NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

29 yaşında profesörlük unvanını aldı.

Annesi çok dindardı, babası ise annesinin tam tersiydi. Watson 13 yaşındayken, babası başka bir kadınla kaçtı ve bir daha geri gelmedi. Uzun yıllar sonra Watson ünlü ve zengin birisi olduğunda, babası onu görmek için New York’a geldi. Fakat Watson babasını kabul etmedi.

Aşırı dindar, tutucu bir ev içinde yetiştirilmesine karşın karakterinin sürekli bir parçası olarak bir başkaldırı çizgisi geliştirdi.

Watson’ın o yıllarda bir suç eyaletinde yaşadığı söylenebilirdi. Çeşitli kavgalara karıştı ve biri şehir sınırları içerisinde ateşli silah kullanmaktan olmak üzere iki kez tutuklandı.

1920 sonbaharında evli olan Watson öğrencisi Rosaline Rayner ile ilişkiye girdi ve ilk karısından ayrılarak Miss Rayner ile evlendi. Johns Hopkins yönetimi böyle bir davranışa göz yummadı, saygınlık sürdüremeyeceğine karar verdi ve Watson istifa etmeye zorlandı. Hiçbir üniversite adına yapışmış olan kötü şöhreti sebebiyle onu kabul etmek istemedi. Kısa bir süre içerisinde kendisini toparlayarak profesyonel meslek yaşamına reklamcı olarak başladı.1945 yılında emekli olana kadar reklamcılık üzerinde çalıştı ve ABD'de bu sektörde çok büyük etkiler bıraktı.

İçebakış metotunu subjektif olduğu ve tutarsız sonuçlar verdiği için reddediyordu. Watson bilinç ve zihin kavramlarına hiç başvurmadan psikolojik olguların saptanabileceğini ve açıklanabileceğini söylüyordu.

Canlıların davranışlarını, insan ve hayvan arasına duvar çekmeden birleştirici bir yaklaşımla incelemeyi hedefledi.

Watson psikolojinin kendisini doğa bilimleriyle yani gözlenebilir olan davranışla sınırlamak zorunda olduğunu iddia etmişti. Bu nedenle sadece tamamen nesnel olan araştırma metotları davranışçının laboratuvarında araştırılabilirdi. Watson araştırmalarda kullanılabilecek metotları açıkça belirtmişti. (1) araçlı veya araçsız gözlem, (2) test metotları, (3) sözel anlatım metotu ve (4) koşullu refleks metotu.

Davranışçılık, psikolojik kavramları organizmanın tepkilerine kadar indirger; davranışı ve bilinci özdeşleştirir; uyarıcı ve tepki (U-T) bağı arasındaki ilişkiyi bilincin temeli olarak görür. Davranışçılığa göre bilgi ve öğrenme, insanın şartlı reaksiyonlarını ifade etmektedir. (Rosenthal ve Yudin, 1972; Akt. Usta, 2011).

Skinner, A. Bandura, Pavlov gibi davranışçı kuramcılar duygusal kavramlarla ilgilenmeyi bilimsel bulmamaktadırlar ve öne sürdükleri tüm kavramları davranışçı yaklaşımla ele almış ve devamında atılganlık eğitimi, sistematik duyarsızlaşma, taşırma ve biçimlendirme gibi teknikler geliştirmişlerdir (Topses, 2012).

Yeni davranışçı kuramcılar varoluşçuluk, geştalt gibi diğer kuramlardan farklı olarak empati, koşulsuz kabul ve saygı, farkındalık gibi etkenlerin terapi içerisinde etkili olmayacağını savunmuşlardır (Topses, 2012). Davranışçı Terapinin de özellikle davranışsal öğrenme sonucu oluştuklarını düşündükleri fobi, depresyon, madde kullanımı ve kaygı bozukluğu gibi durumlarda büyük oranda etkili olduğunu savunmuşlardır (Topses, 2012).

En bilininen kavramları ile Davranışçı Kuram; - Klasik koşullanma - Edimsel koşullanma - Sosyal Öğrenme Kuramı'dır.

klasik koşullama:öğrenilmiş çaresizlik

Pavlov'un klasik koşullanma ilkeleri, ne yazık ki eğitimden çok, beyin yıkama durumlarında davranış değiştirmek ve reklamcılıkta ürün satışlarını artırmak üzere daha etkili olarak kullanılmaktadır. Örneğin; bir reklamda, otomobil, güven veren, sevilen bir kişiyle eşleştirilerek verilmekte kişinin uyandırdığı sevgi ve güveni bir müddet sonra otomobil de
tek başına uyandırabilir hale gelmektedir (Senemoğlu, 2005).

