Notes

Kral Midasın Büyülü Masası

Kral Midas tarihin gördüğü en gizemli krallardan birisiydi.Krallığı adım atışından ölümüne kadar efsanelerini tarihe damgalamak için uğraşıyordu.Kral Midasin fikirleri yaşadığı dönemden çok ilerdeydi.

Bir gün Kral Midas çalışmalarına ara verdiği sırada farklı bir kılığı bürünüp halkın arasına karıştıktan sonra pazar alanını teftişe çıkar.Pazar alanında dolaşırken gözüne bir ahşap masa takılır ve masaya doğru yavaşca yaklaşmaya başlar.Masanın üzerindeki işlemeler Midas'ın aklını başından alır.Dikkati o kadar dağılmıştır ki nerdeyse ona çarpıcak olan at arabasını fark etmez ve at arabası ona çarpar.Yanına aldığı askerler hemen Kral Midas'ı saraya taşırlar.Kral Midas baygınken bir rüya görür.Rüyasında her yer beyaz kendisi ve masa tam ortada durmaktadır.Midas masanın başına oturur.Masaya oturduğu ilk andan itibaren bu güne kadar düşündüğü bütün fikirler aklından geçmeye başlar.Acaba hangi fikrini hayata geçirsem diye düşünürken aralarından halkına en yararlı olacak icadı çizmeye başlar.Çizmeye başladığı icadı bir tür tarım aletiydi.Toprağı eşelerken bir yandanda tohumları geri toprağa atan bir tarım aleti tasarlıyordu.Neredeyse tasarımını tamamlıyıcakken Kral Midas masada uyuya kalır ve kendi ülkesine nerdeyse birebir benzeyen,fakat çok daha ihtişamlı bir yerde uyanır.Sarayın yolunu tutan Midas bir rüyada olduğunun farkında değildi, yolda karşılaştığı insanlarla konuşur ve ülkenin genel durumu hakkında bilgi almaya çalışır.Midas saraya vardıktan sonra içeri girer ardından çalışmalarını yaptığı atolyesine girer.Atölyeye girdiği ilk anda bir değişiklik fark eder.Pazar alanında gördüğü masa atölyenin tam ortasında durmaktaydı.Kral Midas hemen masanın başına oturup fikirlerini bir bir tasarlamaya başlar.Midas bir ara hava almak için pencereye yaklaşır ve gördüklerine inanamaz.Aklına geldiği bütün fikirler ve tasarlağıdı bütün icatlar bir anda gerçekleşmişdi.Midas gördükleri karşısında şaşkınlık içerisinde pencereden dışarıyı izlerken şehirin diğer tarafında bir terslik olduğunu görür.Hemen saraydan dışarıya çıkıp bir ata atlar ve dört nala şehrin diğer ucuna gitmeye başlar.