NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

Mutluluğun Ötesinde

Bir ömür boyu mutluluktan bahsediyor, onu arıyoruz. Ondan daha öte, ondan daha önce gelen bir şeyin varlığından şüphe bile duymadan, onu elde etmek için çabalıyor, fakat mutluluğa bir türlü erişemiyoruz. Mutluluk bulunur mu peki?

Amerika 1492’de keşfedildi. Ancak ‘icat edilmesi’, 4 Temmuz 1776’da, bir kıymık insan zekâsının, Bağımsızlık Bildirgesi’nde yer alan ‘İnsan Hakları’nın arasına mutluluk karıştırmasıyla gerçekleşti. Bu fikir, mutluluk anlayışını insanlık tarihinde ilk defa, öngörülü bir kavram, masalsı bir dilek ya da hayali bir düşünce olmaktan çıkararak, insanın ve aklın dokunulmaz, ihlal edilmez doğal hakkı haline dönüştürdü. Bu hakikatlerin açıkça ortada olduğu kanaatindeyiz. Öyle ki, tüm insanlar eşit yaratılmıştır. Yaratanları tarafından ellerinden alınamayacak bazı haklar kendilerine bahşedilmiştir ki, bunlar yaşam, özgürlük ve mutluluk arayışıdır. Jefferson, mutluluk arayışından bahsederken aklında belirsiz ya da özel olan bir şey yoktu. O, kendi anlayışına göre sadece ölçülebilen ve elde edilebilen değil, aynı zamanda varoluşun asıl nedeni ve herhangi bir yönetimin kendini haklı çıkarması olarak da tanımlanabilecek genel halkın mutluluğundan söz ediyordu.



Kurtulmamız Gereken Yanılsama Özellikle geçen son 300 yıl boyunca, idealistler ve hukukçular, büyük düşünürler, aydın devlet adamları ve vizyon sahibi liderler, insanlardaki yaygın mutsuzluk halinin, dışsal, zor koşullardan kaynaklandığına ve dış dünyayı değiştirerek insanları mutluluğa kavuşturabileceklerine inandılar. Onların bu inancı, bizlere miras olarak devredildi. Rousseau ve Jefferson gibi onlar da, farklı düzenlenmiş yasaların, mutlakiyet anlayışından göreceliye geçişin, siyasi, felsefi, etik ve ilahiyat ile ilgili konulardaki hoşgörülü yaklaşımın, baskıcı ve mutlakiyetçi düzenden, cumhuriyet ve demokrasi yönetimine geçişin, siyasi ve sivil kurumların olabildiğince özgürleştirilmesinin insanları mutlu edeceğine inandılar. Hiçbir şey, 18’inci yüzyıl fikri olan ‘The greatest happiness of the greatest numbers’ yani ‘Büyük çoğunluğun büyük mutluluğu’ndan, halkın mutluluğu için konulan kurallardan ve böyle bir mutluluğu sağlamaya yarayacak siyasi alaşımlardan daha ütopik ve uygulanması imkânsız olamazdı. ‘Halkın mutluluğu’ ifadesindeki birbiriyle çelişen bu iki terimden daha tezat örnek yoktur. Mutluluk zamanda değildir. Bir şeyi bulamamanın en emin yolu onun olmadığı yere bakmaktır. Mutluluk zaman içinde bulunamaz. O yalnızca ‘an’ içinde var olur. Sıradan düşünce yapısına göre şu an berbat durumda olan kimse, az çok uzakta sayılabilecek gelecekte mutlu olabilir. “Evlendiğimde, ailem ve çocuklarım olduğunda, istediğim işe ya da yeterli paraya ve imkânlara sahip olduğumda mutlu olacağım” ve benzeri tarzdaki ifadeler yaygındır. Zamana inanan insanlar olma doğrultusunda eğitildik, ancak apaçık ortada olan gerçek şu ki, hiç kimse yarın ya da geçmişte mutlu olamaz. Dün yaşanan mutluluk tozdan ibarettir; mutlu anıların, mutlu olmakla ilgisi yoktur. Zamana dayalı, zamanda gerçekleşen ne varsa ‘sarkaç yasası’na (law of pendulum) tabidir. Tetikteyseniz ve kendinize karşı samimiyseniz, size mutluluk veren herhangi bir şeyi hissetmenizin hemen ardından, bu durumun tersine doğru hareket etmeye başladığını fark edersiniz. Bir gün Dreamer dedi ki: Şu anda neysen, ancak o olabilirsin. Başarı tam burada. Mutluluk tam burada. Olmak istediğin şeyi şimdi ol.