Klasik koşullanma, reklam sektöründe de sıklıkla kullanılmaktadır. Reklamcılar, tüketicilerin
hoşuna gidebilecek bir uyarıcıyı koşulsuz uyarıcı olarak, tanıtımını yaptıkları uyarıcıyı ise (bu uyarıcı
başta nötr durumdadır) koşulsuz uyarıcı ile eşleştirip koşullu uyarıcı olarak kullanmaya çalışırlar.
Böylece tüketicilerin koşulsuz uyarıcıya duyduğu hissin aynısını, koşullu uyarıcıya yani ürüne de
duymasını amaçlarlar. Hatırlarsanız, bir dönem ülkemizde de sıkça görülen kuş gribi vakalarından
sonra, tüketiciler tavuk eti yememeye başlamış ve bu durum da tavuk üreticilerini çok zor durumda
bırakmıştır. Çünkü tüketicilerin tavuk etine karşı büyük bir güvensizliği oluşmuştur. Reklamcıları bu
sorunu çözmek için, halkın gözünde güven imajı olan Uğur Dündar'ı markalı tavuk etinin yenmesinde
herhangi bir sakıncanın olmadığını anlatan tanıtıcı reklamlar dizisinde oynatmışlardır. Yani Uğur
Dündar bu örnekte halkın gözünde güven imajı olan koşulsuz uyarıcıdır.

http://blog.odersburada.com/index.php/2017/10/20/klasik-kosullanma-ve-reklamlar/ cocacola ayı reklamı

2. dünya savaşı'nda pavlov'un klasik koşullanma deneyi modifiye edilerek kullanılmış. alman-sovyet cephesinde sovyetler oldukça güçsüz bir durumda kalmış. savaş onların aleyhine giderken çok akıllıca bir hamle savaşın bütün kaderini değişmiş.

bir grup köpek toplanmış ve günlerce bir barınakta aç bırakılmış. daha sonra barınaktan çıkarılan köpekler ara ara yiyecek bulmak için gezinmiş fakat karınları aç halde barınaklarına geri dönmüş. daha sonra barınakların olduğu yere altlarında et parçaları yer alan tanklar getirilmiş. dışarı salınan köpekler hemen bu etleri buluyor ve karınlarını doyurmuşlar. bunun üzerine köpekler belli aralıklarla altlarında et olmayan tankların olduğu alanda çıktığında tankların altlarına koşmaya başlamışlar. yani klasik koşullanma gerçekleşmiş oldu.

daha sonra köpekler savaş esnasında üzerlerine bomba yerleştirilmiş biçimde salındı. alman tanklarını gören köpekler, altında et olduğu düşüncesiyle tankların altına koşmaya başladı. tankların altına giren köpekler patlatılıyordu ve böylece sovyetler alman birliği karşısında oldukça büyük bir başarı elde etmiş bulunuyorlar. üstelik bu küçük ama etkili strateji onların neredeyse bir şey yapmasına gerek bile bırakmadı.

otomatik portakal
Alex, hapisaneden kurtulmak için bu İncil okumalarını kullanarak pederi kandırır ve Ludovico Tekniği adı verilen deneye kabul edilir. Ludovico tekniği kabaca Pavlov’un köpeklere uyguladığı klasik koşullanma deneyinin insanlara uygulanması, yani şiddete karşı bir refleks geliştirerek bireylerin ıslah edilmesi olarak açıklanabilir. Pederin deney hakkındaki düşünceleri ve etik sorgulaması filmin vermek istediği en önemli mesajdır:
''Bu teknik gerçekten iyi bir adam yaratıyor mu? İyilik içten gelir. İyilik bir seçimdir. Bir insan seçemezse insanlıktan çıkar.”
Ayrıca bu tekniğin devlet tarafından geliştirilip uygulanması da fevkalade bir sistem eleştirisi niteliğinde. Bireylerin elinden özgür iradelerini alarak onları zorla “iyi” kalıbına sokup otomatikleştiren devlet kendi şiddetini meşrulaştırmıyor mu aslında?

Alex’e şiddet görüntüleri izletilirken bir yandan ilaç enjekte edilir. Bu ilaç midesini bulandırır ve bulantıyla şiddeti şartlandırır. Lakin bu esnada hesapta olmayan bir şey vardır; fonda çalan 9. Senfoni. Alex’in en büyük tutkusu Beethoven’dir. Böylece şiddet görüntüleriyle birlikte 9. Senfoni’ye de şartlanır Alex.

