuşak ve hoşgörülü davranmak Din Görevlileri için çok önemlidir.

2.Güleryüz ve Tatlı dil: Halka hizmet sunan insanın herkese karşı güleryüzlü ve tatlı dilli, açık kalpli ve sempatik olması insanların ona yaklaşmasına vesile olur. Kibir, gurur, kendini beğenme, asık surat bir Din Görevlisinde bulunmaması gereken vasıflardır. Kaldı ki Efendimizin "Sakın maruftan hiçbir şeyi hakir görme, velev din kardeşini güler yüzle karşılaman olsun." ( Müslim El-Birr Ve's-Sıla: 144) buyurması güleryüz göstermenin dinimizin bir emri olduğunu bize göstermektedir.

Bunlardan başka maddeler halinde şu özellikleri de sayabiliriz:

3. Büyüklere saygı, küçüklere sevgi:

4. Cemaatle şahsi ilişkiler için de bulunma

5. Derneklerle iyi ilişkiler içinde bulunma

6. Hizmet sunacağı kitleyi tanıma ve problemleri ile ilgilenme

7. Politikaya ve grup çekişmelerine girmeme

8. Halkın acı ve tatlı günlerinde yanlarında bulunma

9. Hapishane, Hastahane, Çocuk Islahevleri ve Huzurevleri gibi yerleri ziyaret

10. Hitaplarda ses, ahenk gibi prensiplere dikkat etme ve sükûnetle konuşma, jest ve mimiklere dikkat etme

11. En önemlisi ise görevine tam sadakat

Bunlardan başka daha belki pek çok özellik Din Görevlisinde bulunması gereken özelliklerdir. İdeal bir Din Görevlisi hem insanlar içinde muteber bir yere ve konuma sahip olmak ve bu sayede İslâm’ın layık olduğu değeri görmesi adına üzerine düşen görevi yerine getirmek hem de Allah’ın rızasını kazanıp ebedî saadeti elde etmek için sorumluluğunun farkında olmalı ve bu sorumluluğu yerine getirmekte kendisine yardımcı olacak bu ve benzeri özellikleri kazanma adına gayret içinde olmalıdır.

Diyanet işleri başkanlığımızın açmış olduğu
sözleşmeli İmam Hatib
Müezzin Kayyım
Kur’an Kursu öğreticisi imtihanlarında muvaffak olan
Din gönüllüsü ordusuna katılan kardeşlerimi tebrik ediyorum

Diyanet camiasına hoş geldiniz

Yaşam boyu başarılara imza atmanızı diler,

yeni görevlerinizin hayırlı olmasını temenni ederim.

Bir sonraki başarılarınızın
bir öncekinden kat kat üstün olmasını diler,

yeni yerlerinizde her şeyin gönlünüzce gerçekleşmesini temenni ederim.

Rabb'im sizlere tevfikıni rafik eylesin.

Yollarınız açık olsun

Efendimizin duasıyla dua ederim

‎رب يسر ولا تعسر رب تمم بالخير

Yeni görevlerinizde hayırlı işlere artırarak devam etmenizi

ve yaptığınız işlerin sonucunda rızai Bâri yi ve cenneti haketmenizi

temenni eder

neticesi rızâi Bâri ve cennet olacak işlerinizde muvaffakıyetler dilerim...

‎‏Rabbim sizlere bu görevi tevdi edenlere ve aziz milletimize karşı mahcup etmesin.

Rabbim hizmet konusunda hizmet eden sizlere bizlere
sabrı ,aşkı şevki ve güçü daim ve ikram eylesin

Rabbim

hakkın yanında olmayı
hakkı tanımayı
hak yolda yürümeyi
sizlere bizlere âmirlerimize nasib buyursun

Rabbim Utandırmasın , utanılacak şeyleri yaptırtmasın , hüsrana uğratmasın .

‏Görevinizde gayretlerinizde

‏ilimde İrşadta ve tefekkürde ümmetin hayatına katgı sağlayacak islam âleminin toparlanması ve ümmetin Vahdet’i İçin hayırlı işlerinizi artırarak devam etmenizi ihsan eylesin

Rabbim gayretlerinizi isabetli bereketli tesirli feyizli kuvvetli hayırlı daim ve kolay eylesin

‏Kur’an ve sünnet yolunda ümmetin âlemi İslamın Muhammed’i gençlerin ufkunu açabilecek hizmetler ihsan buyursun

Müteâl yar ve yardımcınız olsun

Selam sevgi ve dua İle



FAYDALANILAN KAYNAKLAR:



AŞIKOĞLU Nevzat Yaşar, Almanya’da Temel Eğitimdeki Türk Çocuklarının Din Eğitimi, T.D.V Yayınları, Ankara, 1993

BUYRUKÇU Ramazan, Din Görevlisinin Mesleğini Temsil Gücü, T.D.V Yayınları, Ankara, 1995

CANAN İbrahim, Hadis Ansiklopedisi Kütüb- i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları, Ankara, 1988

CEBECİ Suat, Din Eğitimi Bilimi ve Türkiye’de Din Eğitimi, Akçağ Yayınları, Ankara, 1996

Diyanet İşleri Başkanlığı APK Dairesi, Kuruluşundan Günümüze Diyanet İşleri Başkanlığı (1924–1997), Ankara, 1999”
     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.