Baskın İnsan Modeliİnanmış olduğumuz bir diğer şey de, ‘olma’nın bir sonuç olarak, ‘sahip olmak’tan sonra geldiğidir. Bu sebeple, yeterli paraya ve imkânlara sahipseniz, istediğiniz her şeyi gerçekleştirerek en sonunda mutlu olacağınız düşünmekle sonuna kadar haklısınız. Bu durumda geçerli olan model, sahip olmak-yapmak-olmak sıralamasıdır. Bu, milyonlarca insanın ortak düşünce yapısı ve içinde bulundukları mutsuzlukların, hastalıkların ve talihsizliklerin sebebidir. Mutluluğa giden yoldaki engelleri ortadan kaldırırken, bu sıralamayı tersine çevirmemiz gerek. Yeni insanlığın modeli, olmak-yapmak-sahip olmaktır. İlk önce mutlu olmalısınız, bilinçli olarak kendinizi mutlu olmaya zorlamalısınız, sonra yapabilir ve sahip olabilirsiniz. Mutluluk, tam bu anın muhteşem farkındalığıdır. Mutluluk, kendi başına bir histir. Mutluluğa giden yolda neredeyse aşılması olanaksız bir diğer engel ise, onun dış dünyadan sağlanacağı, dışarıdan bir kimsenin ya da bir şeylerin onu bize getireceği beklentisi içinde olmamızdır. Gerçekte, mutluluk tek başına yaşanan bir duygudur; kişinin kendisiyle olan özel durumudur ve yalnızca kişinin kendisi ona ulaşabilir, onu üretebilir. 200 kişiyle, iki milyonla ve hatta iki kişiyle dahi mutlu olamayız. Mutluluk toplu yaşanan bir hissiyat değildir. Kimse bizi mutlu kılamaz ve biz de hızla gelip geçen anlar dışında kimseyi mutlu edemeyiz. Haberler, koşullar ya da başkaları aracılığıyla bize dış dünyadan mutluluk getiren herhangi bir şey ortadan kaybolacak, bizden geri alınacaktır. Bu tarz bir mutluluk, kısa ömürlü, geçici bir sıçrayıştır, bir uçuş değil. Uçuş, yerçekimi yasasının sınırsızca duraklatılmasıdır. Tek saniye beliren dış kaynaklı mutluluk, bir uçuş gibi görünse de değildir. Yalnızca bilinçli olarak içinizde oluşturduğunuz mutluluk, doğuştan hakkınız olan uçuşu size sağlayabilir.

Mutluluğun Ötesinde Mutluluk üzerine, onun nasıl bulunacağına dair çok fazla yazılar yazılmış ve tartışmalar olmuştur. İnsanlar hayatları boyunca onu elde etmek için çabalar, fakat başaramaz. Neden? Rousseau, ‘Toplum Sözleşmesi’nin (Le Contrat Social) ilk sayfasına şöyle bir not düşer: “Ne tarafa baksam zincirlenmiş insanları görüyorum.” Neden? Çünkü bizleri, mutluluğun da ötesinde, ondan daha önce gelen bir şey doğrultusunda bir araştırmanın, bir çalışmanın yapılması, az seçilen yollardan yürünmesi gerektiği konusunda bilgilendiren okullar, danışmanlar, arkadaşlar ya da ebevynler yok. Bu öyle bir şey ki; daha değerli, daha ender, mutluluğun asıl zaruri ve öncelikli olan unsuru, ona ulaşmanın olmazsa olmaz koşulu. Mutluluğu aramaktan çok, onu elde etmemizi engelleyen, bizi mutsuz kılan şeyin ne olduğunu aramalıyız. Önce özgürlüğünüzün peşine düşün. Özgürlük olmadan mutluluk olamaz. Bunun bedeli size fazla görünse de, hiçbir zaman karşılanamaz değildir ve çabalarınıza değecektir.

Özgürlüğün peşinde yollara düşen için / öylesine kıymetlidir ki özgürlük / canını bile verir uğruna...

İlahi Komedya, Araf, Kanto I, satır 71-72

Zamandan Bağımsızlık Özgürlüğün somut bir ifadesini, onun gözle görülebilir dışavurumunu düşündüğümüzde, aklımızdan özgürlükleri garanti altına alan sayısız hak geçer. Söz hakkı, basın özgürlüğü, toplanma hakkı, dernek özgürlüğü, yönetimi şikâyet hakkı ve hatta silah bulundurma ve taşıma hakkı. Ancak dış dünya tarafından, yönetim ya da başkaları tarafından sağlanan bu tarz özgürlükler, bize gerçek özgürlüğü veremez. Gerçek özgürlük, sınırlamalar ve engellerden kurtulduğumuzda ortaya çıkar. Bu, bir şeyden bağımsız olmak demektir. Öncelikle zaman hapsinden bağımsız olmalıyız. Hem zaman tarafından yutulmuş, hem endişe içinde, hem de plan ve pogramların zulmü altındayken mutlu olamayız. Plan yapmak, daha yüksek bir anlayış seviyesinin ilkel bir ikamesidir. Yüksek anlayışın olduğu yerde plan yapmaya gerek yoktur. Mantığı, aklı ve planlamaları dışarıda bırak. Gözlerini kapat ve kendini tamamen sezgilerine aç. Evren hâlâ senin yaratılmanı bekliyor.