https://www.youtube.com/watch?v=BB7AIrt06ck klasik koşullama örneği


Fark etmesek de klasik koşullanmanın günlük hayatımızda birçok örneği vardır. Bunlardan biri de öğrenilmiş çaresizliktir. Bu kavram çoğu zaman akvaryumdaki balık örneği ile anlatılır. Yapılan bir deney sonucu akvaryumun diğer tarafına geçmek isteyen ve engel yüzünden geçemeyen balıkların, engel kaldırıldığında diğer tarafa geçmeyi denemedikleri görülmüştür. Bu durum ise bize "çaresizliğin" nasıl öğrenildiğini göstermektedir. Yaşam, çoğu zaman hedeflerimize ulaşmak için üstün çabalar gerektirir. Bu yüzdan bireyler istedikleri hedeflere ulaşmak için tekrar tekrar dener ve başarılı olamayabilir. Ancak bunun tek sebebi hedefini gerçekleştiremediğini düşünüp artık çaba göstermemesidir. Tıpkı ingilizceyi asla anlamadığını düşünüp öğrenmeye çalışmayan bir çocuk gibi veya yüzmek için çok uğraştığını ancak yüzmeyi öğrenemediğini düşünen bir yetişkin gibi... Engellerimiz öğrenilmiştir ve bu ümitsizliğimizle davranışımızı bağdaştırdığımız için oluşur. (U-T)

John B. Watson 1913'te davranışçılığı yeni bir akım olarak ilan etti; fakat akımın tarihsel gelişmesinin temelleri antik Yunanlılara kadar geri gider ve deneycilik elementini, çağrışımcılık, objektivizm ve natüralizmi kapsamına alır.

DAVRANIŞÇI KURAMDA TEMEL KAVRAMLAR

Uyarıcı: Organizmayı harekete geçiren iç ve dış olaylardır.(erden sayfa132). Duyduğumuz bir ses, gördüğümüz bir ışık, resim, ağaç, aldığımız bir tada bizim için birer uyarıcıdır (Erden, Akman, 2001).

Tepki(Davranım): Bir uyarıcı karşısında organizmada meydana gelen fizyolojik ya da psikolojik değişmelerdir (Erden, Akman, 2001).

Davranış: Davranımların bir araya gelmesiyle oluşan eylem davranış olarak nitelendirilir (Erden, Akman, 2001).

Deneysel psikolojinin kurucusu; olan Alman psikologlarından Wilhelm Wundt (1832 - 1920) tarafından 1879 da kurulan ilk psikoloji lâboratuarı ile psikolojiden ruh tetkikleri atılmış, onun yerine psikolojinin konusu olarak sadece ruh olayları alınmıştır. Böylece psikolojide bilimsel çalışmalar yapılabilmiştir. Fakat sonraları Watson, ruh yerine psikolojiye giren “şuur”u da açık ve seçik bulmamış, ne olduğu nerede olduğu bilinmeyen bu şeyin psikolojinin konusu olamayacağını iddia etmiştir

Davranışçılar, gözlem ve deney yöntemini kullanırlar.

“Bu gruba giren kuramcılara göre, hayat varlık sürdürme savaşından başka bir şey değildir. İnsanda, yaşamına yönelmiş tehditlere karşı tepkide bulunmaya yönelik içgüdüler vardır. Bu tehditler belli bazı ihtiyaçlar biçiminde ortaya çıkar. Bu ihtiyaçlar, tatmine kadar organizmayı hareketli tutar. Bu nedenle motifler biyolojik ihtiyaçların yaratılmasıyla uyarılır” (Arı,Üre,Yılmaz, 1999:170 / www.acikarsiv.gazi.edu.tr).

Davranışçı yaklaşımda öğrencilerin öğrenme sürecinde kendilerine aktarılan bilgileri pasif olarak alan öğeler olduğuna inanılmaktaydı. Buna göre, öğreticiler öğrencinin neyi, ne zaman ve nasıl öğreneceğine karar verir ve genellikle onların sessiz, pasif durdukları bir süreçte onlara bildiklerini aktarırlardı. Daha sonra yapılan sınavlarda öğrenciden kendisine aktarılanları tekrarlaması istenirdi. Bunun altında yatan düşünce, anlatılanların öğrencilerce, anlatıldığı biçimde anlaşıldığının varsayılması idi. Oysa son zamanlarda bilişsel anlayışla gerçekleştirilen öğrenme araştırmaları bunun böyle olmadığını ortaya çıkarmıştır (Huber,1997; Johnson, Johnson ve Smith,1991; Marzano,1992). Her şeyden önce bir hayvan kapatıldığı labirentin içinde fazla düşünmeden dönüp durabilir, ama insan labirentten nasıl çıkacağını planlayarak hareket eder. Bu öğrenme için de geçerlidir. Bu gelişmeler sonucunda aktif öğrenme anlayışı popüler olmuştur (akyazi.blogcu.com,2008).