Rollerin Mahkûmu Olmayın Her şeyin üstünde rollere inanıyoruz. Öğretmen, yönetici, baba, anne, sevgili olduğumuza inanıyoruz. Bunun en doğal şey olduğunu, yaşamanın tek yolu olduğunu düşünüyoruz. Rollerimizin mahkûmları haline geliyoruz. Onlar da tuzak haline geliyor. Bir rolü icra edebilir, ondan keyif alabilir, oyunu eğlenceli bulabiliriz; ancak özgür ve mutlu olmak istiyorsak, icra ettiğimiz bu rol içinde kalamayız, kendimizi onunla özdeşleştiremeyiz. Böyle bir şey, bir oyuncunun, sahnede canlandırdığı karakter ve tiyatronun hayatı olduğunu öne sürerek maskesini ve giysilerini çıkarmayı reddetmesi kadar çılgıncadır. Bu açıdan baktığımızda insanlık, tüm akli dengesini yitirmiş, kendisini yine kendi yarattığı rollerin içine hapsetmiştir. Ayrıca sağlam bir değerler ve ilkeler bütününe, bir haritaya, bir kaçış planına ve sizden önce hapisten kaçmış bir kişiye ihtiyacınız var. Bir Oluş Okulu’na ihtiyacınız var. Senin ‘oluş’un kötü yönetilen bir dükkân gibi (Dreamer acımasızca beni gözlemliyordu). Fiyatları rastgele konulmuş eşyalar gibi, ucuza verdiğin büyük değerlerinle, anlamsızca pahalıya sattığın döküntülerin. Böyle devam etmek, kesin başarısızlık demektir.

Özgür Olmaya Cüret Edin Özgür olmak, aynı zamanda her türlü kölelikten vazgeçmeyi gerektirir. Özgürlüğümüze giden yoldaki başlıca engel; bağımlı olduğumuz dışsal bir dünyanın, varlığımızın şartlarını, kaderimizi belirleyen bizden ayrı bir gerçekliğin var olduğuna duyduğumuz yanıltıcı inançtır. Özgür olmaya cüret edin! İçsel derinliğinize göz atın, mutluluğunuzun önündeki engelleri, yalanları, sahte düşünceleri, korkuyu, rollerle özdeşleşmeyi, bel bağlayacağınız dışsal bir dünya olduğu ortak inancını saklandıkları yerden çekip çıkartın. Uygulayacağınız sıkı bir çalışma doğrultusunda, tüm bu safradan, her türlü bağımlılıktan, zamandan, ihtilaflardan, içsel çatışmalardan en sonunda kurtulduğunuzda, fark edeceksiniz ki, mutsuzluk sizin olumsuz imgeleminiz dışında var olmaz. Bu makaleyi okuduktan sonra neden ‘mutluluğu bulmak’ ifadesinin ortadan kaldırılması gerektiğini anlamış olmalısınız. Mutluluk bulunamaz, oluşumuzun dokusunda hücre hücre, her bir atomunda gelişmeli ve onun içine kodlanmalıdır. Mutluluk, kendi başına bir çabadır. Peki o zaman, mutluluğun bencilce bir hissiyat olduğunu söyleyebilir miyiz? Kendisini özünde seven birey; mutluluk olarak adlandırdığımız içsel özgürlük haline kendi isteğiyle geçebilen ve bu mutluluk halini başarıyla, iradesine dayalı olarak yönetebilme becerisine sahip, kimseye ve hiçbir şeye bağımlı olmayan kişi, insanlığın çok değerli bir hücresidir. Kendi amacınız doğrultusunda, bilerek mutluluğa ulaştığınızda, başkaları için, bir ordu hayırseverden, yüzlerce insani yardım kuruluşundan çok daha fazla şey yapmış olduğunuzu bilirsiniz. Mutlu insan etrafına 360 derece refah ve sağlık saçar ve diğerlerinin yaşamlarında kendi mutluluklarını biçimlendirmelerini sağlayacak koşulları yaratır. Mutluluk, ekonomidir ve mutlu insan, aynı şekilde iş dünyasında da, sıradan insanlığın henüz kavrayamayadığı ve ‘imkânsız’ olarak nitelendirip telaşla bir kenara attığı konuları gerçekleştirme becerisine sahiptir

.Prof. Stefano D'Anna
     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.