Davranışçı yaklaşımda öğrenme süreci, çevredeki ödüllendirme koşullarıyla açıklanır. Davranışçı yaklaşım(U-D), gazete haberi olarak verilen Mehmetşah Demirtaş’ın karısını ve iki çocuğunu öldürmesini, onun içinde yaşadığı çevrenin ödüllendirme koşullarında arar. Mehmetşah belirli bir toplumda yetişmiş ve belirli ödüllendirmelerle koşullandırılmıştır. Karısını ve çocuklarını öldürmek onun içinde bulunduğu koşullar yönünden en ödüllendirici davranıştır. Cezaevindeki dedikodu Mehmetşah’a karısının ne yaptığını bildiren kişi veya kişilerin gözünde küçük düşmek bir erkek olarak yaşamının sonuna kadar namusu lekeli olarak onursuzca yaşamak seçeneklerinin yanında karısını öldürerek namusunu temizlemek Mehmetşah Demirtaş’ın içinde bulunduğu koşullar içinde en ödüllendirici öğrenilmiş davranışlardır (www.1bilgi.com,2008).

Davranışçı kuramı özetleyecek olursak;

•Birey, davranışlarını tecrübeyle kazanır (Ülgen,1997).
•Çevredeki uyarıcılar değiştiği zaman, bireyin davranışları da değişir (Ülgen,1997).
•İlk tecrübeler, daha sonraki tecrübeleri etkiler (Ülgen,1997).
•Bireyin tüm davranışları öğrenilmiştir, yine öğrenmeyle değiştirilir (Ülgen,1997).
•Koşullu öğrenme yöntemleri benimsenmiştir. Sosyal öğrenme kuramından da yararlanılır (Ülgen,1997).
•Gözlenebilen ve ölçülebilen davranışlar dikkate alınır (Ülgen,1997).
•Bireyin zihinsel etkinlikleri, ne düşündüğü, nasıl karar verdiği önemli değildir(Ülgen,1997).

'Bana rastgele bir bebek verin, soyu-sopu, yetenekleri, eğilimleri, becerileri, vs. ne olursa olsun, ondan istediğim şeyi yaratayım: bir doktor, avukat, tüccar, hatta bir hırsız, bir katil.'

Dolayısı ile psikolojinin uğraşı alanı herkes tarafından görülebilen davranışlar olmalıdır. Ona göre, konuşma boğaz kaslarının hareketleri, düşünme sessiz konuşma, duygulanma ise organlardaki kas eylemleridir.

a)Bağ ilkesi:
Bu ilkeye göre karmaşık ya da becerili davranışı oluşturan koşullu uyaranla tepki arasında bir bağın oluşması ve bunun zincirleme olarak sürmesidir. Bundan dolayı koşullanmış bir dizi uyarıcı-tepki bağları zinciri oluşmuş olur (www.bilgilik.com,2008).

b)Sıklık ilkesi:
Belirli bir uyarıcıya karşı daha sık gösterilen bir tepkinin, aynı uyarıcı ile karşılaşıldığında gösterilme olasılığının daha fazla olmasıdır (www.bilgilik.com,2008).
Watson öğrenmede pekiştirme ya da ödüllendirmeden söz etmemiştir (www.pdrciyiz.biz,2008).
Watson’a göre bir uyarıcıya verilecek tepki, o uyarıcıya karşı en son yapılmış ve en sık tekrarlanmış tepkidir. Örneğin okulda matematik problemi çözmekten zevk almayan bir öğrenci, karşılaştığı benzer bir başka matematik problemini çözmekten hoşlanmamaktadır (http://www.egitim.aku.edu.tr, 2008).

c)Yenilik ilkesi:
Belirli bir uyarıcıya karşı yapılan en son davranışın, uyarıcı tekrar edildiği zaman, ortaya çıkma olasılığının daha yüksek olmasıdır. Watson'a göre, her tür öğrenmeyi bu ilkelerle açıklamak olanaklıdır. Ancak Watson'un becerileri koşullu reflekslerin ürünü olarak görmesi kurumsal düşüncelerine yöneltilen temel eleştirilerden birini oluşturmaktadır. Watson, duygusal tepkilerin öğrenilmesi ile de öğrenilmiştir. Ona göre korku, öfke ve sevgi olmak üzere doğuştan gelen üç temel duygusal tepki kalıbı vardır. Akılcı olmayan korkular koşullanma ile ortaya çıkar (www.bilgilik.com,2008).

Ölümünden kısa bir süre önce yayımlanmamış bütün çalışmalarını kendi elleriyle yakan Watson'un yayımlanmış çalışmaları arasında Behavior: An Introduction to Comparative Psychology (1914), Psychology From the Standpoint of a Behaviorist (1919), Behaviorism (1924) ve The Psychological Care of Infant and Child (1928) sayılabilir (www.rehberlikportali.com,2008).

•Watson davranışın kalıtsal olmadığını ileri sürmüştür. Watson’a göre “insanlar doğmaz yaratılırlar” (www.psikolojisayfam.com,2008).

     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.